7 Kasım 2014 Cuma

#''Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
işin kolayına kaçmadan ama''
İşte böyle sesleniyordu Nazım,Abidin Dino'ya.
Peki,siz mutluluğun resmini nasıl çizerdiniz?Hiç düşündünüz mü bu soruyu?
Kimine göre,mutluluğun resmi,Paris'e gitmektir,kimine göre bir dal çiçek almak.
Kimine göre romantik bir yemek,kimine göre sıcacık bir sohbet.
Görüldüğü üzere mutluluk göreceli bir kavram.
Haleti ruhiyeniz ne durumdaysa,hayattan beklentiniz ne boyuttaysa o kadar mutlu oluyorsunuz.
Mutluluk,bana göre ise,içinizdeki serotonin hormonunu harekete geçirecek güzelliği yaşamak.
Tabi,bu tek başına bir eylem olmamalı.Mutlak,karşınızda birinin olması gerekir.
Elbette,tek başına yaşanacak mutlu anlar da var ama madem,Abidin Dino'ya bu soru bir aşkın sonunda sorulmuş,o halde konuyu iki kişilik aşkla tanımlayalım.
Siz,mutluluğun resmini nasıl çizerdiğiniz bilmiyorum.Mutlaka,herkesin bu soruya verecek bir yanıtı vardır.
Biri bana bu soruyu sorsaydı,benim yanıtım ne olurdu?
İşte,benim gözümden mutluluğun bugünlük resmi:
-Şu anda İstanbul'da,Galata Köprüsündeki,Galata Kafede,havanın soğuğuna aldırmadan,balık-ekmeğimi yerken, karşımda rengarenk değişimiyle Boğaz köprüsünü izlerken,buz gibi biramı içmek isterdim.
-Ya da,yine İstanbul'da,tam da gün batarken,Üsküdar'da,Kız Kulesi'nin tam karşısındaki bankta oturup,güneşin kızıllığının denize yansımasını izlerdim keyifli bir huzurla.
-Ya da;Gezi Parkının ucunda,tam da benim bankımda oturup,karşımda akan trafik,ordan,oraya koşturan insan kalabalığı,gürültünün içinde,karşımdaki The Marmara'nın hemen sol tarafında,saksafon çalan o müzisyeni dinlemek isterdim gecenin aydınlığında.
-Ya da......
Ben aslında,tam da şu anda İstanbul'da olmak isterdim.Benim için mutluluğun resmi bu gecelik İstanbul'da çiziliyor çünkü. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder