19 Kasım 2014 Çarşamba

#Sizin de hayattan,sözsüz insanların varlığından,laf kalabalığı eden güruhtan,çıkarı için sizi kullanmaya çalışan insanlardan sıkıldığınız oldu mu?
Böyle bir durumda ne yapılırdı acaba?
Kişisel tercihler değişmekle birlikte,''Ben olsaydım şöyle yapardım''dediğiniz anlar da çok kuşkusuz.
''Ben olsaydım'' diyorum ve....
Beni oyalayan,yapmayacağı vaatleri veren,gözümün içine baka baka yalan söyleyen,dostluğumu kendi çıkarına yontan,aldatan kim varsa;
Ağzının üstüne bir tane çakmak isterdim.
Beni rahatlatır mıydı?
Elbette hayır.
Daha fazlası gerek ama.....
O zaman da,şunu yapmak gerek:Baktınız yapamıyorsunuz,yoluna koyamadığınız bir dolu saçmalık var.
Kaçın! 
Nereye mi?
Herkesin sığındığı bir liman kenti vardır.Kimi,Ege'de bir sahil kasabasına kaçar,kimi de dağlara.
Kimi yeni dostluklara yelken açar,kimi de yalnızlığa.
Böyle durumlarda,en çok aidiyet duygusunu hissettiğiniz yerde olmalısınız.Kimse görmesin,duymasın,dokunmasın hayatınıza.
Var mı böyle bir yer acaba?
Elbette var.
Her vazgeçiş yeni bir umuda yolculuktur aslında.
Bunu görebilmeli insan ve arkasına bakmayı bırakabilmeli.
Başardınız,başardınız.
Yoksa,makus kaderinize ağlayıp durursunuz.
Karar vermek başlangıç,yenilenmek sonuçtur.
Böyle anlarda,en çok martıların sesi güzel gelir insana.Gökyüzünde özgürce kanat çırpışları,bembeyaz süzülüşleri ve sakıncasız attığı çığlıklar.
Bir çoğumuz,nasıl da tutsağız hayata değil mi?
Ama....
Yine de,ağzının ortasına bir tane çakmak da fena fikir değil mi ne? 
Sıraya dizilseler....
Aman tanrım! ne çoklar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder