#Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, futbolcusu Demba Ba'yı da alarak Yahya Efendi Dergahı'nda namaza gitmiş.
Fikret Orman,dualarında önceliği nazara ve sakatlıklara vermiş. Orman, "Beşiktaş iyi oynadıkça çok sakatlıklar yaşıyor.Allah Beşiktaş'ı nazarlardan saklasın.Allah bu günleri görmeyi bize nasip etti, şampiyonluk görmeyi de nasip etsin. UEFA'da da şampiyonluk hedefliyoruz" demiş.
Sayın Orman'a bir çift söz de ben edeyim:Şampiyonluklar,öyle dergahta namaz kılmayla,dua etmeyle gelmez.Beşiktaş'ın alt yapıdan sporcu yetiştirme programları ne halde?
Eskisi gibi çocuklarımız,temelden alınıp,sporun herhangi bir dalında iyi koşullarda yetiştiriliyor mu?
Eğer öyleyse,kadrolarda neden bu kadar çok yabancı sporcu var acaba?
Spordaki sorunların temeline inmek,yeni stratejiler belirlemek dururken dergaha koşmak ve duadan medet ummak da nedir?
Futbolculara takke,tespih ve namaz saatlerini uyaran cihazlar da versin bari.Yakışmış Beşiktaş'a.Bunu,her hafta yapmalı ki,sporcular futbolun koşmayla değil,duayla başarıldığını öğrensin.Bu Beşiktaş,UEFA'yı da alır,şampiyonlukları da.
Başkanlığı ele geçiren kendini her şeyin sahibi sanıyor.Kulübün bir duruşu yok mu spora karşı?
ÇARŞI da eminim çok beğenmiştir bu durumu.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’e Diyanet Vakfı’nın bütçesinden 1 milyon TL’ye Mercedes S500 model makam aracı alınmış.
Bu kadarla kaldıklarını sanmayın sakın.
Vakıf ayrıca genel müdürler için 14 adet Toyota marka, teşkilat için de 16 adet ticari minibüs satın alınmış.

Gösteriş budalalığı ve memleketin talan edilmesinin,yalnızca AK-SARAY'la sınırlı kaldığını sanmıştık ama milletin parasından yapılan bu kepazeliğin bir açıklamasını istiyorum bir vatandaş olarak.
Diyanetin kasasına giren paralar gökten mi yağıyor?Garibanın emeklisinden,çalışanın kesintisinden ç-alınanlarla bütçe oluştur,üstüne de lüks ve görkemli bir yaşantıya düşeceksin diye paraları savur öyle mi?
Ne hakla?
Dinin,nasıl bir sömürü aracı olduğunu görmeniz için yazıyorum bunları.Dinde gösteriş var mıdır?
Hurmayla öğün geçirenlerin övündüğü yıllar 1400'lerde kaldı sanırım.
Memleket yağma,talan düzenine teslim,bizler de aval aval seyrediyoruz hepimize yapılan haksızlıkları.
Kılavuzu Diyanet olanın burnu böyle işlerden çıkmaz, görüldüğü üzere.
Hak ettik mi?
Sizce?