23 Aralık 2014 Salı

#Bugüne dair yazdığım yazı için,özelden,yüzyüze eleştiriler,dokundurmalar geliyor bana.
Katilleri rencide mi ettim acaba?
Aslında,belki de adlarını hiç anmamalıydım.Belki de,sokakta gördüğümde boyunlarına sarılmalıydım ailemi katlettikleri için.
İsimlerini anmışım öyle mi?Ne yapacaktım söyler misiniz?Benim canım yanıyor şu anda.
Bazıları katil değilmiş.Hay allah! Silahı temin etmek,iş yerimizi,çıkış saatimizi,öldürecekleri ailemi göstermek suç kapsamında değilmiş.
Toplumda nefret suçu işliyor muşum.
Zaten nefret ediyorken,neyin uyandırması acaba? Hukuk,bu adamlara cezalarını vermediyse, kaderimize razı mı olalım? Abdullah Ziyan'ı örneğin her görüşümde ne yapmalıyım?
Kızının nişan fotoğraflarını sosyal medyada paylaştığında ne hissetmeliyim?Abimin,babamın yaşam hakkını elinden almış,bizleri sevgiden,babadan yoksun bırakmış bir katili gördüğümde ne yapmalıyım?
Bir insanın babası ölünce ne hisseder bilir misiniz?
Ama önce,evlatlarını kanlar içinde yerde yatarken gören baba ne hissetmiştir yazayım mı tutanaklardan:Koşmuşlar babamı kaldırmaya,oysa kendi ölüyor.''Beni bırakın,çocuklarımı kurtarın.Onları vurdular''
Başı düşmüş yana.
Kaç kurşunla delik,deşik edildiklerini bilmek ister misiniz?Mahkeme tutanaklarını okuyorum.Her bedenden çıkan kurşun sayısı 5,6,7 diye sıralanıyor.
Baba ölünce ne olur biliyor musunuz?Artık,evinizde ölüm kokar.Babanız,hiçbir anınızda yanınızda yoktur.Ne veli toplantılarınızda ne karne sevincinizde ne diploma törenlerinizde ne de evlenirken.
Baba gider,40 yaşında bir anneyle ortada kalırsınız küçücük aklınızla.Ne acı yıllardı.
Yaşamayan anlamaz,bilmez.
Lütfen bana neden yazdığımı sorgulamayın artık.
Benim canım yanıyor,sizin değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder