11 Aralık 2014 Perşembe

#''Gavurlar aya çıktı. Biz burada yaya gezemiyoruz. Niçin? Gavurlar o ecdadımızın kitaplarını bize yasak ettiler. Kendileri aşırdılar. ''
Bunları kim mi diyor?
Cübbeli Ahmet Hoca.
İnsanımız,ne doğru dürüst araştırıyor ne de okuyor.Böyle şarlatanlar da çıkıp,din üzerinden siyaset yaparak parsayı topluyor.
Milletimiz de aval aval bu adamlara para akıtıyor.
Kim,bu Cübbeli Ahmet Hoca?
Sakalı,kirli cübbesi,takkesi,kadınlarla internete düşen videosuyla,bir yandan din tacirliği yaparken,diğer yandan çarşafa doladığı eşiyle,havuzlu villasında keyif yapan,diğer yandan koylarda,bikinili kadınlarla jet skiye binen şahıs.
Hiçbir şeyden geri kalmadığı gibi,birilerine din,iman derken,hayatın bütün nimetlerinden sonuna kadar yararlanmayı iyi biliyor.
Bu hoca,ülke gündemine oturan Osmanlıca konusunda fikir beyan etmiş.
Bakın neler diyor:''3 yaşındaki çocuğa din öğretilirse delirir diyorlar.Ulan,ben 3 yaşında öğrendim,delirdim mi?Bak,aklım başımda !
(Allah için,aklı çok başında.Cin gibi olmayı da,3 yaşında dini öğrenerek sağlamış olmalı.)
Kızlar ve erkekler aynı okulda okursa,kızlar öğretmene,erkekler de kızların bacaklarına baktıklarından,biz başka ülkelerde eğitimde geriyiz.Avrupa uyanık.Bizim alimlerin eserlerini bizden çaldılar ve uzaya çıktılar.Biz çıkıyor muyuz?Avrupalı Marsta su varsa, burada kıyamet kopmadan kaçarım diye manyak manyak konuşursan ben de sana böyle masraf yapma derim.''
Böyle zırvaları sayıyor işte.
Bizim Hezarfen Ahmet Çelebi'nin,Galata'dan Üsküdar'a uçtuğu söylenir ama o da rivayettir.
Bizim,bilim insanımız vardı,kitaplar yazdı da Avrupalı kaçırdı mı yani?
Yahu!
Matbaa, icat edildikten 200 yıl sonra ülkemize giriş yaptı.Hangi yazılı eserden ve çalıntıdan söz ediyor acaba?
Osmanlı,öyle geriydi ki,matbaayı ''Gavur İcadı''diye ülkeye sokmamıştı.Bu Osmanlı mı öyküneceğimiz devlet?
Avrupa,Mars Gezegeninde,yeni bir kurumuş göl buldu.Orda,yaşam izi arıyor şu anda.Yeni bir gezegen Kepler'i buldu.Uzayda başka hayatların varlığını araştırıyor.
Cern'de,Atom (Tanrı) Parçacığını buldu.Hala da araştırmaya devam ediyorlar.Nanoteknolojiyle binalar,kumaşlar,eşyalar,kendini temizleyen boyalar bulunuyor artık.
Bilim,bunlarla uğraşsın,biz de yarım akıllıların peşine takılalım ve ''Osmanlıca,ya okutulacak,ya okutulacak''diyenlerin rüzgarında,atalarımızın mezar taşlarını okuma telaşına düşelim.
Çok lazım ya!
Yahu!
Cumhurbaşkanı Recep T.Erdoğan'ın ölen annesi,Tenzile Erdoğan'ın mezarının çevresindeki atalarımız,Osmanlıların mezarları nereye gitti bilen var mı?
Hani,mezar taşlarında,ünvanlarına göre sarık simgesi olan,osmanlıca yazılarla isimlendirilen mezar taşları nerde?
Onlar,atalarımız değil miydi yoksa?
İşine geldiği gibi gündemi değiştir,bizler 1000 odalı AK-SARAY derken,ekranlara çık ve ''Bin değil,1150 odalı''diyerek hepimizle alay et,Milletin parasını zevkine sıva ve mikrofonlara ''Atalarımızın mezar taşlarını okumamız için Osmanlı zorunlu ders olacak.Çünkü ben böyle istiyorum''de.
Bazıları,RTE'yi Allah katında görüyor ama,o da ölümlü biliyorsunuz.
Umarım,öldüğü gün,mezar taşına yazılacak yazı Osmanlıca olur ve milletten ''Bir Fatiha''ister.
Artık,fatiha mı olur,yoksa başka iyi dilekler mi bilinmez.
Mezarına gelecek birini bulursa asıl duayı kendi etsin.
Ülkesine bunca ....... yapan kişi,hayırla anılır mı dersiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder