2 Ağustos 2013 Cuma

PARFÜM :)

Bir erkeği tanımak istiyorsanız,önce dışına bakın.İçeriğini zaten iletişim kurdukça anlayacaksınız.Bir insanı bütün yönleriyle tanımanın olanaksızlığını da belirteyim.Gerek de yok ya,ayrı konu.Çok takılmadan yaşamak gerek. 
Dış görünüş deyip geçmemek gerek.Çok iyi bir analiz verir insana.Karşınızdan bir erkek geliyor.Yalnızca parfümünün kokusunu duyuyorsunuz.''Bu erkeği nasıl yorumlarsınız'' sorusuna,bir sohbet sırasında
bir kadına verdiğim yanıt:
Bu yorumdan sonra,kaç kişi kalacak sayfamda acaba? ) 

Çok kaliteli bir parfüm olduğunu varsayarak....Bu erkek,kendisine çok özen gösteren bir yapıdadır.Pahalı bir parfüm kullanmak,bir kültür işidir.Kişi,o kokuyu bulana kadar kendine zaman ve para harcar.
Parfümüne para harcayan bir erkek,giyim,kuşamına da özen gösterir.Seçtiği renkler ve uyum arayışı,kendisine saygı gösterdiğinin sonucudur.İyi giyinen erkek,ayna karşısında zaman harcayandır.Bu da düzenli tıraş ve bakımın adıdır.(Metroseksüel erkelerden söz etmiyoruz,belirtelim.) 
Bakımlı sokağa çıkan erkeğin seçtiği mekanlar,dostları,evi,arabası,yediği yemek bile seçim sonucudur.Sıradışı olmanın getirdiği özgüvenle çok da rahattırlar.
Bu kadar seçimli bir erkeğin,iyi bir işi ve geliri vardır.Bunca getirinin yaş aralığı da 35-40'lı yaşlara denk gelir.
Yani,kadın ruhundan anlayan,kalite ve zevk ertelemeyen bir erkek profili.

Ey parfüm!Sen nelere kadirsin? 

Gezi Parkı Üstüne

SKY 360'da Kadir Topbaş'ı izliyorum dün gece.
Bir daha aday olamayacağı korkusuyla,bir insan bu kadar biat eder mi başbakana?
Her sözünün başı''Başbakanım diyor ki''diye başlıyorsa,siz bu insanın özgür iradeyle proje üretip,hayata geçirecek bir MİMAR olduğuna inanır mısınız?
K.Topbaş'ın,dün gece Gezi Parkına dair açıklamaları:
-Aslında amaç ağaç değildi.Bir grup,Dolmabahçe'ye yürüyordu.
Yani;hedef başbakanmış anladığımız.
-Olayları manipüle ediyorlar.Dış güçler sanki savaş varmış gibi,savaş muhabirlerini Taksim'e gönderdiler.
Taksim'de yaşanan polis şiddetinin savaştan ne farkı vardı?
-Gezi'de,2 mt içeri girilecek ve 11 ağaç kesilecekti.Bu da,DİVAN OTELİ'ne uzanıyordu.
Yani;utanmasa,Gezi protestocularını DİVAN OTELİ sahibi KOÇ'ların ayarttığını söyleyecek.
-Üniversite hocaları öğrencileri ve gençleri kışkırttı.
-Meydanlara akan gençlerin hiç aklı yok anlaşılan.Bunca aşağılamak o gençlere ayıp değil mi?
-Çadırlar iki tipti.Gençlere de iki günde çadır kurma eğitimi verildiğine göre,bu iş planlanmıştır.
Basit bir bez parçasını kurmanın çok teknik bir yanı var da biz mi bilmiyoruz acaba?
-Türkiye,bağımsız bir ülke ama bazı tv kanalları sanki Bağımsızlık Savaşı verilmiş gibi davrandı.
Kendi,bağımsız bir belediye başkanı acaba?Bunu sorgulamalı önce.
-Beyoğlu esnafı,gezicileri desteklemiyor.
Onun için mi,açıklama yapan oda başkanına soruşturma açıldı?
-Mimarlar Odası siyasi bir tavır sergileyemez.Oda,ideolojik bir terör içine girmiştir.
TMMO'sını onun için mi tırpanladınız?Bütün denetim yetkileri elinden alındı.Çünkü,İstanbul,babanızın çiftliği.İstediğiniz gibi kullanabilirsiniz.Engel olanı yok et.
-Japonya'da,insanlar,ellerinde pankartlar,sessizce eylem yapıp,dağılıyor.
Sayın Topbaş,Japonya'da kışla için ağaç kesilmez de,kes bakalım o kitle ne yapıyor?

-Ve vurucu tümce:Asla ve asla TOPÇU KIŞLASI yapılmayacak demedi.
İki dava nasıl sonuçlanırsa,ona göre halka sorulacakmış.
Hayatında deniz görmemiş,Taksim'in yolunu bilmeyen milyonlarca insanın yaşadığı İstanbul'da, halka Topçu Kışlasını sorarsanız''Evet''oyu çıkar.
Buna da ŞARK KURNAZLIĞI diyorlar.
Herkes aptal,bir sizler zekisiniz değil mi?

Hadım Yasası

''YİBO okulunda kalan kızlı,erkekli aynı merdiveni kullanıyorlar,diken üstündeyim''
Trabzon Milli Eğitim İl Müdürü Tamer Kırbaç

Hadım yasası hazırlanıyormuş.Yasaya göre,çocuklara tecavüz eden, cinsel istismarda bulunan kişilere testosteron hormonunu azaltan ilaç verilecek. Kişinin pedofili hastası olduğunun ispatlanması şartı aranacakmış.
Ayrıca,bu kişilere uygulanacak tedavi geçici süreyi kapsayacakmış.Kişi tedavi olunca,eski haline dönecekmiş.

Gündemdeki iki başlıklı haber bu.
YİBO okullarına giden var mı?Çok yoksul ailelerin çocukları,eğitim amaçlı,ailelerinden uzakta bu okullarda kalır.Kızlı,erkekli bir yapıdadır bu okullar.Amaç,çocukları eğitmek iken,böyle beyni çalışan müdürlerin olduğu yerde,eğitimin kalitesi ne olur?Adamların beyni, kafatası yerine bel altında çalışıyor anlaşılan.
Yaşından da mı utanmıyor,bu müdür?Her biri evladı yerindeki bu çocukların namus bekçiliğini yapıp,aklını fesatlığa yoracağına,YİBO okullarındaki koşulların iyileştirilmesine çalışsa ya!
Yoksulluk diz boyu çocuklarda çünkü.

Tecavüzcüleri hadım etme üstüne ise.....
Neden geçici hadım?Tecavüz ettikleri çocukların,kadınların ruh sağlığı ne olacak?Geri dönüşü var mı bu acının?
Eğer,amaç ıslah etmekse,bu adamlar ıslah olmaz.Görüyorsunuz,kadın cinayeti işleyenler,hırsızlık yapanlar cezaevinden çıkınca aynı suçu bir daha işliyor.
Bunun garantisi var mı da,yasa bu haliyle çıkarılıyor?
Bir iş yapacaklarsa eğer,kesin çözüm bulsunlar.Geri dönüşsüz hadım olmalı.
Kimse bana,insan haklarına aykırı falan demesin.Tecavüz ettiklerinin hakları ne olacak?

Başta,böyle müdürler olmak üzere,çocuklara,kadınlara beyniyle,gözüyle,teniyle dokunan herkesi hadım etsinler.Etsinler ki,bir daha saçmalayıp,durmasınlar.