30 Nisan 2016 Cumartesi

#1 MAYIS......
İşçinin ve emekçinin bayramı!
Para nedir ve insan hayatında ne kadar önemlidir?
Kağıt parçası değil kuşkusuz,ekonomik bir değeri var paranın.
Hayat,100 yıl öncesi gibi,20 yıl öncesi gibi hatta dün gibi değil bugün.Teknoloji gelişti,araçlar gelişti,gereksinmeler de buna bağlı olarak arttı.
Yediğiniz,içtiğiniz her şey için paranızın olması gerekiyor.
Cep telefonu ya da internet faturasını ödeyeceksiniz artık,ya da elektrik,su,ulaşım,beslenme,barınma,sosyal hayat gibi temel gereksinmeleriniz var.
İnsanız ve çağa ayak uydurmak zorundayız,dağ başında yaşamıyoruz ki!
Sen!
İşçi kardeşim!
Hayatında kaç kere sinemaya,tiyatroya gittin?Bırak kitap okumayı;günlük bir gazete alabiliyor musun en ucuzundan?
Çocuğunun,market rafına uzandığı çikolatayı, kasada ne yapacağını düşünmeden sepete atabiliyor musun?
Ya hanımının vitrinde gördüğü bir elbiseyi alabiliyor musun?
Karnın doyuyor mu senin?
Sağlıklı besleniyor,çoluk çocuğunun masraflarını,ev kirasını,pazar,market giderlerini,faturalarını karşılayabiliyor musun aldığın parayla?
Açlık ve yoksulluk sınırında yaşayan sen! Mutlu olmak nedir bilir misin?
Sevdalandığın bir kadını,bırak restoranı,muhallebiciye götürebiliyor musun?
İşçisin kardeşim sen,ne bayramı?
Sen sermayenin,sendikaların,devletin ayakları altında ezilmeye mahkumsun.
Kaderin ne zaman değişti ki,Taksim'e çıkmaya kalkıyorsun?
Taksim'de seni ne bekliyor sanıyorsun?Elinde çiçeklerle Çalışma Bakanı mı,yoksa sendika başkanları mı?
Birlikte halaya duracağını mı sanıyorsun yoksa?
Seni orda polis copu,biber gazı,tazyikli su ve TOMA'lar bekliyor güzel kardeşim.Bir kurşunun hedefi olmayacağının garantisi var mı Taksim'de?
Ne çabuk unuttun 1977 kanlı 1 Mayıs olayını?
Bayram senin neyine,otur oturduğun yerde.Üç kuruş parayla yaşamaya çalışıyorken,bari canından olma.
Taksim senin neyine be güzel kardeşim?
Hayat,senin gibi emekçinin yanında olmadı ki hiçbir zaman.Sen,sermayenin ayakları altında ezilmeye mahkumsun çünkü seni koruyacak bir devlet anlayışı henüz gelmedi bu ülkeye.
Devlet,seninle değil,iş adamlarıyla halaya durur güzel kardeşim.
Ne demişti Cem Karaca şarkısında:
İŞÇİSİN SEN İŞÇİ KAL,GİY DEDİ TULUMLARI!
#TATİLE GİTMEK İSTİYORUM.
Nerden çıktı şimdi bu tatil isteği diyebilirsiniz.
İnsan yorulamaz mı?
Her allahın günü gündeme düşen haberlerden gına geldi artık.Memlekette iyi bir şey de yaşanmıyor uzun zamandır.
Milletin hakaretlerinden,tehditlerinden de bıkmış durumdayım.
Şöyle bir su kenarı olsa;sessiz,sakin bir kıyı örneğin.Adım attıkça yerdeki yaprakların çıtırtısı duyulsa yalnızca.
Göğün mavisi,suyun yeşiline karışsa....
Tek kaygı,'Akşama hava serinler mi?Keşke ince bir ceket alsaydım'olsa.
Yani;
Sessiz,sakin birkaç gün için kaçsam buralardan ama ne mümkün?
Çakıldım kaldım bu memlekete.
Ben böyle gidişatın var ya....
Tatil istiyorum,hem de yaz sıcakları başlamadan;hem de ceket bile almadan.
O derece yani.

29 Nisan 2016 Cuma

#Memleket yangın yeri,bizim bir Diyanet İşleri Başkanlığımız var.
Başkanlık mı,bakanlık mı pek anlamadığımız,her konuda bir işgüzarlığı var bu kurumun.
Son fetvası da; Kadınların "dar pantolonla" kıldığı namazların caiz olmayacağına dair.
Kadınların mahrem yerleri deyip dururlar.Peki,nedir bu kadınların,erkeklerden saklayacağı yerleri?
El,yüz ve ayaklar dışında kalan her yer.
Peki,erkeklerde mahrem yerleri neler?
Göbekle,diz kapağı arasındaki yerler.
Yani;
Sevgili kadınlar....
Bacaklarınıza daracık pantolonları giyip,namaza durmayacaksınız,caiz değilmiş.
Dar pantolonla namaz kılınır mı?
Namaz,yere eğilip,doğrulma hareketi.Dizlerinizin üstünde kalkacaksınız,oturacaksınız.Dar pantolonla zaten yapamazsınız.Dolayısıyla ne alaka?
Bunu başaran bir kadın çıkarsa,alnından öpmek gerek.
Madem,el,yüz ve ayaklar dışında her yer mahrem.
O zaman,insan sormaz mı?Sokaklarda gördüğüm,kafası boneli,türbanlı,yüzü badanaya dönmüş ama vücudunun her kıvrımını teşhir eden o gömlekleri,o pantolonları,o topukluları giymiş kadınları nasıl açıklayacağız? diye.
Mahremiyet nedir biliyor musunuz?
Beyninizin içindeki düşünceniz!
İnsanların memesi,kalçası,dudağı,kaşı,gözü değildir mahremiyet.
Yoksa,karşınızdan gelen yakışıklı erkeğe de,çekici kadına da bakarsınız.
Ne var bunda?
Ben de bakıyorum ama karşımdan gelen erkeğin göbeğiyle diz kapağına değil,yüzüne bakıyorum,boyuna pozuna bakıyorum,yanımdan geçerken kokusunu duyuyorum.
Göbeğine de bakıyorum elbette ama fit mi diye? wink ifade simgesi;)
Ne yani,ben şimdi günaha mı giriyorum?
Tanrım!
Zina mı yaptım yoksa?
Hadi ordan! smile ifade simgesi;)
Ne demiş atalar:'Güzele bakmak sevaptır'
Sevap işlemeyi seviyorsam kime ne? :)wink ifade simgesi
Dar pantolonla namaz kılmak....
Memlekette, hiç kafa yoracak başka şey kalmadı demek ki!
Hay sizin aklınıza....

28 Nisan 2016 Perşembe

#'Bu füzelerin düşüyor olması eleştiriliyor, tabii ki düşecek havada mı kalacak yerçekimi var. Ben süpermen değilim, roketleri havada yakalayamam” dedi.
Kim dedi?Kilis Valisi Süleyman Tapsız
Newton,Newton olalı,böyle pişman olmamıştır yerçekimini bulduğu için.
Nerden bilsin,bilimden nasibini almamış,böyle zır cahil valilerin,bir gün yerçekimini roketle eşleştirceğini?
Ağaçtaki elma,nereye düşer?Ya altında oturan Newton'un başına ya da bayır aşağı ise,yuvarlanarak gittiği yere kadar.
Peki,elinizde sapan var ve taşı atacaksınız.Eğer amacınız kuş vurmaksa,hedefe odaklanır ve sıkarsınız.Değilse;o sapanı ne için elinize aldınız değil mi?
Sapan bu,illa bir şeyi vuracaksınız.
Peki,roket nereye düşer?
Hani,roket dedim.Ağaçtaki elma değil,sapandaki taş değil.Askeri bir silah.Roketi fırlatmak için de hedef belirlemek,düşeceği yeri hesaplamak ve düğmeye basmak gerekir.
Amaç ne?
Düştüğü yerde can almak.
Karşımızda IŞİD! Bir terör örgütü ve amacı da kafa keserek,diri diri yakarak,canlı bomba patlatarak hedefe gitmek.
Peki,Kilis ne alaka?
Hani,fikir jimnastiği yapıyorum da;'Acaba,olası kurulacak bir Kürt Devletinde sınır ayarı mı yapılıyor?'
IŞİD,Kilis'i,hedefleyerek bombalıyor.Peki,hükümet ve Kilis valisi ne yapıyor?
Hükümet;'Tek çıkış yolu BAŞKANLIK!
Kilis Valisi;'Evinizin güneyinde oturmayın.Abdestsiz sokağa çıkmayın.Maazallah,öbür tarafa gideceksiniz gitmesine de,dinden imandan çıkmadan gidin.
Kardeşim,roket bu,elbet düşecek.Newton,yerçekimini boşuna mı buldu?
E,bende Süpermen değilim ki, pelerinimi çalmışlar uçamıyorum.Doğal olarak roketleri tutamıyorum.
Evinizin güneyinde oturmayın.Belki yararı olur.
Dip not:Bu vali,Burdur Valisiyken,bir köy camisinde gördüğü 200 yıllık saati makam odasına astırıp,köylüye geri vermeyen vali oluyor.
Bir insan yedisinde neyse demiş ya atalar....
Bunlar,yetmişine de gelse adam olmaz!
Valiye bak Kilis'ten medet um!

27 Nisan 2016 Çarşamba


#Bu iki fotoğraf karesi üzücü bir öyküdür.
İşte öykümüz.....
Bir kumru.Balkon kapısının üstüne yuva yapmış.Tesadüfen gördüm ama balkon bu;çamaşır da asacaksınız,hava da alacaksınız.
Kumru,birkaç gündür yuva yapıyordu,çöpleri döke saça ama yumurta bıraktığını görmemiştim.
Baktım yatıyor,balkona çıkmadım,çamaşırlar da içerde kurudu.Yasaklı bölge oldu yani balkon.
Kumruyu,karşı okulun çatısında görünce,bir şeylerin ters gittiğini anladım.
Annem hep derdi ki;'Eğer,yumurtaya yatan hayvan,yumurtaların soğuduğunu ve yavru çıkmayacağını fark ederse gider.
Kumru,çatıda bir süre bekledi.Belki gelir diye pencereden bekledim ama gelmedi.
Şimdi,kapının üstünde iki yumurta,içinde ölmüş yavruları var ve ben çok üzgünüm.
Şimdi diyeceksiniz ki:'Her gün insanlar ölüyor.Çıkmamış iki yumurtaya mı üzülüyorsun?
Evet üzülüyorum.Hem annenin çabasına hem de başlamadan biten iki yaşama.
Ne olacak o yumurtalar,elleyemem de.
O anne,yavrularını besleyemeyecek,tüylenmesini görmeyecek,uçurmaya çalışmayacak artık.
Çatıdan öylece bakıyor kapıya.Kumruların duyguları yok mu?
Ve ben çok üzülüyorum.
#Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır”
İsmail Kahraman-Meclis Başkanı
Protesto edenlere polisin biber gazı eşliğinde söylemi:'Kaçmayın lan Atatürk'ün Piçleri.'
Bu polisler devlet memuru ve maaşlarını da biz veriyoruz.Emir kulu olunca böyle oluyor demek ki!
İşin ilginç yanı,bu şuursuz adam kabul görüyor hala.
İşte durumun özeti budur.
Peki,kimdir bu İsmail Kahraman?
Yaşı ve görüntüsü gereği,bu adamların mecliste ne işi var ayrı konu.Gidin ve torun sevin,gündemde böyle zırvalayana kadar.
Neyse....
İşte bu şahsın mazisi çok da makbul değil anlayacağınız.Meclis başkanlığına aday gösterilmesinden anlamalıydık aslında.
1967-1969 Kanlı Pazar olayını anımsayan var mı?Amerika'nın 6.Filosunun ülkemize gelişini protesto edenlerden 2 kişi öldürüldü.
Tekbir getirerek,namazdan çıkanlar tarafından.İşte,bu olayın başında MTTB(Milli Türk Talebe Birliği) başkanı İsmail Kahraman vardı.
Bu zat,bir dönemin de Kültür Bakanı.Bakanken,dönemin başbakanı R.T.Erdoğan için ALTIN SİKKE bastıran şahıs oluyor.
Peki,ALTIN SİKKE kime bastırılır tarihte?
PADİŞAHLARA.
Fatih,Kanuni,1. Ahmet,Bayezid,Abdülmecit,Vahdettin,ve....
SON OSMANLI PADİŞAHI pankartıyla,adına ALTIN SİKKE bastırılan Recep Tayyip Erdoğan.
Sayın cumhurbaşkanının padişah yerine konduğunu biliyorduk ama kendisini,İslam Coğrafyasının HALİFESİ ilan etmesine az kaldı.
AKP'nin,LAİKLİK taktiği işe yarar mı dersek;Bu iş o kadar da kolay değil.
Bu arada;bizler LAİKLİK,BAŞKANLIK gibi ıvır zıvır işlerle uğraşırken,şehit cenazeleri,kadın cinayetleri,çocuk tecavüzleri,trafik kazaları,terör,ahlaksızlık,şiddet hız kesmeden devam ediyor ülkemizde.
Nasıl da alıştık ve nasıl da öteledik bunları değil mi?
Her işi bıraktık,bir zavallı şuursuzun ettiği lafları tartışıyoruz.
Oysa,ülke elden gidiyor şu anda!

26 Nisan 2016 Salı

#Türkiye Cumhuriyeti Devleti Laik,Demokratik,Sosyal Bir Hukuk Devletidir.
Bunun üstüne söz söylenebilir mi?
Şuursuz insanları meclise gönderme konusunda Türk toplumunun üstüne toplum olamaz.
Uygar dünya ülkelerinde,tel kopsa adamlar istifa ediyor,bunların yüzüne de tükürsen 'Yarabbi Şükür'diyorlar!
AKP hükümetinin en iyi bildiği şey gündem sapması yaptırmaktır.
-Terör mü azdı,şehitler mi sıralanıyor,IŞİD'e gönderdiğimiz roketler Kilis'e mi yağıyor,ülkenin her yerinden kara haberler mi geliyor?
Ne yapıyoruz?
Hemen bir zırvalanacak konu belirleyip ortaya döküyoruz.
Toplum bununla uğraşırken,nasıl olsa diğerleri unutulacak.
Çok akıllıyız,çok!
Meclis başkanı İsmail Kahraman,öyle bir kahramanlık yaptı ki,tıpkı soyadı gibi....
Annem hep derdi ki:'Çerçi,çuvalındakini silkeler'
Bunlarında,ta başından beri LAİKLİKLE sorunu var.
Nasıl etseler de şu laiklik belasını anayasadan çıkarsalar diye kara kara düşünmeden',şuursuz birine önden lafı söyletelim;gelen tepkilere göre de,'Valla,o kendisinin kişisel görüşü,partiyi bağlamaz'diyerek işin içinden sıyrılırız'dediler herhalde?
Sevgili MHP.....
Şu AKP'ye,bu kadar hizmet aşkıyla dolmak için nasıl bir enerji içindesiniz anlamıyorum?
Deniz Baykal seçilmesin diye,AKP ile işbirliğine gittiniz ve İsmail Kahraman'ı siz meclis başkanı seçtirdiniz.
Nasıl;mutlu musunuz olanlardan?
MHP'nin başına Meral Akşener geçmez ise,sizler parti olarak barajı geçebilecek misiniz bakalım?
AKP,nasıl da iyi kullanıyor MHP'yi.
Devlet Bahçeli,cidden antika otomobilleriyle ve tespih koleksiyonuyla oynasın artık.
Böyle giderse,daha çok zarar verecek memlekete de,partisine de.
Anayasanın ilk dört maddesi değiştirilemez,değiştirilmesi teklif dahi edilemez iken.....
Ey AKP!
Siz kim oluyorsunuz da anayasaya karşı geliyorsunuz?
Delik deşik ede ede ortada anayasa bırakmasanız da,bu iş zor bilesiniz.
Türkiye,sizin arka bahçeniz değil.İstediğiniz gibi at oynatamazsınız.
Hala anlamadılar,LAİKLİĞİN teminatıyla o koltukta oturuyorlar!
Şuursuzlar diye boşuna mı yazdım?

25 Nisan 2016 Pazartesi

#Ataların bir sözüdür;' Zamanında Yediğin Hurmalar Günü Gelir Seni Tırmalar..
Ülkemizde yaşanan felaketlerin ardından başka ne denebilir ki?
İşte Kilis örneği.....
Kilis'e roketler,mermiler yağıyor günlerdir ve 17 insan öldü.
Kilis,bizim ilimiz,başka bir ülkeye ait değil.Roketler de,hedefe odaklanmadan düşer mi?IŞİD,resmen bizi bombalıyor,bunda anlaşılmayacak bir şey var mı?
Kilis valisi 'Abdest almadan sokağa çıkmayın'diyerek imansız gitmeyin demeye getiriyor da;hükümet ne yapıyor bu konuda?
Başbakan yardımcısı 'Sokağa çıkmayın'diyerek noktayı koydu.
Bu roketler çok mu akıllı acaba?Hani,eve girmeyelim de parka,sokağa,caddeye inelim' falan mı diyor?
Kilisliler,korkudan ne yapacağını şaşırmış durumda ama hükümet başkanlıkla uğraşsın,ona,buna veriştirsin dursun.O maaşları bunun için alıyorlar çünkü.
Vatandaşını koruyamıyorsun,teröre yataklık ediyorsun sonra da kalkmış abdestsiz çıkmayın diyorsunuz.
Adamlar haklı,Öleceğiz bombalardan ölmesine de,bari abdestsiz gitmeyelim.
Pardon da,IŞİD'e o bombaları,havan mermilerini,roketatarları kim gönderdi?
Karadan başka ulaştırma yolu yoksa eğer?
Adana-Ceyhan otobanında yakalanan 2000 tırı anımsayanınız var mı?
O tırlarla IŞİD'e taşındı bu mühimmat.Devletin savcısı açıladı resmi belge olarak.
Ne demişti atalar;'Yediğin hurmalar,gün gelir .... tırmalar.
Arada kaynayan da Kilisliler olur,çocuklar olur,masum siviller olur.
Bunda anlaşılmayan ne var ki?
Kilis'te sokağa dökülen halkın üstüne biber gazı sıkan da bizim polisimiz.
Kutluyoruz,bombalardan ölemeyen halkı,biber gazıyla yok etmeye ant içmiş polisimizi.
Emir büyük yerden elbette.Karşı çıkılabilir mi?
'Başkanlık da başkanlık' diye tutturanların ülkeyi getirdiği büyük felaket budur işte.
1915 olaylarına kimse gitmesin artık.Felaketi 14 yıldır yaşıyoruz hepimiz.
Ötesi var mı?

24 Nisan 2016 Pazar

#Bir haber duyarsınız ve emeğe saygısızlığın,güzel bir girişimin sabote edilmesinin ne demek olduğunu somut belgelerle göstermek istersiniz.
Osmaniye dedik,bir de Kadirli ilçesi var.Literatürlere geçmiş,yetişmiş insanıyla,gelişmeye açık bir yer ancak....
Sandığımız kadar da becerikli insanlardan oluşmuyormuş demek ki.
Kadirli'de,tüm dünyaya açık bir resim rekoru deneme girişiminde bulunuldu ve dünyanın her yerinden,binlerce resim yağdı.Bu,büyük bir başarıdır ama yine ancak.....
Bir olayı bozmak için elimizden geleni yapma becerimiz kimsede yok.
Kimin başının altından çıktığını hala öğrenemediğim bir konu size.
Kaymakam,ilçe milli eğitim müdürü ve işgüzar bir grup öğretmen,yapacak hiç iş bulamamışlar ve bu rekor denemesini nasıl rezil ederiz diye bir çabaya girişmişler.İşgüzar bir müzik öğretmeni söz yazmış,bestelemiş ve öğrencileri,çoğu velinin bilgisi dışında toplayıp 'Davet'adı altında,RECEP TAYYİP ERDOĞAN'nakaratlı bir şarkı yapılmış.
Yalakalığın,rezilliğin,aymazlığın;ne derseniz diyin,kepazeliğin adıdır bu.
Sizler,bu işe soyunanlar;ne hakla,böyle bir işe soyunursunuz?Ne hakla,çocukları bu işe alet edersiniz?Ne hakla,bunca emeği çöpe atarsınız?
Hangi kurumu arasam,suçu başkasına atıyor ama biliyorum ki,hepsi işin içinde.
Allah kahretsin hepinizi!

Besteyi yapan öğretmen de kendini şöyle savunuyor:'Valla,bu bir şarkı.Yalnızca nakarat kısmında cumhurbaşkanının adı geçiyor.ne var bunda?'
Bakın şarkı ne diyor:
Hayaldi,gerçek oldu(AKP sloganıdır biliyorsunuz)
Rekor kıracağız biz,duysun bizi tüm cihan.
Özel davetlimsiniz Recep Tayyip Erdoğan.
Şarkının adı DAVET;arkadaş hepimizi salak yerine koyuyor ve rekor denemesinin içine siyaseti sokuyorlar ama masumlar öyle mi?
Yahu!Davet ettiğiniz kişi zaten sanatın içine tüküren,heykelleri UCUBE diye yıktıran ve sanattan nefret eden biri.Hiç mi kafanız çalışmıyor da,böyle birini,bir sanat olayına davet etmeye kalkıyorsunuz?
Aslında niyetleri başka.Yeni yapılan Kültür Merkezine RTE adını verecekler ve hesabı,bu işle kapatacaklar.Millet de salak ya,yer bunu.
GUINESS rekorlarına girecek bir çalışma böyle heba edilir.
Salaksınız oğlum siz,yeminle SALAK!
Yıllardır sanatın içindeyim,böyle bir rezalet görmedim.
Bu belge de,bu işin kanıtı ve yarın sabah 9'da,öğrencileri toplayıp,yeni bir video çekip,cumhurbaşkanına göndereceklerini öğreniyorum ve zıvanadan çıkıyorum artık.
Bu işin içinde olan biri olarak,konuştuğum herkesin,aslında bu işin ta başından beri içinde olduğunu öğreniyorum ve....
Sizden bir halt olmaz!

#23 Nisan bitti ama layıkıyla kutlandı mı memleketin her yerinde,ayrı konu ?
Okullardaki törenleri izledim.Canla,başla çalışan da vardı,kutlamamak için takla atan da.
Ataya saygı,bayrama saygı engellenmeye çalışılsa da,umudumuzu kaybetmiyoruz elbette.
Ülkenin doğusuyla,batısı arasında,derin bir uçurum var kutlama konusunda. 
Osmaniye'nin Kadirli ilçesinde,23 Nisan kutlamalarını izledim dün.
MHP,AKP ve yerel yönetimden tık yoktu dün.Nasıl olur da,bayraklarla donatılmaz şehir?Nasıl olur da,çocuklar için etkinlikler düzenlenmez?
Tiyatrolar,şenlikler,şarkılar,danslar....
Çok mu zordu bunu yapmak? Şehitler diyerek mazeret bulmasın kimse;kutlanmasın diye yapılıyor her şey ve olmuyor beyler!
Sizler,buna alet olmasaydınız.Kim engelleyebilir ki,çocuklarımızın bayramını kutlamamıza?

CHP,bir kutlama yapmıştı.Kaymakamlık uzun yürüyüşe izin vermemiş.Parti olarak iyi bir etkinlik yapmıştı.
Şehirde,herkese bayrak dağıttılar.Bir de müzik grubu getirmişlerdi,bayıldım doğrusu.Marşlar,gülümseyen yüzler ve çocuklar....
İşte,fotoğraflarla 23 Nisan coşkusu:

23 Nisan 2016 Cumartesi

#Ekranlarda, cumhurbaşkanının 23 Nisan üzerinden yaptığı siyasi şovu izledik.
23 Nisan....
Adı üstünde,dünyada çocuklara ithaf edilen tek bayram.
Adet olduğu üzere,her yıl çocuklar makam koltuklarına oturur ve 1 günlük ülkeyi yönetirler.
Sembolik bir şey olsa da hoş bir şeydir yaşanan.
Ama çocukların konuşmalarını özgürce yapmaları koşuluyla elbette.
Bu yıl da,16 çocuk Ak-Saray'a çağırılmıştı.11 yaşındaki Başak da,cumhurbaşkanı koltuğundaydı bugün.
Minik kızın konuşmasına geçmeden önce cumhurbaşkanının konuşmasını izledim ve ....
Ekrandaki cumhurbaşkanı Atatürk'ün adını her zamanki gibi,ağzına almadığı gibi,Kut,ül Amare ile Çanakkale'yi,Sakarya'yı aynı kefeye koyup,alınmamış toprağı başarı diye gösterdi ya!
İnancın esaslarını,dini sembollere sahip çıkmayı da aba altından gösterdi.
Vatan toprağına sahip çıkmayı anlatırken,Yunanistan'a verilen 16 adanın,ordan oraya taşınan maket itibarlı Süleymanşah Türbesi'nin de vatan toprağı olduğunu anımsamadı bile.
Sanki biz verdik bunları,AKP değil!
Necip Fazıl'ın nasıl bir gençlik istediğinden girdi,asımın neslinden çıktı.
Yani,dindar ve kindar neslin önemini vurguladı.
Sayın cumhurbaşkanı,muhtarlar,kaymakamlar,büyükelçiler derken,çıtayı çocuklara çevirdi söyleyeceği eksik kalan tümceleri için.
Tehlike büyük, haberiniz olsun!
Gelelim Başak Taran isimli kız çocuğuna...
Eline verilen kağıttan okuduğu ve Külliye diye başladığı için zaten gelecek konuşmayı biliyorsunuz.
Hani,çocuklar özgürdür ya!
Hani, çocuklar istediklerini söylerler ya bu günde.
Bu bayram 23 Nisan ve o çocuğun bayramı ama minik Başak,eline tutuşturulan kağıttan,bu bayramı kendilerine veren Atatürk'ün adını anmadığı gibi,teşekkürü Recep Tayyip Erdoğan'a yaptı ya!
İşte,filmin koptuğu andır.
Eyvah!
Bu çocuk Külliyeyi bilmez.Bu çocuğun anacağı ad,yalnızca Atatürk olmalıdır.Bu çocuk,sorulan her soruda'Sayın cumhurbaşkanım en doğrusunu bilir,bana düşmez'dediği anda.
Bu çocuk özgür değildir ve o koltukta işi yoktur.

22 Nisan 2016 Cuma

#Bugün 23 Nisan....
Çok da neşe dolmuyor insan.
Cumhuriyet demek;demokrasi ve aydınlık bir Türkiye'nin teminatı demek.
Buna uzanan eller var nicedir.Engel olmak,boynumuzun borcu.
Çocuklarımız Soma'da,Cizre'de,Şırnak'ta,Adana'da,İzmir'de ve ülkemizin her yerinde babasız bırakılıyor.
Ellerinden balonlarını,dillerinden elma şekerinin rengini çaldığımız çocuklarımızın gülüşlerini solduruyoruz ne yazık ki.
Aydınlık yarınlara hazırlamak için,kindar nesiller yetiştirmemek için bilim,sanat,sporla eğiteceğiz her birini.
Hepimize çok büyük görevler düşüyor.
Atamızı,şehitlerimizi şükranla anıyorum.
Vatan size minettardır!
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN
İçinizdeki çocuğu öldürmemeniz dileğiyle...
#Kimi içine tükürüyor,kimi aşağılıyor ama sanat işte....
Hayatı güzelleştiren başka ne kaldı ki?

21 Nisan 2016 Perşembe

#-'Erkek çocuklarına tecavüz edildiyse ne olmuş?Onların,kız çocukları gibi kızlık zarı sorunu mu var da tecavüze uğrayınca psikolojileri bozulsun!'
Sosyal medyada okuduğum bir paylaşım.
-Çocuk Gelin olayını,kız çocuklarını yurtlarda barındırarak koruyacağız.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu
-Bundan sonra şehit cenazelerinde cenaze marşı değil,Itri'nin Tekbir Marşının okunması talimatını verdi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu
İşte sizlere üç haber başlığı...
Neresinden tutalım da elimizde kalmasın bu haberler?
-Çocuklara tecavüzü kızlık zarıyla özdeşleştiren ve erkek çocuğuna tecavüzü normal bulan bu kafaları ne yapalım?
-Her gün gelen şehit cenazelerine çözüm bulacakken,cenazede okunacak marşa takanlara ne yapalım?
Itri'nin Tekbir marşı çalınca o şehitler ayağa mı kalkacak?
Hiç mi utanmanız kalmadı sizin ey siyasiler?
Bu şehitlerin vebalini nasıl ödeyeceksiniz?
Cenaze Marşı yerine Itri çalınca çözüm bulundu yani,öyle mi?
-Yasadışı evler açtırarak,korumaları altındaki erkek çocuklarına tecavüz edenleri koruyan Aile Bakanını ne yapalım?
Erkek çocukları bıraktık,şimdi de kız çocuklarını sıraya dizecekler belli ki?
İmam Hatipli,tecavüzcü sapkın öğretmenlerden,imamlardan nasıl koruyacağız kızlarımızı?
Bunu da düşündü mü sayın bakan?
Bahçemizde çileklerimiz var.Biraz önce toplamaya indim.Çileklerimizde,kabuklu salyangoz ve karınca sorunu yaşıyoruz.İlaç atsak,kuşlar ve arılar da ölecek diye doğal akışındayız hayatın.
Baktım ki,çileklerin 1/3'nü kabuklu salyangozlar yemiş.Karşıma aldım ve dedim ki onlara:'Bana bakın,ya bu çilekleri birlikte yeriz ya da sizi Ensar Vakfının yurtlarına gönderirim.'
Salyangozlar hep bir ağızdan'Etme,eyleme.Can güvenliğimiz yok.Ya orda tecavüze uğrarsak?Tamam,anlaşalım.
Biz,çileklerin azıcığını yiyelim ama sen de bizi bu vakfa verme.'
Sıra geldi,diğer 1/3'ü yiyen karıncalara....
Dedim ki:Bana bakın,ya bu çileklere dokunmayın ya da hepinizi aile bakanının yurtlarına gönderirim.
Artık koloni olarak mı tecavüze uğrarsınız,tek tek mi bilemem?
Karıncalar hep birlikte:'Yapma,etme,kulun,kölen olalım bizi o yurtlara gönderme.Zaten bir basımlık canımız var.Onu da bu alçak tecavüzcülere bırakma.
Tamam,anlaştık;azıcık yiyeceğiz.'
Sokağa çıktım ki,beslediğimiz kediler,köpekler....
Dedim ki;Gelin size bakan yok,barınak da yok.En iyisi,her birinizi dini vakıfların ve yurtların önüne bağlayayım.Hem karnınız doyar hem de yuvanız olur .
Dediler ki,bir sokak hayvanıyız.Bize bile tecavüz ediyorlar ama sokaklar bile o yurtlardan daha güvenli.
Sen bize,her akşam yemeğimizi,suyumuzu ver yeter.
Kulun olalım,bizi gönderme!O vakıflar,o yurtlar tecavüz evleri,bilmiyor musun hala?
Kıssadan hisse:Bu yurtlara değil evlatlarımızı,lağımdan çıkan fareleri bile emanet etmem.
Yazık hayvanlara!

20 Nisan 2016 Çarşamba

#Ben bir anneyim....
Eğer,cahil bir insan olsaydım ve aileden sorumlu bakanın sözlerine itibar etseydim,kızım şu anda evlenmiş,3-5 çocuk yapmış olurdu.
Ve çalışmayan ve üretmeyen ve eve tıkılmış ve çocuk yetiştiren....
Peki,ya çocuğumun kendine ait hayatı nasıl olurdu?
Bir hayatı olur muydu ki,bunu sorgulayalım?
Kızıma çeyiz hesabı açtırmadım ama onu hedefe odaklı büyüttüm,okuttum ve ayaklarının üstünde duracak bir birey haline getirdim.
Özgür,ne istediğini bilen,başarılı bir kadın duruyor artık karşımda.
Kocasına el açan,dayak yiyen,sürekli doğuran bir insan olmasına izin vermedim,vermeyeceğim de.
Kadın,bireydir ve hakları vardır ve erkekle eşittir.Kimse,kadını aşağılayamaz,iteleyemez,yok sayamaz.
Aile Bakanının zırvalıklarını dinleseydim eğer,kızımın hayatını çalardım.
Ama....
Kızım artık mühendis olacak ve ben onunla gurur duyuyorum.
Cehalet,başa gelmiş en büyük bela ve savaşmak çok zor olacak bu kafalarla.
Ben bir anneyim,doğurduğum evladıma nasıl zarar verebilirim,nasıl bu cahillerin eline bırakabilirim?
Olur mu hiç?
Ama oluyor işte!
Sevgili anne-babalar....
Çocuklarınızı yemeyin,içmeyin okutun.Hayatlarını başkalarının çalmasına izin vermeyin.
El kadar kızlarımızın,gelin yatağına girmelerine lütfen 'Dur'deyin artık!
Bu çocuklar hepimizin!
#‘Kız beşikte, çeyiz sandıkta’ deyimini hatırlatarak“çocuğunuz doğduğunda bir çeyiz hesabı açtırın. O çeyiz hesabı çocuğunuzun geleceğidir” dedi.
Peki,kim dedi?Aileden sorumlu bakan Sema Ramazanoğlu
Tanrı,bizleri kesinlikle bu türden insanlarla sınıyor.Bir bakan,daha ne kadar gaf yapabilir?
Ensar Vakfı tecavüzüne'Bir kereden bir şey olmaz'diyen de bu kadın;18 yaş altı 37 bin 337 kız çocuğunun evlendirildiğini açıklayan da bu kadın.
Psikologların yerine imam atanmasına onay veren de bu kadın değil miydi?
Yoksul ailelerin evlerine bedava internet vermeye kalkan da bu kadındı,anımsayın lütfen.
Aileden sorumlu bakan ne işe yarar?
Çevresindeki,tepeden tırnağa türbana bulanmış danışmanlarını ve kendisini görünce,bunlardan bir şey olmaz ama ne işe yararmış acaba biraz irdeleyelim!
-Ülkemizde,her gün ortalama 5 kadın öldürülüyor.
-Ülkemizin her yerinden,çocuklara tecavüz haberleri geliyor.
-Ülkemizin her yerinden,evlenmenin çoklu katı boşanma yaşanıyor.
Tecavüze uğrayan çocuklarımız intihar ediyor,sanıkları serbest.
İşte örnekleri:
-Ankara'da,14 yaşındaki çocuğa,İmam Hatip Beden öğretmeni tecavüz etti.
-Kayseri'de,matematik öğretmeninin tecavüz ettiği Cansel intihar etti,öğretmen serbest.
-Akit Gazetesi yazarı Serdar Arseven,Kocaeli kız yurdundaki 4 kıza,şantajla tecavüzden suçlanıyor.
Bir de,Hüseyin Üzmez vardı değil mi,Vakit yazarı?
Dinci basının özelliği bu.Her türlü pislik bunlardan çıkıyor.
(Diyanet-Sen) Mersin Şubesi Başkanı Ahmet Görgülü'nün twitini de örnekleyelim:
Diyanetin,öz babasının kızına şehvet duymasını yayınlayan birine;"onu senin g.tüne sokarım.'diyorsa...
Bunların alayı bu.
Kumaş da ortada,kalite de.
Aileden sorumlu bakan çıkmış ve
- 'Kızlarımızı okutmalıyız.Bakın,şu projeleri hazırladık.Eğitim,aralıksız 12 yıl olacak ve kızlarımız 18 yaşına kadar okuyacak.Onları üniversiteye göndermek,meslek sahibi yapmak boynumuzun borcu.
-Bugüne kadar,kadın cinayetlerini durduramadık ama bakın şu projeleri hazırladık,yasa tekliflerimizi sunduk,kadınlarımız,çocuklarımız ve aile yapısını korumak bizim görevimiz.'diyeceğine;
'ÇEYİZ HESABI AÇIN' diyorsa;
Bu kadın bakan,göreve geldiği ilk gün;'Bundan bir şey çıkmaz'demiştim,hala da aynısını diyorum;
SENDEN BİR .... OLMAZ KARDEŞİM!

19 Nisan 2016 Salı

#Ali İsmail Korkmaz....
19 yaşında bir gençti,gezi olayları sırasında,Eskişehir'de öldürüldüğünde.
Yaşasaydı,kimbilir neler üretecekti memleket yararına ama yaşam hakkını elinden aldılar?
Kim aldı peki?
Polisler ve Eskişehir'deki fırın kürekleriyle döverek öldüren fırıncılar.
Ama aslında,uzun süredir faşist bir algıyla ve bir diktatör hevesiyle memleketi yöneten iktidar partisi;AKP!
19 yaşında bir gencin suçu ne olabilir?Adam mı öldürmüş,hırsızlık mı yapmış,namusa mı göz dikmiş;ne?
Özgürlük demiş,eşitlik demiş,hak demiş,doğa demiş.
Suçun büyüklüğüne bakar mısınız?
Sevgili Eskişehirliler.....
İnanılmaz güzelleştirilmiş bir kentte yaşıyorsunuz ama sizin kentinizde bu genç öldürüldü.
2 polis ceza aldı ama ya o fırıncılar?
Onlar serbest kaldılar ve ekmek üreterek size hizmet verecekler.
Sizler.....
Gerçekten,gönlünüz rahat,19 yaşında bir insanı öldüren bu fırıncıdan ekmek alıp da,boğazınızdan geçirecek misiniz?
O lokmalar boğazınızdan düğümlenmeden geçecek mi sahiden?
Ya o fırıncılar....
Ekmek kürekleriyle döve döve öldürdükleri Ali İsmail'in ardından,vicdanları rahat ekmek çıkarmaya devam edecekler mi?
Hiç rüyalarına girmeyecek mi,Ali İsmail'in feryatları?
19 yaşında,daha su gibi bir genç....
Kimbilir ne hayalleri vardı yarım kalan?
O fırından ekmek almayın.Bir insanı öldürmenin karşılığı cezadır,ödül değil.
Herkes,hak ettiği cezayı almalı.Hukuk, iyi halden bırakmış belli ki ama siz bu cinayette iyi hal görüyor musunuz?
Görmeyin lütfen!

18 Nisan 2016 Pazartesi

#CHP ve DOKUNULMAZLIK!
AKP,karşısında böyle bir muhalefet bulursa hem BAŞKANLIĞI getirir hem de dokunulmazlıkları kaldırır.
RTE'nin akıl hocaları cidden bu işi iyi biliyor.
Planlarını aşama aşama hayata geçiriyorlar.Önce,ülkede terörü destekleyerek kaos yarattılar ve HDP'yi gelecek seçimde baraj altına ittiler.
MHP ise...
Devlet Bahçeli,AKP'yi her konuda koşulsuz desteklemek ve MHP'yi bitirmek için ant içmiş.
Bir parti lideri,nasıl bu kadar AKP'ye hizmet edebilir?
Meral Akşener tehlikesini gördü ve alaşağı etmek için çabalıyor.Son çırpınış mı desek acaba?
Gelelim CHP'ye.....
Sayın Kılıçdaroğlu'nun izlediği siyaseti çok da tutmadığımı belirteyim.Atatürk ilkelerine ve devrimlerine yeterince sahip çıkmıyor parti.
Son yanlış;DOKUNULMAZLIK!
Cumartesi günü,2 CHP vekili geldi ve toplantıda konuştuk gündemi.CHP,kendi içinde uzlaşmaya varamıyorken,AKP'yi nasıl alaşağı edecek?
CHP,ne hakla dokunulmazlık konusunda EVET der?
Bakınız,eğer EVET oyu çıkarsa mecliste dokunulacak 129 vekilin durumu:
25 AKP-51 CHP-47 HDP-7 MHP-1 Bağımsız.
Şimdi,biri bana bu CHP'nin ne yapmaya çalıştığını söylesin lütfen.
Bu vekillere dokunulunca meclis aritmetiği nasıl işleyecek?
Sayın Kılıçdaroğlu hakkında bile fezleke verilmedi mi?
Ne yapacak CHP?
Bu talep anayasaya aykırı değil mi?CHP,nasıl bu suça ortak olur?
AKP-MHP iş birliğinden yeterli oyu alamıyor;12 oy daha gerek.
CHP mi verecek bu oyu?
Diyelim ki,evet oyu çıktı.CHP,AKP'ye sığıntı olmayacak mı ve halkın gözünde imajı değişmeyecek mi?
Seçimlerde bu durum sandığa nasıl yansıyacak hiç düşünmüyor mu CHP?
Sayın Kılıçdaroğlu,derhal aklını başına toplamalı ve AKP'ye koltuk değneği olmayı bırakmalı.
MHP yeterince yapıyor zaten.
Ya ilkeli bir duruş,ya da dibe vuruş!
Ben halkım ve bunu söylüyorum!

17 Nisan 2016 Pazar

#Sürekli aşağılanan ve içine tükürülen sanata bir parça katkım olsun istiyorum.
Balerinlerin bacaklarından yukarısına bakmayan güruha bir gönderme olsun.
Yeni çalışmam,Balerin....
Bu bir karalama,ayrıntılarına ve desenine henüz başlamadım;çiziktirme yalnızca.
Bu çalışmayı hem tabloya hem de rölyefe dökeceğim.
Ama heyecan verici doğrusu.
Seviyorum böyle işleri. :)



#Nur içinde uyusun,annem hep derdi ki'Allah,insanı gördüğünden geri koymasın.'
Yaşadığınız hayatın gerisinde kalmak,istediklerinizi yapamamak,hayatı ertelemek gibi anlamlar yüklenirdi bu söze.
Annem bir de derdi ki;'Allah insanı görgüsüzle karşılaştırmasın.'
Ne oldum delisi olmak,mış gibi yapmak,sanki bir tek kendisi yaşıyormuş gibi üst perdeden bakmak....
İşte,bu da diğer anlam yüklü sözüydü.
Sabah,çalışma yaparken,kulağıma bir ses geldi ekrandan.
'İşte size,evinin kapılarını ilk kez bize açan,Yeliz Yeşilmen'in Adana'daki muhteşem evi.'
Adana deyince kulak kabarttım elbette,neymiş bu muhteşem ev diye?
Ev mi,mini bir saray yavrusu bilmiyorum ama apartmanın tepesinde,her yanından paha akan bir ev gösteriliyor.
Ve Yeliz Yeşilmen denen kadın şunları söylüyor:'Dört katlı villadan çıkınca,insan apartman tepesine ancak bunları yaptırıyor.Ben,her şeyin yerini bilen bir kadınım.İşte şurda ALTIN YALDIZLI TABAKLARIM',bunlar mutfakta kullanılıyor....falan,filan.
Oğlunun odası ŞEHZADEM,PAŞAM yazılarıyla açılıyor.
Şöyle bir baktım da....
Ne adaletsiz bir dünyada yaşıyoruz.Üretmeyen,kafa yormayan insanlar,zengin bir kocaya kapağı atınca Altın Yaldızlı tabakları da öğreniyor,hayatında hiç görmeyeceği bir yaşamın içine de düşüyor.
Şehzade bir oğlan da doğurdu,artık sırtı yere gelmez.
Altın Yaldızlı tabağınız var mı sizin de?
Tabak altın yaldızlı olunca yemeğin tadı daha mı değişiyor?
Normal bir porselen de aynı işi görmez mi,yok illa altın yaldızlı tabak olacak!
Size bir şey diyim mi;Değil altın yaldızlı,altın kaplama da olsa,o tabakların ömrü üç kere bulaşık makinesine girene kadar.
Bardaklarınızdaki buğulanmayı önleyen bir deterjan da henüz icat edilmedi,tabaklardaki yaldızları koruyan da.
Hepsi palavra bunların.Deterjan firmalarının reklamı,kanmayın.
Gelelim annemin sözüne:Allah insanı görgüsüzle terbiye etmesin.Altın yaldızlı tabakları mutfakta kullanacak kadar parayı kendi kazanıyor mu?
O halde?
Zengin ve cüzdanı her daim dolu bir koca, en makbul kocadır.Dört katlı villada da oturursunuz,altın klozete de..... wink ifade simgesi;)
Nokta!  :)smile ifade simgesi

16 Nisan 2016 Cumartesi

#Cumartesi günü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.
Duydunuz mu;TBMM ve MEB 23 Nisan'ı yok sayıp Kut’ül Amare Zaferi’nin 100. yılını kutlamak için program yapmış meğer.
Nedir bu Kut’ül Amare Zaferi?
1. Dünya Savaşında,İngilizlerle,Osmanlıların yaşadığı ve Osmanlının zaferiyle biten bir savaş.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunu görmeyeceksin ama Osmanlının Kut’ül Amare'ni kutlayacaksın öyle mi?
Onlarca şehit gelirken halaya duran,onca bomba patlarken istihbarat bilgilerini saklayan ve yüzlerce insanın ölmesine neden olan siyasiler,23 Nisan'ı nasıl katakulliye getirip de kutlamayız,Kutlu Doğum Haftası icat ederek nasıl alaşağı ederiz?'diye kafa patlatıp,nihayet terör yüzünden gösterileri iptal ettiler.
Peki,edebilirler mi?
Elbette HAYIR!
-Siz kim oluyorsunuz da,Atatürk'ün dünyada çocuklara armağan ettiği tek bayramı çocukların elinden alırsınız?
-Siz kim oluyorsunuz da,beceriksizliğinizin faturasını önce çocuklara,sonra da topluma ödetirsiniz?
-Siz kim oluyorsunuz da Milli Bayramımızı yok sayarsınız?
Kendinize gelin ey siyasiler!
Sizin göreviniz,toplumun güvenliğini sağlamak,sizin göreviniz milli bayramları coşkuyla kutlamak,sizin göreviniz adam gibi bir duruş sergileyerek,dosta,düşmana birlik duygusunu vermek.
Hiç dikkatinizi çekiyor mu?Neden Kutlu Doğum Haftası 23 Nisan'ı hedefleyerek kutlanıyor ve nedense hiç terör olayı yaşanmıyor?
Toplantıysa,toplantı,gösteriyse,gösteri....
Ne farkı var?
23 Nisan'ı nasıl yok sayacaklar?
Kutlu Doğum Haftası nedir peki?Türkiye dışında hiçbir ülkede kutlanmayan ve Türkiye tarafından icat edilen bu haftanın sahibi Hz.Muhammed,yalnızca Türklerin mi peygamberi?
Nerde diğer Arap ve İslam coğrafyası?Kutlu Doğum Haftası denen şey,23 Nisan'a özellikle denk getirilir.
Mevlid Kandili,Hz.Muhammed'in doğumunu kutlamak amacıyla yapılır.
Peki,Mevlid Kandili,her yıl tarih değişerek okunuyorsa ve bu gün,Hz.Muhammed'in doğum günüyse,neden her yıl aynı tarihte Kutlu Doğum Haftası kutlanıyor?
Bir insan seneden kaç kere doğar?
Çıkarılan genelgelerle sabitlenen Kutlu Doğum Haftası,kurumları ve okulları siyasallaştırmak için düzenlenen bir uygulamadır.
Ve üzülerek izliyoruz ki,23 Nisan'ı kutlamayanlar,kutlu doğum haftasına ölçüsüz bütçeleriyle katkı sağlamaktadırlar.
Devletin valisi,kaymakamı,belediye başkanı,müdürler,amirler.....
Nasıl da sıraya girmişler meğer şarlatan din alimlerinin önünde?
23 Nisan'da da göreceğiz bunları.Bakalım,çocuklar için de bu kadar para harcayıp,şov yaptıracaklar mı?
Ülke,din devleti oldu da biz mi göremiyoruz yoksa?
Olduk mu sahiden!
23 Nisan'da Atatürk tişörtümü giyeceğim,bayrağımı alacağım,çocukların ellerinden tutacağım ve sokaklarda yürüyeceğim ve Atama çiçeğimi götüreceğim.
Hangi güç bana engel olacak bakalım?
Gücü yeten gelsin.Bakalım kim kazanacak?

15 Nisan 2016 Cuma

#'Şuraya ne kadar kızgın olsak da gördüğümüzde sarılacağımız birisini çizelim.'
Ressam Bob
Şaka şaka.
Şuraya,ne kadar kızgın olsak da gördüğümüzde ağzının üstüne çakacağımız birini çizelim.
Ressam ? wink ifade simgesi;)
Neden mi?
Zaten sarılacak kadar yakın olsaydık,bizi bu denli kızdıracak hareketi yapmazdı.Dost kazık atar mı insana değil mi?
Şuraya ağzını,burnunu iyice dağıttığımız birini çizelim.
Ressam Bob öleli 15 yıl oldu nasıl olsa.
Ruhu bile duymaz artık.
Çaldım,çaktım,rahatladım. :)
#Ülkemizde çocuk tecavüzleri,kadın cinayetleri neden durmayacak?
Bu sabah,bir okula gittim 2. ders saatinde.5. sınıf öğrencisi nefes nefese geldi ve öğretmenden özür kağıdı istedi.Öğretmen nedenini sorunca da'Cuma namazına gitmiştim,1. dersi kaçırdım ondan istiyorum.'
Milli Eğitim...
Adının eğitim olduğuna bakmayın,ne okullarda kütüphane ne laboratuvar ne atölyeler ne de spor alanları var çoğunun.
Öğretmenleri ise....
Öğretmen mi,veli mi,ne olduğu anlaşılmıyor artık.Ne kravatları var ne de eli yüzü traşlı olanı.
Ne yaka kartı ne de önlük var üzerlerinde.Ağızlarında 'Lan,hışt,lan oğlum duymuyon mu?'gibi ifadeler,ders saatinde namaza giden müdürler,öğretmenler....
Soruyorum sizlere,bu eğitim sistemi mi çocuklarımızı eğiterek zararlı herkesten koruyacak?
-Eskişehir'de,17 yaşındaki erkek lise öğrencisi intihar etti.Bunu da,kendisine de tecavüz edilen diğer öğrenci açıkladı.
İlk,orta ve lise öğrencilerine tecavüz nedir,nasıl korunulur,kime anlatılır diye anlatılıyor mu derslerde?
Peki,okullarda ne öğretiliyor,bakınız:
Milli Eğitim'in'Yazarlar Okullarda Projesinde, Ozan Taşdemir imzalı ‘Hariçten Sözler’kitabı dağıtılıyor ve kitapta yazanlar:
- “Bir aşkı, küçük bir ihtimal de olsa mutlulukla ya da cinayetle nihayetlendirebilirsiniz.
-“Genç kızlar için, çılgınlık sefalet, özgürlük ise felaket getirir.”,
-Bilgisayarınız tabii ki dizüstü olabilir ama mümkünse eteğiniz dizüstü olmasın”
İşte bu kafalar,çocuklarımızın eğitiminden sorumlu.
Bugünün çocukları,yarının yetişmiş kadını,erkeği olacak.Nasıl yetiştirirsek,karşılığını da aynı şekilde alacağız.Etek boyuyla ayar verdiğimiz kızlarımızı,halaya dururken elele,HALT yiyen kızlı,erkekli çocuklarımızı nasıl koruyacağız bunlardan?
Bunların,bir de basın kısmı var.Kayyum atanan Zaman gazetesinin eski yazarı Ali Bulaç da buyuruyor ki:Ensar Vakfı tüzel kişilik."Ensar Birinin işlediği suç dolayısıyla Ensar Vakfı’nın yargılanması, itibardan düşürülmeye çalışılması ve vakıf üzerinden siyasi bir muhalefet yapılması ahlaken doğru değildir"
Adam haklı!
Ne var yani,o öğretmeni Ensar Vakfı işe aldıysa.Ne var yani,yasak olmasına rağmen yurtlar,evler açıp da,çocuklara tecavüz edildiyse.
Abartacak ne var da Ensar Vakfı suçlu?
Cidden ayıp ediyoruz gerçekten.
El kadar kız çocukları koşup,oynayacakken saçına dolamış bez parçasını okulda oturuyorsa;kız,erkek çocuklarımız bilim,sanata,spor adına çalışma yapamıyorsa;
Ben,sizin verdiğinizin eğitimin de,sizin gibi eğitimcilerin de.....
Devlet,boşuna mı bizleri meslek sahibi yapıyor? Bunca yıl size verilen emekten utanın!
Memleketin canına okudunuz artık her açıdan.

14 Nisan 2016 Perşembe

#"Bale kursunda bir seks skandalı oldu diye bütün balerinleri suçlamak yanlış"
HDP Milletvekili Altan Tan
Sayın Tan,hayatında hiç bale izledi mi acaba?Hep derim,saçını boyayan insanların saç diplerinde boya sızıntı yapıyor içeriye ve saçmalamanın zirvesine ulaşıyorlar.
Bunların bir de Tuğçe Kazaz'ı var biliyorsunuz.Attığı twitlere akıl,sır ermiyor kadının.
Sayın Tan da,erkek versiyonu demek ki.
İçinizde baleye giden vardır.Tütülerin içinde bir kuğu edasıyla dans eden balerinler,müziğin ritmiyle dönen baletler....
Bale,çok estetik bir sanat.Sahnede izleyenler bilir bunu.
Bale sanatıyla tecavüzü eşdeğer tutmak için zeka katsayısının ne olması gerek acaba?
Öncelikle,Ensar Vakfı olayı seks skandalı değil,10 çocuğa,hastane raporuyla edilmiş tecavüzün adı.
Tecavüz.....
Bir insanın başına gelebilecek en korkunç şey olmalı.Hele çocukların başına gelmesi.....
İnsanın aklı duruyor açıklamaları okudukça.
Bakın,150 STK,Ensar Vakfı'na destek çıkmıştı ve 'Olamaz!Bu insanların da çocuğu var'demiştim.
Bolu'da,25 STK (Sivil Toplum Kuruluşu)daha bu dinci vakfa destek vermiş.
Bakın açıklamaları ne: 'Yaşandığı iddia edilen çirkin hadise bahane edilerek Ensar Vakfı'nın şahsında islami çalışma yapan kurumlar itibarsızlaştırılmak istenmektedir.'
Bakın ne diyor açıklamada:İslami Çalışma Yapan Kurumlar!
Bu bile bize,bu vakıfların ne olduğunu anlatmalı.
Siz hiç,zengin birinin çocuğunun bu dinci vakıflara gönderildiğini,yatılı kaldığını duydunuz mu?
Duyamazsınız!
Çünkü;bu vakıflara,çocuğuna eğitim verileceğini düşünen,yoksul insanlar gönderir.Çocukları yatılı kalacaktır,yemek bedava,eğitim bedava.
İşte,bu dinci vakıflar,tuzaklarını bu ailelerin üstüne kurar.Çocuklarını ele geçirmenin yolu da yatılı eğitimden geçer.Gece,gündüz sözümona eğitim dedikleri şey,aslında DİNDAR BİR NESİL yaratmak üzerinedir.
Düşünmeyen,sorgulamayan,yalnızca biat eden ve istediklerini yaptıracakları din savaşçısı yetiştirmek.
Yurt açma yetkileri olmayan bu dini vakıflarda,çocukların başına her şey gelecektir.
Emin olun,Ensar Vakfı da bir tesadüftür.
Hangi vakıf,yurt,kuran kursu denetlendi bugüne kadar?
Biraz deşeleyin,bakın altından neler çıkacak bu vakıfların.
Gelelim Altan Tan'a....
Hayatında terörden başka düşüncesi olmayan birinin sanat hakkında böyle konuşması ve baleyle,tecavüzü eşdeğer kılması ne acı!

13 Nisan 2016 Çarşamba

#Özgecan Aslan.....
Gencecik bir kız ve vahşice katledilmesi ve katili Suphi Altındöken'in öldürülmesi ve annesinin feryatları.
Adana- Kürkçüler cezaevinde baba,oğul kurşunlandı ve oğul,S.Altındöken öldü.Cenazesi ortada kaldı çünkü hiç kimse ölüsünü dahi kabul etmiyor.
Cezaevine o silah nasıl girdi,50 seneye mahkum olan birine bu cinayeti kim işletti ayrı konu elbette. 
Aslında bu olay,toplumsal ruh sağlığımızın ne kadar bozulduğunun da bir göstergesi.
Bir genç kızı,böyle vahşice katletmek için nasıl bir ruh halinde olunur?Geçmişinde ne yaşanmıştır ki,bir cana böylesine gözü dönmüşcesine kıyılır?
Psikologlar,Psikiyatrlar bu konuyu iyice araştırmalı artık.Toplumsal cinnet boyutunu aşalı çok oldu.
Katilin annesi feryat ediyor'Ben anayım,ne yapayım oğlumu gömdüremiyorum'diye.
Evet,o bir ana.
Peki,bu anada suç yok mu acaba?
26 yaşına kadar getirdiği oğlunu nasıl yetiştirdi?Nasıl bir aile ortamı sundu?
Çocuklar masum doğar.Bozulma,büyüdükçe başlar.Aile ortamı,sokaklar,okul,aldığı eğitim...
Hepsi,bir insanı şekillendiren unsurlardır.S.Aldındöken'in yetişmesinde,bu zincirin halkalarından epeycesi kopmuş olmalı.Anası,babası,ailesi,sistem bu işten sorumludur.
Sağlıklı bir aile ortamında yetişmeyen çocukların geleceği ya katildir ya hırsızdır ya tecavüzcüdür ya da....
Aksi olabilir mi?
Bir insanın bu kadar vahşice cinayet işlemesini akıl almıyor.Bilmem,Özgecan'ın son halini görmüş müydünüz?
O fotoğrafı hiç unutmadım.Yarısı yanmış bir beden,kesilmiş elleri ve cenin gibi bir can veriş.Çocuk,nasıl acı çekerek öldüyse artık!
Çok acıydı,çok.
Annesi feryat ediyor ama bunları yapan da yetiştirdiği evladı.
Adı,sanı bilinmeyen bir yere gömseler gizlice en doğrusu olurdu.
Çünkü,mezarı ziyaret edilecek ve adına taş dikilecek biri değil oğlu.
O bir katil.Hem de en vahşisinden.
O bir ana ve elbette ciğeri yanıyor ama böyle cinayetlere kurban olanların analarını ne yapacağız?Bu kadar kolay mı affetmek katilleri?
#Hükümet,dünyada yalnızca bizde çocuklara armağan edilen 23 Nisan Çocuk Bayramını,terör nedeniyle iptal etti.
Bir hükümet düşünün,istihbaratı var,bir ülkeyi 14 yıldır yönetiyor ama ülkenin her yeri kan revan içinde,bombalar patlıyor,insanlar ölüyor,şehit tabutları ardı ardına sıralanıyor ve becerebildiği tek şey yasaklar!
İnsan,cidden merak ediyor,AKP hükümeti ne işe yaradı 14 yıldır?
-Yol mu yaptı?Üstünden belki de hiç geçmeyeceğiniz otobanlara ekmeğinizi sürüp yiyeceksiniz değil mi?
-Havaalanı mı yaptı?
Yaşadığınız il ve ilçeden hayatınız boyunca çıkmamışsınız ve hiç binmeyeceğiniz uçak için alkış mı tutuyorsunuz?
-Çocuklara tecavüz ediliyor DİNİ VAKIF'ların kurduğu okullarda,yurtlarda,evlerde.
O çocuklar sizin değil diye şikayet mi ediyorsunuz,sokağa mı dökülüyorsunuz?
Bir gün,o tecavüzün sizin çocuğunuza denk geleceğini de biliyorsunuz umarım?
Bu toplum,sözde müslüman ama her türlü çirkeflik,hırsızlık,tecavüz,taciz,ahlaksızlık,rüşvet,gözünü kapama,bu ülkede yaşanıyor,Patagonya'da değil.
Üç maymunu oynamanın alemi yok.
Bu ülke insanının (İstisnalar dışında elbette)geneli AHLAKSIZ!
Dini eline alan,her haltı karıştırıyor bu ülkede.Her sokağa cami dikmeyi düşünenler,memleketin ırzına geçiyor sürekli ve bir kabulleniş,bir aymazlık gidiyor.
Din,en iyi sömürü aracıdır.
Çocuklarımıza tecavüz edenlere bakın,hacı,hoca,imam,dini vakıflarda öğretmen....
Önüne yatan,yatana....
Ülkemizde neden bu kadar tecavüz yaşanıyor fikriniz var mı?
Cinsel açlık,cehalet,dini baskılar ve savunmasız insanları alet etme.
Ailelerin,erkek çocuklarını kutsal saymaları ve bu çocukların cinsel cehaletle,organlarını kutsamaları yüzünden geliyor bu haberler.
Cübbeli Ahmet denen bir şarlatan var örneğin.Bir kitap yazmış adı ŞİFA AYETLERİ.
Bu kitapta,neden bunca tecavüz yaşanıyor ibretlik açıklaması var.
Bakara suresinin 260. ayetini arapça yazmış ama Türkçe meali yok.Kendince şu yazmış:Bakara suresinin bir kısmı suya okunur,üflenir.Okunan bu su,cinsel organa serpilir,kalan su içilir.
Ama Bakara Suresi ne diyor?'Ey rabbim,ölüyü nasıl dirilttiğini bana göster.'
Cübbeliye göre ölüyü diriltme dediği şeydeki ölü,tenasül organı,yani cinsel organı.Nasıl da önemli değil mi erkeğini uzvu?
Ne alakası var Bakara Suresindeki ölüyle?
Bu kadar kutsanan şeyi bir işe yaratmaya kalkıyorlar ve önüne gelen çocuk,kadın,hayvan...
Ne fark eder?
Hükümet haklı aslında 23 Nisan'ı yasaklamakta.
Kendi çocuklarımızı koruyamıyoruz,Ya gelen diğer ülke çocuklarını nasıl koruyacaktık bu sapıklardan?
Beyinleri,cinsel organında yer alan güruhla,bu ülkede daha çok tecavüz olayı yaşanır.

12 Nisan 2016 Salı

#Suudi Kralı,altın klozet isteyince anılarım aklıma geldi.
Birkaç yıl önce,bir evin dekorasyonunu yapıyorum ve ev sahibi altın varaklı banyo takımı istedi.
İstedi ama ,ülkemizde üretimi yok o yıllarda.Mecburen yurt dışından getirmiştik.O günden aklımda kalmıştı:'Be mübarek adam,elini yıkadığın lavabo,tüketim fazlasını attığın klozet altın olmazsa yediklerini içinde mi tutacaksın?Her durumda gidecek onlar.Altın varak olunca daha mı kaliteli.....'
Neyse....
Akşam akşam terbiye sınırlarını aşmayalım.
Bu anının üstüne,şu görgüsüz Arap Kralının istediği altın klozet geldi de dejavu yaşadım bir anda.
'Be Kral adam,adam kral,yediğin belli,içtiğin belli.Dolayısıyla çıkacak posa da ortada.Nazik k... altın kaplama klozete oturmayınca aşınacak mı?'
Yeminle manyaksınız oğlum!
Tanrı,sizin gibi görgüsüzleri insanlığa ne diye verdiyse artık?
Yemeklerinize altın tozu mu k-atıyorlar da çıkacak altın değerinde olsun.
Bildiğiniz .... işte!
Gideceği yer de belli zaten.Kanalizasyon. :)smile ifade simgesi

11 Nisan 2016 Pazartesi

#Diyarbakır-Hani ve yine şehitler....
Sol yanım acıyor.
Ah analar,ah!
#BEŞİKTAŞ-ÇARŞI-İNÖNÜ STADI-FİKRET ORMAN 
Ve Vodafon Arena mı ne?
İstanbul'da öğrenciyken,Beşiktaş'taki okulumun yanıbaşı İnönü stadyumuydu ve Beşiktaş'ın hemen her maçına giderdim.
'Hakem!Anlarsın ya! nidalarını çok duydum ama sonra maçlar bitti.
113 yıllık Beşiktaş,futbol tarihinin en büyük takımlarından biridir ve her daim,dimdik ayaktadır.
Beşiktaş'ın başkanlığından kimler geldi,kimler geçti bugüne kadar ama hiçbir Fikret Orman gibi,kimselerin eteğini öpmedi.
10 dakikada 38 kere 'Cumhurbaşkanım'diyen Fikret Orman'ın işleri mi bozuldu acaba?
Hani,bu kadar yağcılığın bir nedeni olmalı da,insan merak ediyor.
Beşiktaş ve ÇARŞI Fikret Orman'a feda edilecek bir kulüp değildir.O gider,diğeri gelir ama nasıl anılır anlar umarım?
İnönü Stadyumu....
İstanbul'a her gidişimde mutlaka stadımızın önünden geçerim.FİYAPI oldu canım sıkıl.Şimdi de Vodafon Arena öyle mi?
Nasreddin Hoca'nın dediği gibi;Parayı veren stadyumda düdük öttürüyor belli ki ama orası İNÖNÜ STADYUMU!
Bunu da iyi bilin.
İnönü'ye 'İki Ayyaş'diyen RTE'ye,boş statta açılış yaptırmak da ne oluyor?
Kime sordular bunu?
Cumhurbaşkanı ÇARŞI'dan bu kadar korkuyormuş demek?
Stadın yapımına 50 Milyon civarı para verildiğini açıkladı sayın cumhurbaşkanı.
Stat yaklaşık100 milyon dolara, yani toplam 225 milyon liraya mal oldu.50 milyonu verince topa vurma hakkını kendinde buldu demek ki cumhurbaşkanı?
Boş tribünler,sahada yüzlerce koruma ve top sektiren cumhurbaşkanı.....
Bir zamanlar Kasımpaşa'da futbol oynayamadığı bilinen birinin içindeki ukdeyi söndürmek Fikret Orman'a mı kaldı?
Orası İnönü Stadyumu,orası Beşiktaş'ın ve orası Çarşı'nın.
Birileri,bunun anlamını hala öğrenememiş belli ki!
Neydi sloganımız:
ÇARŞI,HER ŞEYE KARŞI!
Memleketin en yürekli örgütsüz muhalif grubu!
Bugün 11 Nisan ve nihayet İnönü Stadımız ÇARŞI ile ve halkımızla ve taraftarımızla,resmen açılıyor.
El,etek öpenlere duyurulur!
#AKP milletvekili Selçuk Özdağ,hayvan tecavüzüne verilen 6 aylık hapis cezasını çok bularak“İnsanlara şans vermek gerekir, yanlış yapabilir, hata yapabilir, bu insanlar için de geçerlidir” dedi.
Vekil haklı elbette.Hayvan dediğin nedir ki?Tecavüz edersin,tekerin altında ezersin,aç bırakırsın,tekmelersin....
Ondaki can değil,kağıt parçası çünkü,kirlet-at!
Böyle düşünen aşağılık insan sınıfı diye de bir şey var bu memlekette.
Sapık heriflere bir şey sormak isterim:seks,türler arasında yapılan bir eylem.
Köpek,kediyle çiftleşmez,kaplumbağa tavşanla birleşmez.Türler birbirini dengeler.
Peki,bir insanın hayvana tecavüz etmesi nedir?
Bundan neyi anlamamız gerekiyor?
Sapıklığın 6 ay cezası fazlası olur mu?Bugün,hayvana tecavüz eden sapık ruhlu bu adamlar,yarın da çocuğa,diğer günde kadına tecavüzü hak görür kendinde.
Cezayı artıracağına indirime gidiyor bu vekil mi neyse,biri.
Suçu azmettirme,yenisine yol açmadır bu indirimin açılımı.
Adamı serbest bırakalım da,sokakta gördüğü tecavüz edemediği başka hayvan kaldıysa onları da sıraya dizsin.
Oğlum,yeminle manyaksınız siz ve ne sizden ne de sizin gibilerden bu memlekete hayır gelmez.
Çocuklarımızı sizden koruyamıyorken,hayvanları nasıl koruyacağız?
Hayvan bu,çığlık da atamaz ki!

10 Nisan 2016 Pazar

#Bu fotoğraflara bakıp da,vicdanı sızlamayacak biri var mıdır?
Sevgili belediye başkanı ve bu hayvanlardan sorumlu kişiler.....
1.5 ay önce,barınak konusunu konuşmak için belediye başkanıyla görüştüm.Daha önce de,hayvanların dozu ayarlanmamış iğnelerle yetkililer tarafından öldürüldüğünü biliyordum.Elimde iğneler ve öldürülen hayvanların fotoğrafları var.
Bunu başkana da söyledim üstelik.'Barınak yapılacak,proje hazır vs.'diyerek beklemeye almıştım ama.....
Dün,hamile kedimizi araba tepeleyip,karnında yavrularıyla öldürünce,sokağa atılan ve 4 gündür beslediğimiz bu yavrulardan birini yine araba tepeleyince,'Bu kadar bekleme yeter sayın başkan.Bu hayvanlar için gerekeni yapmıyorsunuz.Eline tüfeği alan,tavuklarımı yedi,güvercinimi ısırdı diyerek bu hayvanları öldürüyorsa;sokak hayvanlarının aşıları ve kısırlaştırma işlemleri yapılmıyorsa,veterineriniz ve yetkilileriniz konuya yeterince eğilmiyorsa;bana farzdır bunları yayınlamak.
'Barınakta tutulan yavru hayvanların beslenmesi yetersiz,kuru mamalarla işi götürüyorsunuz ama ya yavruların sütü nerde?
Dün,bir arkadaşım barınağa gitti ve anlattıkları:'Yavrular perişan,Köpekler aç,her yer pislik içinde.Temizleyen yok,sorumlu yok.Hayvanlar çaresiz.'
Ömer Bey,sokakta yaşayan bu hayvanlardan siz sorumlusunuz.Bütçe yetersiz diyerek geçiştiremezsiniz.

Veterinerlerinizin görevi, aşılama ve kısırlaştırma işlemini yapmak.
Sizin göreviniz de,bunları sağlamak.Ne için belediye başkanısınız?
Yalnızca yol yapmayla yol alınmaz!
Kadroya aldığınız kişileri hangi kritere göre alıyorsunuz?
Böyle olmaz sayın başkan,böyle olmaz!