31 Mayıs 2014 Cumartesi

Gezi Parkı yine kapatıldı.
TOMALAR,POLİSLER,TAZYİKLİ SU,COPLAR,BİBER GAZLARI.......

PEKİ NİYE?
Bir başbakan,bir iktidar halkından bu kadar korkar mı?
Tam 1 yıl önce başladı,Gezi'deki olaylar.27 Mayıs'da başlayan ağaç kıyımı tam 19 gün süren şiddet ve bütün yıl boyunca ülkeye dağılan bir hareketin başlangıcı oldu.
Kırmızılı kadın,duran adam,çadır kuran gençler....
Sosyal medyanın da etkisiyle olay büyüdü ve insanlar ağacına,parkına,kuşuna,böceğine,çiçeğine koştu.
İş makinelerinin,tomaların,polislerin önünde etten bir duvar oluşturdular.
Şarkılar söylendi ''Çapulcu musun vay vay''diye,tencere tava çalındı balkonlardan.
Kimse korkmadı başbakandan,destan yazan polislerinden.
İşte bu yüzdendir ki canları yitirdik.
Ethem,Berkin,Ali İsmail,Mehmet,Abdullah ve diğerleri.....
Gözünü kaybedenler,biber gazından öldürülenler,coplananlar,saçı çekilenler,yerlerde sürüklenenler.
Bu,AKP hükümetinin ülkede yarattığı tablodur.
Başbakanın,türbanlı bacılarI da eylem yapmış,cop yemiştir.
Arkasına sığındığı her şeyin yalan olduğu bir başbakan,bugün çıkıp hala '' Tencere tava,aynı hava,çözüm sürecini sabote eden geziciler,giden gitmiştir,eli bilyeli terörist''gibi konuşmalar yapıyorsa,hala korkusu geçmediğindendir.
1 koca yıl geçti ama insanlar yılmıyorsa,parka konuşuyorsa 50 değil,150 TOMA da yığsan,bu halkı sindiremeyeceğini anlamıyor.
Bu gençlik,kadını erkeği ile başına türbanı dolayıp,kendini aşağılayan bir erkeğe ... kılı olmayan,ellerindeki pankartların içini hiç sorgulamayan,üç kuruşa oy veren insanlardan oluşmayan,onurlu,dimdik bir gençliktir.
% 43 oyun arkasına sığınıyor ama geride kalan % 57 oy var bu ülkede.
Öfke patlaması yapması da,kontrolü kaybetmesi de bundandır.Saldırdıkça,saldırıyor.Halkı sindiremedikçe daha çok öfkeleniyor.
Parkı,kapatığını sanıyor ama o park,halkın malı.Babasının malı gibi ağacı kesemez,düşlerini gerçekleştiremez.
Topçu Kışlasını yapamadı,AKM'yi yıkamadı,cami de konduramadı......
Bu ülke,Atatürk'ün çizgisinden sapmayacak,bunu da hala anlamadı.
Ekranlarda yüzüne bir bakın,başbakanın.Ne göreceksiniz bakalım?

İstanbul valisi H.A.Mutlu ''Parkta,Ihlamur kokuları var mı gençler''derken,çadır kurmuş gençlere biber gazıyla saldırdırtıyor ve eminiz ıhlamurunu içerek mutlu ediyordu kendini.
Onca olayda sesi çıkmayan Beyoğlu Bel.Bşk.Misbah Demircan ise ''Kaos oluşturan,kötücül aklı'' şiddetle kınamakla yetiniyordu bu yıl.
Gezi olayları için,sanatçılar bildiri yayınladı,Boğaziçi Caz Korosu yine şarkılar söyleyecek.Pandomim ustaları yine duracak,tiyatrocular,karikatüristler,tencereci teyzeler,deniz gözlüklü gençler ve yaratıcı bütün çözümleri bulan halkımız.....
Güçlü olan bizleriz.
Meydanlara topladığı farkındasız insanlara da ağaçlar,gölgeleri,kuş sesleri,doğa gerek olacak bir gün.
Umarız,farkı fark edecekler.
Umarız.
Lakin;eğer uyanmazlarsa vakit çok geç olacak.

BİR AĞAÇ,BİR ÖMÜR ÇÜNKÜ.GİTTİ Mİ,GİDER.

29 Mayıs 2014 Perşembe

Hani,bazen bir erkek çıkar ve saçma sapan yazılar yazar ve bu adamlar gerçekten aklı başında mı dedirtirler ya insana.....
Hatta '' La havle ''çekersiniz ya.....
İşte,beynin içindeki kıvrımlı bölgenin ne işe yaradığını anlamadığımız,mümtaz bir şahsiyetten inciler: ''Kırmızı renkli otomobilleri,genelde üniversiteli kadınlar kullanıyor.Sert sigara içiyor ve alkol kullanıyorlar.Ya evlenmiyorlar,ya da boşanıyorlar.Bu kadınlar kavgacı,çok kaza yapıyorlar ve CHP'ye oy veriyorlar.''
İmza: Aman,boş verin.Çok da lazım değil. Hadi yazıvereyim.Hani dili ak mıydı,pak mıydı nedir,biri var ya.Sürekli birilerini hedef gösterir yazılarında.Önemli biri değil anlayacağınız. . 
Hadi,biraz analiz yapalım: Türkiye ortalamasında,arabalarda en çok kullanılan renk gri.Kiri,tozu en az gösteriyor çünkü.
Kırmızı araba da var ama direksiyonda genelde erkekler oturuyor.Direksiyon başında sigara içen kadın pek görmedim ama erkeklerin maşallahı var.
Bir kadın,en fazla iki kadeh içer.Peki,ya erkekler?
Üstelik de,alkol kullanan kadını direksiyonda göremezsiniz.Kaldı ki,kadın sürücüler dikkatlidir.Trafik kazası yapan şoförlerin kaçı kadın da bu yargıya varılmış?
Kırmızı araba kullanan kadınların evlilik düşmanı olduğunu kim söyledi?
Adam,kalitesizse,rengin ne suçu var? 
Ama en çok CHP'ye oy vermelerine takılıyorum. 
Ne yapmış bu ak-pak adam?Kadınlar oy verirken takibe mi geçmiş yoksa?
Bir kadının hem kırmızı arabası olacak hem de kavgacı olacak hem kaza yapacak hem de CHP'ye oy verecek ......
Dedem yaşasaydı ''breh breh breh yoruma gel''derdi sanırım. 

Size bir şey söyleyeyim mi:Böyle adamların karşısına kırmızı arabası olan,sigara,alkol kullanan,bekar ya da boşanmış bir kadın çıkacak,emin olun dibine düşerler.
CHP'ye oy vermesi falan da hikaye olur inanın. 
Böylelerini,kırmızı araba kullanan kadınlar kale almayacağından,sataşacak yer arıyorlar belli ki.
Adamda,biraz da karizma olmalı .Aynaya bakmamış,kadınlara laf atıyor.
Bir erkeğin,görüntüsü de,dili de ak,pak olacak.Duruş faul,görüntü defolu.Derdi neyse artık? 

Ömür yeterse,bir gün kırmızı bir araba alacağım ama bu adamın söylediklerini hiç yapmıyorum.
Tüh! ne olacak şimdi? 
Delilikle dehalık arasında ince bir çizgi var derler.
Bizde,çizginin altıyla,üstü bir türlü ortalanamıyor demek ki.
Bir ülkenin Ulaştırma Bakanı''Deprem sırasında telefonlarınız çekmiyorsa bizi arayın'' der mi?
Neyin kafasını yaşıyor bu adamlar?
Hani,alkol mü kullandılar ve doz aşımından saçmalıyorlar diyeceğim ama bunların başı da ayrana sarmıştı.
Korkudan başka beyaza bakamazlar bile.
Yine inanıyorum ki; tanrı,bu AKP'yi, Türk milletine kamera şakası olarak gönderdi.
İzahsız adam bunlar çünkü. 
''Tencere tava,hep aynı hava''
Bu sözü anımsadınız mı?Geçen yıl,GEZİ PARKI olaylarının sonunda BAŞBAKANIN Atatürk havaalanında,yurt dışına kaçarken söylediği sözdü.
Başbakan,Reyhanlı'da insanlar parçalanır,FAS'a kaçar,Gezi Parkında milyonlar sokağa dökülür ama o yine kaçar.
Kaçar ki,olaylar durulsun,millet sinsin ve geri geldiğinde gündem değişsin.
Ama bu kez öyle olmadı.
Geçen yıl 29 Mayıs'da başlayan protesto eylemlerinin sonunda 9 insan devlet eliyle öldürülmüş,11 kişinin gözü çıkarılmış ve yüzlerce kişi de yaralanmışsa ve hala gündemde Gezi varsa,bu iş bitmemiştir.
Başbakan,bunu hala anlamadı.

ASLINDA GEZİDE NE OLDU?
Ülkemizde bir grup cahil var.Hala Gezi protestosunu 12 ağaç sanıyor.Olay,ne ağaç ne de örgütlü eylem.
BAKINIZ GEZİ NEDİR?
Gezi Parkı,Taksim'in orta yerinde,insanların nefes aldığı bir akciğerdir.Yüzlerce ağaç,kuşlar,kedi,köpekler mesken tutmuştur parkı.
Ben de çok soluklandım orda.İstanbul'un en sevdiğim köşelerinden biridir,Gezi Parkı.
BAŞBAKAN,Türkiye Cumhuriyetinden nefret eden bir insan.Laik ve çağdaş bir görünümünü yalnızca kıyafetinde yansıtıyor ama aklı şeriat özlemiyle tutuşan bir yapıda.
Başbakanın en büyük düşü,Taksim'e bir cami kondurmak ve Cumhuriyete isyanı planlanan Topçu Kışlasını yapmak.
Emin olun,yapmadan ölmeyecek.
AKM'yi yıkmak istemesinde de bu amaç yatıyor.Nefreti öyle yoğun ki,asla Atatürk'ün adını söylememesi bundan.
Bakınız,Taksim yayalaştırma projesi,bu amaca hizmet etmek için yapıldı ancak beceriksiz mimarların proje eksikliğinden çıkan sorunla Gezideki ağaçlara kıyılmaya çalışıldı ama bugüne kadar başbakanın baskıcı sözlerinden,herkesin yaşamını ipotek altına almasından,diktatör hevesindeki tavırlarından bıkan yaşlı,genç,türbanlı,türbansız,öğrenci,ev kadını herkes isyan etti.
Yani GEZİ PARKI,BAŞBAKANA VE DAYATTIKLARINA BİR İSYANDIR.
BUNU HALA ANLAMAYAN VAR.BUNDAN SONRA DA ANLAYAMAZLAR ZATEN.ÇÜNKÜ ONLAR BAŞBAKANIN..... KIL OLMAYI TERCİH EDİYOR.

GEZİ PARKI NEDEN ÖNEMLİ?
EGE beşik gibi sallanıyor günlerdir.
Olası bir MARMARA DEPREMİ de bekleniyor biliyorsunuz.
Şimdi soruyorum sizlere:İstanbul'un her yeşil alanına AVM dikerseniz,gökdelenler yaparsanız,olası depremde İstanbul halkı nereye sığınacak?
AVM'lere koşarlar artık.Tabi,çürük binalardan sağ çıkabilirlerse.
Ne bir uygulanan deprem yönetmeliği var ne de DASK paralarıyla yapılan yatırım.
Toplanan paralarla DUBLE YOLLAR YAPMIŞLAR NE HOŞ.
İstanbul sallanırken duble yollar kurtarır halkı nasılsa.
Taksim ve civarında,halkın çıkacağı tek yeşil ve güvenlikli alan GEZİ PARKI.
Taksim,Harbiye,Cihangir,İstiklâl,Elmadağ,Pangaltı.....
Buraların geneli eski ve sık yapı.Bir deprem anında üst üste yığılmış bu binalardan kaçı sağlam kalır,kaçından sağ insan çıkar?
BAŞBAKAN,bunu düşünecek ve yeni projeler yapacakken,ya kendi küpünü doldurmanın telaşında ya da İSTANBUL'UN CANINA OKUMA.
BAŞKA İZAHI VAR MI YAŞANANLARIN?

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Ne kadar sıkıştırılmış hayatlar yaşıyoruz.Toplum baskısı,aile baskısı derken,yitirdiğimiz ne çok hayalimiz yarım kalıyor kim bilir?
Gidilmemiş ne çok yolumuz,keşfedilmemiş ne çok gizli,saklı köşe var daha.
Ömür dediğimiz şeyin kısalığı,uzunluğu nedir bilmiyoruz.
Bize sunulmuş bir yaşam var elimizde.hayal kırıklıkları,mutluluklar,hüzünler,coşkular....
Her şeyi içinde barındırıyor.
Mutluysak da,değilsek de nedenini kendimizde aramalıyız.
Özümüz,iç sorgulamamız ne zaman ki olgunlaşır,işte o zaman yaşamın anlamını doğru buluruz.
Her yaşanandan bir ders çıkarmak gerekir.Belki de,önümüze yeni kapılar açacak bir fırsat var karşımızda.
Hayatı,doğru okumalı insanTabi,bunun için de,hatırı sayılır darbe yemek,düşmek,kalkmak,yeri geldiğinde tokatı asıp gitmek gerekir herkese.
Hiç,ama hiç kimse sizden daha önemli olmamalı.
Dünya yüzünde 7 milyar birbirine benzemeyen insan var.Her birimiz bir değeriz kuşkusuz.
Kendi farkındalığının,farkında olmalı insan.
Çok derine dalmadan yaşamalı hayatı.

Ne demiş büyük şair Can yücel:
.........
FARK ETMELİ
Ömür Dediğin Üç Gündür,
Dün Geldi Geçti Yarın Meçhuldür,
O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,O Da Bugündür.

Bu dünyaya bir daha mı geleceksiniz? Bağırın,çağırın,çılgınlık yapın,önyargılardan uzaklaşın,kimseyi takmayın.Bu beden,bu ruh size ait değil mi?Birine verilecek hesabınız mı var?
Yaşayın gitsin. 

25 Mayıs 2014 Pazar


"Hiçbir acı baki değildir. Üflersin geçer. Bazılarına daha çok üflemen gerekir, hepsi bu." 
Sabahattin Ali 

Elbette hiçbir acı sonsuza dek sürmez ama....
Ne kadar üfleseniz de,bir an gelir ve bir kırılma noktası yaşar insan.
Geçmeyen yara gibidir yaşananlar,yalnızca kabuk bağlar.
NE BERBAT BİR ŞEY;

Destan yazan polisinin öldürdüğü Uğur Kurt için''İşin peşini bırakmayacağım''diyen,yine polisin öldürdüğü,14 yaşındaki Berkin Elvan'ı terörist ilan eden ve ''Geçmiştir,gitmiştir''diyebilen ama Soma'da öldürülen madencilerin sorumlularını koruyan,Köln fatihiyle,
''Öldürmek polisin yetkisinde olmalı''diyen
AKP'li İzmit Belediyesi Meclis Üyesi ve Başkan Yardımcısı İbrahim Bulut ile,
''Musibetler Allahın ikazı.Zulüm arttıkça afet gelir'' diyerek,dünyanın hala öküzün boynuzlarında durduğuna inanan öküzlerin olduğu bir ülkede;
(Öküzlere de hakaret oluyor aslında.Onlar bile çifte sürülüp,işe yarıyorlar) 
aynı havayı solumak,aynı suyu içmek,aynı yolda yürümek

DEĞİL Mİ? 

24 Mayıs 2014 Cumartesi


''Ve çok geçten daha kötüsü yoktur hayatta.''
Sabahattin Ali 

Eğer,aklınıza bir şey düştüyse,sonunu çok da düşünmeyin.İnsan ömrü dediğiniz şey,göz açıp,kapatıncaya kadar.
Hayattaki,en kötü sözcük,''Keşke'dir.Sakın söylemeyin.
Çok geç kalmayın dilinizdekileri boşaltmak için.Sonuçta kazanmak ve kaybetmek yarı yarıya.
Ya tura gelirse?
Yunanistan'da,Gökçeada açıklarında,6.7 büyüklüğünde bir deprem oldu.
Umarız,can kaybı yoktur ama aklımıza hemen Sinop'ta Japonya'nın, Akkuyu'da Rusların yapacağı nükleer santraller geldi.
Soma'nın içler acısı ortadayken,yanıbaşımıza nükleeri dayayan AKP hükümeti,nasıl can güvenliğimizi sağlayacak?
Fay hattının üstünde kurulacak santralde,olası bir deprem anında,Japonya bile FUKUŞİMA ile baş edemezken,bizim halimiz ne olacak?
Bana,bir vatandaş olarak sordular mı ''Santral kuralım mı?''diye.
Çernobil'in izlerini silebildi mi Rusya?Karadeniz'de,kanserden ölmeyen var mı?
Ülkemizin ,doğusundan,batısına,kuzeyinden,güneyine yaşayan ;insanlar,hayvanlar,ağaçlar,çiçekler,
böcekler ve tüm doğa için

NÜKLEER SANTRALİ İSTEMİYORUM.
SOMA'da aslında ne oldu?
Devlet niye var?
İki soruya yanıt bulduğumuzda,Soma'yı belki daha iyi analiz edebiliriz.
İşbaşına gelen hükümetlerin temel görevleri vardır.İnsan yaşamının kalitesi,ücret eşitliği,özgürlük,demokratik haklar,iş ve işçi güvenliği,sendikalar,işverenler diye listeyi uzatabiliriz.
Günümüz siyasetinde izlenmesi gereken yol ''Önce insan,önce iş güvenliği''olması gerekirken;''Önce üretim,önce kâr''düşüncesi hakim olduğundan,Soma'da yüzlerce işçi öldürüldü.
Bu maden cinayeti neden yaşandı?
En büyük suç AKP hükümetinindir.Başbakanın Soma'yı,olağan karşılaması,işin fıtratında var demesi,zaten toplumu yeterince ahmak yerine koymaktır.150 yıl öncesinin maden kazalarından örnekleme yaparak,işe kılıf bulmanın adı da yoktur.Gelişmiş ülkelerde maden kazaları elbette yaşanıyor.Peki,neden orda işçiler ölmüyor?
150 yıldan bu yana,''Önce insan ve önce iş güvenliği''dedikleri için olabilir mi?
Teknolojiyi kullanmak,insanları eğitmek,bilimden yararlanmak olabilir mi?
Monitörlerden izlenen sistem,başındaki yetişmiş elemanlar,görev bilinci,donanımlı araçlarla maden işletmeciliği olabilir mi?
Mühendis Akın Çelik'e ''Madende ısı yükselmesi var''dendiğinde,''Çocuğum hastaydı.1 saat sonra gittim madene''demesi,bu madenin,ölçüm cihazlarının başında kim vardı sorusuna yanıt istemez mi?
SOMA,bir cinayetin adıdır.
Yalnızca SOMA HOLDİNG A.Ş.mi suçlu?
Elbette değil.
O madene işletme ruhsatını veren hükümet,yeterli ve gerekli denetim mekanizmasını çalıştırdı mı?
TKİ'ne bağlı madeni,RÖDOVANS (Yani,kiralama)işlemini yaparken,iş ve işçi güvenliği,çalışma koşullarına bir ayar verildi mi?
Üretim sınırlaması getirilmeyen ve kota fazlası kömürü alacağını beyan eden AKP hükümeti,halka seçim yatırımı diye bedava kömür dağıtmak için SOMA A.Ş.ye imtiyaz tanımıştır.
Devletten,kâr elde edecek bir işveren de ne yapmışsa,onu yapmıştır şirket.Maliyetleri düşürmek için işçiyi gözden çıkarmıştır.
Yani,işçileri,2005 üretimi,miadı dolmuş Çin malı küflü maskelerle,bahçıvan çizmeleriyle,bahçe eldivenleriyle,aç,susuz ve zorlayarak, bile bile ölüme göndermiştir.
Tarlası,bağı,bahçesi elinden alınan Soma çiftçisi de,kredi borçlarını ödemek için ölüm yerine,yani madene inmeye zorlanmıştır.
İşte SOMA gerçeği budur.
ALP GÜRKAN,artık rahat rahat satar Spine towers dairelerini.Protesto edin ve almayın diyeceğim ama,gariban zaten rüyasında bile göremez o daireleri.Kaymak tabakası da,zaten işçi ölümlerini önemsemeyecektir.

AKP-SOMA HOLDİNG A.Ş. İŞBİRLİĞİYLE İŞÇİLER ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR.
Emin olun,hiçbiri suçlanmayacak,her şey unutulacak ve hiçbir vicdan sızı duymadan yatağa gidecek hepsi.Bakmayın,döktükleri timsah gözyaşlarına.
Madenci eşleri gözü yaşlı,432 çocuk yetim kaldı.
İŞTE GERÇEK BU.

23 Mayıs 2014 Cuma

Bu,AKP yalakalarının işi de ne zor.Ağızlarından salyalar akıtarak,kalemlerinden yağ damlatarak iş kotarmaya çalışıyorlar ama,adamda,bir kez omurga kırıldı mı,ne yapsalar da boş.
Ortalıkta,öyle çoklar ki,acaba hangisini konu etsem?
Hemen,twitterdeki müthiş açıklamasıyla Engin Ardıç geliyor. 
Bakınız,Yalova seçimleri için ne demiş:''CHP,Yalova için Fatih Ürek'i aday göstersin.''
Tam bir rezillik içeren,homofobik açıklama bu.
Homofobiyi biliyorsunuz.Eşcinselliğe duyulan nefret.
Sevgili Engin Ardıç,Fatih Ürek,elbette aday olabilir.Cinsel tercihi,belediye başkanı olmasına engel mi?
Hatta,senin gibilerden çok daha iyi yol,yordam bilir.
Sanat musikisinin en güzel eserlerini Zeki Müren bestelemedi mi?
Rakı kadehlerini tokuştururken keyifle dinliyordun ama.
O zaman da reddetmiş miydin eşcinsel diye?
Ne ...... adam bunlar yahu! Boşlukları doldurmaya utanıyorum inanın. 
Kardeşim,adam olmak bir duruştur ve öyle kolay kazanılmaz.Cüsse iriliği,adam olmak değildir.
Fikrin olacak,bilgin olacak önce.Sonra da,nefretini kusacaksın.
Tabi,senin gibilerden nefret edenlerin sözcüklerinde boğulmaz da,yaşarsan. 
Adana,Adana olalı böyle birini görmemiştir.Tanrı,kısa bir süre için Adana'ya ceza olarak bu valiyi göndermişti,çok şükür kurtulduk bundan.
Şimdi,acıyacağımız şehir Sakarya.
Zavallı Sakarya halkı,böyle bir valiyle tanışacak.Kendilerini hazırlasınlar Gavat gibi sözcükten sonra gelecek sözcüğe.
Adamın dilinde ölçü yok ki,adap nedir,usul,erkan nedir bilsin.
Bunları,müfettişlikten valiliğe terfi ediyorlar,adamlar makam atlamasının şokunu yaşadıklarından yoldan çıkıyorlar.
Dört milli bayramımız var biliyorsunuz.Bence,Adana için beş oldu.22 Mayıs,Adana için bir milat.
Caddelere taklar kurulmalı,gösteriler yapılmalı,havai fişekler atılmalı.Coşku yağmalı Adana'ya.

İnsanlardan kolay kolay nefret edilmez inanın.Mutlak bir nedeni vardır.
Ülkede bir araştırma yapılsa,nefret edilenler listesi.....
En azından benimkisi belli.
Zaten biliyorsunuz,Fazla söze ne hacet? 
''Bunlar olağan şeyler.Bu işin fıtratında var.''
Kim diyordu;BAŞBAKAN.
Defalarca yazdım,yine yazayım:Yani;BAŞBAKAN DİYOR Kİ:''
Madenler riskli yerler.Önlem alınmış,alınmamış ne fark eder?Kaza oluyorsa,olağandır.E,kaza varsa,ölüm de vardır.Yani,olağan işlerin sonucu kazalardır ve ölümlerdir.Çünkü,bu işin kaderi bu.Yani,fıtratı.
Sorumlu aramaya gerek de yok.Denetlenseydi de,iş güvenliği sağlansaydıda,hatta ILO 176 imzalansaydı bile bu işlerin gereği ölmektir.''
Burda anlaşılmayan ne var?
Gazeteciler çıkmış ve''Başbakan böyle söylüyor.O söylüyorsa,o insanların ölümünü olağan karşılamalı,fıtratmış demek ki''diyor ama kendi söylediğini hangi mantıkla gazetecilere atfettiğini anlamadığımız başbakan köpürüyor.
Yahu'Bu işte bir tuhaflık yok mu?
Başbakan, ''Biz 301 şehidimizin acısı tazeyken yine söylüyorum sustuk.''diyor.
İyi ki,susmuş.Ya bir de konuşsaydı,maazallah bitmiştik.
301 işçinin neden öldüğünün hesabını vereceklerine,hesap sormaya kalkıyorlar.
Siz,başbakanın sustuğunu duydunuz mu?Gazete patronlarına''Onları işten at'';diyen başbakan;
Melis Alphan'ın''Somaya yardım yapmayın''sözüne takılmış.Yardım paralarını nasıl iç edeceğinizi biliyor olmasın sakın?
Daha önceki,Düzce,Van depremi paraları ne oldu?
Berkin Elvan için'' ekmek almaya giderken ölen birisi. Ölmüştür geçmiştir. diyebilir mi?
Bu,hangi vicdana sığar?14 yaşında bir çocuğu,destan yazan polisine öldürtmüşsün ve mikrofona geçip,geçmiş,gitmiş birisi diyorsun öyle mi?
Annesini,mitinglerde yuhalatıyorsun üstelik.
Gezi olaylarında 9 kişi öldürüldü.11 kişinin gözü çıkarıldı,yüzlerce insan yaralandı.
Ne için?
Konunun,üç,beş ağaç işi olmadığını herkes biliyor.
Hala,14 yaşındaki Berkin Elvan fobisi devam ediyor üstelik.
Uğur Kurt ile yaralanan bir kişi daha öldü-rüldü.
Vali,yerinde oturuyor,emniyet müdürü ortada yok.İstanbul,kimlerin elinde görüyorsunuz.

Binali Yıldırım'ın kardeşi,Türk Kızılayı İstanbul Şube Başkanı İlhami Yıldırım:
“Ya bu Ülke de Eşşek gibi sessizce yaşayacaksınız ya da defolup gideceksiniz! Sizlere her kim destek oluyor, yüz veriyorsa o da şerefsizdir! Eğer arpanız fazla geldiyse o arpayı önünüzden almayı da biliriz! Arpa taşıyanları da biliriz.”diyor.

Ne kadar terbiyeli siyaset izleniyor görüyorsunuz.''Ananı da al gitlerden,şerefsizler'' lafına kadar geldik çok şükür.Şimdi de arpalanan eşek muamelesi görüyoruz.
Aslında,bunların arpası öyle çok gelmiş ki,fazla tokluktan kendilerini herkese hakaret edecek ADAM sanıyorlar.
Ama bilmiyorlar ki;bu lafları insanlara söyleyen kişiler ''Eşeğin üstüne altın semer de vursan,eşek,eşektir.Kimyası değişmez.Yemini verirsin susar,suyunu verirsin sana eşeklik yapar.Yük taşır,ANIRIR.
Onun görevi bu.
Eşek,ne kadar okusa da,ne kaybediyor eşekliğinden?

Ne fıtratmış! İnsanlar öldürülüyor maşallah çeneleri hiç susmuyor.
Ama sorumlular nerde derseniz?
HİÇ.
432 + Ali Kemal
Ali Kemal kim mi?
Dün,Okmeydanındaki,Cemevinde cenazeye gitmek için,çalıştığı belediyeden izin alan ve başbakanın destan yazan polislerinin vurup,öldürdüğü Uğur Kurt'un oğlu.
Henüz 2 yaşında.
Tıpkı,SOMA'da yetim kalan 432 çocuk gibi,bundan sonra babasını yalnızca fotoğraflarda görecek bir çocuk.
''Ben,diktatör olsaydım.....''diye nutuk atan başbakanın ülkeyi getirdiği nokta bu.
SOMA'da öldürülen sözde 301 ama özde çok daha fazla çıkacağı bilinen maden işçileri,Tuzla Tersanesinde ölen yüzlerce işçi,inşaatlardan düşen,AVM inşaatlarında,bez çadırlarda yanan işçiler,bizler,taşlanmış kot giyeceğiz diye SİLİKOZİS hastalığından ölen işçiler.....
Ne çoklar değil mi?
Bu ülkede,işçiler ölüyor.Kimin yüzünden peki?
İşçi güvenliğini sağlamak,çalışma koşullarını düzenlemek,insani yaşam koşulları sunmak,emeğe hak ettiği ücreti anlaşmak kimin sorumluluğunda?
Sendikalar diyeceğiz ama lüks araçlarından inmeyen ve işverenlerin borusunu öttüren sendika,işçiyi değil,kendi ..... korur bu ülkede.
Çalışma Bakanlığı diyeceğiz ama,saçının bir teli dahi oynamayan özende,jilet gibi takımların içinde,meclis kürsüsünde nadiren gördüğümüz ve bugüne kadar somut tek bir adım dahi attığını görmediğimiz,Çalışma Bakanı Faruk Çelik mi koruyacak işçileri?
Yoksa,son SOMA cinayetindeki sorumsuz tutumuyla Enerji Bakanı Taner Yıldız mı?
Öyle rahatlar ki,memlekette her gün işçiler ölüyor,sorumluluk alan yok.
Başbakan,istenmediği Almanya'ya gidiyor.Kendi geleceğini garantileyecek gurbetçi oylarını istemeye,
Taner Yıldız,gerekirse istifa edeceğini söylüyor ama hiç niyeti yok.Gerekirsenin anlamını biz bilmiyoruz,kendi ne der acaba?
Gereklilik koşulları için,daha kaç işçinin ölmesi gerekiyorsa açıklasın da,bilelim.
Faruk Çelik....Belki gidecek kişi ama tekmeci müsteşarını koruyanlar,onu da koruyacak muhtemelen.

Uğur Kurt.....
32 yaşında,kim bilir ne düşleri olan,çocuğunun büyüdüğünü hiç göremeyecek,eşinin elini hiç tutamayacak,polis kurşunuyla can veren bir taşeron işçi .....

Okmeydanında,Berkin Elvan'ı ve gezi olaylarının yıldönümünü protesto eden kişiler öyle mi?
Yüzü bandajlı,eli sopalı 15 protestocu sokağa dökülmez Berkin ve gezi için.
Ölümünde,yüz binleri sokağa dökmüş bir çocuk,böyle anılmaz,gezi de böyle anımsatılmaz.
Bu ülkede,istikrar bozulursa,kimin işine yarar acaba?
10 Ağustosta da Cumhurbaşkanını seçeceğiz.
Bu işte bir iş yok mu sizce de?

Çok akıllılar,çok.

22 Mayıs 2014 Perşembe

Milletvekili maaşları görüşülürken meclise koşanlar,SOMA CİNAYETİ görüşülürken nerdeler?
78 milletvekili katılmış toplantıya.
Nerde bu,vicdanları sızlayanlar,''Hesabı sorulacak?''diyerek,maden cinayetinin hiçbir sorumluluğunu almayan Başbakan,Çalışma Bakanı,Enerji Bakanı ve AKP'li vekiller nerde?
''Beni,güzel kızım diye severdi babam''diyen 8 yaşındaki kız çocuğunun gözyaşları boşuna aktı bu ülkede.
Herkes,topu birbirine atıyor.Atıyor da,bu işin gerçek sorumluları kim?
Böyle giderse,madene inen işçilerden başka suçlayacak kimse kalmayacak.
''Onlar da madenci olmasalardı,başka iş mi yoktu''
Böyle diyordu biri sayfasında.
SOMA HOLDİNG A.Ş'nin sahibi ALP GÜRKAN'ın, Maslak’ta,20 kata izinli ama 47 kata çıkarılan Spine Tower yapması için sermayeyi kim sağlayacaktı?
Kâr işçisi madenciler elbette.Canlarını vere vere,bu adamların sermayesi oldular.
Onca can gitmiş ama......
Peki,AKP hükümetinin,bu işten bile nasıl sömürü çıkaracağını bilmek ister misiniz?
1999 Yalova-Düzce ve 2011 Van depreminde bizden sürekli para topladılar.
Bu paralar ne oldu bilen var mı?
Toplu konut dediler,vatandaşa ucuz ev vaadi verdiler,o evleri parayla sattılar.
İyi de,vatandaş olarak,zaten hepimiz yardım etmiştik o evler için.Onca toplanan parayla yapılan evler,vatandaşa parayla satıldıysa,bizim verdiğimiz paralar nereye kullanıldı?
Hesabını kim verecek?

SOMA İÇİN TEK KURUŞ DAHİ VERMEM.
Neden biliyor musunuz?
Başbakan,bütün yardımların AFAD ÇATISI ALTINDA TOPLANMASINI BUYURMUŞ.
Yani,yapacağımız yardımların akıbeti belli değil.Tıpkı Van depreminde AFAD'ın topladığı gibi,parayı kendilerine kullanacaklar,vatandaş da,üç kuruşluk yardımla ayakta kalacak SOMA'da.
Başbakan,kendisi ve evlatlarının servetini açıklayamıyorsa,elbette SOMA'ya yarım etmek isterim ama ben bu hükümete tek kuruş vermem.
Çünkü;Bakın hükümet ne yapacakmış toplanan yardım paraları için.
Devlet,mağdur her vatandaşa tazminat ödemek zorundadır.AKP hükümeti,mağdur vatandaşlara ödenecek tazminatı,bizim yardım paralarından kesecekmiş.Kurnazlığa bakar mısınız? Devletin kasasından çıkacak tazminatı,bizim insani yardımımızdan kesecek.İyi de,bunun finansmanını devlet yapacak,biz değil.
Her durumda,ucunu bize dokunduruyorlar gördüğünüz gibi.
OYSA,BİZ İNSANIZ ONLAR KAR PEŞİNDE.
Bu yardımların içeriği nedir?Deprem olmadı,konutlar sağlam.Peki,toplanacak paranın nereye harcanacağı planlandı mı?Kreş mi yapılacak,çocuklara rehabilite merkezi mi?İnsanlara yeni iş kolları mı yaratılacak?Tarım ve hayvancılık yeniden teşvik mi edilecek örneğin ?
Ben isterim ki,bölgede tütün üretimi yeniden başlasın.Zeytincilik yeniden canlansın..Hammadde üreten insanlar, yerin altından değil,yerin üstünde kurulacak fabrikalardan para kazansın.
Vereceğimiz bütün yardım paraları bu işlere harcansın.
SOMA'da,bunu başarmak zor mu?

21 Mayıs 2014 Çarşamba

AKP İstanbul Milletvekili Bülent Turan,Yılmaz Özdil için suç duyurusunda bulunmuş.
Burdan da anlaşılıyor ki,o madene ruhsatı veren,denetlemeyen,işçileri bile bile ölüme gönderen sorumlu kişi Yılmaz Özdil.
Bu vekil,adresi şaşırmış,şaşırmasına da,insanda Başbakanı ve Çalışma Bakanını ve Enerji Bakanını ve SOMA ÖNERGESİNİ REDDEDEN bütün vekilleri suçlamak için yürek ister.
Bunlarda zaten bulunmaz.
İşin ucunda,bir daha seçilmemek var,kıyak maaş var,ceylan derili koltuklarda uyumak var....
SOMA'da,yüzlerce işçi devlet eliyle öldürüldü diye inanıyoruz neden acaba?

Az daha yağdanlık olun lütfen.
Ha gayret !
SOMA ADALETİNİ ARIYOR....
Bir gazete başlığı bu.Adaleti bulacağı şüpheli elbette.Soma Madeninin patronu kayıp diyorlar örneğin.Oğlu da,tez zamanda yakasını sıyırır emin olun.
Ortada,ne suçu üstüne alacak bakanlar ne de şirket yetkilisi kalır.
AKP hükümeti,zaten konuyu komisyona havala etti....
Bir konu,komisyona gönderilirse ne olur biliyor musunuz?
Kaldı ki,SOMA MADENİNİN nasıl hasıraltı raporlarla çalıştığı ortadayken,soruşturulacak ne kalmış da,inceleme komisyonu kuruluyor?
Bunun açılımı şu:Bu komisyon,aylarca Soma cinayetini araştırır gibi görünür.Zaman geçer,acılar küllenir.İnsanlar,yaşamın içine dalar ve hayat devam eder.
Aksi olsaydı;Zonguldak,2010 Grizu faciasında ölen 30 işçinin davası bitmez miydi?
Bakın,4 yıl geçmiş,hala suçlular ortada yok.
Madenler çalışıyor,her gün en az 1 işçi ölüyor ama duyan var mı?
İş kazalarında Avrupa birincisi,dünyada 2. olur muyduk,bu ülkede hukuk işleseydi?
Başbakan,kürsüye çıkmış,Yılmaz Özdil ve Yazgülü Aldoğan'a laf söyleyip,işten atılmalarını istiyor.
O yazıları iyice okuyan var mı?
Yani,derinlemesine,yani ne anlattığına bakan var mı?
Başbakan suçladı ya,gerisi de doğru yorumlamadan linç etmeye kalkıyor.
Bakın,Yazgülü Aldoğan ne yazmıştı:''''Onlar ne şehit ne gazi. Kar yoluna gitti Niyazi”
Açıklayalım mı:
-Bu işçileri taşeron olarak kim çalıştırıyor?Soma A.Ş.
-Taşeronlaşma yasasını çıkaran kim? AKP hükümeti.
-Soma ve diğer madenleri denetleme yetkisi kimde?Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı.Yani;Faruk Çelik.
İşini yapmış mı? Hayır.Denetleme raporları,şirket yararına düzenlenmiş ve madendeki noksanlar yok sayılmış.
Doğru mu? Doğru elbette.
-Madenler hangi bakanlığa bağlı? Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığına.
Yani;Taner Yıldız'a
Bakanlık işini doğru yapmış mı?
2013'de,Taner Yıldız,en güvenilir maden diye kurdela kesmiş Soma.A.Ş'ye.
-Maden ruhsat yasasını tek kişide toplayan kim? BAŞBAKAN.
-AKP hükümeti,bedava kömür dağıtmak için,SOMA .A.Ş'ye kota fazlasının alımını vaat etmiş mi? EVET.
SOMA .A.Ş.bu işten parsayı götürmek için,işçileri köle gibi çalıştırmış mı? EVET.
Peki,ölen bu işçiler kar amacı güdülen bir AKP-SOMA işbirliğinde ne oluyor? KAR İŞÇİSİ.
Peki,Yazgülü Aldoğan,yanlış mı yazmış bu durumda? HAYIR.
Yılmaz Özdil'e gelince......
Çok sevmediğim bir gazetecidir ama doğruları yazar.
Başbakan,SOMA CİNAYETİ İÇİN. ''BU İŞLER OLAĞANDIR.BU İŞİN FITRATINDA VAR''dedi mi? Dedi.
Yani;''Kardeşim,bu ülkede iş cinayetleri sıradan.Madene giriyorsan ölümü göze alacaksın.Bu işin olağan akışı bu.Yersen''demektir.
Yılmaz Özdil de,''Başbakan,bu işçileri mitinge götürdü.Oy da verdiler korkudan.E,Başbakan da,bu iş olağan diyorsa,o halde ölenleri fıtrat deyip,olağan saymak gerekir''diyor.
Yani,ben demiyorum,başbakan böyle diyor,demeye çalışıyor ama anlamayan bir güruh,SOMA'DA ÖLDÜRÜLEN İŞÇİLERİN,konusunun bunlarla gündemi saptırdığını,cinayetin üstünün örtülmeye çalışıldığını görmüyor;veriştiriyor.
Bİ'KENDİNİZE GELİN GÖRÜN ARTIK GERÇEKLERİ

20 Mayıs 2014 Salı

 Başbakan"Soma için hesap soracağız" dedi.
Nerden başlasın sizce?Bu ruhsatı veren kendinden mi,İşçi güvenliğini denetlemeyen Çalışma Bakanından mı,o güvenliksiz madeni açan Enerji Bakanı Taner Yıldız'dan mı,kahve içip giden müfettişlerden mi,tekme sallayan müsteşarından mı,yoksa kendini başbakanın tokatının önüne atan gençten mi,ya da ''Fıtratına uydurup,madende ölüme koşan madencilerden mi?
Sahi!Kimden hesap sormalı?
''Aleyhimde kampanya var.Siyasi sorumlu kimse oturup konuşalım.Maden ocakları benimle ilgili değil.Ben, denetimden sorumluyum.Ocakların işleyiş ve ruhsatı Enerji bakanlığına bağlı.''
Kim diyor biliyor musunuz bunları?
Onca işçiyi,ILO 176 anlaşmasını imzalamayarak yerin altına gömen ve hiçbir vicdani sıkıntı duymayan,istifa etmeyi hiç düşünmeyen,AKP'nin Çalışma Bakanı olan Faruk Çelik söylüyor. 
Bir buna, bir de 2 gün aynı gömleği giymek zorunda kalan Enerji Bakanı Taner Yıldız'a cidden hayret ediyorum.
İSTİFA ETMEK İÇİN NE BEKLİYORSUNUZ ACABA?
Bunca,işçiyi elbirliğiyle öldürdünüz yetmedi mi?

i-Oğlunu,kardeşini,babasını,eniştesini SOMA MADENİNDE yitirenler mi yalan söylüyor,yoksa AKP-SOMA HOLDİNG İLİŞKİSİ Mİ?
-Seçimlerde,dağıtılan bedava kömürün üretim fazlası için, yerin binlerce altına giren madenci mi yalan söylüyor,''Yapacaktık,edecektik''diyen SOMA HOLDİNG PATRONU MU?
-“Başbakan bana tokat attı. Boynumdaki yaraları BAŞBAKAN YAPTI,Korumalar dövdü. Ailemi korumak adına, onların başlarına bir şey gelmemesi için farklı konuştum.”diyen Taner Kurucu mu yalan söylüyor,hiçbir açıklama yapmayan ama kolundaki saate yumruğu indirdiğini gördüğümüz BAŞBAKAN MI?
-Özel harekatçıların arasında tekmeyi yiyen madenci yakını mı haklı,yoksa,o adam müsveddesi,müsteşar Yusuf Yerkel ve ona raporu veren doktor Şervan Gökhan mı?
-Batan gemiyi önce fareler terk eder diye bildiğimiz sözüne istinaden,gaz seviyesindeki artışı görüp,madeni günler öncesinden terk eden fareler mi haklı,yoksa durumu sorumlu müdür Ramazan Doğru'ya bildiren ama üstü örtülen raporlarla ölüme gönderilen işçiler mi?
-Hiçbir eğitim almadan,1 günlük dersle,küflü maskelerle madene yollanan ve ekranlarda bunları haykıran işçiler mi haklı,yoksa,''Bu maden en güvenli maden''diyerek kırmızı kurdelayı kesen ve istifa etmeyi aklının ucundan bile geçirmeyen Enerji Bakanı Taner Yıldız'mı?
-Yövmiye kesme tehditiyle,korkudan seçim meydanlarına taşınan işçiler mi haklı,yoksa,onları,bu zalim sistemi kuran ve kurban veren AKP mi?

Yanıt bekleyen ne çok soru var değil mi?
Korkarım ki,AKP hükümeti,SOMA KATLİAMINI örtmek için elinden geleni yapacak.
Şirketi suçlu göstermeye çalışıp,işin içinden sıyrılacaklar.
1-Peki,o şirkete,kota fazlası kömür alımını kim vaat etti?AKP Hükümeti değil mi?
2-Bir kurum,kar etmeden bir işe soyunur mu? Hayır.
3-Peki,kar amacı güdüyorsa bu şirket ne yapar? Sendikasız,taşeron,kayıt dışı işçi çalıştırır.Yemek,maaş,sosyal haklar gibi haklarını ya kısıtlar ya da ellerinden alır.İşten çıkarma korkusuyla,kötü koşullarda işçiyi zorlar.Şikayet eden ve sorgulayanı da işten atar.
SOMA'da yaşananlar bunlar değil mi?

SOMA CİNAYETİ,AKP HÜKÜMETİNİN BU ÜLKEYİ NEREYE GÖTÜRMEYE ÇALIŞTIĞININ EN VAHİM ÖRNEĞİDİR.
İktidar,gündemi saptırmak için emin olun bir şeyler üretecektir yakın zamanda.Ve hepimiz SOMA'YI UNUTACAĞIZ.

19 Mayıs 2014 Pazartesi

Mihriban #AK @Mihriban_merent birinin attığı twitt:
Bizim için tek resmi Bayram 
10 KASIM'dır..:
Şöyle de eklemiş:''Hatta,o günü şenlik havasında kutlamalıyız.''

Bir diğeri,Mehmet_km#AK ise; 
@Mihriban_merent''yaw senin ağzından bugün bal damlıyor hislerime tercüman oluyosun.

75 milyon nüfuslu bir ülkede,90 yıllık Cumhuriyeti kuran MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'E böyle yazı yazacak birilerinin çıkacağına inanamazdım.
İçimden geçenleri yazıya dökmek istemiyorum ama bu yazıyı yazan iki kişiye ne kadar ton kına göndersek acaba?
Ne adi,ne aşağılık,ne ..... insanlarsınız.
Hiçbir şey bilmiyorsanız,tarih bilginiz belli ki yerlerde,açın da,o insanın,bu ülkeyi inşa etmek için çıktığı Beyaz Tren gezisini okuyun.Belki adam olmanıza bir katkısı olur-du.
Hiç umudum yok ama....

Sayfamı da kirlettim bu lağım kokanlar yüzünden.
Nasıl bir ülkede yaşıyoruz biliyor musunuz?
Aslında,denizi,doğası,toprağının dokusuyla cennet gib bir ülke,Türkiye
Ancak;bugüne kadar iş başına gelen beceriksiz ve basiretsiz siyasetçiler,yöneticiler yüzünden,ülkemizde yaşam içinden çıkılmaz bir hale geldi.
Ne iş kazaları ne trafik terörü ne de can kayıpları bitmiyor yıllardır.Hayata dair iyi bir şeyler yaşıyor muyuz uzun süredir?
İş başına gelen politikacı küpünü doldurmanın gayretinde.Ona yardakçı olan güruh,ihale ve rantla köşe dönmeci zihniyette olunca,bu güzelim ülkemizde yaşam cehenneme dönüyor.
SOMA,ne ilk ne de sonuncu olacak böyle beceriksiz,iradesiz siyasilerin olduğu yerde.
Halk,çaresizlikten ne yapacağını bilmiyor.Çözüm arıyor,yardım eden yok.
Ekonomisi dibe vurmuş bir ülkede vatandaş işin kolayını çalıp,çırpmakta,hırsızlıkta ve başkasının malına göz dikmekte buluyor.
Düşünmüyor,o insanlar o kazanımı nasıl elde etti diye?
Kimseye,durduğu yerde para veren var mı?Çalışacak,emek harcayacak ve karşılığını alacaksınız.Ama patronların acımasız olduğu,iş gücünü sömüren kapitalist bir sistemde emeğin karşılığı yoktur.
İşçi,sömürü aracıdır ve patronun daha fazla rezidans dikmesinin kaynağı.
Ölmüş,sakat kalmış ne gam?
Güzel ülkemizde hukuksuzluk,adaletsizlik diz boyu.
Başınıza bir şey geldiğinde,yasalar sizi değil,suçluyu koruyorsa,bu ülkede yanlış nasıl düzeltilecek?
Hükümetin güdümüne girmiş hakimler ve savcılarla mı?
Can sıkıcı çok fazla olay yaşıyoruz hep birlikte ama biraz olayı kşiselleştireyim.
Dün,bir dizide,saldırganın,kız çocuğuna tecavüz işlemini gerçekleştirmedi diye serbest kalmasını işliyordu.
Yani;tecavüz gerçekleşseydi tutuklanacaktı.Hukukun devreye girmesi için,size saldırılması yeterli değil,tecavüze de uğramanız gerekiyor.Hoş,tutuklansa ne olacak,ertesi gün serbest kalıyorlar.
2 ay önce,fotoğraf çekerken birinin saldırısına uğramıştım.Şikayetçi oldum ama sonuç yok hala.Bana söylenen''Size saldırmaya kalkmış olabilir ama fiziksel bir zarar vermemiş.''Yani,ben,orda durup,adamın bana zarar vermesini bekleyecekmişim,yasanın işlemesi için.
Böyle hukuk sistemi olur mu?
Bugün,kızım da saldırıya uğradı.Bir kapkaççı,telefonunu çaldı hem de Adana'nın ortasında.Öldürülebilirdi,yerlerde sürüklenebilirdi bir telefon uğruna.Şoka girmişti konuşamıyordu.Değer mi bunca şeye?Ya çocuğuma bir şey olsaydı?
Zanlı yakalandı ama olayın travması nasıl atlatılacak?
Ya da tekrarının yaşanmamasına nasıl engel olunacak?
Bu arada polisimize teşekkür ediyorum.Kısa sürede olayı çözdükleri için.
Empati kuruyorum.Bir insan,kendine ait olmayan bir şeyi nasıl çalar?Sattı,parasını yedi.Bu hırsızlığı yaparken,bir öğrenciyi ne hale getirdiğini hiç düşündü mü acaba?
Para,kolay mı kazanılıyor?O telefon,benim alın terimin karşılığı.Ben emek verdim,o ne yaptı kazanmak için?
Basit hırsızlıktan tutun da,memleketi soyanlar,emeği çalanlar,insan canını yok sayanlar.....
SİZDE VİCDAN YOK MU?

18 Mayıs 2014 Pazar

19 MAYIS ATATÜRK'Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

Aynı zamanda,ATAMIZIN doğum günü olan bu günde,bağımsız,özgür bir devlet kurmak için canını,kanını feda eden bütün şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyorum.Ve bu güzel vatanı bize kurdukları için onlara teşekkür ediyorum.

SOMA cinayetini bahane edip de,19 Mayıs'a yas kılıfını bulan ama düğünlerde göbek atıp,fotoğraflarını da sosyal medyada paylaşan o utanmaz,o rezil vekilleri de şiddetle kınadığımı belirtiyorum.
MADENCİLER NE YER?
Hiç merak ettik mi bunu?
Bakın,eşini kaybetmiş bir madenci karısının anlattıkları:''Her sabah,saat 5'de,kumanyasını hazırlıyordum.Ekmek,peynir,zeytin,domates....Artık yok.''
Bir madencinin anlattıkları:
''Şirketin verdiği yemeği yemiyorduk,çünkü yövmiyemizden kesiliyordu.Zaten,az para kazanıyorduk.Eşimin hazırladığı kumanyayı yiyordum.Yemek saatimiz yoktu.Bulduğumuz herhangi bir vakitte,aceleyle yiyip,işbaşı yapıyorduk.
Madende,fareler vardı.Yemeklerimizi yemesinler diye tavana asıyorduk ama biz çalışırken,fareler bizim ekmeklerimizi yiyordu.Bazı arkadaşlarım,farelerin kemirdiği yeri koparıp,atıyor,kalanını yiyordu.Ben,o zaman yemiyordum.Midem bulanıyordu.Ama ne yapabilirdik ki?''

Aklıma,televizyonlara çıkan bazı aşçıların''Hiç zorlanmayın hanımlar.Evinizdeki malzemelerle yapabileceğiniz,basit bir tarifi veriyorum.Somon balığı,ya da 2 dilim bonfile ya da 1 kg kuşbaşı et falan,filan.''
Aylık 1.300 lira kazanan bir madenci,ayda evine bırakın Somon balığını;onu rüyasında bile göremez,kaç kg et alır?
Kimi,çocuğunun anemisi için çalışıyor,kimi kulak cihazı için ama hepsi çaresizlikten madene iniyor-du.

Bu yazıyı neden yazıyorum sorusuna gelince....
T24 yazarı Fulya Canşen,Soma'ya dair bir gördüğü olayı yazmış.Bakın ne diyor: Geniş güvenlik önlemleri alınan madenden çıkarken, gözüme beyaz şık bir araba ilişiyor.Kapıdaki görevlilerin sorusuna Arabanın şoförü “bakanın aşçılarını getirdim” yanıtını veriyor. “Bakan aşçılarını mı getirtmiş” diye tepki göstermeden edemiyorum.''

Okurken inanamadım.
Yok!
Bu kadar da alçalmış olamazlar değil mi?
Yoksa olurlar mı?
AKP yandaşı bir haber sitesinde,AKP hükümeti eliyle işlenen cinayeti görmeyip,Enerji Bakanı Taner Yıldız'a ''Adamın dibisin.Ne vefakar bir bakanımız var.İlk günden beri Soma'da,Helal olsun bakana''gibi zırvalıklar yayınlanıyor.
İnsanın sabrını zorlayan yazılar bunlar.
Türk toplumundaki,sözümona inançlı kesimin ne kadar cahil,duygusuz,pervasız olduğunu gösteriyor.
O maden yangınının neden çıktığını,ölen işçi sayısındaki belirsizliği,başbakanın attığı tokatı,müsteşarın salladığı tekmeyi,bir an için oturup,düşündüler mi acaba?
O tekmenin altındaki kendileri de olabilirdi.Ya da,o tokatı yiyen....
''Vallahi,başbakanımın nurlu elinden tokat yedim,çok şükür,çok şükür' mü diyeceklerdi?
Bunların vicdanı askıya alınmış meğer.
Kardeşim;Enerji ve Çalışma Bakanının görev alanı işçi güvenliği ve madenlerdir.
Ne yapacaktı bakan?Çalışma Bakanı Faruk Çelik gibi 5 gün sonra mı lütfedecekti Soma'ya?
İşçi ailelerinin yanından gördünüz mü sayın Yıldız'ı?Arkasına aldığı badem bıyıklılarla ve korumalarla alan gezisi yaptı.Acı çektiğini,samimi olduğunu mu sanıyorsunuz?
İşçi Güvenliği Anlaşmasını imzalamayarak,denetim raporlarını hasıraltı ederek,o madene işletme ruhsatını ben mi verdim?
Başbakan verdi 2013'de.Bunları görün artık.
O işçilerin katili AKP HÜKÜMETİ ve SOMA HOLDİNGTİR..
Kurtulan işçiler''Aşağıda 400 madenci daha var''dediler.O madencilere ne oldu?
Faruk Çelik,bir taziye evine gitmiş ve işçinin ''Sıcak kömür çıkıyordu.Maden yanıyordu.Üretimi durdurmadılar''sözlerine,''Allah allah,demek yüzünüze sıcaklık geliyordu.Bunları not edin.Demek ki yangın aşağıdan çıkmış''der mi?
İşletme müdürü Akın Çelik de,az kalsın ölüyormuş.Hani,şu yaşam odalarını açıklayamayan zat.Demek ki,787 işçi,bunun kadar şanslı olamamış.
Ne ...... insanlarsınız.
SOMA MAĞDURLARINA BAKAR MISINIZ:
-İki gün aynı gömleği giydiğini sızlanan ve yarım saat sandalyede uyuduğunu söyleyen, bakan Taner Yıldız.
-Attığı tekmeyle 7 gün iş göremez raporu alan ve Eyüp Sultan'da,camide namaza koşan müsteşar Yusuf Yerdel,
-4 gün uyumayan,kulağı sağır,işçilerin katili ,76 yaşındaki maden sahibi Alp Gürkan.
-Başbakanın da,attığı tokattan eli incinmiştir ama henüz raporunu duymadık.
O,şu anda,Somalı tek bir madencinin cenazesine katılmayıp,Eyüp Sultanda gıyaben saf tutmuş,namaz kılıyor.
Helal olsun,ne düşünceli bir başbakanımız var.Tanrı,Cumhurbaşkanı olduğu günleri de gösterir İNŞALLAH.

Arkadaşlar,SOMA cinayetinde resmi dedikleri ama henüz girilemeyen 2 blok olduğunu açıkladıkları ve o bloklardaki işçilerin ne olduğunu kimsenin bilmediği 301 insan öldü.
İnsan canı bu kadar mı önemsiz sizin gözünüzde?Bir insan dahi ölse bu acı bir kayıptır.
Hala kalkmış,katillere''Adamın dibisin''diyorsunuz.
Aklınızı neyle yediniz sorabilir miyim?
Bakan Yıldız asla istifa etmeyi aklından geçirmiyor ama,100 yıl öncesinin İngiltere örneğini veren başbakan,maden kazasında insanlar öldü diye,o başbakanın istifa ettiğini açıklamıyor.
Onurluysanız,siz de istifa etmelisiniz.
Hadi,istifadan geçtim.AKP'li vekiller olarak,birazcık vicdan sızınız varsa,1 aylık maaşınızı SOMA'YA BAĞIŞLAR MIYDINIZ ACABA?
SOMA-Lİ demiyorum,bizim vatanımız SOMA.
Sesinizi duyamadık da....