15 Aralık 2023 Cuma

 Allah Kahretsin sizin algınızı da ,beceriksizce, önünü sonunu düşünmeden yaptığınız her lüzumsuz projenizi de...

Bütün kurumlara, bakanlıklara liyakatsız hısım,eş, dost akraba yerleştirmeniz yüzünden ülke olarak 21 yıldır çekiyoruz .
Nedir bu kalıcı yaz saati uygulaması rezaleti?
Siz,ne zaman öğreneceksiniz bir ülke nasıl yönetilir, vatandaşın yararına en iyisi hangisidir diye?
Ortadan toz olan damadın başımıza açtığı 'Kalıcı Yaz Saati Uygulaması' yüzünden daha çok enerji tüketiyor,daha çok fatura ödüyoruz.
Bu kadar aptalca bir uygulama olur mu?
Dün, haberlerde taze Enerji Bakanını izledim..
Bilgi ve beceri konusunda maşallahı var. Gelen giden misliyle aratıyor.
Bakan diyor ki : Fransa ' da, İngiltere 'da de güneş aynı zamanda doğuyor ,onlar sorun etmiyor da, bize ne oluyor?'
Bakan,adı üstünde ,olaylara yalnızca bakıyor arkadaş.
Kasım 2016' da başımıza bela olan bu uygulamada ,2017' de elektrik tüketimi 1 yılda % 7.5 artmış.
Bu ne demek?
Yaşadığı ülkenin enlem ve boylamından bi'haber böyle bakanlar! yüzünden ,ülkenin doğusu ve batısı farklı aydınlanma yaşıyor.
Taze bakanın çocuğu örneğin ,okula gitmek için saat kaçta uyanıyor, kaçta derse başlıyor?
Kaç öğrenci,çalışan, gecenin karanlığında okula,işe yetişmek için yola düşüyor haberi var mı bu bakanın?
Kaç çocuk-insan başıboş köpeklerin saldırısına uğradı biliyor mu?
İşte,21 yıldır ülkemizi emanet ettiğimiz yönetim bu.
Çocuklar, gece servise biniyor, yürüyor, yetişkinler işe gitmek için gece uyanıyor.
Hazırlanmak için illa ki elektrikler yanacak.
Nerde kaldı, gün ışığından daha fazla yararlanmak işi?
Daha fazla elektrik tüketiyor , daha fazla fatura ödüyoruz artık.
Siz ,netin kafasını yaşıyorsunuz anlamıyorum ki?
Damat, sefasını sürüyor kim bilir nerde ama bizler cefasını çekiyoruz bu beceriksiz, liyakatsız siyasetin.
Yetmiyor mu artık bunca yaşanan yurdum insanına?
Ders alın artık yahu, ders!
Daha da ne söylenebilir ki?

 Gülse Birsel'in bu yazısını okuyunca çocukluğum aklıma geldi.

Ben ilkokuldayken, Yerli Malı Haftası kutlanırdı ve bir hafta boyunca bütün öğrenciler ülkemizde üretilen gıdalardan yapılan yiyecekleri getirirdi ve hep birlikte yerdik.
Çok şükür , yerli üretilen bir şey kalmadığı için Yerli Malı Haftası kutlanıyor mu artık bilmiyorum?
Ülkemiz, bir zamanlar kendi kendine yeten 7 ülkeden biri değil miydi?
Ne olmuştu da ,mercimek, kuru fasulye, nohut, buğday, ayçiçeği hatta samanı bile ithal eder olmuştuk?
Bir ülkenin tarım politikası olmaz mıydı?
Binlerce dönüm tarım arazisi boş duruyorsa, çiftçi, tarımsal girdilerden toprağını artık ekemiyorsa ve ürettiğini satamıyorsa, ithalata dayalı bir ekonomi programı izleniyorsa, bu ülke batmaz mı?
Üretmeyen bir ülke olur mu?
Çiftçi, ürettiğiyle perişan, vatandaş alım gücünün düşüklüğünden perişan , nereye kadar gidecek böyle?
Yerel seçimler, tam da şu anda çok önemli.
CHP' nin halka umut olacak bir duruma gelmesi gerekiyor.
Yerel seçimlerin başarısı ,AKP' yi bir erken seçime zorlayacaktır.
Hiçbir sonuç, bundan daha kötü olamaz inanın.
Bedel ödeyeceksek elbette hepimiz elimizi taşın altına sokarız ama vatandaşı vergi ve zam yükünün altına sokup ,kendileri saltanat sürüyorsa ,orda ' Dur ' demek gerekiyor artık bu iktidara.
Yerel seçimlerde çok daha fazla büyükşehir ,il, ilçe belediyelerini almak zorunda CHP.
Memleket yanıyorken, saç taramanın alemi var mı?
Bir şunu diyen bir yazı 'Gülse Birsel: "Abartmıyorum, altın zümrüt içinde yaşayan bir millet olmalıydık. lamam cennet, tohumu taşa atsan, taş filizlenir. Yirmiden fazla maden var İncil'deki 7 kilisenin 7'si de burada. Nuh'un gemisinin indiği topraklar. Mezopotamya'nın yanı, Göbeklitepe! Hitit, Bizans, Selçuklu tarihi fışkırıyor. Yetmezse 3 tarafı deniz ve turizm! Kar, yağmur, güneş nem hepsi var. Cahil ve fakir kalman imkansızken halkın yarısı açlık sınırında.." Sebep? İki sebebi olmalı: 1) Cehalet 2) İhanet"' görseli olabilir

Tüm ifad

22 Kasım 2023 Çarşamba

 #Dünya,bu canlılara mı güzel bilmem.

Belki de değil ,bize öyle geliyor.
Dünyada yaşananlara kafa yormuyorlar, ekmek parası dertleri yok, orda, Filistin'de, İsrail'in bombalarının altında bebekler,çocuklar ,yaşlı-genç demeden insanlar ölüyor, bir sömürü düzenidir gidiyor , sahte bir duyguyla sömürünün yanında yer alan siyasiler ,memleketi dolandıran fenomenler,soytarılar,şımarık ,züppe bir güruh, yemeye,satmaya doymayan bir iktidar ...
Tek dertleri bir kap yemek ,bir kap su.
En fazla bir fare yakalarlar .
Ya da,kendi içlerinde kim bilir ne yaşıyorlardır da,bizler hayvancayı konuşmayı bilmediğimiz için onları anlamıyoruzdur
Belki, bunlar da aşka acısı çekiyor ,belki güçlü zayıfı eziyor,kendi krallığında hüküm sürüyor ve yaşama şansı vermiyor; olamaz mı?
Hayatı yorumlamak,kendi penceremizden elbette.
Herkesin yarası kendi içindedir.
Her sabah atölyemi açıyorum ,kapıda beliriyor. Mamasını veriyorum, geriniyor,kendini temizliyor,biraz da güneşte uzanıyor ,sonra başını okşatıyor ve gidiyor.
İnsanlardan çok daha iyi ayrı konu.
Vefasız değil, saygısız, düşüncesiz,insanı aptal yerine koymaya kalkan hiç değil.
Siz olsanız ,hayvanları tercih etmez misiniz?
Kediye 'Hayır kızım, buraya girilmez ' diyorum, anlıyor ve orda bekliyor.
İnsan öyle mi?
Bu arada,bütün canlılar benim için 'Kızım ' hitabetinde.
Ağız alışkanlığı sanırım.🤗
Kötücül, hinlik peşinde, saygısız insanlar...
Az ötede oynayın ne olur!
Artık,belli bir yaştan sonra sizleri çekmek çok zor geliyor bana.

Tüm ifad

16 Kasım 2023 Perşembe

 Gecenin bu saati oldu ve hala vernik atıyorum.

Eve iş getirmek olmaz elbette.
Atölyede yeterince çalışıyorum ama söz verdim cuma günü teslim edeceğim diye .
Söz verdim mi dönmem asla .
Sabaha kadar da sürse bu iş bitecek .
Gören herkes hayranlıkla bakıyor kutuya ama aslı öyle şahane ve özel bir ürün ki, benim dokunuşlarım sonraki iş. 😉
Sahibi olanlar çok şanslı .
Böyle Ata - Dede mirasına sahip çıkanları çok seviyorum.
Parası önemli değil, torunlarına miras bırakmak düşüncesi güzel.
Bir daha böyle bir işi alır mıyım?
Düşünmem gerek. 😉
Ama siz yine de ,elinizde varsa böyle yadigarlarınız ve de yıpranmışsa ,bana getirin, bir yolunu bulurum illa ki.🙂

Tüm ifade

3 Ağustos 2023 Perşembe

 Daha ne kadar utanmalıyız acaba bu ülkede yaşamaktan, bu yargı sisteminden, yargısal kararları alan, tecavüzcüleri aklayan hakim ve savcılardan, ne kadar ?

Hatay ' da, bir öğretmen...
Murat Sağıroğlu.
Bir de öğretmen üstelik.
Hani, çocuklarımızın annesinden sonra en çok gördüğü kutsal meslek öğretmen...
İşte bu Murat Sağıroğlu, 10 öğrencisine tecavüz etmiş. Etmekle kalmamış, bir de başka öğretmenlere pazarlamış.
Bir kız öğrencisi hamile kalmış ve merdivenaltı bir klinikte kürtaj yaptırmış.
Bu öğretmen, bu davadan yargılanırken, karar duruşması öncesinde tahliye edilmiş meğer.
Öğretmen, şimdi firarda!
Şimdi....
Bu öğretmenin bir ailesi yok mu?
Annesi, Babası, Kardeşleri...
Belki eşi var, çocukları var.
Ne düşünüyorlar bu şahıs hakkında?
Ne kadar utanıyorlardır ya da hiç mi bu sapık öğretmenin cinsel davranışlarının farkına varmadılar?
10 kız öğrenci....
Tecavüze uğrayan 10 kız öğrenci.
Hayatları karardı bu çocukların artık.
Bu travmayı nasıl atlatacaklar?
Çocuklara tecavüz eden diğer öğretmenler...
İnsan, dehşete düşüyor.
Öğretmenler, korumaları gereken çocuklara nasıl tecavüz eder?
O küçücük bedenlere nasıl dokunur Allah Aşkına?
Konunun bir de yargı ayağı var elbette.
Tecavüz suçlamasıyla yargılanan bir insan, cezaevinde olması gerekirken nasıl salıverilir, bir izahı var mı bunun?
Bu şeyi savunan avukat, iddianameyi hazırlayan savcı ve karar veren hakim.
Ya o çocuklardan biri sizin kızınız olsaydı!
Yargı böyle çalışıyorsa bu ülkede,bütün kız çocukları, erkek çocukları ve kadınlar tehlikede demektir!

 Akbelen Kadınları...

Dönümlerce toprağımız yok, hatta hiç toprağımız yok.
Bir avuç bahçede Zeytin Ağaçlarımız var çabalayıp durduğumuz.
Dalında sararmış bir yaprak görsem hemen ziraat mühendisi arkadaşımı arıyorum telaşla.
Bu kadar kaybetme korkusu yaşıyorum ağaçlarımız için.
Emektir, çabadır, alınteridir Zeytin Ağaçlarımız,kıymetlimizdir.
Zeytin Ağacımızın üstüne bir kuş yuva yapmış. Bizi seçtiyse illa ki bir nedeni vardır.
O yavrular uçana kadar parmak uçlarımızla yürürüz artık bahçemizde. 🙂
Demem o ki; biz bu kadar az ağaç için ne yapacağımızı şaşırıyoruz, binlerce ağaç....
Çocukları büyüten, okutan, nesillere kalacak binlerce ağacı kömür madeni için Limak Şirketine peşkeş çekmek...
Bu nasıl bir vicdansızlıktır, nasıl bir hırstır, nasıl bir rant merakıdır cidden anlamıyorum?
Para...
Hayatın devamı için elbette gerekli ama insanın merkezi nasıl para olabilir?
Karun kadar zengin de olsanız, onca parayı yemeye ömrünüz yeter mi Allah Aşkına?
Ölüp giderken, kefenin cebine mi dolduracak acaba?
Bahçemizin Zeytin Ağacı, Akbelen ' de direnen yaşlı, köylü kadın..
Peki ya diğer kare nedir?
Sosyal medyada gördüm bu kareyi.
Bir insan için ki, kim acaba?
35' lik rakı bile 315 TL. olmuşken,
Paraya kıyıp alacak kadar içten dilemek de yani.... 😉
Bu kadar sevilen bir insan olmak da bilmem ki....!
Bir insan, bunu nasıl başarır, bu kadar nefret edilir, bu da ayrı bir başarı olmalı!
Bir de Müzeyyen Senar şarkıları fonda...
Ne içilir o rakı! 🥛😉
Bir nal , bir at ile başlayıp ülkeyi kurtarırken, bir kişi, tek bir kişi bir ülkeyi nasıl bu hale getirebilir?
Ah bu seçmen Ah!

Tüm i

 Ah bu kadınlar!

Kendilik değerinin farkında olmayan, kendine çizilen rolleri koşulsuz kabul eden, ne yaptığını bilmeyen kadınlar...
Yıllardır gittiğim her deniz kıyısında, en uygar dediğimiz Antalya, Kemer, Side'den başlayın, Ege sahillerinden devam edin, mayolu - şortlu erkekler denize girer, plajlarda ne kadar bikinili kadın varsa gözünü diker alenen ve aç gözlerle ne fanteziler kurar ama yanında geldiği böyle kara çarşaflı, pardesülü kadınlar, o sıcağın altında kıyıda oturur, denizi seyreder yalnızca.
Bir de haşema diye uyduruk bir kıyafet çıkardılar, akılları sıra kadının bedenini saklıyorlar ama o kadınların bir, denize girişi var, bir de üstüne yapışmış, bedeninin her ayrıntısını alenen teşhir eden çıkışı var....
Hayal kurmaya gerek yok halleri anlayacağınız.
Deniz bu. Bir kıyafeti var ama erkeğe özgürlük, kadına reva görülen bu.
Cahilsiniz kardeşim, ahlaksızlığın dibine vurmuş cahil!
Gelelim şu futbol oynayan kadına...
Cahil Arap coğrafyasında, kadının hükmü var mı?
Kadın, yalnızca çocuk doğuran, erkeğin hizmetine sunulmuş, eşyadan farksız bir şey, obje, eşya...
Başka bir ülkeye iltica etmeden, Arap coğrafyası bir kadının kendi kimliğini bulma çabası, bu futbolcu kadın.
İki arada bir derede sıkışmış, gelenekçi bir yapıdan çıkmaya debelenirken, içinden yükselen birey olma çabasından altı kaval üstü her neyse şu hale getirebilmiş kendisini.
Kıl yahu kıl!
Kafandaki kılın ne kutsallığı, ne utanması olur da, sorgusuz sualsiz, cehaletle kendinize bunu yapıyorsunuz cidden anlamıyorum?
Türk Kadını da rotayı iyice şaşırdı artık.
Her 10 kadından 2'si çarşaflı, 7'si bu cehennem sıcaklarında kapanmış da kapanmış.
Kadınlar olarak, kendi gerçeğiniz, olmak istediğiniz, kendinize reva gördüğünüz kareler bu mu?
Delirdiniz mi siz yahu?

Tüm ifa

 Hangi vatan sevgisi?

Hafta sonu, Zorkun Yaylası'na çıkarken, özellikle yaz aylarında, henüz yakılmamış, yok edilmemiş elde kalan son ormanlar için vatandaşa uyarı afişleri asılmıştı.
' Ormanlara girmek, ateş yakmak YASAK! '
İyi ki yasaktı. Maazallah, ya bir de yasak olmasaydı?
Osmaniye / Zorkun Yaylası arası 20 km.
Yol boyunca , ormana çekilmiş arabalar, yakılan mangallar, çay demlenmiş semaverler, yakılan ateşler, sağa sola atılmış, bazısı kırılmış, bazısı cayır cayır yanan güneşin altında içki şişeleri, cam kırıkları doluydu.
Bu mu önlem almak, bu mu vatandaşlık bilinci?
Dün, bir jandarma gördüm yaylada ve uyarmak amaçlı görüştüm.
Dedim ki :
Amanoslar da dahil, ormanlara giriş yasaklanmıştı ama yol boyu her yer piknik yapan insan doluydu, neden engel olmuyorsunuz?
Jandarmanın yanıtı :
Afişler astık, ceza yazıyoruz, uyarı yapıyoruz ama nafile. Engel olamıyoruz.
Bu ülkede, bu bilinçle ve bu kafayla daha çok orman yanar, yanacak da.
Şu ormanların tümünü yakın, 5' li çeteye otel, villa, maden ocağı...
Ne kaldıysa tahsis edin, siz de kurtulun, kalan üç beş ağacı kurtarmak için coplattığınız, biber gazı ile boğduğunuz, 'TOMA' larla üstüne yürüdüğünüz köylüler - insanlar da kurtulsun.
Daha da yakacak yer kalmaz ya!
Ne bitmez çilesi varmış bu ülkenin.
21 yıldır, tarumar etmeye doymadılar.
Ama kabahatin büyüğü senin güzel kardeşim, senin!
Sen seçtin bunları, şimdi de gönderemiyorsun!
Sana da müstahak!
Bir şunu diyen bir yazı 'Bu miletin vatan sevgisi sağa sola bayrak asmaktan ibaret. Hiç ülkemi güzelleştireyim, yerlere çöp atmayayım, çevremi temiz tutayım, ağaçlandırayım diyen yok. "Ben bu vatanın yeşiline, taşına, toprağına ölürüm" diyen adam ertesi gün ormanda mangal yakıp yerlere çöp atıyor...' görseli olabilir

Tüm if