10 Ağustos 2022 Çarşamba

 Bu yazıyı okuduğumda, içimde bir umut belirdi.

Hala, her şeye rağmen iyi insanlar var bu rezil dünyada.
Aklıma, başı ezilmiş, kabuğu kırılmış, canlı canlı karıncaların yemeye başladığı, acı içinde, tiz bir ses çıkarırken bulduğum o minicik yavru kaplumbağa geldi.
Benim Ojeli Kaplumbağam.🙂
Öyküsü uzun ama bir o kadar da mutlu sonla biten.
Bir ara ayrıntısını yazarım.
Elimde yaralı kaplumbağa, Sülemiş Tepesinden koşarak inişim aklıma geliyor da.
O veterinerin, ' Bu hayvan ölür, hiç uğraşmayın' dediği ama ikimizin de inatla çabaladığı o minicik yavru.
Dedim ya; mutlu son. ❤️
Bir şunu diyen bir yazı 'Kabuğu kırılmış iç organları görünüyordu. 27 km arabada taşıyıp arılığa getirdim. Kırılan kabuğunu kovandan aldığım bal mumu ve propolisle tamir edip yama yaptım. Kabuğunun kırılan göçük yeri fotoğrafta hâlâ belli Biraz su içti kendine geldi. Çalıların dibine bıraktım. Sonra aniden aklıma geldi, ya ailesi varsa 27! km onu buld bulduğum yere geri döndüm. Yoldan uzak bir çalın dibine bıraktım. Hızlıca çalıların içine girdi. Sonra tekrar 20 km eve ben geri gelebildim. Bülent Kilercioğlu' görseli olabilir