#İnsanlar,
insanların içinde,
insana hasret yaşarlar..
Özdemir Asaf
insanların içinde,
insana hasret yaşarlar..
Özdemir Asaf
Siz de,kalabalıkların içinde çoğalmak yerine yalnızlaşanlardan mısınız?
Peki,bu nasıl olur?
Çevrenizde yakın bulduğunuz,inandığınız,güvendiğiniz insanların varlığına inanıyorsunuz.
Ne oluyor da yalnızlaşıyorsunuz?
Kişisel gözlemimdir:Çevrenize bir bakın.Görünürde,herkes insan.Kadını,erkeği yok ilişki kurmanın.Tanışınca başlıyor her şey.Göz teması kuruyorsunuz önce,sonra konuşma başlıyor.Anlattıkları,anlattıklarınız birbirine yakın olmaya başlıyor.İş yaşamında,arkadaşlıkta,dostlukta,özel hayatta hep böyle başlamaz mı süreç?
Güven duymak,güven oluşturmak....
Nerde başlıyor kırılma?
Onun yanıtı da şöyle:İletişim,belli bir noktaya geldiğinde,verilen sözler tamamlanmamış cümlelere dönüşüyor.Varlık değeriniz,karşınızdaki tarafından daha az önemli kılınıyor.
''Nasıl olsa beni hoşgörür;nasıl olsa iki çift lafla hallederim;nasıl olsa karşımdakini çıkarım için kullanırım ama o bunu anlayana kadar ben işlerimi hallederim....''
Listeyi uzatmak mümkün elbette.
Peki,insan olmak,onurlu bir duruş sergilemek,saygıyı unutmamak kavramları nerde kaldı derseniz?
E,siz de salak olmayacaksınız.Karşınıza çıkan her insanı adam sanırsanız ve değer verirseniz,üzülen yine siz olursunuz.
İyi niyetli olmak, dürüst olmak falan....
Geçiniz.
Karşınızdakiler bu payeyi hak etmiyorsa,size ne oluyor?
Güven,dediğiniz şey bir kez kırıldı mı,artık gerisi gelir.Eşiniz,sevgiliniz,aileniz,arkadaşınız,patronunuz.....Hiç önemli değil.
Herkes,bir şekilde işine geldiği gibi sizi kullanıyorsa,hata sizindir unutmayın.
Ya onca kalabalığın içinde yalnız kalırsınız,ya da görmezden gelip yolunuza devam edersiniz.
Seçim sizin.
Peki,bu nasıl olur?
Çevrenizde yakın bulduğunuz,inandığınız,güvendiğiniz insanların varlığına inanıyorsunuz.
Ne oluyor da yalnızlaşıyorsunuz?
Kişisel gözlemimdir:Çevrenize bir bakın.Görünürde,herkes insan.Kadını,erkeği yok ilişki kurmanın.Tanışınca başlıyor her şey.Göz teması kuruyorsunuz önce,sonra konuşma başlıyor.Anlattıkları,anlattıklarınız birbirine yakın olmaya başlıyor.İş yaşamında,arkadaşlıkta,dostlukta,özel hayatta hep böyle başlamaz mı süreç?
Güven duymak,güven oluşturmak....
Nerde başlıyor kırılma?
Onun yanıtı da şöyle:İletişim,belli bir noktaya geldiğinde,verilen sözler tamamlanmamış cümlelere dönüşüyor.Varlık değeriniz,karşınızdaki tarafından daha az önemli kılınıyor.
''Nasıl olsa beni hoşgörür;nasıl olsa iki çift lafla hallederim;nasıl olsa karşımdakini çıkarım için kullanırım ama o bunu anlayana kadar ben işlerimi hallederim....''
Listeyi uzatmak mümkün elbette.
Peki,insan olmak,onurlu bir duruş sergilemek,saygıyı unutmamak kavramları nerde kaldı derseniz?
E,siz de salak olmayacaksınız.Karşınıza çıkan her insanı adam sanırsanız ve değer verirseniz,üzülen yine siz olursunuz.
İyi niyetli olmak, dürüst olmak falan....
Geçiniz.
Karşınızdakiler bu payeyi hak etmiyorsa,size ne oluyor?
Güven,dediğiniz şey bir kez kırıldı mı,artık gerisi gelir.Eşiniz,sevgiliniz,aileniz,arkadaşınız,patronunuz.....Hiç önemli değil.
Herkes,bir şekilde işine geldiği gibi sizi kullanıyorsa,hata sizindir unutmayın.
Ya onca kalabalığın içinde yalnız kalırsınız,ya da görmezden gelip yolunuza devam edersiniz.
Seçim sizin.
Size saygı duymayanın,sizi sevmeyenin üstünü çizin.
İnsana hasret yaşamak,onursuz yaşamaktan çok daha iyidir inanın.
Hep derim;'',Tekli yalnızlık,çoklu yalnızlıktan her zaman iyidir.''
İnsana hasret yaşamak,onursuz yaşamaktan çok daha iyidir inanın.
Hep derim;'',Tekli yalnızlık,çoklu yalnızlıktan her zaman iyidir.''