25 Şubat 2024 Pazar

 Bu gün Pazar....

En sevdiğim gün.❤️
En sevdiğim sözlerden biridir 'Gülümse. Bugün yine çok güzelsin'
Çevremde, güzel insanlar görmüyorum,gülümsemiyorlar da ondan mı acaba?
Genci yaşlısı, kadını erkeği hep bir mutsuzluk içinde.
Yaşadığımız gündemi düşününce buna şaşırmamalı elbette.
Yalnız olan da, sevgilisi olan da, aşık olan da ,evli olan da mutsuz ama acaba diyorum ,iletişim kurma becerisi mi eksik biraz insanlarda?
Örneğin ; yalnızlıktan şikayet ederler.Belki de,zamanı değildir henüz.Her şey vakti geldiğinde olur,sen beklemesen de olur.
Ya da, dön bir kendine bak,kendini gör ve tanı.
Sevilmek için ,sevmeyi de bilmek gerek.
Mükemmeli aramak mutsuzluk nedenidir.
Kim mükemmel ki,değil mi?
Bazen,insanların arızalı hallerini de sevmek gerek.
En büyük yanlışlardan biri de ,sevmediğiniz birine 'Seni Seviyorum ' demek.
Karşınızdakini illa sevmek zorunda değilsiniz, sakın sever gibi yapmayın.Yalan sözler, sevilmemekten daha çok incitir insanı çünkü.
Hiç kimsenin arkasından nedensiz koşmayın.
Hayat,birlikte yürüyecek insanların denkliğinde güzeldir.
Baktınız olmuyor ,arkanızı dönün ve gidin.
Hayatın size sunacağı seçenekleri kaçırıyorsunuz belki de ve bunu göremiyor olabilirsiniz .
Aynı insanda ısrarla kalmaya devam etmeyin.
En çok evliliklerde görüyorum bunu.
Başında sevdiğiniz insan, bir yabancıya dönüşüyor ve eskisi gibi sevmediğinizi görüyorsanız ve sevginin yerini başka duygular alıyorsa ordan gitmelisiniz.
Bahaneleri üretseniz de ,o kopuş bir gün yaşanır ve sizler hayatı ıskalarsınız.
Bunları söze dökünce ne kadar da kolay diyenler de çıkacaktır ama hayatın gerçekleri bunlar, siz kabul etseniz de etmeseniz de böyle.
Bunun kadını - erkeği yok.
Duygularımız önemlidir ama mantığımız da önemli.
Duygularımız zayıf yanımız,olması da gerek ama mantığımız bizi A noktasından B noktasına değil, her yere götürür,unutmayın.
Hayatınızda gülümsemenizi sağlayacak insanlar varsa şanslısınız ama yoksa da üzülmeyin.
İlla ki ,bir gün bir yerde....
Vardır vardır ama henüz yollarınız kesişmemiştir.
İyi Pazarlar...❤️

 Atölyemden....

❤️
6 Şubat 2023 günü, bir deprem felaketi yaşadık.
Binlerce bina yıkıldı, binlerce insan öldü,maddi- manevi kayıp çok fazla elbette .
Evlerimiz hasarlı ama çok şükür canımız sağ.
'Mal canın yongası 'der atalar.
Olay biraz soğuyunca mal da çok önemli oluyor ,yadsıyamayız bunu.
Düşünsenize; evinizdeki televizyonlar kırılıyor,buzdolaplarının ekranı bozuluyor, koltuk kanepeler parçalanıyor ama bir de kırılan cam eşyalar var ki...
Evlerde sağlam eşya kalmadı diyebilirim.
Anılar da eşyalarımızla kırıldı elbette.
Hani; atmaya kıyamadığımız eşyalar vardır ya!
İşte, depremde paramparça olan kristal kadehler de bunlardan bazıları.
Ne yapabilirim dedim ve Heykeltıraş olmamın da getirisiyle ,atölyemde kırılan parçaları çeşitli şekillerde mumluk yapmaya karar verdim .
Alçı ve tutkal karışımıyla kalıplar hazırlıyorum ve kırık parçalarla tasarımlıyorum.
Sonrasında boyayıp kullanıma hazır hale getireceğim.
İstesem çöpe atabilirim elbette ama neden bilmem atmak istemedim.
Beni biraz uğraştıracak ama olsun.
Bir zamanlar ,nasıl da keyifle kullanılan eşyalardı bunlar.
Bir deprem, her şeyi darmadağın etti hayatımızda.
Yine de, hayat devam ediyor bir şekilde işte .
Gün geliyor ağlıyoruz, gün geliyor gülüyoruz.
Hayat....

Tüm ifadeler:

 Hayata yorum göreceli bir kavram.

Bugün, marketin önünde çektim bu kediyi.
Hava güneşli , kuyruğunu kıstırmış, ' şu kedideki rahatlık ve umursamazlık keşke bende olsaydı, masraf kaygısı yok, evin giderleri tasası yok,çocuğun okul masrafları yok,oh ne ala ' diyen çok kişi çıkacaktır eminim.
Öyle midir acaba?
Bu kedi,bizim sandığımız gibi hali vakti yerinde, tasasız,gamsız bir kedi midir?
Olaylara hep kendi cephemizden bakıyoruz ya!
Bu kedi içinden ne geçiriyordur acaba?
Adanalı bir kedi olduğunu düşünelim:
' Lan, bu insanoğlu da ne anlaşılmaz bir canlı. Hayatları hep koşturma, para kazanma ,hırs, öfke içinde geçiyor.
Bilmiyorlar ki, ömür dediğin kaç yıl şurda? Onu da layıkıyla yaşayamıyorlar. Bir bakmışsın varsın, bir bakmışsın yoksun . Değer mi bu kadar kasarak yaşamaya?'
Ya da; ' Beni bu külüstür arabanın üstünde yatıyor görenler ,kim bilir akıllarından ' Ne rahat bu kedi' diyorlardır ama bilmiyorlar ki ,benim karnım aç , yatacak bir yerim yok, bir insanoğlu şu köşeden çıkıp bana tekme atabilir, gözümü çıkarabilir, kuyruğumu kesebilir,hatta beni tekmelerle öldürebilir. Sonuçta, ben bir kediyim, onlar kadar güçlü değilim, bir evim yok sığınacak, bir ailem yok beni koruyacak. Ordan bakınca ,fotoğrafımı çeken şu kadın örneğin .. Aklından ne geçiyor da beni bu arabanın üstünde çekiyor ' diyor olamaz mı?
Bilmem?
Belki de, sıcak bir yerde kıvrılıp uyumaktır.
Kim bilir!
Fotoğraf açıklaması yok.

Tüm ifade

 Konya, en muhafazakar illerden biri diye bilinir.

Muhafazakar deyince ,sanki ahlaksızlık orda yaşanmaz gibi algılıyoruz oysa, her yerde olduğu gibi Konya'da da her türlü rezalet yaşanabilir.
Bir haber okudum.
Bu,bazı erkeklerin uçkur düşkünlüğünün sonu nereye kadar gidebilir sizce?
Öncelikle ; çiftler evlenmeden önce nasıl ki kan testlerine giriyor , Anne- Babalık testine de girmesi gerektiğini düşünüyorum.
Herkes Anne - Baba olmamalı.
Yer Konya...
Hem de bir muhtar!
Ne yani ,muhtar olunca ahlaksız olamaz mı ,değil mi?
Swinger Partisini duydunuz mutlaka.
Hadi, duymayanlar için kısa bir özet: Çiftlerin, birbirlerinin eşleriyle cinsel ilişkiye girmesi olarak tanımlanıyor.
Yani; partnerlerinizi bir fantezi aracı olarak karşılıklı kullanıyorsunuz.
Yazıya konu olan muhtar,M.M. ki, neden isimleri böyle kapalı yazılır cidden anlamıyorum?
Birlikte yaşadığı ve Swinger partilerine katıldığı M.A. yetmemiş olacak ki, şimdi 17 yaşında olan ama o dönem 14 yaşındaki kızına da sarmış meğer.
Kızın çıplak fotoğraflarını ,cinsel içerikli videolarını ve şimdi burda yazamayacağım şekilde uyguladığı fantezilerini çekmiş.
Muhtar, bir de bu fotoğrafları annesinin çektiğini söylemiyor mu?
Nasıl yani diyorsunuz değil mi?
Bir anne, kendi çocuğuna bunu nasıl yapar?
Kız da, annesinin resmi nikahlı olup olmadığını bilmiyormuş ve annesinin arası bozulmasın diye sesini çıkarmamış ve muhtardan şikayetçi olmamış, iyi mi?
Valla,
Çocuklarımıza önce neyin art niyet ,neyin iyi niyet olduğunu öğretmezsek, biz böyle rezillikleri daha çok okuruz.
O anneyi de, o muhtar bozuntusunu da içeri atacaksın ve ölene kadar içerde tutacak, hayattan tecrit edeceksin.
Böylelerinin toplumda olması herkes için tehlike çünkü.

20 Şubat 2024 Salı

 Sabah, eskinin Aileden pek bi'sorumlu ! şimdinin her ay 120 bin TL .maaşı götüren ve ne işe yaradığı belli olmayan kadın vekilin attığı bir twiti gördüm.

Daha okuduğunu anlamayan hatta okuyor mu bile şüpheli böyle insanlar bir yere geliyor ....
İnsan üzülüyor valla.
Bir bu kadına baktım ,bir de kendime...
Yıllarca, ' Marka Kent Yaratalım ' diye diye, kolumun altında projeler ,aklımda bir dolu fikirle kurumlara, belediye başkanlarına, iş insanlarına gittim gittim de,bir arpa boyu yol alamadım.
Ben de, en iyisi sanatımı yapayım dedim atölyemde.
Erkenden başladım çalışmaya, ne işe yarayacaksa?
Kendimi eğiliyorum işte.🙂
Kıymet bilen kim bu ülkede?🤔
Böyle kadınları makam sahibi yaparlar , ben de ' Yok Sanat Sokağı, yok festivaller yapalım ,yok kültürel çıtayı yükseltelim ' diye diye ömür geçiririm işte.
Saçına, Serpil Çakmaklı' nın Kelebek Tokasından takmış, o kılıkla ATA'NIN huzuruna çıkan bir kadın ve aynı ülkede yaşayan ben....
Yahu!
Ne adaletsiz bir dünya bu dünya!😎

Tüm ifadeler:

 Bu çocuklarımıza yazık değil mi ?

Öğrencilerin, ders arasında, beslenmeye demeyelim de ,midesini doldurmak için çabalamasının fotoğrafıdır bu.
Atölyemden çektim.
Baktım, çocuklar ,ellerinde kola ve cips paketleri ,kaldırımın betonuna oturmuş , ders zili çalana kadar karın doyurmaya çalışıyor.
Betona oturarak hasta olacaklardı.
Çocuklara tabure verdim ve onları izledim.
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yaklaşık 19 milyon öğrencisinin karnını doyuramıyor ve bu çocukları en sağlıksız kola ve cipslere mahkum ediyorsa sarayda yaşayana, AKP hükümetine ,bakanlarına, her ay 120 bin TL. maaş alan milletvekillerine söyleyecek çok şey var demektir.
Yahu!
Sizde, memleket hayrına iyi bir şeyler yapmak için en küçük bir algı da mı yok?
Sizler, ne için 22 yıldır iktidardasınız?
Niye talip oldunuz ülkeyi yönetmeye?
Sarayın 1 aylık harcamasıyla ,bütün öğrencilerin 1 senelik yemeği verilir.
Bu öğrencilere bu eziyet yapılır mı?
Öğlen saatinde sokağa çıkın, her marketin önünde ellerinde gofret, cips, ucuz meyve suyu içen öğrencileri görebilirsiniz.
Yazık değil mi bu öğrencilere?
Milli Eğitim Bakanı ,bu sorunları çözeceğine , ana sınıfına mescit açmakla uğraşsın, dini cemaatlerle protokol imzalasın, imamları derslere soksun.
Bu ülke ,şu badem bıyıklılardan çektiği kadar emperyalist ülkelerden çekmedi .
Onlarla savaşırsın ve doğru stratejiyle kazanırsın ama bu cehalet yüklü insanlarla savaşmak cidden çok zor.
Yerel Seçim geliyor.
Şu öğrencilere yapılan eziyet için bile oy vermeli ama doğru yere vermelisiniz.
Ülkeyi erken seçime götürmenin tek yolu yerel seçimin başarısı .
Aklınızı başınıza toplayın artık yurdum insanı!
Aklınızı başınıza toplayın!
Bir 3 kişi görseli olabilir

Tüm ifadel

 Bugün Pazar....

En sevdiğim gün. ❤️
Can Yücel demiş ki :
Memnun olan yok hayatından.
Kiminle konuşsam aynı şey.
Her şeyi ,herkesi bırakıp gitme isteği.
İçinden, dışından bunu istemeyen var mıdır?
Herkesin yüreğini tüketen birileri yok mu hayatında?
Öyle, sevgi pıtırcıkları saçmak güzel de, çevremizdeki insanları mutlu görmek de olumlu bir bakış ama ya karşımıza çıkan insanlar!
Onların duygu salınım durumları nasıl?
Kimi görsem mutsuz, huzursuz, öfkeli, saldırgan hayata, hayatına.
İnsan, içini beslemeyi başaramazsa , dışını eskitir ,tüketir.
Ruhunu beslemeyi bileceksin.
Karşımıza çıkan insanların hangisi iyi, hoş, latif , saygılı ,sevgi dolu ki?
Sanki ömür çok uzunmuş gibi duyguları örseleyen insan dolu çevremiz.
Kaçış var mı peki?
Hani, ya bu deveyi güdeceksin ya da herkese hoşça kal ' diye bir söz var ya!
Şu anda,kime sorsam ,illa ki bulunduğu yerden kaçma isteğindedir.
Mutlu azınlık da vardır illa ki ama en azından kendi çevremde bunu hiç görmüyorum.
Değiştiremediğimiz koşullarımız mutsuzluk nedenimiz.
Bir an için gözlerimizi kapatalım ve düşünelim lütfen.
Şimdi, şu anda ,tam da nerde olmak isterdiniz ?
Olamadığımız her hayat yüzümüzdeki gülümsemenin eksik noktası.
İyi Pazarlar....❤️