30 Mayıs 2016 Pazartesi

#Hani,ünlü bir şarkı var'Ben yoruldum hayat,üstüme gelme'diyor ya!
İnsanı hayat değil de,insanlar yoruyor inanın;şarkıların suçu yok.
Hayatımın en berbat günlerinden birini geçirdim,bugün.Kafanızda bin deli proje,sürekli üretme çabası,toplumsal fayda paydası falan filan....
Siz böyle düşüyorsunuz ama,bakalım karşınızdakiler aynı fikirde mi?
Yıllardır,her makamla haşır,neşir olurum ve bende oluşan algı şudur:
'Bu adamları,bu makamlara kim getirdi?Hiç mi araştırmıyorsunuz,hiç mi yeterlilik aramıyorsunuz be birader?'
Particilik oynaya oynaya makamların da çivisini çıkardılar iyice.
Adama vermişler bir oda,bir de deri koltuk,sanırsınız ki,bütün dünyayı o yaratmış.İki lafı bir araya getiremeyen cahilleri makam sahibi eden bu düzeni protesto ediyorum.
Yahu!
Siyaset bu kadar ön plandaysa ve adama göre iş veriyorsanız,biz neden onca yıl üniversitelerde dirsek çürütüyoruz?
Gidip,bu partilerden birine üye olun,inanın ne aldığınız eğitimin ne diplomalarınızın ne sosyal çevrenizin ne de doku çizginizin bir önemi yok.
Salla başı,al maaşı işlere girmeniz işten bile değil.
Bugün,tarifsiz yoruldum ama beni yoran koşturma değil,bu insanlardı.
Ben,çalışmaktan yorulmam ama şu karşıma çıkan vizyonsuz adamlardan gına geldi artık.
Annem,nur içinde uyusun hep derdi ki:'Bir işi yaptırmak istemiyorsan,ipe un serersin.'
Aynen öyle!
Elimde bir yetki olsa,bu adamların çoğunu o makamdan atarım.
Yeminle,elimden bir kaza çıkacak artık ve allah ne verdiyse diye girişeceğim bunlara.
Yettiniz artık!
Zıvanadan çıktım sayelerinde.
Hayır anlamadığım,'Ben karar verdiysem o işi yaparım'
Bana kim engel olabilir ki?
İsteyip,alırım,hepsi bu!
Ama istiyorsam.... ;)
Ve hepsini yapacağım.
Nokta! :)

29 Mayıs 2016 Pazar

#Mehtapcığım,biliyorum pazar kahvemi içerken yazdıklarımı çok kıskanıyorsun.;)
Bak!Tam da şu anda,müzik setine bir QUEEN Grubunun plağını koydum;Bohemıan Rapsody ve ardından diğerleri Julıo Iglesıas Natalie....diye de devam ediyor plaklar.
Nostalji yaşıyorum bugün.Yaşlandım mı ne artık? 
Sabah,gelen doğum günü mesajlarını okudum ve yine mutlu oldum ve müzik ve dışarda aydınlık ve güneşli bir gün ve çiçeklerin içinde ve ben hayatımdan geçen bütün güzel insanları anarak,yüzümde bir gülümseme kahvemi içiyorum balkonda. 
Kıskanma,gel birlikte içelim artık. :)

28 Mayıs 2016 Cumartesi

#Doğum günleri,insanın en özel günü.Kimine göre kutlanması anlamsız,kimine göre yaşlanmanın göstergesi ne gerek var ama böyle özel günler de olmasa,aileler bir araya gelmiyor.
Seviyorum doğum günü seromonilerini.
Sizler,bu günü kutluyor musunuz bilmem ama bizim ailemizde önemlidir doğum günleri.
Benim de ritüellerim vardır bugüne dair.
Mutlaka aile mezarlığına giderim ve bana bu ömrü veren anneme,babama,analara,dedelere teşekkür ederim.
Böyle bir anne-babadan doğduğum için binlerce şükür elbette.
Sonra,dilek feneri alırım mutlaka ve olmazsa olmazım,bir şişe şarabım mutlaka vardır.
Kardeşimin gitarından yayılan nağmeler müzikler,şarkılar.....
Güzeldir her şey.
Pasta kesme faslı,'Sen şu böreği tattın mı,pastanın kreması biraz şekerli mi olmuş ne?gülüşmeleri birbirine karışır bu günde.
Güzeldir doğum günleri.Telefon susmaz,sosyal medya bir başka candır bugünde.

Her yıl,mesajları okurken büyük keyif alırım.Çoğunuzla hiç karşılaşmayacağız bile ama burdan geliştirdiğimiz dostluk,hatır gütme hallerimizi çok seviyorum.
Es geçilmemek güzeldir.
'Aman canım,ne oluyor mutluluk dileyince?'demeyin lütfen.
İnsanda güzel duygular uyandırıyor.
Doğum günümde başta toprağın altındaki soyum olmak üzere,ailem,dostlarım,arkadaşlarım ya da beni sevmeyen ve hiç haz 
etmediğini yazan herkes....
Seviyorum hepinizi.İyi ki varsınız. :)

26 Mayıs 2016 Perşembe

#'Hayat,iki nefes arası' derler.
Bana bu şansı veren anneme ve babama ve geçmişimdeki kan bağımdaki tüm güzel gönüllü insanlara teşekkür ediyorum.
Hepsi nur içinde uyusun.
Güçlü bir kadın olmayı annemden öğrendim. Ve annem, hayatımda gördüğüm en güçlü kadındı. Onca yaşanan kötü olaylara rağmen üstelik.
Ve hayatımdaki tüm güzel insanlar...
Kızım,ailem,dostlarım,arkadaşlarım...
En çok dostlarımdan sakınmamıştım ama hayattaki en büyük darbeyi de onlar vuruyormuş;yaşadım,öğrendim.
Buna deneyim demeyi tercih ediyorum.
İnsan düşe,kalka büyürmüş.
Yolculuğumda yardım eden,tekme atan,destek çıkanlara da bir selam olsun....
İyi ki varsınız diyorum.Bugünlere gelmek de kolay olmadı hani;emeğiniz büyük her açıdan.
'Hayat,iki nefes arası' derler.Aldık da vermenin zamanı belli değil.
İyi yaşamalı,mutlu ölmeli!
#'Unutulan şarkıların son söylendiği,
Geceler vardır hani !
Bir daha söylense de;
Ne ses, o ses,
Ne gece, o gece.. '
Ahmet Telli
Son şarkıyı dinlediğinizde, hiçbir zaman o şarkı bir daha eskisi tonda dinlenmiyor.
Ses kötü,plaklar cızırtılı,şarkının makamı yanlış.
Tıpkı kırılan ve yeniden,yeniden yapıştırılan ama çatlaklarını tamir edemediğiniz,sızdıran bir bardak gibi.
Örselenen hiçbir şeyin tamir olacağını düşünmeyin.Kırıp,dökmemeye bakın hayatınızı.
Gidince ne yerine geliyor ki,kaybolan yıllarınız da geri gelsin.
#Tanrım!
Bu memlekette yaşanan her şey için aklımıza mukayyet ol artık.
Zıvanadan çıktık iyice çünkü.
Gündeme bakıyorum,bakıyorum ve zekamız mı kıtlaştı,algımız mı zayıfları,yoksa bir umursamazlık sarmalına mı düştük son zamanlarda?
Bakınız,ülkemizde yaşananlara örnekler:
98 yaşındaki bir amca,ta Erzurum'dan İzmir'e gelmiş.Gelmiş de ne için gelmiş onca yolu?
Ekranda,İzmir metrosunda yarı çıplak heykeli görmüş.Aziz Kocaoğlu'na'Oğlum,bu heykel müstehcen,bunu kaldır demeye yola düşmüş.
Peki,İzmirli,bir avuç sanatsever! ne yapmış dersiniz?Heykelin müstehcen buldukları yerlerini bezle örtüp,zincirle bağlamışlar.
Müstehcenlik sanki yalnızca bacak arasındaymış gibi üstelik.
Beden dilinizi nasıl kullandığınıza bağlıdır müstehcenlik.Dudağınızı da,koltuk altınızı da,dizlerinizi de müstehcen görebilirsiniz ama yok,illa bacak arası olacak!
Hadi,o 98 yaşında da,size ne oluyor ey İzmirliler?
METRO Firmasınsaki kepazeliğe ne buyurulur?
Otobüsün muavini,gecenin bir yarısı,üniversiteli bir genç kızın üstüne spermini bırakmış.
Koskoca otobüs ve gece ve yolcular ve muavin ve seks....
METRO firmasının sahibi,çaycılık yapmaktan,birden otobüs firmalığına terfi eden zat;Galip Öztürk.
Suç amaçlı örgüt kurmaktan,tehditle çek-senet işi yapan bir suçlu aslında ama ne hikmetse birden büyüdü.
Bu zat,olayı nasıl açıkladı derseniz:
'Vatan haini,PARALELCİ PİSLİKLER.Hizmetimize engel olmak için bizimle böye uğraşıyorsunuz.'
Yahu,arkadaş! Ne paralelmiş bu?Hangi taşı kaldırsan PARALEL çıkıyor.Muavinin seks hayatını da organize etmiş demek?
ŞİMDİ.....
-Zonguldak-Kilimli'de 85 madenci,8 gündür,4 aydır maaş alamadıkları için açlık grevine başlayıp,kendilerini madene kapatıyor ve basın bunu görmüyorsa;
-Her gün,şehitler,şehitler sıralanıyor ama halk bunu görmüyorsa;
-Her gün,çocuk tecavüzleri,kadın cinayetleri hız kesmeden devam ediyor ve siyasiler bir şey yapmıyorsa;
-Rusya,burnumuzun dibi Suriye'deki savaşa kimyasal gönderen Türk şirketlerini liste liste açıklıyor ve meclis bize masal okuyorsa;
-Rıza Zarrab'ın rüşvet çarkını ta Amerika'dan öğreniyorsak;
-Henüz güvenoyu almamış hükümetin kabinesine bostan korkuluğu gibi yanaşma olarak oturan ve cumhurbaşkanının anayasayı ihlal ettiği günleri yaşıyorsak ve buna ses çıkarmayan MEDYA,gözünü kapatan HALK,ne yaptığını bilmeyen partiler CHP,MHP,HDP'nin tüm mensupları....
NE YAPIYORUZ BİZ?
TEK ADAMIN ELİNDE OYUNCAK OLDUK HEPİMİZ!
Ülke uçuruma sürükleniyor görmüyor musunuz?
Kalkıp da ta Erzurum'dan heykelin ayıbına geliyorlar.
O heykelin altında kalın İNŞALLAH HEPİNİZ!

25 Mayıs 2016 Çarşamba

#Van'daki 6 şehit haberlerini izliyorum.
Ve kadınlar......
Analar,eşler,kardeşler,çocuklar.....
Hepsinin yüzünde derin bir acının izini görüyorum.Acılarına ortak oluyorum ve istemsiz bir şekilde akan gözyaşlarımı tutamıyorum.
2 gün önce doğum yapan polisin eşi,kucağında dünyalar güzeli evladıyla,binbaşının eşi,gebe kadınlar,ayağı yerden kesilen anneler!
Bunlar da kadın,ekranda gördüğümüz,hangi sınıfa dahil olduğunu anlamadığımız o ucube görüntüdekiler de kadın.
Ana yüreğinin merhameti,kanlarına işlememiş kadınlar....
Yüzlerinde bir meymenet yok ki!
Çirkin kadın yok,yolunu bilmeyen kadın vardır derler ama bunlar cidden çirkin kadınlar.
Kaşından,gözünden söz etmiyorum.Konumları,kıyafetleri,içlerinin çirkinliği yüzlerine vurmuş kadınlarla kuşatıldık.
Son 14 yıldır iktidar partisinin kadınlarına bakıyorum da,nerde o eski zarafet dolu kadınlar,nerde bunlar?
Üstlerinden sakillik,pespayelik akıyor her birinin.Akraba kontenjanından sürekli makam işgali edilen bu kadınların,memlekete bir hayırlarının dokunacağına inanıyor musunuz?
Bugüne kadar gelenler ne yaptı ki,bunlar da yapsın.Kafaları bir türlü olması gerektiği gibi çalışmıyor.
'Bi'kereden bi'şey olmaz'diyen sapkın kafayı mı ararsın;'Börek yapmayı bilmeyen kadın boşanır'diyeni mi?
Aptal bu kadınlar.Bir de mürekkep yalamışlar.Mürekkep ziyan olmuş.
Suratlarından akan şey zarafet olmalıydı ama ara ki bulasın.
Çirkin kadın yoktur diyen halt etmiş,ya da bu kadınları görmemiş.
Hele yeni Firt Layd olanı var ki....
Sözcükler kifayetsiz kalıyor bu kadını anlatmaya.
Nerde o bakımlı saçları,modacının elinden çıkmış şık kıyafetleri,ince topuklu,zarif ayakkabıları ve duruşlarıyla gerçek First Layd kadınlarımız?
Kadın var,kadın var!
Bunlar neci peki?

24 Mayıs 2016 Salı

#Aslında durumlar Leyla;
Aslında hepimizi çok yordu hayat;
Ama hayat işte;dayan dayanabildiğin kadar!
#Hani,bir şarkı vardır;'Talihin elinde,oyuncak oldum.
Kader böyleymiş,
Buymuş alın yazım'.diyerek de devam eder.
Kişisel kaderin oyuncağı olmak sorun değil de,ülke olarak,bir kişinin elinde oyuncak olduk topyekün.
Yargıyı parmağında oynatıyor,yasaları çiğniyor,işine geldiği gibi sözcük oyunlarıyla toplumu manipüle ediyor.
Son oyuncağı da Binali,Gelali,Gitali.
Seçimle gelmiş başbakanı görevden alıyor,kendi hazırladığı listeyi Binali'nin eline tutuşturuyor,başbakanlık ceketi,üstüne 2 numara büyük gelecek profili düşük adayı da olağanüstü kurultayda seçti.Bakın,seçtirdi demiyorum,seçti!
Şimdi de,27 kişilik yeni hükümetin bakanları açıklandı.
Ne şahane bir liste var karşımızda.Çark edenler,babasını mezarda ters dönderenler,mavi,ekose ceket giyenler,badem bıyık bırakanlar karşılığını fazlasıyla almış görünüyor.
E,kolay mı,gönderdiği bir mesajla tüm salonu hizaya getirip,hazırola dikmek?
Tek Adam'lık budur işte!
Yasama-Yürütme-Yargı,tek adamın hizmetine girmiştir artık.
Yoksa;çay bahçelerinde cumhurbaşkanının yamacında ne işleri var-dı bu adamların?
Binali,henüz işe yaradığı için İnali olmayacak ama günü geldiğinde o da gidici elbette.
Yıllardır bulundukları makamlarda ne işe yaradığını anlamadığımız 3-5 bakanın sadakatinin sonucunu almasını,yenilerinin de şimdiden ne işe yarayacağını anladığımız bir kabine daha kuruldu.
Az götürmüşlerdi,gerisini de layıkıyla yapacaklar inşallah!
Memlekete hayırlı,uğurlu olsun.
En çok da,Aileden sorumlu bakanı merak ediyorum doğrusu.Ensar Vakfı tecavüzlerinde 'Bi'kereden bi'şey olmaz 'diyen kadının yerine gelen ne yapacak bakalım?
Bu,kaç kerelik tecavüz kriteri arayacak çocuk tecavüzlerinde,cidden merak içindeyim?
Görüntüsü,pek de hayra alamet değil çünkü.Kafasındaki kıldan utanan kadından ne hayır gelir bu memlekete de,çocuklara da Allah aşkına?
Bari,çocuklarımızı dini vakıflardan uzak tutalım.Yoksa,bunların elinde tecavüzden kurtuluşları yok belli oldu.
Bu hükümetin vebalini ödeyemeyecek CHP ve MHP'ye de söylenecek söz yok artık. Hele CHP......
Meymenetsizlerin biri gider,diğeri gelir.
Bu ülkenin çekeceği ceza daha bitmemiş belli ki!
Türkiye olarak,talihin elinde değil,tek adamın elinde oyuncak olduk ne yazık ki.
Yazık oluyor ülkemize,yazık!

23 Mayıs 2016 Pazartesi

#AKP'nin 2. olağanüstü kongresinde,cumhurbaşkanının gönderdiği mesaj okunurken,salondaki herkes hazırol durumuna geçiyorsa,o ülkedeki gidişatta tıkanan çok şey var demektir.
Ne kadar korktularsa artık cumhurbaşkanının öfkesinden,sanki İstiklâl Marşımız okunuyor gibi esas duruşa geçiyorlar.
Bu,ülkemizdeki tek adamın ne olduğunu hepimize göstermeli.
Davutoğlu'na övgüler düzenler,Davutoğlu çaptan düşünce Binali Yıldırım'a yanaşma oldular artık.
Eski başbakanın eşinin elini sıkmamak,ne kadar biat edildiğinin ve nezaketsizliğin göstergesidir.
Bakan yapılan damat gibiler AKP'nin ne olduğunu gösteren marka yüzüdür.
Aynı ortamda,yeni başbakanın eşi de erkeklere elini uzatmadı.Görüntüsüne sonra değinelim elbette ama,üstelik de öğretmen olan bu kadın da,AKP'nin diğer yüzü.Bunun yetiştirdiği öğrenciden ne hayır gelir memlekete acaba?
AKP'nin 2. olağanüstü kongresinde bir sirk izledik aslında.Katılanların yüzde yüzünün oyunu alan bir başbakan,aslında başbakan değil,AK-SARAY'ın denetiminde,güdümlü bir insandır,
Başbakanlık sıfatı taşımak Binali,İnAli ayarlı,yüksek profilli,yanında böyle bir eşi olan,Ulaştırma Bakanıyken Hızlı Tren faciasında zerre sorumluluk almayan,İzmirlilerin bile 'Hadi ordan'dediği biri,ancak ipleri başkasının elinde olan bir kukladır.
Gelelim şu eş meselesine....
Öğretmen olan bu hanım,bir makam eşidir ve görüntüsü,yüzü,gözü,sıfatı,giyimi bu makama aykırıdır.
Düşünsenize,resmi yurt dışı gezilerinde bu kadını görenler ülkemiz hakkında nasıl bir algıya yönelir?
Gazeteci Abdurrahman Dilipak, "Binali Yıldırım’ın en önemli koruyucusu erkeklere dokunmamaya çalışan 'içimizden biri' Anadolu hanımı olan o muhterem eşi'diye lanse ediyor,yağdanlığın son basamağı olarak ama bu sıfattaki birinin koruyucu melekliği fazlasıyla absürt mü ne?
Biz de Anadolu kadınıyız ve elimizi erkek eline değdiriyoruz.Ne namusumuz elden gidiyor ne de kirleniyoruz.
Uygarlıktır tokalaşmak ama belli ki,kadıncağınızın algısı bu kadar.Toka=Namus.
Memleket,'Batı,otoyolumuzu, havaalanlarımızı kıskanıyor'diye boş konuşan cumhurbaşkanıyla oyalanırken,Batı,uzayda yeni yerleşim alanları arıyor.
Dünya aleme rezil ediyorlar bizi her açıdan.

21 Mayıs 2016 Cumartesi

#Sade bir vatandaşın pazar ızdırabı...
Sizin Tedaş'ınızın da,buna izin veren kurumlarınızın da
Saat,sabahın 7.30'u ve ben zıvanadan çıkmış durumdayım.Bu memlekette,böyle beceriksiz yöneticiler,böyle izin veren Tedaş yetkilileri,böyle belediyecilik anlayışı olduğu sürece,bu memleket iflah olmaz.
Tedaş yetkilileri ve belediye başkanı da dahil,eminim şu anda bütün müdürleri,amirleri pazar rehavetiyle uyuyorlardır.
Peki,biz neden ayaktayız? 
Çünkü,bugün pazar ve iş makineleri,sabahın 7.30.da evimin sokağını kazıyor.Evin temeli sallanıyor şu anda.
Bu kazı işi kimin sorumluluğunda bilmiyorum ve koskoca Tedaş,belediyede,zabıta da dahil telefonlara bakan,sorularımı yanıtlayacak bir allahın kulunu bulamıyorum.Telefonları otomatik meşgule bağlamış arkadaşlar,kendilerine pazar,bize zulüm.
Aşağıdaki işçilere soruyorum bu nedir diye?
'Biz emir kuluyuz,Ziraat Bankasına ana trafodan hat çekilecek,Tedaş'ın da,belediyenin de haberi var'deyip çıkıyorlar.
Kardeşim!
Bana ne Ziraat Bankasından.Ana trafodan hat çekecekseniz,bunun makul bir saati yok mu?Ya da benim apartmanımın temelinin güvenliğini nasıl sağlayacaksınız?
Ev sallanıyor inanın iş makinelerinin darbelerinden.
Karşımda bir yetkili bulamıyorum şu ana kadar.
Allah kahretsin sizin gibi yetkilileri.
Hepiniz güzel güzel uyuyun ve sakın rahatınızı bozmayın.
Aynı sokakta,geçen hafta asfalt yama yaptılar,sanki sokağımıza çok iyi bakıyorlar gibi.
Yıllardır,bu sokakta bize asbestli borudan su içiriyorlar.Siz,yetkililer!
Hem bize sağlıksız su içireceksiniz,hem sokağı yamalı bohçaya döndereceksiniz hem de her aklınıza düştüğünde iş makineleriyle hayatımızı cehenneme çevireceksiniz.
Madem bu sokağı iş makineleriyle açmalarına izin verdiniz,neden bütün sorunları bir anda bitirmiyorsunuz?
Yarın da başka bir şey için bu sokağı açacaksınız öğrendik artık.
Bu kadarcık şeyi planlayamıyorsanız,sizin orda ne işiniz var ey yetkililer?
Ses çıkarmayayım diyorum ama insanı zorla zıvanadan çıkarıyorsunuz.
Apartmanı kafamıza yıkın da olsun,bitsin.
Adamların,iletişim denen bir şeyden haberi yok,karşımda bir sorumlu bulamıyorum birimlerde.

Tedaş'ı arıyorum,yanıt yok,belediyeyi arıyorum yanıt yok.Bir belediyenin,vatandaşın şikayetini karşılayacak bir birimi devrede olmaz mı?
Ne sosyal medya hesapları aktif ne de telefonları.
Sizin anlayışınızın var ya.....
Siz hizmeti ne sanıyorsunuz?
Yetti artık bu gürültü işkencesi!

#18-24 Mayıs arası Müzecilik Haftası.Müze kültürümüz pek yok aslında.Müzelerin çoğu ya ziyaret edilmiyor ya da çok pahalı.
Müze kartı çıkartırsanız indirimli girebiliyorsunuz ama bu hafta çoğu müze ücretsiz geziliyor.
Dün davetliydim aslında ama kaymakamla,yeni bir müze konusunda bir toplantım vardı,gidememiştim.Umarım,o işi gerçekleştirebiliriz ve kent kimliğini yansıtan,tarihi geçmişimizi unutturmayacak yeni müzeler açabiliriz. Burdan,konuya çok duyarlı sayın Pamuk'a da teşekkür ediyorum.
Bugün gezdiğim müze,eskiden cezaevi olarak kullanılan ama mahkum olmadığından müzeye dönüştürülen bir yapı.
Belediyenin,Antalya'da büyük ödül aldığı,cidden yaptığı en iyi işlerden biri.
Benim de katkım oldu metin yazarlığında ve alan düzenlemesinde.
Sağolsunlar,adımı unutmamışlar.

Burdan;bu müze fikrini ortaya koyan,emek veren herkese teşekkürler.
Toplumu bilinçlendirmek için doğru işlere imza atanlara da bir selam olsun....

20 Mayıs 2016 Cuma

#'Kısaca söyleyeyim; anlamak yordu beni.'
Edip Cansever
Böyle diyor şair ama yalnız anlamak mı yorar insanı?
Anlaşılmamak da çok yormaz mı?
İşte öyle....

19 Mayıs 2016 Perşembe

#İlkokul 1. sınıftayken,okulumuzda Cin Ali kitapları serisi vardı.
-Ali topu tut,
-At Ali at
-Ali topu yakala 
-Binali bin!
Malumunuz,artık Cin Ali kitapları yok ama bundan sonra memlekette Binali bin,devri başlayacak.
Tabi,ipi çekilene kadar.
E,ne demişler atamayla gelen,'İşin bitti'dendiğinde gider.
Önceki de,listenin sonundan,koltuğa oturtulmuştu ama görüyorsunuz,ters düşünce koltuktan oldu.
İşin tuhafı,bir de helallik isteyerek gidiyor;sanki çok iyi işler yapmış gibi.
Bu kadar şehit geliyor ama adamda tık yok,üstüne hak helali istiyor.Bunu bir de şehitlere sormalı.
Neyse.....
Şimdi devir,Binali devri.
Bundan sonra ne olacak?
-Konuş Bilal
-Otur Bilal
-Gel Bilal, git Bilal....
Diğerleri boşuna badem bıyık bıraktı,ekose ceket giydi.
Yazık oldu hepsine ama ta başından beri en sadık kimse,koltuğu o götürdü.
Gerçi,partiyi kuranları başından attı ama neyse...
Tek adam o,dokunulamaz!
17 şirketi,28 gemisi,2 süper yatıyla Ulaştırmanın,ulaşılacak noktalarını iyi öğrenmiş bizimkisi ama tek yüzükle gelip de,memleketi söğüşleyen büyüğünü örnek alırsa daha da yandık demektir.
Adamın oğlu,geçende Singapur'da,kumar masasında paracıkları yiyordu.Artık,kimin kursağından geldiyse...
Bunların bir de eş kontenjanı var biliyorsunuz.
Biri,hadi makyajla,badana,boyayla biraz bir şeye benzemişti ama bu yenisi ne birader?
Kim demiş,'Çirkin kadın yoktur,makyaj yapmayı bilmeyen kadın vardır'diye.
Bunu diyen,bu adamın eşini hiç görmemiş anlaşılan.Tanrının yarattığı kul ama bu kadarını yaratmak için nasıl bir özel çaba harcandı acaba?
Makyajla da kurtarılmaz kadın.
Ben olsam,benim de böyle bir eşim olsa,değil 28 gemi,transatlantik alır ve evden kaçardım doğrusu.
Transatlantiği biliyorsunuz değil mi?
Okyanus ötesi ulaşım aracı. wink ifade simgesi;)
Ah Binali Ah!
Neettin sen bize?
Eyyy İzmirliler!
Ne vardı,Binali'yi belediye başkanı seçseydiniz.Seçseydiniz,İzmir'in başına belaydı ama şimdi,tüm memleketin?
Olmadı valla!  :)smile ifade simgesi
#Bugün 19 MAYIS...
Atamızın 'Benim doğum günüm'dediği gün bugün.
Öncelikle bu vatanı borçlu olduğumuz ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere,tüm şehitlerimizi minnetle anıyor şükranlarımı sunuyorum.
Vatan hepsine minnettardır!
Gelelim 19 Mayıs'ın benim için ne ifade ettiğine.....
Ben bir kadın olarak özgürsem,peçeden,çarşaftan kurtulmuşsam,istediğimi giyiyorsam,istediğim gibi yaşıyorsam,erkeğin kölesi değil,yan yana yürüdüğü yol arkadaşıysam,okuyorsam,meslek sahibi oluyorsam,miras hakkım varsa,kafeslerin ardına saklanmadan yaşıyorsam,ezilmiyor,horlanmıyorsam bunu Atatürk'ün 19 Mayıs'ta bindiği Bandırma Vapurundaki kurtuluş mücadelesine borçluyum.
Vahdettin'i hala adam yerine koyanlar,İngilizlerle anlaştığını ve Mustafa Kemal'i,aslında başka amaç için Anadolu'ya gönderdiğini bilmiyorlar belli ki.
Türk insanının hayatındaki en büyük eksikliği,tarih bilgisinden yoksun olmasıdır.
Belki de,bu yüzden Atatürk'ü,devrimlerini iyice anlamıyorlar ve bu ülkenin kurucusu Atatürk'e
ataput diyecek kadar da cahiller.
Nerde yaşadığını bilmeyen,bu ülkenin nasıl kurulduğunu okumayan,onca şehidimizin kanıyla yazdığı tarihi öğrenmeyenler....
Hepinizi,önce Çanakkale'ye götürmeli.Götürmeli ki,bu ülke nasıl kazanılmış öğrenin ve ülkeyi AKP zihniyetine teslim etmeyin.
Harf devrimi,kılık-kıyafet devrimi,Medeni Kanun,Tevhid-i Tedrisat Kanunu,Seçme-Seçilme....
Ve yapılan her devrim,bu ülkenin uygarlaşmasında birer adımdı ama bunu hala anlamıyorsunuz.
Ama en çok kadınlarımıza sözüm var:
O kadar öykündüğünüz Osmanlı'da,sizin yeriniz neydi ki,sisteme kafa tutuyorsunuz?
Sofradaki yeriniz öküzden bile sonraydı.
Siz daha neyin isyanındasınız?
İran'daki kadınlar,o ucube örtüyü atmak için saçlarını kazıtıyor,siz ise dolanmaya ne kadar meraklısınız?
Onların Atatürk'ü yoktu ama bizim var.
Sizi İran,Suudi Arabistan,Katar,Afganistan'a götürmeli.
Gidin ve öğrenin kadının adı neymiş orda.
Havadan gelen haklar,sizi böyle HAKLAR!
Ben bir kadın olarak,bıraktım diğerlerini,bana verdiği her hak için binlerce şükür diyorum Atamıza.
Ruhu Şad Olsun.
Minnet ve şükranla.....

18 Mayıs 2016 Çarşamba



#Bir ana....
Bu fotoğraf karesi,birkaç saat önce düştü internete.Nusaybin'de şehit düşen 4 askerden birinin anası.
Fotoğrafa uzun uzun baktım.
O kadar içimi yaktı ki,bu kare,ne diyeyim şimdi ben?
Hani,mecliste kıran kırana dokunulmazlık tartışması yapıyorsunuz ya!
Hani,Başkanlık diye gözünü dönderip memleketi kana boğan o malum şahıs var ya!
Hani,kefene dolandık diye,AKP'ye oy veren sizler var ya!
Hani,AKP'nin kuyruğuna takılan G...Kılları var ya!
Bu fotoğrafa iyi bakın.
Bu bir ana ve şu anda onun ciğerindeki yangını bilmiyorsunuz.
Ne zaman ki,evinize bu acı düşer;işte o zaman AKP'nin diğer taraf olan partilerin ve insanların ardından söveceksiniz.
Hani bilin istedim.
Hala bu adamların arkasına düşüyorsunuz ya!
Yazıklar olsun hepinize!Bu ananın yürek yangınında sizin de payınız var çünkü.

#'Siz,biraz oyalanın temayül yoklamasıyla,sonuçta ben karar vereceğim.Bana lazım olan profili düşük bir başbakan.Neden mi istiyorum bunu?
Çünkü,ülkenin tek adamı benim.Ben ne dersem,neye karar verirsem o olacak.Meclis yok,başbakan yok,vekil yok.Eskidenmiş o anayasada sınırları çizilmiş cumhurbaşkanı.Meclisin önüne koyduğu bütün kararları TAK-ŞAK diyen biri yok karşınızda.O kararları da ben alacağım,o yasaları da ben çıkaracağım.
Ben,gücüm ve benim karşımda kimse duramaz.Ben ölümsüzüm ve hepiniz öleceksiniz,ben kalacağım bu ülkede.
Bakmayın benim için çıkarılan yok Sara hastası,yok psikolojisi bozum,yok ruh sağlığı sorunlu diye yapılan Fuat Avni açıklamalarına.
Sapasağlam duruyorum ve bana bir şey olmaz.'
Gözlerimin öyle bakışına da takılmayın.Ben deli değilim,hasta hiç değil.Yanılsamadır o,ışık ayarının doz aşımı.'
Deli saçması mı bu yazdıklarım?Hadi canım,bu kadar da değil mi dediniz?
Peki......
Nedir bu temayül yoklaması?
Partinin tabanının en çok istediği kişinin aday gösterilmesi.Bu kişinin önü açıktır artık.
Peki,AKP'de bu nasıl işliyor?Recep Tayyip Erdoğan,AKP'nin kurucularından biri ve partiden elini hiç çekmedi.Anayasayı çiğnedi ve yetkilerini aştı.
Tarafsız cumhurbaşkanı olması gerekirken,AKP'nin başı da,başbakan da,cumhurbaşkanı da kendisi oldu.
Temayül yoklamasında listenin sonundaki Ahmet Davutoğlu'nu başbakan atadı.İstedi ki,emrinden çıkmayan biri olsun ama sayın Davutoğlu ile aykırı düşünce ipini çekti.
Seçilmiş bir başbakanı azletti.
Badem bıyık bırakan ve ekose ceket giyen,düşük profilli adaylar türedi AKP'de.Hepsi de,göze girip,başbakan olmaya çalışıyor.Tabi,içlerinde Binali Yıldırım ismi öne geçse de,emrine sokacağı kişi zaten belli kafasında.
İnsanın anlamadığı;'düşük profilli başbakan arıyorum' tümcesindeki gizli olmayan açık özne ortada.
Hangi insan bu sıfata kendini layık bulur Allah aşkına?
Ne utanç verici bir çaba bu?
Koskoca adamlar,badem bıyık bırakıyor.
İşte siyasetin en çirkin yanıdır bu,YAĞDANLIK!
Gündem buyken,kimin ne istediği ortadayken,yukardaki yazım hayal mahsulü olabilir mi?
Burası tek adam diktatöryasında değil,up-uygar bir ülke midir sizce de?

17 Mayıs 2016 Salı

#'Oğlu şehit olduğu için Allaha hamd eden baba;Allah oğlunu da,seni de peygambere komşu yapsın inşallah.'
İşte böyle diyordu dün,attığı tvitte
İ.Melih Gökçek -Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
'Peygamberlikten sonra en yüce makamdır şehitlik makamı. Makamların yücesi olan böyle bir makama uğurluyoruz şehitlerimizi'
Recep Tayyip Erdoğan-Cumhurbaşkanı
Melih Gökçek'in iki oğlu var.Askerliğini yapmıştır mutlaka ama Diyarbakır,Şırnak,Nusaybin vs midir görev yerleri?
Melih Gökçek,evladını kaybetmiş bir ana-babanın ne hissettiğini anlayabilir mi?
Gencecik evladını toprağa koymuş bir baba,can acısıyla ne konuştuğunu bilemez elbette.
Melih Gökçek hem asker oğlunu hem de babayı gömdü bir anda.Peygambere komşu olmasını diliyor da,kendisi bir baba olarak evlatlarını nasıl koruyor acaba?
Bir de anne cephesi var şehitlerin.
Askere gönderdiği evladının cansız bedenini gören bir anne,'Hamdolsun,evladımı şehit verdim.Ne mutlu bana.Vursun davullar'diye mi bağırır?
Öyle saçmalayan bir adam ki bu Gökçek,Ankaralılar nasıl seçiyor yıllardır hayret!
Şehitlik mertebesini peygamberlik makamından sonra bulan cumhurbaşkanının ise,bir oğlu Testis Kanserinden askerliğini yapmadı,diğeri de valiyi önüne dikti ve bedelli yaptı askerliğini.
Kendisi de kantinde askerlik yapan biri ne anlar şehit anne-babasının yürek yangınını?
Evladını cansız önüne koymuşlar mı acaba?
18 bin lirayı verenin canını kurtardığı askerlikte,sıvasız evlerde,camsız pencerelerde,balkonsuz viranelerde yaşayan yoksulun,garibanın oğlu vatan görevine gider,şehit düşer;hiçbir siyasinin oğlundan böyle bir haber gelmez.Çünkü,onların evladı kıymetlisidir,diğerlerininki önemli değil.
Elbette,hiçbir gencimize bir şey olmasın ama hak mı bu askerlik koşulları?
Genelkurmay Başkanı nikahta gezerken,bu vatanın evlatları şehit düşüyor.
Kim alacak bunun önlemini,biz mi,siyasi erk mi,ordu mu?
Adamların altı kuru,keyifleri de yerinde;gençlerimiz delik deşik olmuş anaların,eşlerin,çocukların,kardeşlerin önüne atılıyor ne gam?
Kimse de istifa etmiyor.
Ne arsız,ne yüzsüz, ne gamsız insanlarsınız be birader!
Peygamberlik makamına komşu olmak isteyenler......
Buyrun,çok meraklıysanız,sizi önden alalım.oğullarınızı da alın yanınıza,Güneydoğu kanıyor çünkü.
Siz de bu vatanı korumakla yükümlüsünüz.Peygamberin yanı boşmuş.Elinizi çabuk tutun.Onur duyulacak bir şey ya, yaşanacak hayatı bırakıp,toprağın altına girmek.
Buyrun!

16 Mayıs 2016 Pazartesi

#Bugün,malum semt pazarı günü.
Pazartesi günlerinin alışıldık görüntüleri vardı yine.Baharın gelişiyle tezgahları dolduran taze meyve,sebzeler,müşteri çekmeye çalışan pazarcılar,elindeki üç kuruş parayla evine dolmuş file götürmeye kalkan tüketiciler.
1 ay önce intihara kalkışan pazarcı işe dönmüş;sevindim.Kaygılanıyordum nicedir onun için.
Hayatın yükü omuzlarına öyle ağır gelmiş olmalı ki,yaşamaktan vazgeçecek kadar bıkmış her şeyden.
Böyle şeyler de sorulmuyor elbette.'Nasılsınız?'dedim,'İyiyim bacı'derken gözlerindeki ifade ne kadar da kötü olduğunu gösteriyordu ama ekmek kavgası işte.O pazara mutlak çıkılacak.
Moral olsun diye hiç gereksinmem olmadığı halde,tezgahından epeyce şey aldım ama kötüydü ürünleri.
Bugünlerde hiç keyfim yok.Pazarcıların bile dikkatini çekmiş ki,bana 'Sizi böyle görmeye alışkın değiliz,bir sorun mu var?'diye hatırımı sordular.
Güzel bir şeydir bu,insanların birbirini gözlemesi,gözlerinden en küçük kırılganlığı fark etmesi.
'Bir şey yok'dedim ama aslında çok şeyin var olduğunu da saklayamıyor insan.
Ama hayat işte,bir gün iyiyseniz,beş gün kötü oluyorsunuz.Herkesin yükü kendi omuzlarına ağır geliyor.
Pazarın başında durdum ve epeyce izledim insanları.
Yaşam gittikçe zorlaşıyor herkes için.Pazar arabaları nerdeyse boş,insanların yüzü gülmüyor evine dönerken.
Bugünün tek kârlı işi,o pazarcıyı yeniden görmemdi.Ayağında solmuş şalvarı,yüzündeki hüznüyle.
İyi ki yaşıyor.Bir insanın,haftada bir gördüğünüz pazarcı dahi olsa,o tezgahta var olduğunu bilmek de bir umuttur yaşama dair.
#Beşiktaş'ın Şampiyonluğu-Sümeyye Erdoğan'ın düğünü.
Ne alakaysa artık!
Cumartesi günü evlenen Sümeyye Erdoğan'ın düğünü çok konuşuldu.Gelinliğinin modelinin zevkini annesinden alması bir yana,bütün gelinler aslında o beyazın içinde çok saf ve masumiyetin verdiği duyguyla güzel görünür ama bu kızcağız....
Erdoğan ailesinin geçmişinin izi mi yüzüne vurmuştu acaba?
AK-Troller bir yalan yayıyorlar şu anda.Güya,Sümeyye Erdoğan'a takılan 5 MİLYONLUK TAKI MEHMETÇİK VAKFINA bağışlanmış.
Siz inandınız mı buna?
Takıların bağışlanmasını bir kenara alalım,kimin kızının düğününde 5 milyonluk takı takılır ve niye?
5 Milyon....
Çeyrek altın değil,Reşat değil,Diba Bilezik değil,tam 5 Milyonluk takı.....
Bunca takıyı takanların önümüzdeki dönemde AKP'den nasıl nemalanacağını da göreceğiz elbette.
Peki,madem bu takılar Mehmetçik Vakfına bağışlanacaktı;neden bu kadar ihtişamlı bir düğün yapıldı?
Denebilirdi ki;'Sevgili konuklarımız,şehitlerimiz toprağa düşerken böyle bir düğün yapamayız.Eğer çok istiyorsanız,hediyelerinizin karşılığı miktarları Mehmetçik Vakfına bağışlayın;getirmeyin'
Dediler mi?
Hayır elbette!
Bir yalan yayarız,millet de bunu yer nasılsa demişlerdir?
Gelelim Beşiktaş'ın şampiyonluğuyla ilişkisine....
Diyorlar ki:'Sümeyye'nin düğünü,sade bir kuran okunarak yapıldı.Madem şehitlerin yası tutuluyordu,o halde neden Beşiktaş için böyle coşkulu kutlamalar yapıldı?'
Güzel kardeşim,futbolun birleştirici gücü vardır.O coşkuya ortak olanların ne dini,ne inancı,ne ırkı,ne rengi önemli değildir.
Tuttukları takım şampiyon olmuştur ve ortak sevinçle ,sosyalleşme adına toplanılmıştır alanlarda.
Topumun moral desteğidir yani.
Şırnak'ta,Nusaybin'de,Cizre'de,Kilis'te askerlerimiz de bu sevince ortak olmuştur.
Peki,Sümeyye'nin düğünün bizde oluşturduğu duygu nedir?
Şehitleri yok sayan zihniyete duyulan öfke,kızgınlık ve gördüğümüz ihtişamlı görgüsüzlük.
Hepsi bu!
Dip not:Adanaspor 1.ligde.Bu demektir ki,Beşiktaş artık Adana'da.Maçlara gidebileceğiz yani.
Hem Adanasporlu hem de Beşiktaşlı olmak ne zor olacak ama ikisi de bizim.
BEŞİKTAŞ-ÇARŞI VE BİZ!
Bu memlekete lazımız!

15 Mayıs 2016 Pazar

#Çocukken,takımlar üzerine tekerlemeler söylenirdi.
-Taş taş taş-Beşiktaş
-Gassaray,Gassaray Cim bom Bom.
-Fener,dünyayı yener.
Şöyle konuşmalar da geçerdi aramızda 'Bizim Karakartalımız,sizin kanaryayı hüp diye yutar'
Biz varoş takımıyız,sizin gibi saraylı değiliz.
En çok taraftar Fenerbahçe'nin falan filan...
Ülkenin üç süper takımıydı Beşiktaş,Fenerbahçe,Galatasaray.
Trabzonspor,sonradan dördüncü büyük takım oldu ama bu üçlü hiç değişmedi.
Şifo Memet,Sarı fırtına Metin,Feyyaz ve Ali üzerine ne de çok söz söylendi.
Eskiden,öğrencilik yıllarımda da Beşiktaş'ın maçlarını kaçırmamaya çalışırdım.
İnönü Stadyumu,hemen okulumun yanıbaşıydı.19 Mayıs gösterilerini de bu statda izlerdim.
İnönü,Fiyapı,şimdi de Vodafon Arena ama o hep gönlümüzde İnönü Stadı olarak yaşayacak.
Beşiktaş Süper Ligin 2016 şampiyonu.
Elbette gururluyuz Beşiktaşlı olarak.
Hele o inanılmaz ÇARŞI GRUBU.
ÇARŞI,HER ŞEYE KARŞI olmasa,bu ülkede muhalif bir ses de çıkmayacak.
Biliyorsunuz top yuvarlaktır.Bu yıl biri şampiyon olur,seneye diğer.
Kızmaya,öfkelenmeye,abuk laflar çakmaya hiç gerek yok.
İyi oynayan hep kazanır mı bilinmez ama Beşiktaş iyi bir takım.
Spor deyince,akla yalnızca futbolun geldiği ülkemizde,gönül ister ki,kulüpler sporun her alanında alt yapıyı oluşturacak okullar açsın ve bizler,dışardan ithal sporcular yerine kendi yetiştirdiğimiz sporcularla gurur duyalım.
Bir maçta,5 Türk,geriye Brezilya,Almanya,Arjantin...diye sporcular yer alıyorsa,bu zafer eksik bir zaferdir.
Teknik Direktör,futbolcular,masör bile bizim alt yapımızdan yetişmeli.
Dışardan devşirme spor-cu mu olur?
Beşiktaşımız gururumuz elbette.Avrupa'da da bizi temsil edecek.
Atatürk de Beşiktaşlıydı biliyorsunuz.(Fenerbahçeliler hemen itiraz edecekler biliyorum ama gerçek bu)
Asaleti belli yani. wink ifade simgesi
Beşiktaş'ın bayrağını alıyoruz,bir arkadaş sordu 'Yahu!Sizin apartmanın hepsi Fenerbahçeli değil miydi?Siz neden Beşiktaş bayrağı alıyorsunuz?'
Dedim ki:'Damarımızı kessen Siyah-Beyaz akar.' wink ifade simgesi

14 Mayıs 2016 Cumartesi

#Kenan Doğulu'nun bir şarkısı var ve diyor ki;
Kalp öyle savunmasız ki
Kalp öyle yorgun düşmüş ki,
Elinden tutmalı.
Bir gün doktoruma sordum;'Kalp,organ olarak ağrır mı?'
Hani,hep sanırız ki,duygularımız orda saklıdır.İncinirsek kalbimiz sızlar ama ağrı olmaz.
Doktorum dedi ki;'Kalbinizi yormayın.Sanmayın ki,yalnızca duygularınızla ezilir.Yaşadığınız her şey,önce kalbinizde yara alır,sonra tüm bedeninize yayılır'
Kalbimiz,yaşam kaynağımız.Yalnız kan pompalanmaz orda,Öfkemizi,sevgimizi,mutluluğumuzu önce ordaki tellerin titremesinde yaşarız.'
Bazen o telleri öyle kırarlar ki,içinizdeki bütün enerjiyi,iyi duygularınızı alıp,götürürler.
Kalp,belki de en savunmasız organımız.Kırıp,dökmemeli,incitmemeli onu.
İnsanlar yaşam yorgunu olabilir.Bir teli de siz kıracağınıza,elinden tutmayı deneyin.
Ne kaybedersiniz?
#Annem,nur içinde yatsın hep derdi ki' Özü ağlamayanın gözü ağlamaz'.
Ve yine annem bize hep şunu öğretti:Eğer,komşunuzda bir cenaze varsa televizyon,radyo açılmaz,müzik dinlenmez.Cenaze,gözden kaybolana kadar ayağa kalkılır çünkü bu,cenazeye son görevdir.
Biz,bunlarla büyüdük ve ben de kızıma bunları anlatarak büyüttüm.Doğrusunun da bu olduğuna inanıyorum.
Bugün,sayın Erdoğan'ın 'SÜMÜŞ'diye hitap ettiği kızı Sümeyye'nin düğünü vardı. 
Eğer canınız yanmamışsa,orda sıra sıra dizilmiş tabutlara kapanan annelerin,eşlerin,çocukların feryadını duymaz ve düğün,dernek çalarsınız.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar....
Bugün,tam 9 şehidimiz vardı,tek tek toprağa verilen.Aileler,çocuklarını orduya,yani Hulusi Akar'a teslim etti.
Onların,vatan görevini yapıp,sağ,salim evine dönmesi için güvendi orduya.
Peki ordu ne yaptı?Askerlerin cansız bedenini ailelerin önüne koydu.
Yetmedi;genelkurmay başkanı şehit ailelerinin yanında olması gerekirken,smokinini çekip,SÜMÜŞ'ün nikah şahidi olmaya koştu.
Utanç duyulacak bir davranıştır bu.
Eski başbakan A.Davutoğlu'nun ardına düşüp umreye giden ve Suudi Kralıyla diz dize oturan birinden daha iyi bir şey de beklenemezdi herhalde?
SÜMÜŞ,şimdi mutlu,mesut taze gelin olarak balayına çıkarken, gencecik askerlerimiz canlarını ortaya koymuş,bizim rahat uyumamız için görevdeler.
Pırlantalar,kilo kilo altınlar,sayamayacakları paracıklarıyla mutlu bir gün geçirdiler sanırız.
Bir de helallik istiyorlar ya!
Haram olsun size bugüne kadar yediğiniz,içtiğiniz her şey.
Yalnızca bugün 9 ŞEHİT!
Yazıklar olsun size!
İnsansanız,yüreğiniz yanmalı.
Siz necisiniz anlamadım ki?
Bizler,özü ağlayanlar,bir cenaze giderken yine ayağa kalkacağız.Çünkü,bize böyle öğretildi.
Ya sizin analarınız size ne öğretti ey siyasiler,rantçılar.....
Ne demeli ki?
Üzülüyorsunuz işte o anaların çığlığını her duyduğunuzda.
Yeni şehit haberleri düşene kadar.
#'Zenginin malı,züğürdün çenesini yorar' mı desem;
'Bal tutan parmağını yalar' mı desem bu evlilik işine?
Her gün şehit haberleri geliyor.Eskiden,ana haberlerde ilk sırada yer alırken,şimdi 3. ya da son haber değeri taşıyor şehitler.
Gazetelerin de alt köşesine düştü artık.
Peki,neden böyle oldu?
Çünkü alıştırıldık bu haberlere.
Son 14 yıllık süreçte terör tüm ülkeyi sardı.Bunda,AKP hükümetinin iç ve dış siyasette izlediği yol ve beceriksizce tutumu etken elbette.
Bütün sınır komşularımızla düşman,bütün dünyaya neyimize güvenerek kafa tuttular anlamak mümkün değil.
Tarımda dışa bağımlısın,sanayide hammaddeyi dışardan alıyorsun,turizmin bitik,ihracatın yok denecek seviyede,ekonomin dibe vurmuş ama sen hala kendini dev aynasında görüyor ve dünyaya efeleniyorsun.
Tek adamın hırsı,işte bu ülkeyi bugünlere getirdi.
Bugün,kızını evlendiriyor,bunca gündemin içinde cumhurbaşkanı.
Şehit cenazeleri için Milli Bayramları iptal eden şahıs,konu kızının düğünü olunca şehitleri yok saydı bugün.
Nikah deyip geçmeyin.10 bin davetli ne demek?
Gelecek takılar,kızlarının,oğullarının gemi filosuna katacağı paralar demek.
İhale almaya koşan,rant peşindeki iş adamları,nasıl da sıraya girecek takı takmak için.
Bu fırsat kaçar mı hiç de,nikahı ertelesin ya da gitsin bir nikah dairesine,iki tanıkla nikah kıysın!
Koskoca cumhurbaşkanının kızı o.
Hani,ağzında sakızla tiyatroya giden ve oyuncuya ceza verdiren,konumunun ne olduğunu hiç anlamadığımız,her toplantıda yer alan o kızcağız var ya,işte o evleniyor bugün.
Çok önemli bir şahsiyet kendisi.Bütün yollar kapatılmalı,güvenlik en üst düzeyde yapılmalı elbette.
Bu vatan uğruna canını veren gencecik askerlerimiz.....
Kiminin elinde kınası,kiminin parmağında yüzüğüyle,belki daha bir genç kızın elini tutamadan,yeni doğan bebeğini göremeden şehit oldular.
Peki,kimin yüzünden?
14 yıllık AKP iktidarının kanıdır bu.
Cumhurbaşkanı elbette düğünü ertelemez.ne bilsin askerde oğlu olan ana-babanın kaygısını?
Oğlunun biri Testis Kanserinden yırttı askerliği,diğeri de,valiyi hizaya dizerek bedelli askerlik yaptı.
Onların oğlu DOKUNULMAZ ama bizim çocuklarımız ÖLÜR!
Sümeyye de balayına çıkar yeni şehitler gelirken.
Düğün ŞART!

13 Mayıs 2016 Cuma

#Soma....
Soma deyince aklınızda kalan nedir?
-Madenden yaralı çıkan işçinin sedye kirlenmesin diye çizmelerini çıkarmaya kalkması.
-Sıra sıra kazılmış çukurlar
-Ölümün ne olduğunu anlamayan ve şaşkın gözlerle mezarlara bakan çocuklar
-Gözü yaşlı eşler,analar,babalar,kardeşler....
Üstünden koca 2 yıl geçti.Peki ne yapıldı Soma için?
CHP Manisa milletvekili Özgür Özel ve birkaç vekilin çabası dışında ne yapıldı?
'Üç gündür aynı gömleği giyiyorum'diyen Enerji Bakanı yargılandı mı,ya da Çalışma Bakanı....
Ya da madenci yakınına tekme atan müsteşar Yusuf Yerkel denen o ..... şahısa ne oldu?
O tekme olayında,tekme yiyen madenciye 543 lira para cezası verildi anımsadınız mı?
-Soma faciasında madencilerin çalışma koşulları iyileştirildi mi;Hayır!
-İşçi yakınlarının yaşam koşulları değişti mi;Hayır
-Maden sahipleri cezalandırıldı mı;Hayır!
-Bakanlar yargılandı mı;Hayır!
E,biz neyi tartışıyoruz?
BAŞKANLIK!
-Bugün,güne 8 ŞEHİT haberiyle uyandık ama derdimiz;BAŞKANLIK!
-Çocuklara yuvalarda,okullarda tecavüz ediliyor ama derdimiz;BAŞKANLIK!
-İnsanlar,yerinden yurdundan ediliyor ama derdimiz;BAŞKANLIK!
-Tepemize füzeler yağıyor,canlı bombalar ülkemizde fink atıyor ama derdimiz;BAŞKANLIK!
-Hiçbir yerde can güvenliğimiz kalmadı ama derdimiz;BAŞKANLIK!
-Kadın cinayetler artarak sürüyor ama derdimiz;BAŞKANLIK!
Ülkemizde her şey,hayat zıvanadan çıktı artık ama derdimiz BAŞKANLIK!
Bu ne hırstır anlamak mümkün değil.
Alıştıra alıştıra öldürüyorlar bizi ve bizler susuyoruz hala.
Ne olacak bu gidişatın sonu?
1 Haziran'dan bu yana yaklaşık 500 şehit....
Sayın cumhurbaşkanı,bugün gelen 8 şehit haberini önemser de kızının düğününü iptal eder mi sizce?
Milli Bayramları iptal ediyordu da.
Alıştık ve haberlere bile konu olmuyor mu yoksa şehit haberleri artık?
Hani,insan merak ediyor.
Kızınınki can da,bizim çocuklarımızın,gençlerimizin canı ne acaba?
Öyle bir bela ki başımızdaki,GİTMİYOR!

11 Mayıs 2016 Çarşamba

#'Başkanlık sistemi bizim için yeni değil, gelenekseldir.”
Recep Tayyip Erdoğan-Cumhurbaşkanı
Gelenek,geçmişi çok eskiye dayanan ve kuşaktan kuşağa aktarılan bir davranış.
Cumhurbaşkanının sürekli gündemde tuttuğu Başkanlık,bizim hangi geçmişimizde var da gelenekselleşti?
'Ne söylersem söyleyeyim,karşımda bana biat eden bu toplum olduğu sürece,ben bunu onlara yediririm'diyor sayın cumhurbaşkanı ve önümüzdeki dönemde yapılması zor görünen yeni anayasayı kenara alıp Başkanlık diye tutturduğu şeyi referandum ama aslında Plebisit yani 'Sana soruyorum Evet mi,hayır mı? diyerek halkın önüne sunacak ve halkı öyle iyi tanıyor ki,Başkanlık sistemini getirecek.
Bu yolda her şeyi mübah sanıyor.Hakaret ediyor,mağduru oynuyor,halkı aldatıyor.
Nedir bu başkanlık,fikriniz var mı?
İçini kendilerinin dahi bilmediği,ama özü,TEK ADAM DİKTATÖRYASINDA bir ülke yaratmak ve ülkenin her şeyine tek başına karar vermek.
Cumhurbaşkanının istediği tam da bu.
Bu nedenle Davutoğlu'nu alaşağı etti ve kendine bu nedenle düşük profilli,badem bıyıklı,kareli ceketli birini arıyor.
Karşısında konuşmasın,emir telakki etsin ve kukla olsun.
'Yeni anayasa ve başkanlık benim şahsi meselem değil'diyor ama elbette kendi şahsi meselesi.
Bu ülkede terör her gün can alırken,ekonomik darboğazda sıkışan halk debelenirken,cinayetler,tecavüzler durmuyorken,halkın çok mu umurunda BAŞKANLIK SİSTEMİ?
Aklını BAŞKANLIĞA taktı ya,Allah sonumuzu hayreyleye!
Burda görev muhalefet partilerine düşüyor.
CHP,dokunulmazlık kararı başta olmak üzere,ciddi bir muhalefet yapmalı;MHP ise 15 Mayıs'taki kurultaydan radikal kararlarla çıkmalı.
Yargıtay'ın gerekçeli kararı Mayıs içinde açıklaması,MHP'yi durdurma planıdır ve MHP bu tuzağa düşmemelidir.
AKP Gaziantep milletvekili Şamil Tayyar'ın,K.Kılıçdaroğlu'na söylediği '"Porno kasetinden türemiş genel başkan";
TOBB Başkanı Rifat Hizarcıklıoğlu'nun K.Kılıçdaroğlu'na söylediği Türkiye’de beceremedi, burada Odalar Birliğinde de boyunun ölçüsünü alır.'sözü,ülkemizin her alanda geldiği rezaleti göstermiyor ve halk da bunu görmüyorsa,gitti,gider memleket!
Ülkemizi tepeden,tırnağa kuşattı bu kalitesiz adamlar.Seviye yerlerde,bel altı vuruşlara sığınak kadar da acizler.
Yazıklar olsun sizin aldığınız eğitime de,terbiyeye de!
Bunların kalıbına bakan da cidden adam sanacak!