31 Mart 2016 Perşembe

#Her ne kadar 'ALIŞMADIK,ALIŞMAYACAĞIZ' desek de;
Şehit haberlerine de çocuk tecavüzlerine de,kadın cinayetlerine de alıştık,alıştırdılar.
Bu toplumun % 49.6 'sı,her gün gelen şehitlere,her gün çıkan çocuk tecavüz haberlerine,her gün duyulan kadın cinayetlerine hala beklenen tepkiyi vermeyip,alkış tutuyorsa...
ALIŞTIK DEMEKTİR!
Bu devlet kimi koruyacak,Allah aşkına biri söylesin artık.
Memlekette,hiç mi güzel bir şey yaşanmaz anlamıyorum ki?Her gün bomba,her gün şehit,her gün tecavüz.
YETER ARTIK!
#Koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı Amerika'ya gidecek ve resmi karşılama töreni yapılmayacak!
Uçaktan inecek ve onu bizim Dışişleri Bakanımız karşılayacak öyle mi?
Bir ülkenin cumhurbaşkanı,16 kez Amerika'ya neden gider biri açıklayabilir mi Allah aşkına?
Amaç ne,sonuç ne?
Bizi daha ne kadar rezil edecek-ler tüm dünyaya?
Karikatürlere,şarkılara mizah unsuru olacak bir cumhurbaşkanı olur mu,siz söyleyin lütfen?
Dünyaya madara oluyoruz sayesinde.
Neyse.....
Terör bir yandan,çocuk tecavüzleri diğer yandan,ülkede bir kepazelik almış başını gidiyor.
Peki,bunca çocuk tecavüzüne çözüm bulacak aileden sorumlu bakan nerde?
45 çocuğa tecavüz edilen Ensar Vakfı'nı koruyan açıklamalarıyla tabi ki,Erdoğan'ın uçağında,Amerika'da.
Bakan olduğundan bu yana çok iyi çözümler ürettiği için,elbette ödül alacaktı,sayın Sema Ramazanoğlu.
Bu kadın ,Amerika'da gönlü ferah gezerken bakın,ülkemizde neler yaşanıyor:
Andırın İlçesini dün yazmıştım.
Peki,ya Çorum'da 13 yaşında,babası,abisi ve amcasının tecavüz ettiği ve babasından hamle kalan kız çocuğu?
Ve Sivas-Yıldızeli'nde,14 yaşındaki kız çocuğuna kuran öğretmek bahanesiyle tecavüz eden imam?
Ve Kocaeli'nde,rehabilitasyon merkezinde,pencerelerden çığlık atan ve yardım isteyen kız çocukları?
Ve Diyarbakır'da,16 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz eden ve iyi halden yırtan şahıs?
Ve Aydın ve Osmaniye ve yine Kocaeli ve.....
İller,okullar,tecavüzler ve öğretmenler ve esnaf ve memur ve polis ve ve ve....
Nerde bu işlerden sorumlu ve çözüm bulması gereken bakan?
Amerika'da!
Sayın bakan;
'Bir kereden bir şey olmaz'diyerek,Ensar Vakfı'nın sırtını sıvazlıyorsunuz ya 45 çocuğa tecavüz edildiği için;
Hadi,siz de bir kere İSTİFA EDİN de,bir kerelik bir şey olmaz diyelim toplum olarak.
Dip not:Nedir bu İYİ HAL İNDİRİMİ?
Erkek,el kadar çocuklara ve kadınlara tecavüz ederken kravat mı takıyor acaba çıplak bedenine?
Ne?
Sizin gibi hakimleri de,
Sizin gibi sapkın ruhlu erkekleri de....
Soyunuz,sopunuz kurusun!
#Ana yazıya geçmeden bir baş not olsun:Eğer,size sarkıntılık,taciz,tecavüz eden biri varsa,bir uzmandan yardım istersiniz doğal olarak.
Herkesin de mutlak bu yardımı alması gerek.
Ben de,saldırıya uğrayınca,hastaneye gittim,bir Psikiyatr'dan yardım almak için ve karşıma çıkan kadın,tepeden tırnağa kapalı kıyafetleri ve saçını sıkıca doladığı türbanıyla bir Psikiyatr değil miymiş meğer!
Bir kadına baktım,bir de kendime.....
'Bu kadının bir Psikiyatra gereksinmesi varken bana mı yardım edecek?'dedim ve çıktım.
Kafasındaki saçtan utanan Psikiyatr mı olur Allah aşkına?
Bunlara,üniversitelerde ne öğretiyorlar?
Dolayısıyla,korkular,korkular.....

30 Mart 2016 Çarşamba

#Tecavüz haberleri sayesinde, toplum olarak nasıl paranoyak olduk?
Düzenli olarak yürüyorum.Önceleri,insanların yürüdüğü saatlerde,ormanlık alanda yürürdüm ve korkmazdım çünkü burası benim memleketimdi,bana ne olabilirdi ki?
Kaldı ki,ben bir yetişkin kadındım.
Ne zaman ki,insanların çığlıklarıma koşmadığı o saldırıyı yaşadım,insanlara güvenim kalmadı ve bir daha da o alana hiç gidemedim.
Hala,karşımdan biri geldiği zaman,paniğe kapılıyor ve adımlarımı hızlandırıyorum.
Bu bir paranoyadır inanın.
Gün geçmiyor ki,bir çocuğa,bir kadına tecavüz haberini okumayalım.İnanın,içim acıyor o çocukları düşündüğümde.
Bugün,yine yürüyüşe çıktım.Çok da terlemiştim.Dönerken,birden,ormanda üç çocuk gördüm;saklambaç oynuyorlardı.
Hani bilirsiniz,biri ağaca yaslanmış sayıyordu:'Önüm,arkam,sağım,solum sobe!
Çocuklardı işte,her yer oyun alanı.
Birden aklıma daha önce gördüklerim geldi.
O alanda,yetişkin erkekleri görüyordum,belden aşağısı çıplak.Polisi aramışlığım da çoktur.
Tehlikeli bir durum erkeği anladığınız üzere.
Dönüyordum ama birden aklıma o çocuklara zarar gelebileceği düştü.
Geriye nasıl koşuyorum görmeniz lazım.
Çocukları yanıma çağırdım ve onlara,o alanın çok tehlikeli olduğunu,orda oynamamalarını söyledim,hatta azıcık da anlattım erkekleri,dilim döndüğünce.
Çocuklardan biri itiraz etti'Ama bize bir şey olmaz ki!'
Olurdu ama onlar çocuk ve bunu bilmiyorlardı.
Çocuklar,yola çıkana kadar bekledim ve eve öyle döndüm.
Belki,'saçmalama,o kadar da değil,orası kent içi orman'diyebilirsiniz.
Bu çocuklar nerde tecavüze uğruyor?
Orman,ev,büfecinin arkası,fotoğrafçının stüdyosu fark diyor mu?
Çocuklarımız,her yerde tehlikedeler ve onları koruyamıyoruz.
Lanet olası,ahlaksızlar!
Ne kadar korkuyoruz artık değil mi?
Saldırıya uğramak cidden anlatılmaz bir korkudur.Etkisini silmek de hiç kolay değildir.
Bakınız;üstünden 1.5 yıl geçti ve ben o adamı,evimin balkonunun altında geçerken gördüm,dün.
Geçti demeyle,hiçbir şey geçmiyor inanın.O korku,yeniden yüreğime düştü.
Ama ben yetişkin bir kadınım,ya çocuk olsaydım!
Çocuklar nasıl atlatır bu travmayı?
#Geçtiğimiz haftalarda Kahramanmaraş'ın Andırın ilçesine gitmiştim.
Hükümet binası ve yeni yeni diğer binalar inşa ediliyordu,en moderninden.
Bina dikmeyle uygar dünya insanı olmanın bütünleşmediğini Andırın'da,16 yaşında kız çocuğuna,100 erkeğin taciz,tecavüz haberini okuyunca anlıyorsunuz.
Habere göre,bir anne,16 yaşındaki kızını,para karşılığı Andırın'daki evli,bekar 100 erkeğe pazarlamış.
Sosyal medyada,Ensar Vakfı,Aydın,Osmaniye derken,yeni bir 'Yeter!'dalgası yarattı- MI ACABA?
Ve insanlar,ağız birliği etmişcesine 'Allah,böyle annenin belasını versin'diyor.
Diyor da.....
Bakalım durum ne?Diyelim ki,o anne,kızını para karşılığı pazarlıyor.Bu çok vahim elbette ve onay görecek yanı da yok.
Peki....
Andırın ilçesinde yaşayan ve 16 yaşındaki kız çocuğunun bedenine dokunan o aşağılık evli,barklı erkeklere ne diyelim?
'Nasıl olsa annesi pazarlıyor bu kızı,hadi dalalım'diyen erkeklerin yaptığına ne yorum getirelim?
16 yaşında,körpecik bedenli bir kız çocuğu dokundukları.
Bu adamların da çocukları var mutlaka.Ya biri de,kendi kızlarını ağına düşürüp,tecavüz ederse,bu babalar ne hissederdi acaba?
Hadi,bunu da bir kenara koyalım.Avuç içi kadar Andırın'da,aylardır bir kız çocuğu erkeklere pazarlanıyorsa;
1-Bu ilçenin ilçe milli eğitim müdürü,bu çocuğun okula neden gitmediğini araştırmaz mı?
2-Bu ilçenin kaymakamına duyum gelmez mi?O kaymakam ne yapıyor-du?
3-Bu ilçenin polisi,jandarması,hakimi,savcısı yok mu?
4-Bu ilçenin belediye başkanı,amiri,memuru,zabıtası yok mu?
Hiç mi duymadınız be mübarek?
Andırın dediğiniz yer,avuç içi kadar bir yer.
Kuş uçsa,kanat sesi duyuluyor ama el kadar kız çocuğuna,eşek kadar erkekler tecavüz ediyor ama duyulmuyor;böyle bir şey var mı?
Kusura bakmayın ama sevgili Andırınlılar,sizde iş yok.
16 yaşında bir kız çocuğu...
'Annesi zaten pazarlıyordu'diyerek işin içinden sıyrılamazsınız.
Vicdan yahu!
Dip not:Selçuklu mimarisi hükümet konağı dikmeyle uygar olunmuyor.Asıl iş,içindeki işini bilen yetkililerde.
Ama belli ki yok-muş!

29 Mart 2016 Salı

#Bu ülkede,artık hiçbir şey beni şaşırtmıyor inanın.
Bugün,hayata biraz mola verip,aylaklık yapmak istedim ve makinam elimde,biraz da yaz geliyor hesabı,azıcık da gitsin şu kilolar diyerek doğaya salındım.
Laf aramızda,birkaç gündür,yürüyüşe çıkıyorum ama kilo vereceğime,daha mı aldım ne? ;)wink ifade simgesi
Sokağımızdan başlayarak,baktığımız kediler,köpekler, yavruları ve yumurtadan yeni çıkmış annelerinin peşinde koşan civcivler...
Doğanın bahara uyanışı,rengarenk çiçeğe durmuş ağaçlar;yurdum insanının pratik zekası işler....
Her şey objektife yansıdı bugün.

Yürüyüş parkuruna çıktım ve ayağında eski şalvarı,lastik ayakkabıları ve elinde sazıyla bir adam,tepede türkü söylüyor.
Hem de;
'Irmağının akışına
Ölürüm Türkiyem' diye.
Sanki uğruna ölünecek ırmak,kuşların konacağı bir ağaç bırakmışlar gibi.
Kendini eğliyordu belli ki. ;)
Yoksa;kuşlara rakip mi oldu,işte orasını bilmiyorum. smile ifade simgesi
İçinde,kimbilir ne öykülerin yaşandığı viran evler,aşklarını sözcüklere değil de,taşlara döken sevgililer,börtü,böcek....
İşte ve varsa hayata dair,bugün benimleydi. :)smile ifade simgesi

28 Mart 2016 Pazartesi

#Bu akşam,Sunay Akın'ın İki Kitap Bir Heves isimli,tek kişilik gösterisini izledim.
Eğer izlemediyseniz,lütfen bu gösteriyi izleyin,çocuklarınıza da izletin.Elbette anlayacak yaş grubuna diyelim ve nedir bu gösterinin içeriği?
İki saat,aralıksız konuşmak cidden ayrı bir yetenek.Bilgi dağarcığı bu kadar geniş,araştırmacı kişiliği bu kadar iyi insanları pek göremiyoruz nedense.
Şiirsel bir tarih yolculuğuna çıkardı bizi Sunay Akın.Oysa,tarih deyince bize öğretilen abartılı savaşlar ve yaşanmamış masallar,masallar değil miydi bugüne kadar?
Kız Kulesi tablosunu yeni bitirmiştim ama öyküsünün tarihsel izlerini bilmiyor muşum meğer.
Oysa,İstanbul'a her gidişimde,ben değil miydim,Üsküdar'da,tam da Kız Kulesi'nin karşısındaki banka oturup,saatlerce seyreden?
Ya Çanakkale'de yaşananlar?
Oraları da gezmiştim rehber eşliğinde ama bilmiyordum,bir Ermeni ustanın,ormana düşen bir uçağı yeniden diriltip,kutulara koyup,Çanakkale'de yeniden montaj yaptığını.
Nusrat Mayın gemisinin,bu uçak sayesinde,Çanakkale Boğazına mayın döşediğini de bilmiyordum.
Ne kadar da eksikmişim meğer!
Gösteriyi çok beğendim.Ne çok özlemişiz bilge insanları!
İstanbul'a,bir dahaki gidişime Oyuncak Müzesi'ni gezeceğim.ihmallik işte,neden görmediysem o müzeyi?
Bize dayatılan eğitim sistemindeki yanlışları,umarım bu gösteriyi düzenleyen okul da görür ve bir insan yetiştirmenin ama layıkıyla,akıl ve bilimin ışığında yetiştirmenin önemini anlar.
Tarih masal yazmaz,insanlar tarih yazar!
Bu gösteri, bana şunu da öğretti:Ne okumanın ne de araştırmanın sonu yok.Bildiğimiz,bilmediklerimizin yanında bir su damlası.
Önce,neymiş şu en ünlü padişahımız Kanuni Sultan Süleyman'a,Kanun yapıcı ünvanını veren kanunlar,onu araştıracağım.
Oysa;Kanuni deyince,Viyana kapılarına dayanan ve sürekli haremde konaklayan bir padişah sanıyorduk.
Ama öyle değilmiş.
İlk çevre kanununu,ilk işçi haklarını meğer Kanuni yapmış.
Ecdat denenlerin içinde de,iyi işler çıkaranı varmış,Sunay Akın sayesinde öğrendik.
Ve daha neler,neler....
Şiir tadında bir yolculuk yaptık bugün.
Düzenleyen okula da,Sunay Akın'a da teşekkürler. smile ifade simgesi
#Dün ekranda,utanç içinde bir haber izledim.
Cumhurbaşkanının görüntüsü geldiği anda kanalı değiştiriyorum çünkü dayanamıyorum konuşmasına ama başbakan ekrandaydı ve 'Acaba ne diyecek?derken.....
Siz,bir şehit babasısınız ve oğlunuzun cenazesi kalkarken 'Oğlum,sen musalla taşında cansız yatarken,ben şu başbakanı bir arayayım da,taziye dileklerini alayım'der mi?
Cidden,böyle adamlar tarafından yönetilen bir ülkede yaşamaktan utanıyorum.
Şehit cenazesini bile kendi siyasetlerine alet ediyorlar.
Şehit babası sizi ne yapsın?Orda evladı cansız yatıyorken üstelik.
Başbakan,canlı yayında'zaten bekliyordum bu telefonu'dediğinde ve gülüyor mu,ağlıyor mu anlamadığımız,yüzündeki maskeyle konuşunca,ben isyan ettim.
Ayıp,ayıp!
Canlı yayında şov yapmak için şehit babası aranıyor ve 'Keşke size dinletseydim,vatan sağolsun dedi'diyerek hatasına hata ekliyor.
Sor bakalım o baba senin sesini duymak istiyor mu?
Türk askerinin Başika Kampında ne işi var?
Bize ne ordaki askerlerin eğitiminden?
Sev,evlatlarımız böyle gözden çıkaracaksın ve sonra da timsah gözyaşı dökeceksin ve bizler de bunu kabul edeceğiz,öyle mi?
Ne sizi ne de siyasetinizi kabul etmiyorum.
Sayın Davutoğlu,Dışişleri Bakanıyken de çok başarısızdı ve dış politikada ülkeyi yere serdi.Sanki,çok başarılıymış gibi,üstüne de başbakan oldu.
İsmi olup da,cismi olmayan bir başbakan üstelik.Bakanlar Kurulunu kendi toplayamıyor,cumhurbaşkanı sarayında topluyorsa,otursun,düşünsün,nerenin başbakanı acaba?
Evinde reistir mutlaka da.....
Ülkede esamesi okunmuyor,
Hani;sade bir vatandaş gözlemimdir,bilsin istedim.
Aileden çok sorumlu bakan Sema Ramazanoğlu,hani şu Ensar Vakfını korumak için 45 çocuğun tecavüzüne 'Bir kereden bir şey olmaz'diyerek konuşan ve hala istifa etmeyen kadın....
Bakın,dün ne dedi: “İhmal, istismar ve tacize uğrayan çocukların cezalandırılması konusu da gündeme alacağımız konulardan bir tanesi.
Dil sürçmesi yaptı elbette ama atalar ne demişti:
'Bir insanın fikri neyse,zikri de odur.'
İşte,bu ülkenin AKP gerçeği.
Başbakanı da bu,Aileden sorumlu bakanı da bu.
Kumaşları aynı.Bunlardan iyi elbise çıkmaz.
Dip not:Bir de Sağlık Bakanı var ki;.M.Müezzinoğlu.Sağlıktaki sorunlardan başka her şeye kafa yoruyor da,hazret buyurdu:'Başkanlık referandumu Ekim-Kasım olabilir.
Buyur,burdan yak diyelim ve noktayı koyalım.
AKP iktidarının alayı zıvanadan çıkmış,bizi de çıkarıyorlar artık!

27 Mart 2016 Pazar

#Pakistan'da,lunaparka bombalı saldırı düzenlendi ve çocuklar öldürüldü.
Allah adına,din adına bu katliamı yapan vicdansızlar!
O çocukların suçu neydi?
Şeytan,her türlü kötülüğün sorumlusu diye gönderildi değil mi?
Siz varken şeytana ne gerek var?
Şeytan bile sizin yaptığınız vahşeti hayretle izliyordur.
O allahın sopası yok mu da,hep masumların üstüne iniyor?
'Allah belanızı versin' desem;vermiyor.
Soyunuz kurusun da tüm dünya kurtulsun sizin gibilerden.
#Bugün 'Dünya Tiyatro Günü.'
Türkiye,koca bir sahne olmuş.
Bir oyun yaşanıyor dram mı,trajedi mi belli değil ama komedi olmadığı kesin.
Oyun kötü,oyuncular kötü.
Soytarılar başrolde,oyunu istedikleri gibi yönlendiriyor,bize de,figüran olmak düşüyor.
Maskelerimiz hazır,bir ağlıyor,bir gülüyoruz;tıpkı onların istediği gibi.
-Tüm tiyatro emekçilerinin gününü kutluyorum.

26 Mart 2016 Cumartesi

#'Allah aşkına bırak ya ben kendimi daha güzel severim.'
Bu sözü kim söylemişse,çok beğendim.
Hani,bazı adamlar vardır,ısrarla sizi sevdiklerini söylerler ama hayatınızı cehennem çevirme konusunda mastır yapmışlardır.
İşte bu adamlara ithafen olsun bu söz.
Bırakın kardeşim!Siz ne anlarsınız sevgiden?
Kalıbınız adam ama içiniz bağlar gazeli.
Sizden sevecek adam falan olmaz.
Yürüyün,gidin işinize ve rahat bırakın insanı.
Sevmeyin,dokunmayın,duygularımızı kirletmeyin yeter!
Uzak durun artık!
#Bir Çocuk Çığlığı....
'Baba beni okula gönder'
Çocukları okula göndermek için düzenlenen bir kampanyanın sloganıydı bu.
Şimdi ne diyoruz;
'Baba,beni Ensar Vakfı'na,kuran kurslarına,ne idüğü belli olmayan,dinimizi öğretiyoruz diyen hiçbir yere sakın gönderme?
Beni gönderiyorsun ama orda başıma nelere geliyor bilmiyorsun.
Sahi!
Camilerde,vakıflarda,kurslarda,kamera takip sistemi var mı?
İçerde neler döndüğü kim tarafından denetleniyor?
Çocuklarımız sahipsiz!
Çocuklarımızı,bir yere daha göndermiyoruz;TBMM'ye.
Neden mi?
Çünkü,orda çocuk tecavüzüne onay veren 317 AKP'li vekil duruyor.
Anne-Baba...
'Utanmadan,yüzleri kızarmadan çocuk tecavüzüne sessiz kalan bakanlar,vekiller orda parmak kaldırıyorsa,ben kendimi nasıl güvende hissederim,nasıl korkmadan çocuk olurum bu ülkede?
Anne-Baba....
Beni bunlardan koruyun!
Biliyor musunuz;benim tecavüze uğramama 'Bir kereden bir şey olmaz'diyenler,akşam olunca evlerine gidiyor,çocuklarının saçlarını okşuyor,dizine oturtup,seviyor.Onlar da çocuk değil mi,baba?
Çocuklar sevilir değil mi baba?
Çocuklara dokunulmaz!'
Ama bana her yerde dokunuyorlar baba!
Beni Koru-yun!

25 Mart 2016 Cuma

#Çocuk-Yoksulluk ve Küçük Bir Öykü
Yurdum insanının yaptığı şeylere artık şaşırmayacağım.
Bir kısmı,cidden duygudan bi'haber;diğer kısmı hala içinde güzel duygu taşıyor.
Sabah,köpeği vuran muhtar ve hayvanı canlı canlı prese atan işçilerle şimdiki yazı konum ne kadar da uçlarda iki öykü.
Show haberi izliyorum ve Şişli Belediyesinin oyuncak ve kitap toplama kutusuna sıkışmış bir çocuk haberi var ekranda.
Kardeşlerine,o kutudan peluş ayı ve düdük almak için kutuya giren çocuk,daracık pencereye sıkışınca yardım ediyorlar.
Burda tuhaflık şöyle başlıyor:O kutuda toplanan oyuncaklar,bir kapaktan çıkarılıyordur.
Peki,o çocuk neden dar pencereden çıkarıldı?Ordaki kalabalıkta,hiç mi aklı selim biri yoktu da,çocuğun her yerini metal çıkıntılar yırttı,geçti?
Çocuk,ısrarla oyuncak almaya çalışıyor,polis çocuğu itiyordu.
Gözlerinde kırılgan bakışlarıyla çocuk ordan uzaklaştı.
Bu polislere sormak isterim:O çocuğa,zaten çocuklara dağıtılmak üzere hazırlanmış oyuncakları neden vermediniz?
Çocuğu üzdünüz,üç kuruşluk oyuncak için,ayıp değil mi?
Neyse....
Show haberin muhabirleri,ellerinde yeni alınmış oyuncaklarla çocuğun evine gittiler.
O evdeki yoksulluğu görmek gerekir.Kocası ölmüş bir kadın ve dört çocuk,sefaletin içinde yaşamaya çalışıyordu.
Oyuncakları gören çocukların gözlerindeki ışıltıyı nasıl anlatsam?
Burnu akıyor bir yandan ve ağzına giriyor ama gözlerini faltaşı gibi açmış.'nerde benim oyuncağım'diye dudağını sarkıtıyordu.
Çocukların gözlerine asla hüzün düşürmeyeceksiniz.Hem de,kıytırık bir oyuncak için....
O haber ekibini,böyle güzel bir davranış sergilediği için kutluyorum.
Asıl görülmesi gereken ise şu:
Memleketin bir yanında,parasızlıktan okula gidemeyen ve kardeşlerine kullanılmış oyuncak götüren,buz gibi bir evde,sefaletle yaşayan,12 yaşında bir çocuk;
Diğer yanda,AK-SARAY'da şatafat içinde yaşayan,kendi ülkesinden bi'haber bir cumhurbaşkanı ve memleketi soyan bakanlar,bürokratlar....
Allahın sopası yok inanın.
Bir yandan yoksula indirirken,diğer yanda besliyor da besliyor.
Çocukların gözlerine hüzün düşürmeyeceksiniz.Hem de,kıytırık birkaç parça kullanılmış oyuncak için.
Keşke birileri o aileye yardım etse de,yaşanacak bir evleri olsa.
Ne iyi olurdu!

#Hani,sen ben,öteki,beriki diyerek birbirimize yabancılaşıyor ve ötekileştiriyoruz ya!
İki fotoğraf karesi.İlki;Amazon'da kelebekler,kaplumbağanın gözyaşlarını içerek beslenirmiş.
Buna,doğanın zinciri diyoruz.
Diğer fotoğrafa gelince.....
Yer;Çorum-Osmancık.Muhtar,ilköğretim okulunun önünde bu köpeği vuruyor.Hayvan canlı ve belediyeye haber veriliyor.
Belediyenin çöp arabası geliyor ve işçiler bu canlı köpeği presli çöp arabasına atıyor.
Şimdi size sorular:
-Yaralı hayvan,presin içinde ne oldu?
-Bir hayvan,kurtarılacakken,canlı canlı presin içine atılır mı?
-Bu muhtarı biri şikayet edecek mi?
-Hayvana hayvan diyoruz doğal olarak;başta muhtar olmak üzere,o köpeği canlı olarak presleyen işçiler de dahil ne ad verelim?
Şimdi....
Ben ve öteki dediğimizde,bende vicdan ve merhamet varken,olmayan ötekiler dediğimde,bu yaratıkları ötekileştirmiş oluyor muyum?
Yahu!
Bu ülkede,hiç mi bir şey yolunda gitmez?
#Hani,günlerdir sanatla uğraşıyorum ya.Tablo yapıyorum,heykel yapıyorum....
İnsanın bir yanı hüzün,bir yanı bahar bahçe durumundayım aslında.
Bir süredir canım çok sıkkın elbette ve öfkemi sanatla atmaya çalışıyorum.
Ama suçluluk duyuyorum biliyor musunuz bunları yaptığım için.
Neden mi?
Ben,burda 'renkler,boya,fırça,alçı,çamur'derken,bir yandan kahvemi yudumlayıp,diğer yandan müzik eşliğinde sanat yaparken;orda askerimiz,polisimiz,masum insanlarımız ölüyor,öldürülüyor.
İnsanın elinden bir şey gelmemesi ne acı inanın.
Yıllardır terör,şiddet,tecavüz konularında yazarım,çizerim,sosyal sorumluluk projelerinde yer alırım ama bugün geldiğimiz nokte;
Elde var SIFIR!
Dün,Diyarbakır-Mermer Karakol saldırısını twitterde duyduğum anda,'Eyvah!'dedim,gitti yine gençlerimiz.
Yayın yasağı getirince iş bitti mi yani?
Bu toplum,orda yaşananları geç duyunca daha mı az öfkelenecek?
Şehit sayısını geç açıklayınca daha mı az isyan edeceğiz?
Bakın!
AKP hükümeti,14 yıldır tek başına iktidar bu ülkede.Şu anda,terörün geldiği nokta AKP hükümetinin eseridir.
Fransa'ya'EY FRANSA'Senin istihbaratın yok mu?'
diyen cumhurbaşkanına,ben de diyorum ki;
'Ey cumhurbaşkanı,Ey MİT,Ey AKP hükümeti!
SİZİN İSTİHBARATINIZ YOK MU?
Açıkladıkları 3 şehit ve yayın yasağı,orda ölen askerlerin sayısını gizlemek için biliyorsunuz.
PKK,bomba yüklü aracı karakolun önüne kadar getirecek ve siz bunu bilmeyeceksiniz.
Böyle bir şey yok.
Her şehit haberinde,içime çöken hüznü tanımlayamıyorum.
ALIŞMIYORUM,ALIŞMAYACAĞIM!
Az sonra rölyefimin başına gidip,son rötuşlarını yapacağım.Yarım kalan işler bitmeli elbette.
Çünkü hayat,her şeye rağmen devam ediyor ama...
Kulağımda bir şarkının sözleri;
-İki dirhem bir çekirdek
Halime bakma,her şey BERBAT!

23 Mart 2016 Çarşamba


#Canım çok sıkıldığında sarıldığım tek şey sanattır.
İstanbul'u öyle özledim ki,tuvale dökeyim de özlemim azıcık dinsin istedim.
Şimdi,Üsküdar'da,tam da Kız Kulesi'nin karşısındaki bankta oturuyor olmak ne iyi gelirdi bana.
Tablo,yarına bitecek elbette ama şu burnumda tüten denizin kokusu,martıların çığlıkları yok mu....
Ah İstanbul!
Ne büyüleyici bir şehirsin sen.
#'Ortanca Hanım’ı aldım İstiklal Caddesi’ne patlamanın olduğu yere gittim. Millet fakir karanfil bırakıyor ben gül bıraktım .
Ali Ağaoğlu
15 yıldır gitmediği İstiklâl'e gitmiş ve mikrofonlara kahkaha atarak bu sözü söylüyordu.
Hani,bazı insanlar vardır,bazen insanlar vardır ya!
İşte bu zat,bazen insan olan kısmından.
Koca koca binalar dikmeyle,antika araba koleksiyonu yapmayla,paraları saçıp,o kadından bir çocuk,bu kadından bir çocuk diye diye,gördüğü kadınlara zevce muamelesi yapmayla;
ADAM OLUNMUYOR!
İstiklâl'de ölenler de,'Nerde kaldı bu Ali Ağaoğlu?Fakir halk,bizi yeterince onore etmedi ve ucuz karanfiller getirdi.Şu adam gelse de,kaliteli bir çiçek görseydik.'diye hayıflanıyordu.
Ölenleri anan insanlara fakir diyerek hakaret ettiğine mi kızalım;ortanca hanım diyerek,kadınları sıraya dizdiğine mi kızalım,yoksa,böyle ciğersiz adamların parayı bulsa da adam olmadığına ve yaşantımıza, kımıl zararlısından bile daha fazla zarar verdiğine mi kızalım?
Allahın....
Neyse, akşam akşam daha fazla sinirlenmeyeceğim.
#TECAVÜZ-ENSAR VAKFI-SEMA RAMAZANOĞLU
Tecavüz nedir?
Siz izin vermeden bedeninize cinsel saldırı,eyleme dökmek.
Ülkemizde kız,erkek ayırmadan çocuklara tecavüz ediliyor.
Pedofili,sapkın bir hastalık ve Çocuk Gelin kisvesinde meşru kılınıyor.
Ben,yetişkin bir insanım ve tecavüz amaçlı saldırıya uğradım.Elinden zor kurtuldum ama Ensar Vakfındaki 45 çocuk benim kadar şanslı değildi.
Tıpkı Osmaniye,Aydın ve memleketin diğer köşelerinde sapkın insanların eline düşen çocuklar gibi.
Yaşadığım travmayı 1.5 yıldır atlamadım,tecavüze uğrayan çocukları düşünemiyorum bile,çünkü ben yetişkin bir kadınım,onlar el kadar çocuk.
Bu ülkede insanı koruyan yasa yok.Bana saldıran kişi serbest kaldı,bense korkudan aylarca ev hapsine girdim.
Neyse....
Ensar Vakfı
Bu vakıf,daha önce da yaşanan tecavüzleriyle ünlü ama asıl ünü,'90 yıllık enkazı kaldırdık'diye Emine Erdoğan'ın konuşmasıyla gündeme geldi,iyi ki de yapmış o konuşmayı.
Allahın sopası böyle işlemiş demek ki!Gündeme gelecekmiş ama çok acı bir şekilde elbette.
Nedir bu Ensar Vakfı,amacı ne,vizyonu ne?
insani değerlere bağlı bir nesil yetiştirmek amacıyla, nitelikli akademik çalışma ve sürekli proje geliştirmek için1979 yılında kurulan
ama asıl amacı; Din ve değerler eğitimi alanında ,sözümona ahlak bazlı bir nesil yetiştirmek olan,toplumu ve ülkeyi dini bir kılıfa hazırlayan,AKP'nin güdümünde bir vakıf.
İyi ki;erdem ve ahlaktan söz ediyorlar.Ettiler 45 çocuğa tecavüz edildi,ya bir de etmeselerdi....
MEB'in,bu vakıfla protokol imzaladığını da yazalım da,çocuklarımız kime emanet iyice öğrenin artık.
Ensar Vakfında,45 çocuğa tecavüz eden öğretmen 600 yılla yargılanacak.
Ensar Vakfında yaşanan tecavüz ilk de değil.2008 yılında,Vakfın Çorum Şube Başkanı olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Zekai İşler, iki kız öğrenciye tecavüz etmişti ve bilin bakalım ne oldu?
İYİ HALDEN elbette serbest kaldı.
Peki ya bu haber?
Ensar Vakfı Rize Şubesi Başkanlığı'nı da yapan, 56 yaşındaki Mehmet Nuri Gezmiş, küçük yaştaki 2 erkek çocuğa tecavüz etti.
Peki,45 çocuğa tecavüz edilen Ensar Vakfı yöneticisi ne diyor:Bu adam bizimle sözleşmeliydi.Yaptığından sorumlu olmayız.
Ama aynı adam vakfın gösterilerinde yer alıyordu!
Ve bu tecavüzler vakfın evlerinde yaşanıyor. Ve devam ediyor:'Biz de,bu haberle tecavüze uğradık'
Yine peki;Aileden sorumlu kadın bakan Sema Ramazanoğlu ne diyor:'Bir kerelik tecavüzden bir şey olmaz, Ensar Vakfı'nı karalamayın.'
1 değil,tam 45 çocuğa tecavüz ediliyor ama bakan hanım için bu rakamlar hiç önemli değilmiş.
Acaba,bu hanımın tecavüz kriteri ne?
Kaç çocuğa daha tecavüz edilmeli örneğin?Hani,rakam verse de,ona göre kalem oynatsam! 45 yetmez-145 iyi mi?
Bu kadının ,azıcık onuru varsa,derhal istifa etmesi gerekir.
'Benim de bir kızım var'diyor ya!
ENSAR VAKFI'na göndersin!
Ama sizin çocuklarınız çok kıymetli,özel okullarda okutursunuz da;garibanın çocuğu tecavüze uğramış ne var yani?
Orda,sizin vakfınızda,çocuklara tecavüz edildi.Olayı açacağınıza,kapatıyorsunuz öyle mi?
Ya sizin çocuğunuz tecavüze uğrasaydı,aynı tepkiyi verecek miydiniz?
Yeminle,çok aşağılıksınız ey siyasiler!
Dip not:Bu kadın,bakan olduğunda şu yazıyı yazmıştım.'kafasındaki kıldan utanan ve şu görüntüye giren bu kadından bir şey çıkmaz.Başını açsa da,azıcık güneş ışığı ve oksijen girse de kan dolaşımı hızlansa bunların.'
Haksız çıksaydım keşke!

22 Mart 2016 Salı

#Günlerdir Karaman-Ensar Vakfında yaşanan 45 çocuğa tecavüz olayını yazacağım.Karamanlıların neden seslerini çıkarmadığını,45 çocuğun 30'nun ailesinin ellerine 10'ar bin lira verilip susturulmasını,geride kalan o çocukların ruh sağlığının vehametini,AKP'nin Ensar Vakfı'nı korumasını ve Ensar Vakfında yaptığı konuşmada '90 yıllık enkazı bitiren Emine Erdoğan'ı yazacağım ama gündem öyle değişiyor ki,bir türlü fırsat olmuyor.
Dün gece düştü haberi:Rıza Zarrab,Amerika'da tutuklandı.Hem de,Amerika'da yaptığı dolandırıcılıktan.
Adamlarda hukuk var demek ki.Bizdeki gibi,Rıza Zarrab'ın önüne yatıp da takla atan bakanları yokmuş.
Amerika'da savcılar,devletin savcısı oluyormuş demek ki,kişiye göre hukuk işlemiyormuş.
Ebru Gündeş nerde acaba?Yalılarına kaçak bağlantılar yaptırırken,özel jetlerde gezerken,bu paraların nerden geldiğini biliyordu herhalde?
Ülkemizin cari açığının % 15'ni kapattığını söyleyen Rıza Zarrab ve bizden geri aldığı paralar....
Ortağı,İran'da idam cezasına çarptırıldı.Amerikan hukuku 75 yıl istedi.Şimdi,bunu yememek için ağzını açacaktır Rıza Zarrab.
Telefon trafiği başlamış mıdır bizimkilerde?
'Paraları sıfırladın mı?Anlamadım Bıbıcığımlı''konuşmaları?
Türk adaletinin yapamadığını Amerika yapıyor ne hazin.
Belçika'da sürekli bombalar patlıyor şu anda.Önce havaalanıydı,şimdi de şehir merkezi,az önce de metroda.
İnsanlar ölüyor Belçika'da.
Dünya böyledir işte.Sen,teröre destek çıkarsan,tıpkı Fransa gibi,gün gelir o terör,seni de vurur.
Silah endüstrisi nemalansın diye ürettiğin silahları üçüncü dünya ülkelerine ve terör gruplarına verir ve de bu işten rant sağlarsan,o terör sana da b-ulaşır.
Yazık değil mi masum insanlara?
Cumhurbaşkanı,dört gün önce 'Belçika'da bombaların patlamaması için bir neden yok'dememiş miydi?
Nerden biliyordu peki?
Hani temizlenmişti terör?Nusaybin,Sur,Yüksekova...da?
Her gün şehit cenazesi geliyor.
Ülkemizde hiçbir yer güvende değil artık.Bir bombanın hedefi olmamanız işten bile değil.
Peki ne olacak?
Muhtarları,kaymakamları,öğrencileri toplayan şahıs BAŞKANLIK DA BAŞKANLIK diyor ya!
Seçmeyeceksiniz!Meclisin acil toplanmasını ve gerekli iç ve dış siyasette yeniden planlama yapmasını isteyeceksiniz.
Bu ülkenin meclisi ne işe yarıyor?
Meclis,her ay maaşları tıkır tıkır alarak,yan gelip yatma yeri değildir.

21 Mart 2016 Pazartesi

#''Hayat kısa kuşlar uçuyor''
Cemal Süreya
Bugün,Dünya Şiir Günü.
İnsanda şiir söyleyecek,şarkı yazacak hal mi bıraktılar?
Her şey berbat!
#Biz çocukken,komşumuzda bir cenaze olduğunda,annem hemen televizyonu ve radyoyu kapattırırdı.Ses giderse,komşularımızın üzüleceğini söylerdi ve biz de itaat ederdik.
Böyle böyle büyüdük.
Şimdi bakıyorum da,komşudaki cenazeyi bırakın,her gün şehit cenazeleri geliyor,her gün bombalar patlıyor ve her gün bir evden ağıtlar yükseliyor ve ülkenin başındaki güruh,vur patlasın,çal oynasın havasında.
Cumhurbaşkanı düğünlerde tanık oluyor,kızına nişan yapıyor ve ibretle izliyorum bunları.
Hani,bedeninizin sol yanında bir organ var ve ona da yürek diyorlar.Bir et yığını olsa da,duygularımız ordan yayılıyor bedenimize.
Acımızı,sevincimizi,heyecanımızı hormonlarımızın yerine kalbimize yükledik.
Bir şarkıda der ki;
'Sol yanım,
kalbim,
bir şeyler dokunuyor yanıyor.'
Bunların sol yanındaki organ, kan pompalamaktan başka işe yaramıyor belli ki.
#Bugün 21 Mart,baharın gelişini haber veren gün.Havalar ısınsa da,ağaçlar çiçeğe dursa da,ülkemize baharın gelmesi biraz zor.
Nevruz Bayramı bugün.
Bu ülkede NEVRUZ BAYRAMI'nı,NEWROZ yaptığınız sürece,bu kan bitmeyecek sayın yetkililer.
Nevruz bayramını neden HDP kutluyor ve neden kürt vatandaşlarımıza atfediliyor?
Bu bayram,dünya mirası olarak kabul edilen,gerek kuzey yarım kürede ve gerekse dünyanın başka yerlerinde,21 Mart'tan başlayarak,22-23 Mart'ta da kutlanan, bir baharı karşılama günü.
Geçmişi 2. yy'da,Pers İmparatorluğuna kadar uzanan,Birleşmiş Milletlerin 'Dünya Manevi Kültür Mirası'kapsamına aldığı ve 'Dünya Nevruz Bayram'diye tescillenen bu günde,neden HDP bayraklarıyla donatılıyor alanlar?
Neden şenlik ateşlerinin çevresinde tüm ulus toplanmıyor?
Sizler,böyle bir günü,HDP ve Kürtler diye ayrıştırırsanız,PKK daha çok kan döker bu ülkede.
Bakınız,benim çocukluğumda Nevruz'da neler yaşanırdı;
Çevremizde,Van'dan gelen komşularımız çok.Ayrıştırma diye almayın lütfen,etnik kimlikleri Kürt ve biz,60 yıldır dostlukla yaşıyoruz.Hiç aklımıza gelmemişti onların Kürt,Türk,Alevi,Sünni vs olması.
ÖZÜ İNSANDIR!
Bana ne onun inancından,derisinin renginden?Biz dosttuk bugüne kadar ve öyle de kalacağız.
Neyse....
Mahallenin genç kızları,çiçekli desenli etekleri,kollarında piknik sepetleriyle;daha yaşlıları ise,ellerinde çulları,minderleri ile çamlığa piknik yapmaya giderlerdi.
Herkes,neşe içinde günü geçirir ve evine dönerdi.
Nevruz böyle kutlanırdı,şimdiki gibi siyasi bir şova dönüşmezdi.
BAYRAMLARIMIZI BİZE BIRAKIN ARTIK!
Usandık sizlerin siyasi rant uğruna yaptığınız şovlardan.,Ülke,kan revan içinde.
Sabah,evden çıktığımızda,akşamına tek parça olarak dönme kaygısına düştük hepimiz.
Hangi canlı bombanın kurbanı olacağımızı düşünmekten paranoyak olduk sayenizde.
Ne çözüm buluyorsunuz ne de istifa ediyorsunuz.Amacınız ne sizin?
Ben,eskiden olduğu gibi,pembe çiçekli eteklerini savurarak yan yan yürüyen kadınları,erkekleri istiyorum ülkemde.
Sen,ben,öteki istemiyorum artık.
Bizler,binlerce yıldır birlikte yaşadık,birlikte omuzladık hayatı ama bunu bozan siz siyasilersiniz.
Sanırım işin özü şu:
BEN,SİZİN GİBİ ETNİK AYRIMCILIK YAPAN SİYASİ RANT DÜŞKÜNÜ İNSANLARI İSTEMİYORUM.
NEVRUZ BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN!

19 Mart 2016 Cumartesi

#Eğer,ülkemizdeki gidişatı doğru okumak isterseniz sokağı analiz edeceksiniz.
Sabah sekizde sokağa indim,temizlik yapmak için.Burası,ana caddeye çıkan bir ara sokak ama geleni geçeni,dolayısıyla çöpü de çok oluyor.
Uygar dünya insanı olmamıza bin fırın ekmek yemek gerek,çünkü çöp konteynerinin önüne gelip de çöpü dışına atmak bizim gibi az gelişmiş insanların harcı.
Neyse....
Yoldan geçenleri dinliyorum bir yandan.Öncelikle,yaptığınız işe saygı duyan ve geçerken'Kolay gelsin'diyerek bir çöpü de kendisi atan kesim var.
Nezaketi,henüz unutmamışız; ne güzel!
Bazı,araç sahibi kalaslar da sizi ezmeye ramak kalarak geçiyor.
İki erkek konuşuyor:'Federasyona dönmezsek,daha çok şehit cenazesi gelir'
Ver kurtul mantığı.
Sanki,ülkenin Güneydoğusunu verince terör bitecek?
Bir kadın:'Kızım,ne yoruluyorsun?Sen,geçende de temizlemedin mi?Bırak belediye yapsın,sana ne?
Eğer,çöpleri sokağa atmazsak,elbette ben temizlemem ama ya atılıyorsa...
Eskiden,belediyeler ara sokakları da temizlerdi ama şimdi,ana arterlerleri temizliyor,ara sokakları es geçiyorlar.
15 yaşında bir çocuk bisikletiyle yanaşıyor ve başlıyor konuşmaya:Bir yandan da bisküvi yiyor.'Abla,benim babam çoban.Ben,7. sınıfa gidiyorum.Lise diplomasını alayım da,bakkal dükkanı açacağın.'
Çocuklardaki hedefsizlik.
Ve ekliyor;'Üniversiteye gitmem ki.Ankara'da bomba patladı.Hep Tayyip suçlu'
'Neden?' diyorum.'Başkan mı ne olacakmış'diye yanıt veriyor el kadar çocuk.
Bir komşum 'Siz de olmasanız,bu sokağı kim temizleyecek'diyerek gülümseyerek geçiyor yanımdan.
Bunları düşünerek evime çıktım ve ekranda 'İstiklal'de patlamayı'görünce içim yandı yine.
'Eyvah!Dedim,'yine canlar yandı,yine analar ağladı.'
İstiklal'in ortasında boş bir bebek arabası ve yerde kan ve ÖLENLER İNSAN!
Ama....
AKP Eyüp Kadın Kolları Tanıtım ve Medya Birim Başkanı İrem Aktaş,şöyle bir tweet atmış,yaralı İsrail vatandaşları için:"keşke yaralanmayıp hepsi ölseydi.
İşte,ülkemin dramı budur!
Keşke,insanların yüreği,temizlenecek sokak olsaydı.İçlerindeki pisliği süpürürdünüz ve temizlenirdi.
Peki,ağzından lağım akan bu kadını ve bunun gibileri nasıl temizleyeceğiz?
Hangi deterjan,hangi ağartıcı bu pislik zihinleri beyazlaştırabilir ki?
Yine canım yanıyor ve KORKUYORUM!
Kızıma diyorum ki:'Yavrum,sakın kalabalık yerlere gitme.Sakın AVM'lere gitme.
Peki de,nasıl olacak bu?
Korkuyla ve panikle yaşam sürer mi güzel ülkemde?
Başbakan ne diyordu:'İsimleri biliyoruz ama olay çıkınca yakalıyoruz.'
Canları almış teröristin parçalanmış bedenini yakaladılar ya!
YETMEZ Mİ?
Ve yine şunları duyacağız:'Korkmayın.İstikrar,Failleri ennn kısa zamanda bulunacak.Helal oylarla iktidara geldik.Terör olsa da,biz köprüleri,yolları yapmaya devam edeceğiz.'Ne alaka mı dediniz?
Bunları,Numan Kurtulmuş söyledi az önce.
Tanrım!
Cidden aklımıza mukayyet ol!

18 Mart 2016 Cuma

#Çanakkale ilini savaştan dolayı biliyoruz.Peki,bu Çanakkale nasıl bir il,ne yenir,ne içilir,turizm yatırımı nedir,gelişmiş bir bölge mi,hizmet kalitesi ne durumda?
Çanakkale,küçük bir il.Çanakkale'den daha ünlü yerler; Bozcaada ve Gökçeada.
Şehir içinde,dar sokaklar ve küçük esnaflar var.Kıyıda da,kocaman bir Truva Atı görürsünüz.
Aynalı Çarşısı çok ünlüydü eskiden ama eski özelliğini kaybettiği söylendi.Oysa;aynalı küçük objeler,giysiler nasıl da güzeldir.Olsaydı alacaktım ama yoktu.
Küçük oteller,butik oteller ve termal oteller var. da....
Çanakkale,iyi pazarlanmayan bir kent.
Neden mi?
Çanakkale'nin en önemli gelir kaynağı turizm aslında ama ortada değerlendirilmeyen bir turizm var.
Yemek kültürü çok zengin değil.Zeytin,peynir ve şarap elbette çok ünlü ancak;kahvaltı yaptığım yerde yeşil zeytini çok beğendim ve almak istedim ama satan birini bulamadım.Oysa,dağ,taş zeytinlik.
Nasıl olur da,zeytini pazarlayamazlar?
Keza Şarap...
Bozcaada,bağlarıyla,eski rum evleriyle ünlü bir ada.Bozcaada'ya gidemedim ama şaraplarından almak istedim ve çok aradım Çanakkale içinde.
Buldum tabi de,bu kadar ünlü bir pazarlama ürünü mercekle aranmamalı.
Talay Şaraplarını özellikle öneriyorum.Fiyatı da makul.
Ezine peyniri de çok ünlü ama çarşı içinde alacak bir yer bulamadım.Alamadım elbette.
Oysa,turistlerin en çok gezdiği kıyı boyunda,nasıl bir satış noktası olmaz?
Bozcaada'nın Domates Reçeli de çok ünlü ama ara ki bulasın.Onu da alamadım.
Ürün pazarlaması ve satış noktaları konusunda biraz beceriksiz Çanakkale.
Şehrin her yerinde savaşı anlatan bir heykel ya da simge görmek mümkün.
RES'ler biraz sıkıntı yaratmaya başlamış.İktidar partisi,yandaşlarına RES'leri peşkeş çekmiş üretim kotası konusunda.Rüzgar enerjisi,iyi ve temiz enerji ama kurallara uymak koşuluyla.
Çanakkale,her tarafı yeşil,çalışkan üreticisiyle,zeytin ağaçlarıyla ve tarımıyla çok güzel bir şehir.
Savaştaki önemi ayrı konu ancak,Çanakkale'nin yöneticileri,bu kente daha çok emek vermeli.
Adına layık bir kent yaratmak zor değil.
Ve bir kenti marka kent yapmak istiyorsanız,planlayacak,hizmet çıtasını yükseltecek ve kaliteden ödün vermeyeceksiniz.
Çanakkale,kolay kazanılmadı.
Dip not:Gelibolu Yarımadasında,savaşın izlerini süren sevgili halkımız;tarihe hiç mi saygınız yok?
Her yer su şişesi,ıslak mendil,çör,çöp içinde.
Şehitlere bari saygı duyun ve çöplerinizi konteynerlere atın.
Sizleri 'DUR YOLCU'diye karşılayan askerin hiç mi hatırı yok?
Ayıp oluyor!

17 Mart 2016 Perşembe

#Çanakkale Savaşı nedir,Çanakkale'de neler yaşanmıştır,düşman demeden ölüme nasıl da saygı duyulmuştur ve bir ülke nasıl bugüne gelmiştir bilmek,görmek,anlamak isteyenlere...
Makinemden Çanakkale fotoğrafları
#Çanakkale ruhunu anlamak....
Bu ülkede yaşayan her insanın mutlaka Çanakkale'ye gidip,o havayı soluması gerek.Gelibolu Yarımadasını,Mustafa Kemal'in askeri dehasını,savaşa katılan ülkelerin anıtlarını,tepeleri,mevzileri,Çanakkale Boğazındaki en dar geçişi hayal etmeniz ve orda neler yaşandığını hissetmeniz için mutlaka gitmelisiniz Çanakkale'ye.
Truva Atıyla tarihi bir yolculuk yapmak,şehrin her yerinde savaşın izini sürmek,vapurla Gelibolu'ya geçerken,karşınıza çıkan 'Dur Yolcu' diye sizi sarsan o askeri ve Al Bayrağımızı gördüğünüzde boğazınızda düğümlenen o duyguyla baş etmek için,mutlaka Çanakkale'ye gitmelisiniz.
Çanakkale'ye gittiğimde gördüklerim,yaşadıklarım beni çok etkiledi.
Çanakkale'ye gidene kadar tarih kitaplarında okuduklarımdı savaş ama gördüklerim karşısında ....
Çanakkale bir savaş değil,bir destanmış meğer,anladım.
14-15 yaşındaki çocukların savaştığı siperlere girdim,yollarda yürüdüm,Atatürk'ün tam da kalbinden vurulduğu ama o kalbin üstündeki saatle kurtulduğu yerde durdum ve başta Atamız olmak üzere,bize bu yurdu veren isimsiz kahramanlarımızı şükranla ve rahmetle andım.
Hepsi nur içinde yatsın.
Bu vatanın kıymetini bilmeyenler,bölmeye kalkanlar,havadan kazanıldığını düşünenler,hayatınızda bir kez olsun Çanakkale'ye gidin.Gidin ve görün,bu vatan nasıl kazanılmış?
Sonra oturursunuz ve PKK ile mi,Emperyalist ülkelerle mi,yüreğiniz yetiyorsa pazarlık yaparsınız.
Ama önce gidin ve o havayı soluyun lütfen.
#Halkımız,bir türlü yaşananları ve gelen tehlikeyi görmüyor.
Bir biat kültürü yerleşmiş,ne sorguluyor ne de yorumluyor.
Son beş ayda,Ankara'da bombalar patlamış ve 168 can gitmiş;ne istifa eden var ne de sorumluluk üstlenen.
CHP Başkanı sayın Kılıçdaroğlu,arada bir de doğru şeyler söylüyor.
Bu terör,7 Haziran'dan bu yana neden hortladı ve nereye gidiyor?
AKP'nin söylemlerini sıralamış sayın Kılıçdaroğlu ve bakın ne söylemişler,neden ülke olarak bu terörü yaşıyoruz?
İşte yanıtı:
-AKP eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 'Öcalan bölgenin politik durumunu reel değerlendirdi'.
-AKP Siirt Milletvekili Yasin Aktay 'Öcalan dünyanın geleceğini iyi okuyor'
- Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay,' Öcalan'ın düşüncesi bizim de düşüncemiz.'
- İçişleri Bakanı Efkan Ala '7 Haziran 2014 'PKK ve AKP doğrudan görüşür'
-AKP Milletvekili Orhan Miroğlu: 'PKK bir terör örgütü değildir.'
-Başbakan A.Davutoğlu'PKK silah bırakmadı,sığınak yaptı'
-Dönemin başbakanı R.Tayyip Erdoğan 'Evet silah depoladılar biz de valilere talimat verdik dokunmayın diye'.Daha da ötesi 13 Şubat 2016 PKK çözüm sürecinde 200 bin ton bombayı şehirlere doldurdu.
Aynı Erdoğan,"baldıran zehiri içmeye razıyız, siyasi hayatımıza mal olsa da bu sorunu çözeceğiz" demişti anımsayın lütfen.
-26 Ocak'ta Hüseyin Çelik şunu yazıyordu; PKK ağır silahlarla gelip şehre yerleşmişse bunda sorumlu bir çok yetkili ve etkili olması gerekli.
Çözüm süreci diye diye yıllardır asker,polis,sivil ,çoluk,çocuk,genç,yaşlı demeden insanlarımız teröre kurban verilmiyor mu?
Nerde bu çözüm peki?
Bunca açıklamaya baktığınızda,ülkemizdeki yaşanan katliamlardan kimi sorumlu tutarsınız?
Elbette 14 yıldır iktidarda olan AKP'yi.
Habur'da,çadır mahkemeler kurup,teröristlerin ayağına devletin hakimlerini götürüp,aklatan ve konvoylarla kent turu attıran AKP hükümeti değil mi?
Abdurrahman Selvi gibi gazeteci müsveddeleri de çıkıp'Terörle yaşamaya ALIŞACAĞIZ'diyorsa,ben de derim ki;
ALIŞMAYACAĞIZ!
YA BU İŞİ ÇÖZÜN YA DA DEFOLUP GİDİN İKTİDARDAN'
Merak etmeyin,HEPİNİZİN YERİ DOLDURULUR!
YOKLUĞU FARK EDİLECEK DEĞERDE DEĞİLSİNİZ ZATEN.

16 Mart 2016 Çarşamba

#'Ben gidersem devlet yıkılır'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.
Egoya bakar mısınız lütfen?Kendini,dünya lideri sanıyor ve yokluğunun çok önemli bir gidiş olduğuna inanıyor.
Atatürk,öldüğünde,arkasında koskoca bir cumhuriyet bıraktı ve unutulmuyor.Acaba,cumhurbaşkanı ne bırakacak ardında?
Nerdeyse,her gün patlayan bombalar,yiten canlar,korku,endişe,öfke....
Giderse,devlet yıkılır mı gerçekten,yoksa davullar mı çalar ardından?
Herkesi tehdit ediyor artık.Emri üstüne,teröristin tanımı da değişecekmiş.
Eline silah alan da terörist,kalem alan da.Can alan da terörist,özgürlük diye yazan da.
Kafasına göre devlete ayar veriyor ve bunun adı da özgürlük öyle mi?
Meclise, HDP vekilleri için 'Fezleke hazırlayın,'talimatı veriyor (Meclis sanki arka bahçesi,ordaki vekiller emir telakki memuru) ülkeyi soyan DÖRT AKP'li bakana fezleke yok.
Bu fezleke hazırlanacaksa ve dokunulmazlıklar kalkacaksa,550 vekil için de geçerli olmalıdır.Benim işime gelen vururum,gelmeyene örtbas yoktur.
Cumhurbaşkanına hakaret suçu diye bir suç icat edildi şimdi.Kazara,adını ananı içeri alıyorlar artık.Tam bir cadı avı başlatıldı.
Bu gidiş,hiç hayra alamet değil,bilesiniz.
Tarih,böyle diktatörlerle doludur ve hepsinin akibeti de aynıdır.
78 milyonu parmak sallayıp, tehdit ediyor;
'Bakın!Ben gidersem devlet yıkılır!'
Git de yıkılalım Allah aşkına?
Atatürk'ün mirası,Koskoca Türkiye Cumhuriyeti,Atatürk ölünce yıkıldı mı da,sayın Erdoğan gidince yıkılacak.
Temeli öyle güçlü ki,sayın Erdoğan hiç kaygılanmasın,
YIKILMAYIZ!
Gidince devlet yıkılacakmış.
Hodri Meydan!
Kendi,sarayına çekilsin ve yetkilerini aşmadan otursun,her yerden bitmesin,konuşmasın,ülkeyi kendi haline bıraksın;
BİZE BİR ŞEY OLMAZ.
Ağzını her açtığında ülkede bir şeyler ters gidiyor.
Hani,Sezen Aksu bir şarkısında söyler: 'GİT,GİT,GİT-ME,DUR NE OLURSUN!
Ama biz diyoruz ki:'GİT,GİT,GİT......
DURMA GİT!
Denesek mi,ne dersiniz?

15 Mart 2016 Salı

#Bu yazıdaki yanlışları nerden tutsam elimde kalmaz acaba?
Adam,bir de anayasa profesörü üstelik.
Tanrı,kesinlikle bizi bunlarla sınıyor olmalı!
'Ankara'daki patlamalar nedeniyle Cumhurbaşkanı'mız R.T.Erdoğan Bakü'ye gidemeyince,İlham Aliyev"Gardaş Men Gelirem"dedi ve Ankara'ya geldi.
Burhan Kuzu
'Patlama olmasaydı Ferhat Göçer dinleyecektim'diyen birinin danışmanı ancak bu olurdu.
Bu adamların yaş haddinden emekliliği yok mu Allah aşkına?
Sapı da aynı bunların, kulpu da.
#Dünden bu yana yağmur yağıyor ve Ankara,Kızılay ve ölen insanlar ve yakınlarının perişan hali hiç aklımdan çıkmıyor.
Toprağın altına girdiler ve yağmur onların da üstüne yağıyor.
O kadar üzgünüm ki,ölen çocukları,gençleri,anneleri,babaları düşünüyorum;ekranda tabutlara sarılmalarını izliyorum.....
Acı çekmek bu.
Tanrı,hiçbir anne-babayı evlat acısıyla sınamasın.Tarifi yok bu acının.
Aklıma hep annem geliyor.Öldürülen babamın ve 20 yaşındaki abimin ardından sokaklarda yankılanan çığlıkları,feryatları ve dövünmekten çürümüş dizleri,gözyaşları....
Ne fark ediyor ki aradan geçen yıllarda.
Yine analar ağlıyor,yine terör durmuyor.
Bir türbanlı genç kız Ayşe Sümeyra Okur,şöyle bir twit atmış:
'Ölenlerin yarısı Cehape'li,diğer yarısı paralel.
O halde sorun yok.'
'Neden terör durmuyor'sorusunun yanıtı,işte bunlarda gizli.
Belki kendi yaşında insanların,bombalarla parçalanmış olması onun için hiç önemli değil.Kendi gibi düşünmüyorsa ölmesinde hiçbir sakınca görmüyor.
Sanki,kendisi hep yaşayacakmış gibi.Yarın,ya o bombalardan biri kendini de bulursa?
Hiç düşünmüyorlar,bu ülkede terörün dini,askeri,sivili,türbanlısı,türbansızı yok artık.
Peki,bu hükümetler ne yapıyor iktidara geldiklerinde?
Yalnız AKP değil,bugüne kadar iş başına gelen her hükümet,önce kendini,sonra da yandaşını nemalandırdı.
Memleketi soymaktan gayri bir şey yapmadılar.
PKK Terörün çıkış noktasına bakın,1984.
Ne yapıldı bugüne kadar?Önce,bir avuç eşkiya dendi.Kimse,PKK'nın ülkemizi bölmek üzere hazırlanmış bir planın parçası olduğunu ve besleneceğini,başımıza bela edileceğini düşünemedi.
İşte geldiğimiz nokta:Ülkenin her yeri kan,revan artık.
AKP hükümetinin içinde de karşı çıkanlar var kuşkusuz ama şu andaki durum;Başkanlık sistemini getirmek için her yolun deneneceğini gösteriyor bize.
Cumhurbaşkanı'Ya bizim yanımızdasınız ya da terörün'diyerek,kendini istemeyeni terörist ilan ediyor.
Ben,sade bir vatandaş olarak kendisini istemiyorum,açık ve net.Şimdi,terörü mü destekliyorum yani?
İyi de,terörden en çok canı yanan bir ailenin üyesiyim.
Ben ülkemde,bombaların patlamadığı,insanların ölmediği,refah içinde,özgür bir ülke istiyorum.Kadının,erkeğin eşit olduğu,öldürülmediği,tecavüzlerin yaşanmadığı,doğayı katletmeyen,insana ,ağaca,ota,kuşa,böceğe saygı duyan,yetkilerini aşmayan,parlamenter sistemle yönetilen bir cumhurbaşkanı istiyorum.
Buyursun,yapabiliyorsa yanında olacağım cumhurbaşkanının.
Ya yapmayacağını biliyorsam....
O zaman da,karşısına çıkarım.Burası benim ülkem,benim insanım.
Kimsenin analara gözyaşı döktürmeye hakkı yok.
Bunun adı cumhurbaşkanı olur,AKP olur,MHP,HDP,CHP hiç fark etmez.
Bu işi yapamayacaklar varsa;
ÇEKTİRİP GİTSİN İKTİDARDAN!
Gözyaşlarım,yağmurla birlikte toprağa düşüyor bugün.Çok üzgünüm,çok.
Yarın,yine güneş açacak,yine aydın olacak ama ateşin düştüğü evlerde,artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!

14 Mart 2016 Pazartesi

#Cumhurbaşkanı demiş ki:'terör olayı olmasaydı,Ferhat Göçer'i dinleyecektik.Başka zamana artık.'
Ülkenin kalbi Kızılay'da 37 insan parçalanmış,AKP hükümetinin beceriksiz politikası yüzünden ama Ferhat Göçer'in konserinden eksik kalmışlar ne kahredici bir durum yarabbi!
Nasıl üzüldük,nasıl üzüldük anlatamam.Koskoca cumhurun başı,musiki dinlememiş,vah vah!
Hadi bir soru sizlere:Kızılay'da,en küçüğü 15 yaşındaki ölen 37 insanlardan kaçı pop müzik,kaçı caz,kaçı türkü,kaçı sanat müziği severdi?
Kaç kişi,o gece kız arkadaşıyla bir kafede Ferhat Göçer şarkıları dinleyecekti?

Ne diyordu Ferhat Göçer şarkısında:
Dünyaya bir daha gelsem sevgilim,
Arar,bulurum seni yine severim.
Cenneti değişmem saçının bir teline,
Ömrümün yettiği kadar seni severim.

Kaç kişi, sevdiğinin saçının kokusunu almadan gitti?
Kaç kişi,daha bir kadının elini tutmadan gitti?
Kaç kişinin ömrü bunları yaşamaya yetmedi?
Ferhat Göçer'in şarkılarından mahrum kalmış,yazık!
Henüz hayatının baharındaki çocuklarımızın yeri cennettir de,sizin yeriniz neresi acaba?
Ateşlere gelesiniz e mi?