30 Kasım 2019 Cumartesi

#Bu toplumun aklını başına alma hikayesi daha uzun sürecek gibi görünüyor.
Atölyemi kapatıyorum az önce,içeri biri daldı.
Bazen,' ummadık taş baş yarar' dedikleri cinsten biri.
Öncelikle,dişleri uzun süre fırçalanmamış,çay ve sigaranın da etkisiyle sarı,yer yar kararmış.
Sağlıklı bir diş yapısı da yok.
Başkaları,önce nereye bakar bilmiyorum ama ben önce gülüşe,dolayısıyla dişlerin durumuna bakıyorum.Kokusu da sonra geliyor elbette.Koku ve bakım önemli. 
Uzun süre yıkanmamış saçı ,kesilmemiş sakalı,üstündeki ceket,artık kirinden görünmüyor,ayağında ise kaç gündür giyildiği anlaşılmayan kırışık bir pantolon var.
İçeri girince,elbette buyur ettim.Meraklıymış böyle işlere.
Ağzının içinde lafı yuvarlıyor ama anlamadım inanın.
Üç kez yineledi de,nihayet ingilizce arıcılık kursu aldığını anladım.
Yüzüne baktım,'Arıcılık kursu mu,hem de ingilizce mi?' dedim,güldü,cidden ingilizce.
Adam bir konuşmaya başladı,aksanı da iyi.
Karşımdaki hırpani kılıklı ama ingilizce konuşan ve arıcılık yapan ama onu da bırakan biri var. 
Sonrasında 'Beter olun' diyeceğim biri aslında.
Neden,arıcılığı bıraktığını sordum,maliyet artışı,gelir-gider arasındaki fark,ailesinin geçimine yetişememek ve hükümetin yeterli desteği çıkmadığını anlatmaya başladı.
Bir de,EYT'li değil miymiş?
'Ne olacak bu EYT'lilerin hali,nedir bu hükümetin yaptığı' dedim demesine de,adam bana' Ya,cumhurbaşkanı ne yapsın,elinden gelse yapar ?' demez mi?
Artık,şuna bir ders verme zamanı dedim.
-Evine ,haftada kaç kilo et giriyor?
-Çok az,hatta hiç!
-Elektrik,su,yakıt,çocukların masrafı,market,pazar ne durumda? Evine, istediğin ürünleri alıyor musun,çocukların balık,tavuk yiyor mu?
-Haftada bir belki bir parça tavuk giriyor,balık hiç yemiyoruz.
Artık dayanamadım,'Be kardeşim,madem,bu kadar sıkıntı yaşıyorsun,bak,emekli bile olamıyorsun,geçinemiyorsun,onca masraf yapmış ama arıcılığı bırakmışsın,neyle geçineceksin,aç,açıksın ve hala haklılık payı çıkarıyorsun? Adamların bir eli yağda,diğeri kahvaltıda 13 çeşit balda.' diye konuştum.
Geçende okudum,sarayın kahvaltı sofrasında yalnızca 13 çeşit bal varmış.Her bir baldan bir kaşık alsa.....
Allah,gözlerini doyursun.
-Şimdi,gider oy da verirsin dedim.
-Yok valla,bu kez vermeyeceğim dedi.
-İyi edersin dedim.
-Çok iyi edersin!
Yaşadıklarınızdan biraz ders çıkarın artık yahu!
Güldü,
-Hadi eyvallah dedi,ve gitti. 
Benim bu atölyemde bir iş var. ❤️
Hiç mi normal biri girmez ki bu kapıdan? 

29 Kasım 2019 Cuma

#Yine bir Kasım ayını daha bitiriyoruz.
Bu ayda, dilime hep Tual Grubunun 'Yine aylardan Kasım' şarkısı düşer ki; sosyal medyada en çok yayımlanan şarkılardandır bu aralarda.
Kasım ayı biter, şarkı da biter.
Kasım ayında,fotoğrafta gördüğünüz çiçek açar evimde.
Kasımpatı.....
Mis gibi kokar günlerce.Gider gelir severim,koklarım çiçeği.
Bütün tomurcukları açtı Kasımpatı çiçeğinin.
Bir süre daha böyle gider,sonra sessizce yapraklarıyla başbaşa kalır;ta ki,seneye Kasım ayı gelene kadar.
Çiçeklerdir hayatımızı renklendiren unsurlardan biri.
Kokuları,renkleri bizi farklı duygulara yöneltir.
Bazen hüzün,bazen mutluluk dolar içimize.
Mevsim Sonbahar'da hala,kışa giremedik bir türlü.
Tam da hazandayız.Yaprakların düşmesi de gecikti dallarından. Çoğu yaprak,hala ve inatla bekliyor dallarda.
Yerlere dökülen yapraklara basmadan ilerliyorum günlerdir.
Özellikle Çınar ağacının yapraklarındaki renk geçişler beni benden alıyor diyebilirim.
Atölyemde,bir Çınar yaprağı çalışması yapmalıyım diye düşünüyorum.
Renklerin geçişleri hüznü bırakıp,bir sonraki adımın kış ama sonrasında yeniden baharın geleceğini haber vermiyor mu bizlere?
Bu sabah,Kasımpatı çiçeğinin yanına gittim.Önce,kokusunu içime çektim,başı son olsa da,ikinci yarısı bahar ya!
Olsun!
Adında bahar olsun yeter ki ! ❤️

28 Kasım 2019 Perşembe

#Bugün,atölyem yok,evsel işlerimi bitireyim dedim.Malum,boş günüm olmuyor.
Çıkmadan önce de,biraz twitter'e bakayım dedim,Rahmi Turan,Muharrem İnce,üstüne de,Fetö'nün diplomayı çalıp yok ettiği haberini okuyunca.....
Hani,şu meşhur bulunamayan diploma var ya,işte o!
Yok,bunca insanı aptal yerine koymak artık yeter' dedim 'Kaç sokağa,kaç.' 
Bu memleket nasıl ıslah olur ki,bunu da bir kez daha gördüm bugün.
Evde,eksik bir şeyler var,yürürken aklıma geldi ve fiyat araştırması yapayım dedim.
Yolumun üstünde iki dükkan,iki dükkan arasın da yaklaşık 50 metre var.
Ürün bazında fiyat farkı,iki dükkan arasında yüzde yüz.
Malzeme aynı,zaman aynı,yol aynı,peki bu fiyat farkı neden?
Çalışan işçi sayısı aynı,dükkan kirası da aynı,işçilik desen zaten aynı.
Altın kaplama yapmayacaklar sonuçta,basit bir tadilat.
Ülkemizdeki ekonomik gidişat kötü evet ama bu,önüne geleni kazıklama hakkını vermiyor esnafa.
Ahlaki çöküntü,toplumun her yerine sinmiş durumda.
Miktar önemli değil ama fiyat farkına çok kızdım,sonuçta birine yaptıracağım bu işi ve parasını da ödeyeceğim.
Yüzde yüz fark olur mu aynı işte?
Bu kafayla gittiğimiz sürece,biz ıslah olmayız ayrı konu.
Maliyet+ Kâr payı elbette ama tutturduğuna diye de bir ticaret olmaz ki.
Benim babam da esnaftı,üstelik de çok iyi bir esnaf.Müşterinin dükkanda unuttuğu 25 kuruşu vermek için ,koskoca kuyumcu dükkanını bırakıp,müşterinin peşinden koştuğunu anlatır yaşayanlar.
Şaşırmış bir halde yürürken,bir lastik tamircisinden dışarı duyulan sese döndüm.
Hani,eski Türk filmleri vardır ya,içimize içimize işleyen,saf,duygusal ve sıcacık filmler.....
Hülya Koçyiğit-Ediz Hun'lu filmlerden birindeydi belki de duyduğum ses.
Bir şarkı yükseliyordu dükkandan.Lastik tamircisi de,hararetle lastiğe eğilmiş ,yama yapıyordu.Bilmem ki, şarkıyı duyuyor muydu ama bu şarkının çalması bile güzeldi.
-Seni andım bu gece
Kulakların çınlasın
Şimdi dargınız seninle
İnan sen herkesten başkasın!
Ne varsa eski şarkılarda var.
İçimizi hoş tutan,saflığın,tatlı bir duygu selinin bizi başkalaştırdığı şarkılar.....
O filmlerde,fabrikatör Hulusi Kentmen de dürüst bir insandı,uşak Cevat Kurtuluş da.
Arada,hainlik yapan aşık,Önder Somer gibiler de çıkmıyor değildi ama filmlerin sonu hep güzel bitiyordu.
Bu insanlar,bu filmleri izlemeden mi büyüdü acaba?
Ben mi eskidim yoksa?
Nerde kaldı o güzel günler?
Ben,yine de eskimiş olayım ama insanlar da biraz kendine gelsin artık. ❤️

27 Kasım 2019 Çarşamba

#İş güç,bir koşturma bir telaş derken,insanın gözü bir şeyi görmüyor.
Oysa,mevsimler geçiyor,yazdan sonbahara,sonbahardan kışa dönüyor hayat.
Nicedir,etrafıma bakmıyorum derken,bu ceviz ağacını gördüm.
Sonbahar'ın bütün renklerini içinde saklıyordu.
Çok sürmez,bütün yapraklarını döker ve çıplak dallarıyla başbaşa kalır ceviz ağacı,tıpkı diğer ağaçlar gibi.
Ceviz ağacını görünce,aklıma birçok yaşanmışlık düştü.
Kızımın,7 yaşındayken,okuldan dönerken,bağıra çağıra Cem Karaca'nın
-Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkında
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında
şarkısını söylediği günleri anımsadım örneğin ve gülümsedim. 
Merdivenleri ağır ağır inerken,dilime başka bir şarkı düştü:
Bir Yıldırım Gürses şarkısı:
Düşen bir yaprak görürsen
Beni hatırla demiştim
Biliyorsun seni ben
Sonbaharda sevmiştim
Her sonbahar gelişinde
Düşen sarı yapraklarla
Kuru dallar arasında
Sen gelirsin aklıma.
Bilmem ki,kaç kişinin hayalinin finalidir düşen son yaprak ama günler,aylar,yıllar geçiyor;ömürler bitiyor ve hala sonbaharın,kışa döndüğü bu günlerde,geçip giden zamanları fark etmiyoruz.
Sanki,bir daha bu günleri yaşayacakmışız gibi!
Ceviz Ağacını izleyeceğim,son yaprağını dökene kadar.
Bir umut, belki son yaprağı kendine saklar ağaç.
Tıpkı,O. HENRY'nin ' Son Yaprak' öyküsünde olduğu gibi.
Belki de,biri son yaprağın düşmesine engel olur,belki!
Ömür geçiyor,kuşlar uçuyor ve hazan mevsimi ,yerini gri ,kasvetli günlere bırakıyor.
Son yaprak düşene kadar.....❤️

26 Kasım 2019 Salı

Her yıl,yeni sezona başlarken böyle bir eğlenti yapıyorum.
Çok da keyifli ve güzel geçiyor elbette.
Sazlı sözlü ,şarkılı türkülü bir gün yaşadık.
Motivasyon çok önemli,her şeyde olduğu gibi.
Hayatın yükü,hepimizin üstüne yeterince çöküyor.Arada,küçük mutluluklar da yaşamak gerekiyor.
Belediye başkanı,kurum müdürümüz,müdür yardımcılarımız ve çalışma arkadaşlarımız derken,işi epeyce büyüttüm sanırım. 
Herkes mutlu olduysa ,ortada güzel anlar yaşanmış demektir ki;öyle de oldu.
Haftanın beş günü,oldukça çalışkan bir ekiple yola devam ediyoruz.
'Azıcık durun yahu,valla beynim yoruldu' diyorum gülerek ama durmuyorlar.
Çalışmak güzel,üretmek güzel,araya mutluluk kareleri serpiştirmek güzel.
Olayın bir de,pasta-börek kısmı var ki.....
Eyvah Eyvah!
Kalöri patlaması nedir,yaşamak gerek.
Bu kadar da becerikli olunmaz ki!
Çalışma arkadaşlarım çok becerikli elbette.Yedik içtik,şarkılar,türküler söyledik.
Kardeşim gitarıyla ve o güzel sesiyle bizi mest etti,Mustafa Hocam sazı ve türküleriyle.....
E,daha ne olsun? 
Burdan,günümüze emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarıma ,davetimi kırmayıp atölyemi onurlandıran belediye başkanı ,kurum müdürü ve yardımcılarına ve de o güzel lezzetleri bize sunan tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. 

25 Kasım 2019 Pazartesi

#Bugün, atölyemde hayat var.
Bugün, iş yok, üretim yok.
Bugün, eğlence var, sohbet var, birbirimizi anlamak var.
Yolu, sevgiden geçen herkes, bugün atölyeme gelebilir. ❤️
#Bugün,Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü.
Lafta kalan bir gün daha.
Önce,kadını insan yerine koyacaksınız.
Nedir ,kadın deyince aklınıza gelen?
-Yatakta,size hizmette sınır tanımayan bir cinsel bir obje.
-Soyunuzun devamını sağlayacak bir taşıma aracı
-Evde yemek,ütü,çamaşır,bulaşıkları halledecek bir mekanik alet.
-Temiz ev,temiz yatak,temiz,çocuklarınızın anası,size eş.....
Gerisi?
Ne ifade ediyor,yanınızdaki kadın diye sorsam?
Birçok yanıtı olacak biliyorum.
Peki,biz kadınlar için,siz erkekler ne ifade ediyorsunuz?
Beklentilerimiz ortak paydada buluştuğunda kadına yönelik şiddetin önlenebileceğini düşünüyorum.
Biz kadınlara,öncelikle itaatkârlık öğretiliyor.Erkeğin karşısında susmamız,iyi bir ev kadını,eş anne olmamız öğretiliyor çocukluktan başlayarak.
Önce,bir birey olma,eğitim alma,meslek sahibi olarak ayaklarımızın üstünde durmak gibi önceliklerimiz yok ne yazık ki;varsa yoksa evlilik kurumuna girdiğimizde iyi diye nitelenen her şeyi taşımamız.
Erkek.....
Hayatımızın dolduran diğer yarım.
Erkeksiz bir hayat olabilir mi?
Günlerimizi,gecelerimiz paylaştığımız,bazen yaslandığımız bir omuz,bazen bir arkadaş,bazen bir sevgili,bazen de bir eş...
Peki,içinde sevginin olduğu bir ortaklıkta şiddet niye?
Neden,kadına kalkıyor eller?
Neden,istemediğimiz durumda ayıplanan,darbelenen,vurulan,kırılan bir eşya gibiyiz sizlerin gözünde?
Sevginin,dostluğun,arkadaşlığın olduğu bir paylaşımda şiddet olur mu?
Ne olmuş,sizi sevmekten vazgeçtiysek?
İnsanların birbirini daha az sevmesi suç mu?
Sevmeyen siz olduğunuzda,arkanıza bakmadan gidiyorken,biz vazgeçince neden ölüyoruz?
Neden,ayaklarımızın üstünde durmamıza engel oluyorsunuz?
Oysa,hayat müşterek değil miydi?
Daha çok gelir,daha çok konforlu bir yaşam,daha güzel günlere kapıyı açmaz mıydı?
Niye yapıyorsunuz bu şiddeti?
Bizler,toprağın altına girince,elinize geçen ne? Egonuzu mu tatmin ettiniz, güçlü bir erkek misiniz,namusunuzu mu kurtardınız;ne?
Namusu,bacak arasında değil,beyinde aramadığınız sürece,bu tecavüzler,şiddet,cinayetler bitmeyecek.
Kadını,birey yerine koyacaksınız.
Kadın,ne sizin örseleyeceğiniz bir eşya ne de bir cinsel obje.
Peki,bunlar nasıl önlenecek?
Erkekleri,çocukluktan başlayarak,üstün varlık olarak yetiştirmeyin sevgili Anne-Babalar!
Gösterişli sünnet törenleri,'Sen erkeksin,kadın gibi ağlama,vur yumruğu oturt' dediğiniz zaman, o çocuk,yarın büyüdüğünde,şiddet yüklü bir erkeğe dönüşecektir.
Örnekleri ortada değil mi?
Kadın,yol arkadaşı
Kadın,birey!
Kadın,insan!
Kadın,sonra eş,anne,sevgili!
Dokunmayın artık bedenimize!
El ele,yan yana,sevgiyle yaşamanın nesi kötü?
Diyelim ki,vurdunuz,kırdınız,döktünüz!
Cezai yaptırımlar öyle ağır olmalı ki,bunun suç olduğu diğerlerine örnek teşkil etmeli.
Yok öyle ' Tahrik indirimi,kravatlı pişmanlık gösterileri,kadın da sesini çıkarmadı ama' bahaneleri.
Ya yakamızdan düşün,ya da birlikte yürüyelim!
Önce,kadını sevmeyi ama doğru sevmeyi öğrenin. ❤️

24 Kasım 2019 Pazar

#Bugün pazar.
Kuşlar, çoktan uyandı, bir de ben. 😉
Pazar sabahı, günün erkeninde ne işin var da atölyedesin değil mi ama iş beklemez.
Malum, bugün Öğretmenler Günü.
Öğretmenlik de kısım kısım elbette.
Hayatı öğreten, okulda öğretimi veren ayrı ayrı öğretmenler bize.
Öncelikle; Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, beni hayat okulunda yetiştiren, bugün, eğer böyle bir insan isem, eğriyi, doğruyu, iyiliği güzelliği, merhameti şefkati öğreten ilk ve en kıymetli öğretmenim ANNEM ve ilkokuldan başlayarak ortaokul, lise ve üniversite hayatımda bana emek veren, yol gösteren tüm öğretmenlerimin ellerinden öpüyorum, hepsini saygıyla anıyor, teşekkürlerimi sunuyorum.
Hatta, üniversitede, bana hayatı dar eden, kötü davranan Haluk Hocamın da gününü kutluyorum.
Ne kadar kızsam da, üstümde emeği var. Heykel yaparken, ellerin önemini ondan öğrendim.
Nur içinde uyusun.
Bir de ortaokul fen bilgisi öğretmenimi anayım.
Babamı ve abilerimi vurmuşlardı.Evimizden cenazeler çıkıyordu ama okul da vardı,tam da yazılılarımın başladığı dönemdi.
İyi bir öğrenciyd
im ama o dönem çok acılıydı.
Fen Bilgisinden 8 aldım on üzerinden ama nasıl ağlıyorum, benim için başarısızlıktı bu çünkü ; babama söz vermiştim, ben okuyacaktım ve başarılı olacaktım.
Başarısızlığımı sindiremiyordum bir türlü.
Öğretmenim bana baktı, kağıdımı okudu ve 'Üzülme, sen iyi bir öğrencisin' dedi.
Yılın sonunda, Üstün Başarı Belgesiyle okulumu bitirmiştim ve Fen Bilgim 10' du.
Burdan, Murat Hocama sevgilerimi sunuyorum.
Bugün pazar, atölyemdeyim.
Müziğim çalıyor, kahvemin dumanı tütüyor ve iş vakti.
Bütün öğretmenlerime sevgi ve saygıyla..... ❤️

23 Kasım 2019 Cumartesi

#Bugün atölyemde konular konuları izledi.
Çok entellektüel bir tartışma zinciri yaşadık.
Bir yandan üretim, bir yandan hayat....
Pazartesi günü, parti veriyorum atölyemde.Hep iş olmaz ki, biraz da eğlence elbette. 🙂
İşlerin bitmesi gerekiyor çabucak.
Bu nedenle, bir telaş, bir koşturmadaydım bugün.
Peki, neydi bu konular?
Tarlada çalışan amelelerin durumuyla başladık önce.
Hasat, işçilerle mi, makineyle mi yapılmalıydı?
Makine tarımı, işleri kolaylaştırmak adına tercih nedeni ama onca amele ne olacaktı?
Eğitimsiz, ekonomik sıkıntıda, göçebe aileler....
İstihdam yaratmak gerekirdi, geçinmeleri için.
Ardından, babalar gibi satılan şeker fabrikalarına sıra geldi.
Pancar üreticisi zorda, fabrikalar satıldı, ne olacaktı şimdi?
Peki, seçimlerde ne olmuştu?
Pancar üreticisi, kapatılan fabrikalarda işçiler kime oy vermişti?
AKP'ye!
Niye böyleydi?
Matbaa, icadından iki yüzyıl sonra memlekete giriş yapınca, eğitimli insan, nitelikli çoğunluk risk değil miydi iktidara gelecek hükümetler için?
Avrupa, Rönesans'ı, Reform Hareketini, Aydınlanmayı aşama aşama, sindire sindire yaşamıştı, başarmıştı, işte bu yüzden onlar Ay'a, biz yayaydık!
Proleterya, dedik.....
K. Marx dedik, felsefe dedik...
Birden, şöyle bir baktım halimize....
Sanırsınız ki, burası bir Sanat Atölyesi, bir üretim merkezi değil, siyaset arenasıydı ve memleketi kurtarıyorduk. 😉
İki masa daha atsam, mezeleri donatsam; e, rakı - roka- balık üçlüsünü de ekledim mi, fonda da Müzeyyen Senar....
Sanki Çiçek Pasajındayız ve memleketin tüm sorunlarını masaya yatırıyoruz. 😉
O kadar nitelikli bir konuşmaydı bugün yapılan.
'Kendi atölyem diye demiyorum' diyeceğim ama...
Zaten herkes söz ediyor.
E, ben daha ne diyeyim?
Yarın pazar.
Sohbetin dibine daha da vurma günü.
Gelsin kahveler, çaylar. 🙂

22 Kasım 2019 Cuma

#Bi'kedi gördüm sanki.
Ama çok azgın bakıyordu bugün bana.
Sandım ki aç; eğildim baktım, maması da, suyu da var.
Derdi neyse artık..... 😉
#Havalar çok kurak gidiyor.
Meteoroloji, bir süredir yağmur haberi vermiyor Çukurova için.
Bugün, hava grili bulutlu.
Umuyorum, yağmurlar düşer artık toprağa.
11 Kasım 'da, 11 milyon fidan etkinliğinde, biz de 46 fidan diktik.
Fetullahoğlu Ailesi Ormanlığını kurdum ama bu kadar ağaçla orman oluşur mu bilmem?
Koru olmaz, orman hiç değil, en iyisi ağaçlık alan diyeyim.
Defne ve Selvi dikmiştik ancak, hava kurak, bölgede sulama da yok, iş başa düştü.
Selvilerin çoğu kurumaya yüz tutmuştu çünkü; can suyunu vermemiştik ama defneler gayet iyi durumda.
Diktiğimiz bütün fidanlara can suyu verdim.
Rüzgardan etkilenmesin diye de kamış bağladım.
Bu projenin tüm ülke genelinde başarıya ulaşmasını çok isterim ama sanki fire epeyce olacak gibi görünüyor
Can suyu değil mi en önemli olan?
Hadi, burda ben kendi alanıma verdim ama ya hiç su görmeyen fidanlar ne olacak?
Elimden geldiğince bu ağaçlık alanı yaşatacağım ama su kaynağı olmayınca taşıma suyla değirmen dönmez misali, kovalarla taşıyarak fidanları sulamak çok zordu.
Kalan suyu, diğer fidanlara da verdim ama bilmem ki yaşarlar mı?
Evlat gibi yaptığınız her iş.
Emek vermeden, ele iyi bir şey geçmiyor.
Aklım, fidanlardan, gözüm gökyüzünde.
Yağmur duasına çıkıyor ya insanlar!
Dua edeceğinize ağaç dikin, ağaç!
Yağmuru getiren, diktiğiniz her fidan olacak çünkü.

Çıkmışlar, çorak bir tepeye yağmuru bekliyorlar.
Akıl Akıl!

21 Kasım 2019 Perşembe

#Şimdi bir şey yazacağım ama gülen olursa valla kızarım. 
Saat,şu anda 00.27.
Kapının önünde bir kumru.Öyle üşümüş,öyle üşümüş ki,bedeni ve ayakları buz gibiydi.
Hayvanı elime aldım,ölüyor.
Ellerimin arasında ısıtmaya çalıştım,nefesimi verdim,biraz ısındı sanki.
Önce bir kutu buldum,zemine kağıt koydum.Sıcak su ısıttım,geniş bir kaba koydum ve hayvanı kabın üstüne oturttum.
Önce,ayakları ısındı,baktım kıpırdıyor.
Sıcak iyi geldi.
Bundan sonrasına gülene çok kızarım. 
Ekmek verdim,yemedi.Bulgur verdim yemedi.
Aklıma,Marie Antoinette'nin 'Ekmek bulamıyorlarsa,pasta yesinler 'sözü geldi.
Gerçi,o işin açılımı başkaydı ama olsun,söz,sözdür.
Kumru kuşunun gagasını açtım,evde de yaş pasta vardı.Kremasından ve kekinden yedirmeye başladım.Bir de sıcak su verdim ağzına.Azıcık yedi ama gözünün siyahını gördüm.
Baktım,kıpırdıyor,biraz daha krema yedirdim.
Hayvan,şeker komasına girmez inşallah! 
Sıcak sulu kabın üstüne bez koydum,sardım iyice hayvanı.
Yarına çıkar mı bilmem ama elimden geleni yaptım yaşaması için.
Yarın sabah uyandığımda ölmüşse çok üzüleceğim ama yaşarsa,veterinere götüreceğim.
Belki,bir yeri yaralanmıştır ve acı çekiyordur hayvan.
Ne bileyim,ben veteriner miyim?
Kapının önüne gelmişse,yardım istemiştir mutlaka.
Sevdim,başını okşadım,kutuyu kapattım.
Umarım iyileşir,umarım!
Eğer ölürse de çok üzülürüm ama hiç değilse,boğazından güzel bir tat geçirdim.
Gelmeyin kapıma yahu!
Duygularımı ele geçiriyorsunuz,sonra olan bana oluyor.
❤️