#Orhan Veli der ki:
'Yaşamak değil
Beni bu telaş öldürecek.'
Nereye koşuyorsak ya da koşuyorsam artık?
Çok saçma bir gidişatın içindeyiz. Daha daha fazlasını söylemem gerek aslında ama
Neyse...
Üretmek, üretmek...
Adını ne koyarsanız koyun. Hayatın devamlılığı için para kazanmanız gerekir. Hükümetin yaptığı zamların karşısında durmak ne mümkün? Paranın ne önemi var nostaljisinde değilim elbette. O eskidendi insanlık için.
Raflarda, haftalardır şeker yok. Marketlerin stok yaptığı aşikâr .Biliyorlardı zam geleceğini.Yarın, marketlere gidin,reyonlarda zamlı şekerleri göreceksiniz.
Ahlaksızlık her yerde. Şeker fabrikalarını satıp savarken halaya duranlar şimdi de devamını getirsin.
Çalışmak, bu ülkede insanı bir yere getirmez. Getirse, ben gelirdim. Dikili tek bir ağacım bile yok. Gereği de yok ama yine neyse...
Artık 5'li çete yazınca cezası yok biliyorsunuz.
Ülkemizde işler 5-6-7 diye yürüyor, deveyi katar katar götürüyorlar artık.
Atölyemi kapattım, nasıl da yorgunum ama emeğe saygı dedim ve gelen Lavanta fidanlarımı diktim akşam saatlerine kadar. Can suyunu da verdim.
Bu fidanlar, elime gelene kadar onlarca insanın alın terinden geçiyor.
Elbette yok sayamazdım.
Ne yapacaksam bu saatten sonra tarımı, toprağı?
Beni duyan da, yüzlerce dönüm toprağım var sanır, halbuki, bir avuç yer ama olsun, toprak candır.
Ordan bile, kazanımlarım olacak elbette. Toprakla anlaşma yaptım, ben ona iyi bakacağım, o da bana gereğini yapacak.
Gerçi, hava koşulları da ikimize bağlı değil ama onu da görür artık diye umuyorum!
Beni bu telaş öldürecek dedim ya!
Eve geldim, sokak hayvanlarına yemek veriyorum, birden karşımda 20'li yaşlarında bir genç. Korkmadım desem yalan olur.
Tehlike, artık her yerde biz kadınlar için biliyorsunuz.
Anacığımı andım, nurlarda uyusun.
Derdi ki: Ölüsü olan bir gün ağlar,delisi olan her gün ağlar.
Genç, bana seslendi : Anne.
Anne, beni dövme sakın, bak yine altıma ıslattım.
Önce kavrayamadım .Gözlerini dikmiş 'beni dövme olur mu ?' diye konuşuyor.
'Olur mu öyle şey ?' dedim anlamadan.
Genç uzaklaştı. Ardından baktım ki; belden aşağısı ıslak.
Eve gidince dayak yiyecek belli ki. Daha önce de yaşamış anlaşılan.
Eve gelince düşündüm: Kimine göre ne kadar şanslıyız, kimine göre çok şanssız.
Herkesin doğduğu ev kaderi oluyor.
Bazısı pamuklarda, bazısı çulda büyüyor.
Bazen ' Koyver gitsin hayatı ' diyorum ;bazen de ' yapacak daha çok işin var.
Bu nedenledir ki ; Zeytin Ağaçları diktim vaktinde.
Şimdi, elbirliğiyle bakıyoruz ağaçlarımıza.
Görür müyüz bilmem ama geleceğe bir miras kalsın bizden.