31 Ekim 2021 Pazar

 #Bugün pazar....

En sevdiğim gün.❤️
'Mutluluğu sende bulan senindir, gerisi Misafir.'
Sabahın köründe, neden aklıma geldi bilmem bu söz?
Bilinçaltına işleyen bir şey mi acaba?
Olsun da, bilinçaltında böyle şeyler olsun.
Allah muhafaza, ya aklını fikrini din adı altında seksle, ensest ilişkiye, genelevle bozanlar gibi olsa insanoğlu, ne olurdu?
Bazı insanları oksijen israfı diye bulurum. Varlık nedenlerinin bir anlamı olmalı şu dünyada.
Öbür türlü, nefes al, nefes ver...
Gerisinde, yaşama kattığı bir hoşluk, bir güzellik var mı, ona bakarım.
Anacığım, nurlarda uyusun şu sözü çok kullanırdı :İnsana, sıfat da lazım.
Bu güruhun, cidden yüzüne bakılacak bir hoşluğu, bir görsel çekiciliği yok.
Şimdi ismini anmayayım, yüzü gözü badanalı makyajlı, kolundaki bileziklerin şangırtısından ne dediği anlaşılmayan, gerçi bir beyni var mı şüphe ettiren bir kadın da var ama konumuz bu değil. 😉
Konumuz, başka kadın.
Bir zamanlar, basit bir dondurma yalamayı, fantezilerine katan bu kadın, şimdi de, 17 yaşındaki ergen genç çocuk-genç kızların erkeklerle fingirdediğini,( Bu tanımlama bile , bir insanın çapını gösterir.) gebe kaldığını, Ateistlerin ve Deistlerin babalarıyla evleneceğini falan zırvalamış.
Bunlardaki algı ve fanteziyi çözen bir uzman var mı acaba?
İslam Dininden önce, insanların yakın akrabasıyla evlenmesi yoktu. Ne zaman ki, dogmatik inanç biçimi, ortaya çıktı, insanların ayarı bozuldu.
Ne demek babayla evlenmek, ne demek baldızla zina nikahı bozmaz, ne demek, Annenin dizinden tahrik olmak, ne demek 6 yaşındaki kız çocuğuyla evlenmek?
Ne tür bir sapıksınız siz?
Eşiniz, menendiniz yok şu dünyada.
Ahlaksızlığınıza söyleyecek sözcük bulamıyorum.
Kadındaki düşünceye bakarsak, Adem ve Havva' dan olma insanoğlu.
Peki, Adem - Havva ikilisinden doğan kız ve erkek çocukları ya birbirleriyle ya da Anne-Babasıyla cinsel birliktelik yaşamadan nasıl çoğaldı?
Ensest ilişkinin kökeni, kendi inanç sisteminden doğmuyor mu da, Ateizm'e ve Deizm'i ensest ilişkiyle vurmaya kalkıyorsun?
Kafa, bu kadar çalıyor işte.
Fesatlık bu ya!
Bu kadın, külahta dondurma yerken, aklından ne geçiyor acaba?
Hayır!
İlk, dondurmayla çıkmıştı da ondandır merakım. 😉
Yazın, hava sıcak, bir yere kadar.
Peki, ya kış aylarında canı dondurma çekiyorsa...
Ben demiyorum, o diyor. 🙂
Akılları fikirleri, Çokomilk bunların.
Tabii, o reklamı anımsayanlar için bu durum.
Hiç akıllarından çıkmayan tek şey; fantezi ve seks.🙂
Ne tür bir manyaksınız, yeminle bu yaşa geldim, hayata karşı onca yol aldım, çok okudum, çok yazdım ama bunlardaki bu seks zaafını anlamadım.
Bugün pazar.
En sevdiğim gün. ❤️
Keyifli bir kahvaltı yapacağım, fırına sıcacık ekmek siparişi verdim.
Bu kadını ve güruhu da, fantezileriyle başbaşa bırakayım.
Kahvaltı candır.🙂

30 Ekim 2021 Cumartesi

 Ah İstanbul....

❤️
Ekranda, 'Tarabya Şarkıları' başlığını görünce, aklıma öğrencilik yıllarım, Ümit Besen , Cengiz Kurtoğlu, Nejat Alp ve diğerlerinin Tarabya' da boydan boya yankılanan şarkıları geldi.
Şimdi artık Tarabya ' da tavernalar kalmadı ama bir dönemin en ihtişamlı günlerini yaşadı o bölge.
Kumkapı' da görmüştüm son gidişimde artık etkisini kaybetse de tavernanın son demlerini.
Ümit Besen, nasıl da yaşlanmış. Yılların zalimliği değil elbette, hayatın insana kattığı izler bunlar.
O Ümit Besen ki, Zorkun Yaylasındaki bahçemizde, Çam Ağacının altında abilerimle gitar çaldığı günlerin filinta delikanlısı.
Vedat Abim yaşasaydı, şimdi tıpkı Ümit Besen gibi yaş alacaktı.
Belki, yolları yeniden kesişecekti.
Zalim olan hayat mı, yoksa insanlar mı bilmem ?
Nerden nereye....
Biz bile yaşlandık artık, çok mu?
Geride, bir dolu anı kaldı elimizde.
Tarabya....
Bir akşam Cengiz Kurtoğlu ' nu dinlemeye gitmiştim niyeyse?
Hani, klavyenin başında' Mehmet Bey, siz de mi burdasınız, hoş geldiniz. Ahmet Bey ve eşi de burdaymış ' diye kapıdan her girenin tanındığı ve bitmek bilmeyen eğlencenin, romantik dansların, göbek atmanın adresi Tarabya...
Yan taraftan, Nejat Alp' in rekabetçi şarkıları, diğer yanda Ümit Besen...
Bu da bir kültürdü, tıpkı gazinolar gibi.
Keşke, yaşasaydı bunlar.
Tarabya 'da yenen balıklar, belki de ortamın ve müziğin etkisi ama aslında insan kalitesinin yüksekliği ki, belli bir dinleyici kitlesi vardı o gecelerin ;
Lezzeti çok güzeldi.
Rakı kadehleri usulünce kalkardı, bir sonraki adım tanımadığın insanlarla halay çekerek eğlencenin dibine vurmaktı.
Hiç kavga edeni görmezdim. Belki de, bana denk gelmedi bilmiyorum ama ışıl ışıl bir Tarabya ve her yerden yükselen müzik kaldı hatırımda.
Ne güzel yıllardı.
'Nikahına Beni Çağır Sevgilim', Okul Yolunda, Tahta Masa, I Love You, Du Yu Lav Mi Yes Ay Du ' diye sevdanın her halini dibine dibine yaşayan aşkların hüznü, sevinci ve kaç aşığın hislerine tercüman olan şarkılar...
İMÇ vardı bir zamanlar.
Yine aklımda kalan, Şahin Özer' in ofisindeki giren çıkan, ünlü olmak için çabalayan şarkıcılar ve kolundaki o ihtişamlı künyesi oldu. 😉
Abartığımı sanmayın, cidden servet değerinde bir künyesi vardı.
Hani, 'ben bu işin en iyisiyim ve para bende' diyen insanlar vardır ya.
O dönem, böyle menajerler, iyi ses bulma ustaları vardı.
Niye künyesi aklımda kalmış, Şahin Özer 'in?
Bizimkiler de Kuyumcu ya, künyesindeki pırlantalara gözüm takılmıştı. Baba mesleği yani. 😉
Cengiz Kurtoğlu, bana bir imzalı kasetini vermişti ama kim bilir nerededir, evin hangi köşesinde bilmem?
Ama saklamışımdır mutlaka.
Böyle anıları severim çünkü.
Yıllar yıllar...
Birkaç şarkı nerelere götürdü beni bu akşam.
Özlemişim İstanbul'u.❤️
Yolum düşerse, Tarabya 'da, o yılların izlerini süreceğim yeniden.
Artık, Ümit Besen yok, Cengiz Kurtoğlu ve diğerleri de Tarabya' da ama olsun.
Müziğin ritmini ve o akşamları duyarım, biliyorum. 🎼🎵🎶🎙️🎤🎻🎺🎸🎷

28 Ekim 2021 Perşembe

 #Dilini kullanmadan önce aklını kullan!

Burdaki dil, videolardaki dil değil, onu da belirteyim de yanlış anlaşılma olmasın.
Son dönemde, pornografik görüntülü videoları çıkan çıkana.
Devlet katında bazı adamlar ! işi gücü bırakmış , memlekette yapacak bir şey bulamamış olmalı ki, uçkurunun derdine düşmüş.
Bu nasıl bir açlıktır böyle?
Adamlar, makam odası dinlemiyor, araba demiyor, nereyi bulurlarsa, bir kadınla düş peşine düşüyor.
'Ar Damarı çatlamak' deyimi tam da bunlar için geçerli.
Evli barklı adamlarsınız. Akşam olup da, gittiğiniz bir eviniz, yüzüne baktığınız bir eşiniz ve saygın bir isim bırakmanız gereken çocuklarınız var.
Hiç mi utanmıyorsunuz onlardan?
Kıbrıs Başbakanı da, geçen günlerde böyle bir videoyla görevden çekilmişti, anımsayın.
Irkı, ülkesi , teni, rengi fark etmiyor. Clinton' un Oval Ofisi kötü örnek oldu herkese.
Adamlar, kadın görmeye görsün. Ötesini, berisini ,yakalanma korkusunu hiç düşünmeden ,ofis, makam odası dinlemiyorlar. Ama Türk erkeklerinin ,cinselliği bu kadar takıntı yapmalarının bir nedeni olmalı.
Kendilerini yetersiz mi buluyorlar, yaşlılık emareleri mi bilmem, akıllara zarar görüntülerle kendilerini sosyal medyada buluveriyorlar.
Kim çekiyor, niye yapıyor bunu, onu da anlamak mümkün değil.
Özel hayat, adı üstünde özel ama insan kendini bu hale düşürürken biraz düşünmeli, neyin bedelini ödeyeceğini hesap etmeli.
MHP' nin, Aksaray -Yeşilova Belediye Başkanı Veyis Baysal....
Bilmiyorum, videoyu gören var mı?
Bana, daha önce de bazı videolar geliyordu, gelir de haber değeri için ama içeriğini görünce derhal kapatırım çünkü; hoş ve şık bulmadığım bir harekettir bunları izlemek ve de derhal silerim o videoları.
Bakınız; hata insan için. Elbette, yanlışa düştüğümüz durumlar da olabilir ama biraz yaptığınız yanlışın sorumluluğunu alacak ve gerekeni yapacaksınız.
' Valla, o ben değildim, bana kumpas kuruldu (ki, sanki çok önemli birisiniz de , koltuğunuzdan edilecek çaptasınız ayrı konu)
montaj bunlar, görüntüler sahte ,yayın yasağı ...'
Bunlarla uğraşacağınıza ' Evet, hata yaptım .Yapmasam iyiydi ' deyin de, sizi bir adam sansınlar.
Çekilin köşenize ve unutulmayı seçin ama yok!
Hala 'Vır vır ' konuşup ,kendilerini aklama yoluna gidiyorlar ve komik duruma düşüyorlar.
Adamların her yeri oynuyor, dili dışarda ve ' Bana kumpas kuruldu '
diye hala konuşuyorlar.
Yahu!
O odadaki sen değil misin? Yüzün gözün, öten berin de ortada.
Bunları yaparken utanmadın da, ortaya çıkınca mı mağduriyet yaratmaya kalkıyorsun?
Ahlaksızlığın adı , Kumpas olmuş!
Hadi ordan!
Aklınız fikriniz uçkurunuzda.
Makam sahibi hepiniz, o koltuğa oturduğunuzdan bu yana, şehrinizde, köyünüzde, beldenizde hangi sorunu kalıcı olarak çözdünüz ya da bir yol buldunuz?
Vatana millete ,ne katkı sağladınız aklınızla?
Kadın bedeni gördünüz mü ,zıvanadan çıkıyorsunuz ,olan bu.
İnsanda biraz utanma olur.
Ar Damarı, sizde bulunmuyor mu yoksa?

27 Ekim 2021 Çarşamba

 'Şirazesi kaymak' diye bir deyim var.

Yani; her şeyin kontrolden çıkması da diyebiliriz anlam olarak.
Hayatın içinde, her konuda eksen iyice kaydı ve artık neyi nasıl yorumlayacağımızı şaşırdık.
Kontrolünü kaybetmiş bir hükümet, ülkeyi uçurumdan aşağıya atmaya kararlı görünüyor.
Yanaşması, ufacık tefecik partilerle de bu iş gitmeyecek, kendileri de görüyor.
Dün, tezkerenin iki yıl daha uzatılması oylaması vardı. İYİ PARTİ 'nin akıllara zarar' Evet ' oyu vermesi ve olası bir seçimde ülkeyi nasıl bir kaosa sürükleyeceğini hesap etmemesi, insanın aklına' Aslı böyleydi zaten ' diye getiriyor.
MHP' den kopmakla, aynı zihniyetten de kopulmuyormuş yani.
Peki, bu ' Evet' oyu ne demek?
Suriye, Irak ve sınır ötesi harekatına AKP-MHP ikilisiyle onay vermek, yeni şehit cenazelerinin gelmesi demek.
Kimse, ülkenin bekaası, terörle mücadele palavrasının arkasına sığınmasın.
Afganistan ve Suriye ' den ülkemize giren milyonlarca insanın ne cins olduğu belli mi?
Terörist mi, ülkesinden kaçan sığınmacı mı, kafa kesen IŞİD mi kim biliyor?
Onca insan, delik deşik olmuş sınırlarımızdan girerken, Suriye başkanı Beşar Esad' Ülkeye dönün ' diye çağrı yaparken, binlerce Suriyeli bayramlarda, gönül rahatlığıyla Suriye' ye gidip gelirken, bizim hala ne işimiz var Suriye'de?
Askerlerimizin cenazeleri neden geliyor hala?
AKP, MHP ve İYİ PARTİ 'nin kulağına nasıl geliyor şehitlerin cenaze haberleri de, tezkerenin 2 yıl daha uzatılmasına' Evet ' diyorlar?
İçlerinden birinin oğlu var mı, Suriye' de, Irak'da, Lübnan'da asker olarak ?
Garibanın çocuğu, ne kadar da kolay geliyor teröristlerin önüne sürmeye!
Kafa kesen Taliban'ı, törenle karşılayan hükümet bunu yapıyor, her şeyi bekliyoruz artık da, İYİ PARTİ 'ye ne oluyor?
AKP' nin, tam da istediği bu değil mi?
Ekonomi, dibin de dibinde. Yoksulluk,işsizlik, gelir dağılımındaki adaletsizlik had safhada, herkes bir erken seçim beklentisi içine girmişken ve bu hükümetten kurtulma yollarını ararken, AKP ile aynı safta yer almak, AKP' nin elini güçlendirecektir şu aşamada.
Ayrıca; Bu nasıl Millet İttifakı?
Seçime, ortak hazırlanırken, bir ittifak kurmuşken üstelik
AKP Hükümetine muhalif olduğunu savlayan bir parti, mecliste aynı yönde karar veremez.
Suriye, Irak ve Lübnan' a asker göndermeye çok meraklılarsa, kendi çocuklarını listenin başına yazsınlar, dantelli perdelik kumaşa dolanan ve askerlik yapmayan ya da bedelli yapan o güruhu, TÜGVA 'da mücahitliğe soyunanları alsınlar, topunu göndersinler.
Vatanseverlik, kefene girme şovlarıyla yapılmaz, böyle yapılır.
Önden buyurun, sayın İyi Parti milletvekilleri ve lafa gelince mangalda kül bırakmayan ama iş icraate gelince rapor alan yiğitler.
Hadi, Suriye, Irak, Lübnan orda.
Mecliste, parmak kaldır - indir yaparak memleket sevilmez.

26 Ekim 2021 Salı

 #Hayatımızdan sayısız insan geçmiştir ve ömür sürdüğü sürece de geçecek, iyisiyle kötüsüyle.

Benim hayatımın en önemli insanlarından biri Ablama...
Ölüm, bir gerçek. İnsanın bedeninin gitmesi, onun hayatınızdan gittiğini göstermez.
Yaşanmış anılar vardır iz bırakan. İyi ki, hayatımdan geçti ,iyi ki, benim Ablam oldu.
Tanımış olmak bir gurur ve onurdur benim için.
İyi ki, doğdun Ablacığım. İyi ki, hayatıma bir nefes kattın.
Birlikte, son yazımızda dinlediğimiz ve hayata kadeh kaldırdığımız son şarkı.
Özlemle
Sevgiyle....❤️
İbrahim Tatlıses - Sarhoş

25 Ekim 2021 Pazartesi

 #Ve bugün, aylar sonra Atölyem başladı.

Çok özledim üretmeyi, öğretmeyi ve ortaya bir şeyler çıkarmayı.
Pandemi sürecinin bütün önlemlerini aldığımız da belirteyim.

Bugün, yeniden toplanma çay- kahve - pasta ve sohbet vardı ama yarın durmaksızın çalışma başlıyor. Ne kadar zalim bir öğreten insan olduğumu da unutmuşum. 🙂
Atölyemizde gelen çiçeklerimiz, çok zarif bir hareketti elbette.
Börekler, kurabiyeler, simitler...
Biz, böyle gidersek, senenin sonunu düşünemiyorum bile. 😉
Çok güzel geçsin birlikte üretip, bol sohbetli geçireceğimiz günler. 🙏
Atölyemi merak eden ve kahvemize ortak olmak isteyen olursa, kapımız her daim açık.
Hayat Atölyesi burası.
Renklerin dünyası. 🌈
Bekleriz. 🙂
Beğen
Yorum Yap
Paylaş

22 Ekim 2021 Cuma

 #'Doktora gitmeyen var mı?' desem, hiç yoktur sanırım.

Belli bir yaşın üstünde olanların zaten yolunun kesişmemesi mümkün değil.
Doktorların muayene süresi 5 dakikaya düşürüldü ya!
Memlekette, ne doğru yapılıyor ki, bu da olmasın değil mi?
Dünya Sağlık Örgütü, muayene süresini 20 dakika demiş ama bu, bizim için geçerli olabilir mi?
Es kaza, 182' den randevu alabildiniz ,yani pek mümkün değil ama ola ki aldınız; tabii, o randevu son anda iptal edilmezse sıraya girdiniz diyelim.
Bu arada, devlet hastanelerinde doktor bulabiliyorsanız, o da ayrı bir mucize ama...
İçeri girdiniz. ' İyi günler ' dilediniz, doktor sordu ' Şikayetiniz nedir ' diye.
'Diyelim ki; benim gibi anlatılmaz yaşanır bir baş ağrısı yaşıyorsunuz ve mucize eseri bir Nörolog buldunuz.
Baş ağrınızın gün içindeki yayılımını, şiddetini, tansiyon ölçümlerini, kullandığınız ilaçları anlatmanız gerekir.
Dışarda bekleyen onlarca hasta varken, doktor bütün enerjisini size verdi ve dinliyor diyelim, olmaz ya!
Kaç dakika sürer, doktorla iletişiminiz?
5 dakika, 10 dakika, 20 dakika?
Ya da; yine olur ya ,bunca yılda, steteskopunu çıkarıp da göğüs dinleyen doktor görmediysem de, muayene olacaksınız. Sedyeye uzanmak, soyunmak, 'Şurası mı ağrıyor, burda sıkıntı var mı ' sorularının muayenesi kaç dakika sürer?
Doktorlar, çözümü nerde buluyor? Çünkü; sizi dinleyip, muayene etmesi geçmişte bile mümkün değilken, 5 dakikaya indirilmiş muayene süresinde ne yapacaktı?
Tomografi, MR, Akciğer Filmi, sayısız kan tahlili diyecek elbette ve siz belki hiç gerekli olmayan bir dolu tahlil yaptıracak, radyasyon alacak ,hem para hem de zamandan kaybedeceksiniz.
Farklı bir sonuç çıkar mı?
Bu arada; tabi ki, istemleri o gün ya da ertesi gün yaptırmayacaksınız. Haftalar sonra, hatta aylar sonraya gün alacaksınız. Tabii, o sürede ölmezseniz ya da ciddi bir sıkıntı yaşamazsanız şanslısınız.
Demem o ki: Gelmiş geçmiş en başarısız Sağlık Bakanlarından Fahrettin Koca ve bu hükümetten ,yaşanan herhangi bir sağlık sorununa radikal bir çözüm bulduğu görülmüş şey mi?
5 dakika muayene nedir?
Var olan doktorları da kaçırsınlar ,hep beraber duacılara,hacı hocalara gidelim şifa bulmak için.
Çünkü; ülkede doktor bulamıyoruz.
2021 yılının ilk beş ayında, yurt dışına 400 doktorun gittiği görülünce, karamsar olmamak mümkün mü?
Bakınız; aylardır, gidecek bir Nörolog bulamıyorum hastanede.
Gittiğim doktorların tedavisi beklenen düzeyde iyi olmadı.
Özel Hastaneye gittiğinizde ise ki, başıma geldi, 1 hafta önce yapılmış bütün tahlilleri, filmleri kabul etmiyorlar.
Kabul etmiyorlar çünkü; yapılan her işlemden yüzlerce lira alıyorlar.
Böyle saçmalık olur mu?
e- Nabız ne için var?
Bir doktor okudum Kardiyolog.
Bursa'da çalışıyormuş, ismi Selçuk Kanat.
Hastalarını arayıp, tedavinin nasıl gittiğini soruyormuş. Yani; hastayı önemseyen ve izleyen bir doktor.
Önce, asparagas bir haber sandım ama doktorun biyografisini okuyunca....
İnanılmaz değil mi?
Nörolog bulamıyorum gitmek için, Bursa' da, bir
doktor evinize geliyor.
Olacak şey değil!
Böyle doktorların olduğu bir yerde yaşamak ne iyi olurdu.

21 Ekim 2021 Perşembe

 #Aslında, bu sözcüğü hiç kullanmak istemiyorum ama 'Uçkuruna düşkün olmak ' diye bir söz var, herkesin bildiği.

Kaba ve argo bir tabir ve böyle nitelemek de şık değil farkındayım ama gündemdeki yaşananları başka nasıl izah etmeli?
Kim demiş, niye demiş bilmem ama toplumun önemli bir kısmı ,aklını seksle bozduğu için her gün yeni bir haber düşüyor sitelere.
Dünyada da böyle mi, yoksa bize özgü mü bu seks düşkünlüğü onu da bilmiyorum ama damacanadan ördeğe, keçiden köpeğe ,yürüyen iki ve dört ayaklı her şeye tecavüz eden bir zihniyet ve toplum için ne düşünmeli?
Hiç hayırlı değil bu gidişat.
Türkiye' yi bıraktık , şimdi de KKTC Başbakanı Ersan Saner 'in malum içerikli kasetleri piyasaya sürüldü ve istifa etti.
Elbette, birileri planlıyor bunu ve istemediği kim varsa siyasetten çekilmesi ve kendisine fırsat yaratması için bu uygulamayı yapıyor.
Yoksa, bir erkeğin hangi evde ya da otelde hangi kadınla birlikte olacağını yalnızca ikisi bilir ama üçüncü bir şahısla anlaşıldıysa bu çekim yapılır.
Daha önce de, sayısız örneğini gördüğümüz bu videoları son derece ahlaksız bulduğumu belirtmeliyim.
Bir erkek, titri ne olursa olsun ,eşini aldatıyorsa ,bu eşiyle kendi sorunudur.
Tabii, burda asıl konu ; o erkeğin, bu kadar istekli olması. Önünü sonunu düşünmeden ,bu kadar mı dalınır aldatma işine?
İstemiyorsan, git boşan ama aldatmak nedir?
Görünen o ki; erkeklerin konu cinsellik olunca ,aklı fikri kadına kayıyor ve şuursuzca harekete geçiyor. MHP 'li başkan yardımcıları ,Deniz Baykal da kasetlerden gitmedi mi?
Bu çekimleri, nasıl ki ahlaksızca buluyorum, eyleme döken erkekleri de aynı ahlaksızlıkta buluyorum.
Bu nasıl bir zaafiyet Allah Aşkına?
İnsan beyni, sürekli çalışır ve günün 24 saati farklı alanlarda planlama yapar ama bunlarda 7/ 24 , ofiste, okulda, evde, çarşıda kafa kadın bedeniyle dolu.
Yetkili yetkisiz ,zengin fakir, geneli aynı kafada.
Şu beyninizi, biraz da belinizin üstüne çıkarın artık.
Onlarda rezillik diz boyu da, bizde durum farklı mı?
Diyanet gibi ,sanki sözlerinin bir değeri varmış gibi fetvalarla ..... körükleyen ve derhal kapatılması gerek ve de 2022 bütçesi 16.098.580.000 TL olan bir kurum ,sanki şeriat ülkesiyiz ve fetvalarla yönetiliyoruz gibi ,yine bir fetva yayınlamış.
Sakın aklınıza, soygun, hırsızlık, yalan dolan, çocuk tecavüzleri, kadın cinayetleri konusunda bir fetva gelmesin.
'Baldız ,baldan tatlıdır ' sözüne inanmış olmalılar ki ,' Baldızla yapılan zina, nikaha zarar vermez ' diye açıklama yapılmış.
İçinde, her türlü ahlaksız söylemi barındıran bu açıklamaya ,Din İşleri Yüksek Kurulunun hazırladığı bir kitapta yer verilmiş.
Ne demek zina?
Ne demek baldız? Ve ne demek, eşinin kız kardeşiyle birlikte olup, nikah birliğinin devam etmesi?
Siz, nasıl bir kafada yaşıyorsunuz?
Tanrı, bu ülkeye nasıl bir ceza verdi ki, her gün yeni bir icatla karşılaşıyoruz?
Biriniz de, doğru bir konuşmayla çıkın karşımıza ama nerde?
Diyanet' e, Sağlık, Eğitim, Sosyo Kültürel Yaşamdan daha fazla bütçe ayırırsan olacağı budur.
Adamların, aklı fikri zina, baldız, enişte, annenin diz kapağı ,tahrik ,6 yaşındaki kız çocuğu, babayı tahrik eden şort, abiyi ayartan kız ....
Yettiniz artık!
İçimiz dışımız bulandı sayenizde.
Cinsel hayat, yaşamın normali ve sağlıklı olmak için de bir gereklilik ama sizin yüzünüzden ,yetişen nesillerin kafasını cinselliğin ayıp, yasak, günah gibi zırvalıklarla doldurduğunuz için toplumun bütün ayarları bozuldu artık.
Sağlıksız yetişen ve cinselliği bilmeyen gençlik ve yetişkinlik dönemine erişen bireyler çocuk, kadın , hayvan demeden neyi bulursa ona tecavüz ediyor.
Sapkın insan davranışının nedenini kendi toplum yapımızda arayacağız.
Kurumlar böyle olursa, peşinden gidenler farklı mı olacaktı?
Adamların aklı fikri, seks yapmakta.
Başbakan da aynı, müdürler de aynı, işçi de aynı, memur da aynı.
Kılavuzu bunlar olanın burnu .... çıkar mı?
O kadar utanılası haberleri okuyorum ki;
Tanrı, cidden bela üstüne bela veriyor bu ülkeye.