31 Mart 2015 Salı

#Bugün Nisan 1
Sulu ve aptalca şakaların yapıldığı bir gün.Öğretmenin sandalyesinin altına raptiye konulan şakaların yerini daha ciddileri aldı artık.
Aslında ''NİSAN 1''demesini istediğimiz güruh bakın dünden bu yana ne hazırlık yaptı,ülkeyi şakalamak için:
Öncelikle,tüm yurtta elektrikler kesildi.Bir tek Van'da vardı,çünkü Van,elektriği İran'dan alıyordu.
Hastanelerde,okullarda,trafikte,sokakta,iş yerlerinde hayat durdu nerdeyse.
Bir ülkenin ayıbıdır bu.
Bütün palavraları bir kenara bırakacaksınız ve şuna bakacaksınız:Siz de,ağaç,deniz,kuş,balık insan canından daha değerli değildir,varsın Sinop ve Akkuyu'ya NÜKLEER SANTRAL YAPILSIN diyenlerden misiniz dünden bu yana?
Çünkü,elektrik yok ve hayatınız sekteye uğradı.
Öylesiniz çoğunuz değil mi?
Peki,dün gece saat 00.05'de Nükleer Santral yasasının meclisten geçtiğini biliyor muydunuz?
Ne kadar çalışkan vekillerimiz var değil mi?180 evet oyuna 10 HAYIR oyuyla geçti yasa.
BU MUHALEFET VEKİLLERİ NERDE?
Adamların,ırzına geçmediği bir doğa kalmıştı azıcık,onu da başardılar bu yasa sayesinde.
SİNOP'da NÜKLEER SANTRAL kuracak JAPONYA,neden FUKUŞİMA'nın radyasyonunu temizleyemedi hala?
AKKUYU'ya NÜKLEER SANTRAL yapacak RUSYA,ÇERNOBİL faciasının izlerini sildi mi de,bizim ülkemize bela ediyorlar bu santraller'
Kendi ülkelerinde neden kapatıyorlar bu santralleri o zaman?Atıklarını bile hangi geri kalmış ülkeye vereceklerini bile bulamıyorlarken üstelik.
Bu ülkede,TEK BİR KAYNAKTAN MI elektrik geliyor da,tüm ülke aynı anda karanlığa boğuldu?Onca barajların,santrallerin ürettiği elektrik nerde?
Dün,bu elektrik,NÜKLEER ENERJİ SANTRALLERİNİ DAYATMAK İÇİN KESİLDİ!
Aptalız ya,bunu da yeriz elbette!
Dün,ÇAĞLAYAN ADLİYESİ'ne elinde silahlı iki kişi (NASIL) girdi ve savcı,silahlı çatışmada öldürüldü.
Ülkenin CUMHURBAŞKANI,BAŞBAKANI,savcıyı ve teröristleri başarılı bir operasyonla ölü ele geçirdiği için polisi kutluyorsa...
Cidden,bu kötü bir, NİSAN 1 ŞAKASI OLMALI!
Bugün 1 NİSAN AMA ŞAKA DOLMUYOR İNSAN!
Bu,çok çalışkan vekillerimiz sabahın 5'de,işçi ölümleri için meclise gelmiyor,kadın cinayetleri için gelmiyor,ekonomiyi düzeltmek için gelmiyor,emeklinin maaşını yükseltmek için gelmiyor,doğayı korumak için gelmiyor ama ne için geliyor?
NÜKLEER SANTRAL KURMAK İÇİN!
BİRAZ DÜŞÜNMEYE BAŞLASANIZ MI ARTIK,BU HÜKÜMETE ÖVGÜLER DİZENLER?
#Kızım,durumu özetleyen o kadar güzel bir yazı kaleme almış ki;işte aklı başında üniversite gençliği budur.
Herkesi,sizlere biat eden,cahiller sanıyorsunuz sayın siyasiler ama işte böyle de bir gençlik var karşınızda.
Şimdi sizler düşünün bakalım!
Bugün 1 Nisan, Şaka Günü
Bunca yıl öyle böyle eşek şakalarına maruz kalmış birtakım insansılar olarak bu sene yeni şakalara maruzuz. Liste baya uzun:
Adalet ile etkinliği tartışılır ama yetkili bir savcının öldürülmesi
Savcının rehinliğine ve ölümüne neden bir çocuğun öldürülmesi
Ne olursa olsun "bir çocuğun" öldürülmesi ve katillerin hayatlarına devam etmesi
3 insanın ölümünün kukla tarafından " Başarılı bir operasyon " olarak nitelendirilmesi
...
Ülkenin trafosuna mart vesilesi ile kedi saldırıları
Elektrik kesintisi ile iletişim ağının günün yarısında devre dışı olması
Hangi çağda olduğumuz sorunsalı
...
Dini, ırksal, kültürsel, siyasal birtakım olguların insanlığımızın önüne geçmesi
İnsanların birbirine güveninin kalmaması ve birbirlerine potansiyel manyak olarak yaklaşmaları
...
Kadın cinayetleri
Düşünmeyen insanlar
Düşünen ama sadece "düşünen" insanlar
...
1 Nisaaan!
Bunlar aslında yok, "Şaka" yaptım.
Çünkü bizim ülkemiz ileri demokratik, laik, özgür, kalkınmış, gelişmiş bir hukuk devleti.
#Bir ülkenin 80 ilinde,sabahtan akşama kadar elektrikler kesilecek.Ulaşım ve haberleşme çökecek ve siz sayın yetkililer,hiç utanmadan,sıkılmadan mikrofonlara çıkıp
''Siber saldırı olabilir,İran'dan gelen doğalgaz yüzünden oldu,konuyu araştırıyoruz,şu anda her yere elektrik verildi''gibi zırvalıkları yapacaksınız;
Ülkeyi,her türlü saldırıya açık hale getireceksiniz,ne dolaplar çevirdiğinizi yine bilmeyeceğiz ve size güveneceğiz öyle mi?
Beyler,
BECERİKSİZSİNİZ,YÖNETEMİYORSUNUZ !
NOKTA!

30 Mart 2015 Pazartesi

#Hadi yine iyisiniz,ülkenin ekonomisi sirke ihracatıyla kurtuldu.
Duydunuz mu:AK-SARAY'da,elma ve limon kabukları çöpe atılmayıp,sirke yapılıyormuş!
Bir de eleştiriyorsunuz.Neymiş,1150 odalı KAÇ-AK-SARAY'ın,
-Soğutma gideri 600 bin lira, 
-Isınma maliyeti 1.6 milyon lira, 
-Aylık elektrik faturası 1.2 milyon lira,
-İç ve dış temizlik maliyeti aylık ortalama 8 milyon lira,
-Aylık peyzaj bakım maliyeti ise 9 milyon lira.
Yani,toplamda 21 MİLYON TL tutuyormuş.
Bu da,240 bin vatandaşımızın 1 aylık giderine mi denk geliyormuş?
Ne kadar nankörsünüz!
Koskoca sarayın elma ve limon kabuğu bile değerlendiriliyor,siz kalkmış ve bir de eleştiriyor musunuz ''Ne lüzumu vardı,ülke bu kadar dibe vurmuşken,halk açlık ve yoksullukla yaşamaya çalışırken,işçi,emekli,memur perişanken,bu saraya?diye.
Çok ayıp!
Ne yani,ülkenin koskoca cumhurbaşkanı küçücük Çankaya Köşkü'n de mi otursaydı?
O zaman,kızına at binsin diye manej nasıl yapılacaktı?
İyi ki,oğlu da kılıç kuşanmayı istememiş.Ona da bir kale falan yapılırdı herhalde.
Ne kadar fedakarlar görüyorsunuz.
Bu saraydan ne kadar sirke çıkar acaba,kabaca hesaplıyorum:1 kg elmada,yaklaşık 7 adet var.1 kg limonda da 6.
AK-SARAY'da 2 bin 700 personel çalışıyor.Bunlar,günde 1 elma yese,2.700 elma eder.Bu da,günde yaklaşık 386 kg elma eder.Ya bir kısmı kabuklu yiyorlarsa !
Görüyor musunuz,gitti sirkenin yarısı. wink ifade simgesi
386 kg.elma kabuğunu koymak için bidon da gerekir.
Limonu henüz hesaplamadık elbette.
2 bin 700 çalışanın yemeğine ne kadar limon kullanılır acaba?
Hadi,iyimser olalım ve her iki kabuk için de,100 adet bidon kullanalım.Bidonların tanesi 2 tl.Etti mi size 200 tl de ordan.
Çevredeki esnafı da canlandırıyorlar görüyorsunuz.Gerçi,saraydan çıkıyor ama neyse.Vatandaşa hizmet ŞART!
Bunca kabuğun sirkeleşmesi yaklaşık 1 ay sürer.
Bunlar cam şişelere konacak nasılsa.Etti mi size yeni maliyet.
Şimdi......
Bunca sirke ne işe yarayacak?
Hemen,AK-SARAY'ın önüne tezgahlar açılır ve;
KOŞ VATANDAŞ KOŞ.AK-SARAY'ın MALLARI bunlar!
El yapımı sirke burda.Turşunu kur,salatana kullan.Yüzüne maske yap.Saçını canlandır.
Biz vatandaşımızı düşünürüz,biz ülkemizi düşünürüz.Kabuğu bile çöpe atmıyor,ekonomiye katkı için değerlendiriyoruz.
Yine mi size yaranamadık?
SİRKE DİYORUM,SİRKE.....
TUZ ATAM DA KOKMAYASINIZ! wink ifade simgesi

29 Mart 2015 Pazar

#İnsanımız çok sevgisiz oldu artık.Kendilerini de dahil,ne kuşu ne ağacı ne toprağı ne de başkasını seviyor.
''Ağaç yaşken eğilir''der ya atalar,çok doğru aslında.Eğer,sevme olgusunu insanlara yerleştireceksek,çocuklardan başlayacağız elbette.
23 Nisan geliyor.Her ne kadar çocukların bayramı olsa da,çocuklar da mutsuz biliyorsunuz.Şiddet,korku,yokluk,gözlerindeki hüzün hep var hayatlarında.
Bir proje geliştirdim aslında ama yerini bulur mu bilmiyorum.
Bir anıyla pekiştireyim konuyu.
Yer,Osmaniye'nin Zorkun yaylası Yani,bizim yaylamız.
Birkaç yıl önceydi.Dört çocuk,ellerinde sapan,kuşları vuruyorlardı.Ailelerin en büyük hatasıdır,çocukların eline sapan vermek elbette.
Bahçemizde ağaç çok.Bu nedenle,çok kuş var tepelerinde.
Bu çocuklara hayvan sevgisini öğretmek ve kuşları korumak için bir plan yaptım.
Yanıma çağırdım ve ellerinden sapanlarını aldım.Ve,etraftaki döküntü tahtalardan kuş evleri yapmalarını istedim ve yapmazlarsa da,sapanlarını vermeyeceğimi söyledim.
Çocuklar,sapanları gidince kızdılar elbette ama kuşları sevmeyi değil,öldürmeyi öğrenmişlerdi büyüklerinden.
Neyse,iki gün geçti ve iki çocuk,ellerinde iki kuş eviyle çıkageldiler.Eğri,büğrüydü ama kendileri yapmışlardı,önemli değildi ki.Kiraz ağacına birlikte merdiven dayadık ve o kuş yuvalarını dala bağladık,rüzgardan düşmesinler diye.
Çocukların soruları başladı bu kez.''Kuşlar bu yuvayı nasıl bulacak?Ama içi tahta,sıcak olur mu?Yavrular ne zaman çıkacak?''
Onları karşıma aldım ve kuşları konuşmaya başladık.Biri koştu ,çöp topladı ve yuvaya yerleştirdi.
Bir yandan da merak ediyorlar sonucunu.Yayla sezonu bitene kadar,her gün geldiler kuşlar yuvaya geldi mi diye sormaya.
Ertesi sene,yayla sezonu başladı yine ve kapıya iki çocuk geldi.Çocukları tanımadım inanın,yaşlılık mı nedir artık?
''Biliyo musunuz,biz her gün geldik,yuva sağlam duruyordu.İçinde,yavru kuşlar vardı ama biz hiç vurmadık''
İşte,çocuklara bir şeyi öğretmenin yoludur bu.Öğüt vermek değil,azarlamak değil,onlara emek verdirerek,karşılığını almak.
Çünkü,ancak o zaman öğrenirler hayatı.
Sapanları merak edeceksiniz belki.
HİÇ İSTEMEDİLER VE SORMADILAR BİLİYOR MUSUNUZ?
Biliyorum ki,o iki çocuk,bir daha asla kuş vurmadılar.Çünkü,SEVMEYİ ÖĞRENDİLER. smile ifade simgesi
#''Bahar gelmiş neyleyim,baharı,yazı,sen olmayınca'' diye başlar ya şarkılar. smile ifade simgesi
Kızım da yanında yok,şimdi kim yapacak pazar kahvemi? 
Tüh! 
Neyse,madem eksik kalıyorum bazı güzelliklerden,gündemin güzellikleri ne acaba? wink ifade simgesi
Demiş ki:
''Size CHP ile AKP arasındaki farkı söyleyeyim mi?CHP zihniyeti ile soyunmayı öğrenirken,AK Parti ile beraber giyinmeyi öğrendik.''
Kim peki?Tabi ki,yine Tuğçe Kazaz. smile ifade simgesi
Ama bu lafın üstüne ben şimdi ne koyayım?
İçimden değil,dışımdan bir Halil Sezai çıkıyor ve ''İSYAAAAAAAN''diyor valla. smile ifade simgesi
Bir kadının 33 yaşına gelip de,kuşlara bile rahmet okutacak beyne sahip olmasına ne denir?
Tanrım!
Bu kadını bize verdiğin ve her allahın günü gülecek bir lakırdı ettirdiğin için sana binlerce teşekkür ediyoruz.
33 yaşına kadar giyinik gezmeyen Tuğçe Kazaz,ne ara hidayete erdi de kıçına don giymeyi akıl etti bilemiyoruz elbette....
Tamam,TAŞ GİBİ HATUN gerçekten.Ne bir gram selüliti var ne de yağ ama beyin nerde,beyin? wink ifade simgesi
Çarşafa da girseydi hayırlısıyla.Ya da kuma falan gitseydi de görseydi ...... ..... diyeceğim,şimdi ayıp olacak. smile ifade simgesi
Neyse,gülüyoruz,ağlanacak halimize ama bir araştırma yapılmış ve bakın ne çıkmış:
Üniversite öğrencilerine ''İsmet İnönü,referanduma karşı çıktığı için,CHP tarafından partiden ihraç edilecek,AKP'ye geçerse ne olur?'' diye sorulmuş,İçlerinde hukuk,iktisat,öğretmenlik,işletme...Yani dört yıllık fakülte kazanan kızlı-erkekli öğrenciler :''Kişisel tercihtir,istediğini seçebilir''diyorsa....ve içlerinden biri dahi ''Ne!İsmet İnönü'mü?''demiyorsa;
Tuğçe Kazaz'ın giyinik versiyonu değil midir bu gençler ve bunlardan memlekete hayır gelir mi?
Bir diğer vak'a ise;
Erdoğan'a küfreden 14 yıllık kocasına boşanma davası açmış kadın.
Nafile bir çaba olmuş,yazık!
Kuma olma şansı da yok ki. wink ifade simgesi
Ne oluyor bu kadınlarımıza?Kimi,kocasıyla sevişirken kendini malum kişinin kollarında hayal ediyor,kimi ''o istesin,kocamı boşarım'' diyor.
Valla,ben kadınların kocalarının yerinde olsaydım,çoktan boşamıştım bunları.
Hayırdır!
Yatak odalarında bir sorun mu var bu kadınların?
Hadi,bunları anlarım,tek eşli olunca;kocalarından sıkıldılar, fanteziye belki de,Tuğçe Kazaz'a ne oluyor?
Kadın,her evlendiği kocayla din değiştirmiyor muydu?Buna ne oluyor ki?
Hani,karşılarındaki de çekici bir erkek olsa yine anlayacağım da.....
Gözleri mi bozuk,niyetleri mi bozuk acaba bu kadınların? wink ifade simgesi

28 Mart 2015 Cumartesi

#KENTSEL DÖNÜŞÜM RANTSAL DÖNÜŞÜMDÜR!
Kentsel dönüşüm adı altında,şehirlerimizi beton yığınına dönderdiler.Belediye ve siyasilerin ortak çıkarları yüzünden,ortada ne bir ağaç kaldı ne de yeşil alan.
Rantın getirisi ne kadar yüksekse artık,belediyeciliği yeteneksiz inşaat mühendislerine hizmet alanı,beton şirketlerine para kazandırma aracı sanıyorlar.
Gittiğim her kentte betonlaşma aynı hızla devam ediyor.
Bakınız İstanbul....
Roman kültürü vardı değil mi?Mahallesi,yaşam biçimleri,oyunları,giyim tarzları,müzikleriyle bambaşka bir kültürün izlerini görüyorduk onlarda.
Peki,şimdi ne durumdalar?
Kalitesiz TOKİ'lere tıktıkları o insanlar,sıkışmış hayatlara düştüler.Kapı önünde oynayan insanların,beton binalarda ne işi var?
Öldürdüler o kültürü.
Ne için?
Evlerini ellerinden aldıkları o mahallelere koca koca lüks binalar,plazalar dikip,bilmem kaç milyon dolardan satmak için.
KENTLEŞMEK BU MU?
Yaşadığım şehre bakıyorum ve içim acıyor artık.Dergi için,uçaktan çekilmiş fotoğraf seçiyorum.Ortada yeşil yok,her taraf beton bina dolmuş.Dergiye koyacak yeşil bir şehrin fotoğrafını bulamıyorum ve vazgeçiyorum seçmekten.
Ne o güzelim bahçeli evleri bırakmışlar,ne de eski konakları meğer!
Ağaçlar nerde,çocukların oyun oynayacağı toprak nerde,insanların soluklanacağı yeşil alanlar nerde?
Her taraf beton içinde.Marifet mi yani yaptığınız?Yoksa,siz iyi belediyecilik yaptığınızı falan mı sanıyorsunuz?
Bu rant nasıl bir şeymiş ki,ne belediye tahribatı görüyor ne de mülk sahipleri.Üç-beş daire almak için değer mi o evleri yıktırıyorsunuz?
Orda,bir kültür var görmüyor musunuz?Yaşanmışlık var!
Para hırsı bu kadar kör etmemeli insanın gözünü.
Madem,kentleşme diyorsunuz,neden şehir dışındaki tarıma elverişsiz alanlara imar iznini vermiyorsunuz da,şehrin içine 8
-10 katlı bina ruhsatı veriyorsunuz?
Siz,izin vermezseniz o konaklar yıkılamaz.Mevzuat deyip de,işin içinden sıyrılamazsınız biliyorsunuz.
Sahi!
Bu ruhsatlardan ne kadar para giriyor,belediyelerin kasasına?
Eğer,sizler,gerçekten halka hizmet verecekseniz,oturup,bir kez daha,iyice, ne yaptığınızı düşüneceksiniz.
Kent dokusunu yok ederek belediyecilik hizmeti verilmez.Oyun mu sanıyorsunuz yıkmayı?
Ne yıkılan konaklar geri gelir ne de orda yaşanan anılar.
Bahçeli evlere dokunmayın artık,konaklara da.
Eskiden burası BAĞ MAHALLESİ'ymiş.Öyle diyorlar.Bakın bakalım,ortada BAĞ FALAN GÖRÜYOR MUSUNUZ?
KİMİN SAYESİNDE DERSİNİZ?
SİZ VE SİZDEN ÖNCEKİLERİN MARİFETİ BU DURUM.
AKLINIZI,BAŞINIZA TOPLAYIN ARTIK LÜTFEN!

27 Mart 2015 Cuma

#''Bir güzellik yap kendine'' diye bir söz vardır bilirsiniz.
Yalnızca kendiniz için yapacağınız türden bir güzellik ama.
En son,ne zaman kendinizi hoş tutacak bir davranışınız oldu?Aynaya baktığınızda,en son ne zaman ''bugün de kendim için şunu yaptım'' dediniz?
Hiç mi?
Anımsamıyor musunuz?
Hep,başkaları için yaşadınız değil mi?Onlar mutlu olsun,onlar iyi olsun,onlar sağlıklı olsun diye.
İyi de,siz kimsiniz;Melek mi?
Bırakın bunları ve kendinizi mutlu edin biraz da.Hak ediyorsunuzdur belki de.
Bu akşam,tiyatroya gittim, güldüm ve eğlendim.
Oh beeee! wink ifade simgesi
Dip not:Tüm tiyatrocu dostlarımın gününü kutluyorum ve sansürsüz ve özgürce sanat yapmalarını diliyorum. smile ifade simgesi
#Bir baba düşünün,köprünün korkuluklarından kendini atmaya kalkıyor ve engel olan polise şöyle diyor:
''Siz hiç,çocuklarınızla,manavın önünden geçerken,meyveleri görüp de canları ister diye çocuklarınızın gözlerini ceketinizle kapattınız mı?''
Bu,ülkenin geldiği yoksulluğun,açlığın,sefaletin son perdesidir.
13 milyon insan,yoksulluğun pençesinde kıvranırken,kendine saltanat sarayı yaptıran,şimdi de örtülü ödenekten götürecek,memleketi yemeye doymayan bu güruhun hala arkasına düşen olabilir mi?
Hadi,bizler yazıp,çiziyoruz ama inancınız kırılmıyor....
Televizyon da mı izlemiyorsunuz?
Bütün kanallarda yayınlandı bu görüntüler.
İnsanlar aç,sefil,yoksul yaşamaya çalışıyor.
Çıkmış hala ''Yok,eğitimde çığır açtı bu hükümet.Yok,hastanelerde,sıra mı bekliyoruz önceki gibi,yok,çocuğumu özel okula götürdüm de,devletten bile iyi koşulları hem de bedavadan bile ucuz''diyenler....
Bir akıl tutulması yaşanıyor,yaşanmasına da,acaba kimde?
NE ZAMAN AKLINIZI BAŞINIZA TOPLAYACAKSINIZ,NE ZAMAN?
#Bir torbanın içine istediğiniz ne varsa atarsınız.İster birbirine karışsın,isterse ayrılsın.O,torbanın sorunu.Ben yaptım oldu çünkü.
Memleket idare etmek ciddi bir iştir.İskambil desteleriyle oyuna oturmuyorsunuz.Ya da,yap-boz oynamıyorsunuz.
Kurallar var uyulması gereken,yasalar var işlemesi gereken.
Peki,bizde durum ne?
Anayasayı çiğneye çiğneye ..... geçtiler artık.Deliş,deşik olmuş bir kitaptan ibaret hale getirdiğiniz bu kitabın değişmesi gerekir elbette ama kim yapacakbunu?
Memleketi biraz daha söğüşleyeceklerin eline verirseniz akıbeti belli elbette.
Torba yasayı duydunuz mu?
Hani,kafasını kuma gömüp,k... açıkta bırakıp da,başına gelecekleri göremeyen devekuşu misali olanlara demiyorum;
Hani,milleti dolandırıp,suça ortak olan ama hala AKP'yi savunanları da söylemiyorum.
Siz,aklı selim olması gerekenler,...
Torba yasayı,İç Güvenlik Paketini,17-25 Aralık yolsuzluğunu,hani''Ne yapalım,çalıyorlarsa da yapıyorlar''diyenler....
Bir fikriniz var mı bunlardan?
Bakınız,Torba Yasanın içine atılan öneride,CUMHURBAŞKANINA ÖRTÜLÜ ÖDENEK YETKİSİ VERİLİYOR.
Biliyor muydunuz?
Peki,bu ne demek?
“İstihbarat ve savunma hizmetleri, devletin milli güvenliği ve yüksek menfaatleri ile sosyal ve kültürel amaçlar ile olağanüstü hizmetlerle ilgili devlet icapları için kullanılmak üzere BAŞBAKANA verilen yetki,Cumhurbaşkanına veriliyor.
Örtülü ödeneği bilir misiniz?
Nereye harcandığını hiç bilemediğimiz ama söğüşlendiğimiz,yani bizden çalınan paraların kişisel harcamalarda kullanılması açılımı.
Örtü işte bu demek.Altında neyi karıştırırsan,karıştır.
''Ayıp Yorgan Altında'' der ya atalarımız;
Bizde de,ayıp örtülü ödeneğin altında.
''Aldatıldım,Kumpas,Paralel Yapı,Gezici,Çapulcu,Ankara'yı Parsel parsel Sattı...''
Diyerek,memleketin canına okudular bugüne kadar ve devam edecekler.
Biz,DEVEKUŞUYUZ.BAŞIMIZ KUMDA AMA K.... AÇIK.
TEHLİKENİN HALA FARKINDA DEĞİL MİSİNİZ?

26 Mart 2015 Perşembe

#“Cumhurbaşkanımızla gereken adımları, gereken zamanda istişare içinde atarız''
Bülent Arınç
Bu nedir biliyor musunuz?
''Ben,bir işe kalkıştım,onu da elime yüzüme bulaştırdım.Hiç,AK-SARAY'a karşı çıkmak haddim olabilir mi?Padişahım çok yaşa''dır.
Korku,insana neler yaptırıyor görüyorsunuz.Oysa,mikrofonlara konuşurken sayın Arınç,İ.Melih Gökçek'e nasıl da efeleniyordu.Ne oldu da,yelkenler suya indi dersiniz?
Hayatın,her alanında ilkeli durmak gerekir.Siyasette de,iş yaşamında da,evinizde de bu böyledir.
Çocukluktan,erişkinliğe uzanan yolculukta,hayat sizi büyütür ve toplum içinde saygın bir yere getirir.Bunun gereğini yapmak gerekmez mi?
Ama nerde bizim siyasilerimizde bu onurlu duruş? Çark etmenin saygınlıklarını nasıl yaraladığını göremiyorlar nedense.
Mikrofonda sayın Arınç konuşurken,nedense duruşuna bir şefkat duydum.Hani,artık,yeter diyen ve köşesine çekilmek isteyen bir istek vardı sanki ama yanılmışım.
4.dönem vekillik de verilseydi,inanın yaşlarına bakmadan meclise koşarlardı
Meclis,meclis değil,yağlı kapı mübarek.Bir giren bir daha çıkmıyor.Vekilliğin rantı öyle yüksek ki....
E,onlar da haklı.Yedi göbek sülalesini ihya etmenin yolu,TBMM'den geçiyor bu ülkede.
Bir yasa çıkarılmalı ve 60 yaş üstü kimsenin vekil olmasına izin verilmemeli.
Adam gelmiş,70-80 yaşına,hala vekil olmaya çalışıyor.Danışmanlık yapın,tamam,bilgeliğinizi,gençlere aktarın,ona da tamam ama enerjiniz kalmamış,ceylan derisi koltuklarda uyuyup,maaş alıyorsunuz.
Hiç sıkılmıyorlar da aday adayı olmaktan ama biz sıkıldık yüzlerini görmekten....
Meclise göndereceğimiz vekiller ne işe yarar?
Bugüne kadar ne işe yaradılar da,bundan sonra da yarayacaklar sanıyorsunuz?
Nemalanacak çoğu.
Meclisimize genç,dinamik,proje üretecek,geldiği bölgede,ailesine değil,halka hizmet edecek,bölgesel kalkınmayı sağlayacak,iş gücü oluşturacak alanlar açacak,yani,7 bölgenin kendine düşen kısmına layıkıyla hizmet verecek vekiller istiyorum.
Gidin ve torun sevin artık.
Hırslarınız bitmedi gitti be kardeşim!
Başınız da dahil,gidip düşmeyeceğiniz atlara binin,SİT alanlarına kondurduğunuz villalarınızda keyif çatın,yağmaladığınız arsaların rantını yiyin,ç-aldığınız paracıklarınızı sayın....
E,yapın işte bir şeyler ama çekin artık elinizi,dilinizi bu ülkenin üstünden.
SİZİ İSTEMİYORUZ HALA ANLAMIYOR MUSUNUZ?

25 Mart 2015 Çarşamba

#''Bu mesele benim meselem. Ben bir meseleye sahip çıkıyorum demişsem, sahiden arkasında dururum'
Kim diyor? Kadın cinayetleri konusunda,sayın cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
Eğer,sayın Erdoğan bunu söylüyorsa o işten elinizi çekeceksiniz.
Neden mi?
Sayın Erdoğan'ın kadına bakışı ne?
Bakın söyledikleri:
-Kadın ile erkek eşit değildir, eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir.
-Kadın mıdır,kız mıdır bilemem?
-Feministler,anneliği reddediyor.
-Kürtaj ,Uludere'dir.
-Sezaryen cinayettir.
-En az üç çocuk doğuracaksınız.
-Varsın onlar kendilerine icazetli şakirtler yetiştirsinler, inadına dekolte inadına mini etek diye feveran etsinler, biz TÜRGEV ile diğer vakıflarımızla derneklerimizle birlikte inancına tarihine bağlı nesiller düşünen tartışan gençler yetiştireceğiz.
İşte böyle uzanıyor,kadın hakkındaki muhteşem fikirleri.
Bu davanın da savcısı olursa,yandı bütün kadınlar demektir.
Bakınız,son 13 yıllık AKP iktidarında kadın cinayetlerinde durum ne?
Türkiye’de 2013’te 268, 2014’te 302,2015 yılının ilk 66 gününde,66 kadın eşleri,sevgilileri,babaları,kardeşleri vs.tarafından öldürüldü.
Namus kavramının arkasına sığınan, ruh sağlığı bozulmuş erkeklerin marifeti bu cinayetler ve tecavüzler.
2005'de psikopatik ilaç kullanımı,7.20 milyon'dan, 12.32 kutuya;2007'de, antidepresan ilaç kullanımı 18.14 milyon kutudan, 2012 sonunda 26.60 milyon kutuya yükseldiyse,toplumun ruh sağlığının nerde olduğunu da görürsünüz.
Kadın cinayetlerinin temelinde,dinsel baskıyla yetişmiş erkeklerin namusu kadının bacak arasında sanması,erkeklerin,kendilerinin olağanüstü güçte ve zekada olduklarına inandırılmaları,kötü yetiştirilmeleri ve cehaletleri sayılabilir.
Kadını,erkeği toplum sağlığımızın cidden akıllara zarar bir noktaya geldiğini görmek için,işte size bir örnek:
Seçimler için,aday adaylarının büründüğü hallere bakın da,ruh sağlımızı analiz edin lütfen.
Toplum,iyice manyaklaştı haberiniz olsun.
''Bu konu bana emanet'' diyen bir insanın haleti ruhiyesini de düşününce.....
''Oynatmaya az kaldı,doktorum nerde''şarkısına koro olarak hep beraber başlayabiliriz.
Haydi eller havaya!

24 Mart 2015 Salı

#Osman Hamdi'nin muhteşem tablosu Kaplumbağa Terbiyecisi'nin orjinalini Pera Müzesinde görebilirsiniz. Kırmızının bu tonunun en muhteşem hali bir tablo inanın.
Ama konumuz bu değil elbette.Bu tablonun Erdoğan-Arınç-Gökçek'le ne ilgisi var? wink ifade simgesi
Tabi ki,bir ilgisi yok.
Ne yani,ben şimdi sizlere :''Ben bu ülkede,atlayıver çekirge,zıplayıver çekirge türküsünü söylerim,herkesi de parmağımda oynatmaya kalkarım,gündemi de böyle değiştiririm''diyenlerin elinde,Kaplumbağa Terbiyecisinin şamar oğlanına dönen kaplumbağalara döndük desem inanacak mısınız yani? wink ifade simgesi
#Annem hep derdi ki''Köpeğini HOŞT denmez,sahibinin hatırı var.''
Bülent Arınç'ı izliyoruz hep beraber.İyi ki,İ.Melih Gökçek'in eşi,Nevin hanımın hatırı varmış Bülent Arınç'ın üstünde.
Ya bir de olmasaydı!
Hatır sahibi bir adam:
-Biz kimin,nerde havlayacağınız biliriz
-Cemaate,Ankara'yı parsel parsel sattı,kucağına oturdu
-Terbiyesiz,haddin değil.
-Gökçek'in adaylığına itiraz etmiştim. der mi?
Toplumumuz,bu konuşmadan ne çıkarır?
Sanmayın ki,bunlar it dalaşı yapıyor!
Son günlerde,Başbakan yardımcısı Bülent Arınç,3 dönem milletvekili olunca ve anayasaya göre bir daha seçilemeyeceğini bildiğinden,rehavete kapılıp, cumhurbaşkanına veriştirdi.
Yani,sarayla,Bülent Arınç'ın arası bir anda limoni oldu.
Her daim,mikrofonlara ağlayan B.Arınç nasıl çark edecekti?
Malum,velinimeti yıllardır.
''Yapma ağam,etme paşam'' da diyemeyeceği için bir şey yapması gerekiyordu.
Twitterde İ.M.Gökçek'i izleyen var mı?
Saçmalamanın,sataşmanın,hadsizliğin ölçüsü yok adamda.Ne zaman belediye başkanlığı yapıyor anlamak mümkün değil.Bir insan,tüm vaktini internet başında geçirir mi?
Ankaralılara da müstahak bu adam.Ne diye seçtilerse defalarca?
Kendi gidici ya!Oğlunu,veliaht olarak hazırlıyor belli ki.
Veriştirmekteki ölçüyü kaçırınca ve oğlunu AK-SARAY'a yamama gayreti içinde olunca,cumhurbaşkanına yüklenen B.Arınç'ı hedefine aldı ama ummadığı bir tepkiyle karşılaştı.
Bütün pislikleri ortaya döküldü, dili sayesinde.
Bu ülkede yolsuzluk yaptığı açıklanan bir belediye başkanına soruşturma açacak bir babayiğit savcı çıkar mı bilinmez ama....
Ankara'yı zor aldı deniyorsa,Mansur Yavaş'ın seçimleri kaybetmesinde hile var demektir.
CHP'nin ve M.Yavaş'ın konunun üstüne gitmesi gerekir bu durumda.
Bülent Arınç''Her şeyi 8 HAZİRAN'da açıklayacağım''diyor ya!
Bu da bir tezgah,inanmayın.Madem,onurlu ve dürüst bir siyasetçisiniz,madem M.Gökçek'in,Ankara'yı talan ettiğini söylediniz,neden 8 Haziran'ı bekliyorsunuz?
Neden mi?
Çünkü,AKP oyları iyice düştü.Çünkü,AKP,tek başına iktidar şansını kaçırıyor.Çünkü,BAŞKANLIK SİSTEMİ HAYAL OLDU.Çünkü,bunları açıklarsanız,oylar iyice dibe vuracak biliyorsunuz.
Yani,ülkeyle oyun oynuyorsunuz sayın ARINÇ!
AK-SARAY'ın gönlünü almaya çalışırken,kendinizi ilkeli bir siyasetçi diye tanımlarken,bizimle oyun oynuyorsunuz.
YOKSA.....
ANKARA'DAKİ FİŞKIYEYİ SİZ Mİ KIRDINIZ ? wink ifade simgesi

23 Mart 2015 Pazartesi

#Cezaevindeki mahkum,hastaneye gidecek parası olmadığı için ölüyorsa,bana kimse devletin varlığından söz etmesin.
İnsanın,içini burkuyor böyle haberler.
İnsan,bir şekilde hata yapabilir.Suçun cezasını çekmelidir de ancak,hastalanabilir de.
İnsanız,her şey başımıza gelebilir.
Bir mahkum,sahipsiz ve parasız diye,hastaneye götürecek ambulanstan,geri dönüş parası yok diye nasıl indirilir ve ölüme gönderilir,işte bunu aklım almıyor.
Aynı anda,ekranlarda bir otobüs beliriyor.üstünde Cumhurbaşkanlığı Otobüsü yazıyor.
Bir ülkenin cumhurbaşkanı,kendine tahsis edilen otobüsle seçim gezisine çıkıyor,AKP'ye 400 milletvekili istiyor,siyaset yapıyor,ülkenin değil,AKP'nin cumhurbaşkanı olduğunu gözümüze sokuyor,miting yapıyor,şovlarına yenilerini ekliyor ama orda bir mahkum,parasızlıktan ambulanstan indiriliyor ve ölüyor,öyle mi?
Sizler,bu iki fotoğraf karesini aynı ekranda gördüğünüzde ne hissedersiniz bilmiyorum ama benim,insan olarak canım canıyor.
Bu nedir allah aşkına?
Bırakın AK-SARAY'ı,alınan uçakla,otobüsle,sürdürülen saltanatla kaç hastane yapılır,kaç ambulans alınır,kaç doktor yetiştirilirdi?
Yazık değil mi insanımıza?
Bir de,dinden,imandan,allah korkusundan söz ederler!
Alnınızı,7/24 secde etseniz ne yazar?
İnsanlığınız öldükten sonra!
Sahtekarsınız hepiniz.
Bunun hesabını,9 metrelik beze sarılıp,2 metrelik çukura girdiğinizde nasıl vereceksiniz acaba?
Hepimizin sonu aynı olacak biliyorsunuz.Saltanata gömülseniz de,debdebenin içine düşseniz de gideceğimiz yer aynı hepimizin.O çukur....
Biliyorsunuz,ölümlü bir dünyada yaşıyoruz.
Hani,inançlısınız ya,ondan diyorum!

22 Mart 2015 Pazar

#Turfanda Can eriği tezgahlara düşmüş ve kilosu 200 TL.Manavlar altın mı satıyor yoksa meyve mi belli değil.
Allahtan,aş ermiyorsunuz.Eşiniz batmıştı inanın. wink ifade simgesi
Erikten az önce bir şey daha düşer tezgahlara.BADEM...
Bu nasıl bir şeydir böyle?Kısa süreli bir meyvedir ve görünür,kaybolur bir anda.Bunun için,o da altın fiyatındadır.
Bir avuç bademe verdiğiniz paraya bakıyorsunuz,rengi,yeşil olmasına yeşil de,acaba,altın tozuna mı batırıyorlar bunu diye de merak etmeden duramıyorsunuz. wink ifade simgesi
Hani,tuza bandırıp yiyorsunuz ve ağzınızda bıraktığı o tat var ya!
İşte o paha biçilmez.Ya da,ben çok seviyorum BADEMİ. smile ifade simgesi
Hani,bir tabak bademi yersiniz,tabakta en son kalanı da ağzınıza attığınızda,birden ağzınız acı dolar ya !
En son badem acıymış meğer.
Bir anda,bütün bademler acı gelir size.
İşte,hayat da böyledir.
Her şey iyi giderken,birden,biri bir söz söyler.
İşte,bademin acısı gibi hayatınıza dağılır acı.
Badem mi daha acıdır,hayat mı?
Badem,kısa süreli bir meyvedir ama ya hayat?
Demek ki neymiş?
Bademi tuza batır ye,keyfini çıkar,ötesine takılma!
Boşver.Hayat,öyle de,böyle de gidiyor nasılsa! wink ifade simgesi
#''Ben konu mankeni değilim.''
''Aldatıldım''
Erol Büyükburç da,''ben saksı değilim''derken,müzik adına son dönemde ne ürettiğini anlamamıştık.Oysa,yılların sanatçısıydı ve iyi şarkılar söylemeliydi.Abudik,gubidik şarkılar hiç yakışmıyordu.
Konu mankeni nedir?
Hani,vitrine bir cansız manken koyarsınız ve modaya göre üstünü giydirirsiniz.Cansız mankenler konuşmaz,ne giydirirseniz ona boyun eğer.
Ya da,bir programda,hani memeleri fora,minicik eteğinden sütun gibi bacakları görünen, albenili bir hatunu koyar ve bambaşka konuları tartışırsınız ya!
İşte konu mankeni budur.
Bizdeki konu mankeni olmadığını söyleyen ve aldatılan kişinin konu mankenliğiyle ilgisi var mı?
Siz,hiç sürekli konuşan,her konuya dilini sokan,öfke patlaması yapan bakışlarıyla gördüğü her mikrofona yapışan konu mankeni gördünüz mü?
Ben görmedim,eminim siz de görmediniz.
E,o halde bu nerden çıktı şimdi?
Sahi!
Artık seçilemeyecek olan ve köşesine çekilmesini nihayet anlayan,sürekli ekranlarda ağlayan biri,''yetti artık,konuşuyorsun,konuşuyorsun''diye o bile isyan eden yardımcıya veriştirmeye geldi sıra.
Eleştiriye tahammülü yok.''Ben ne dersem o olur''fikri sabitliğinden de kurtulamıyor çünkü memleketin taşını,toprağını,vatandaşını tapulu malı sanıyor.
Öyle miyiz peki?
Tabi ki hayır!
Anayasaya göre cumhurbaşkanı ne yapar?Çankaya'da oturur,özel günlerde resepsiyon düzenler,gelen diplomatları ağırlar,meclisin gönderdiği yasaları onaylar ve köşesinde oturur.
Hepsi bu.
Peki,siz Çankaya'yı sıradan bir binaya dönderirseniz,Atatürk'ün halka emanet ettiği AOÇ'yi talan eder ve üstüne milletin parasını sıvayarak,1150 odalı saray yaptırırsanız,her konuda konuşup memlekete ayar vermeye kalkar ve anayasayı çiğnerseniz ne bekliyorsunuz?
Milletin,kuzu kuzu dinlemesini mi?
Millet artık İSYAAAAAN halinde! wink ifade simgesi
Pazar pazar da,yine mi bu uzun adamı yazdım,kahretsin!
Dışarda güneşli bir gün var.Kızımın elinden kahvemi içmişim.
Bunca güzelliğe hiç yakışmıyor değil mi siyaset?
Hele ki artık usandığımız suratlar! smile ifade simgesi
Ben az konuşan konu mankeni istiyorum.
NOKTA! wink ifade simgesi

21 Mart 2015 Cumartesi

#Kimileri saltanat içinde yaşarken,kimileri de üç kuruş para için yalvarıyor ülkemizde.
İnsanın,içi burkuluyor karşısındaki insanın çaresizliğini görünce.
Kapı çalındı ve o bakışları tanıyordum çünkü geçen yıllarda da annemin evine gelmişti o kadın.
Dilenci değil asla.Yaptığı el işini satmaya çalışıyor.Ameliyata gidecekmiş dizinden.Zaten zorlanarak çıkışını izledim merdivenlerden.
İki dantel fiskos masası işlemiş.Gözünü kaçırarak 
''Ütüm yok,olsaydı böyle kırışık getirmezdim.Ne olur birini alın ''diye yalvarıyor bana.Evde o kadar çok ki,getirdiği el işlerinden.Alsam,işime yaramıyor,almasam üzüleceğim.
Bir insanın gözlerindeki çaresizliği en son ne zaman gördünüz?Kadın,yalnız diliyle değil,gözleriyle de yalvarıyor elindekini almam için.
Öyle de güzel işlemiş ki.
Kadınımız işte....
El emeği,göz nuruyla para kazanmaya çalışıyor.
Elindeki işi,15 TL'ye satıyormuş.Diyor ki
''Paran yoksa da,on günde 5'er TL ver.''İnanın,yaptığı dantel,değil 15,150 TL'den aşağı olmaz ama bilmiyor demek ki!
İşime yaramadığı için almadım elbette ama ameliyatına bir katkımız oldu.
Eğer,alsaydım,bir kenara atacaktım ama başka birine,daha fazlasına satabilirdi ve daha fazla para kazanırdı.
Hem,başkasının belki evini süslerdi.
Bunu neden yazıyorum?
Çünkü,saraya at maneji yaptıran kafalar,ülkedeki bu çaresizlikten bir'haberdirler.
Bir yanda,derin bir uçurumun kıyısında insanlar,diğer yanda saltanat ve sefa.
Adalet mi bu?
Ekranlarda siz de gördünüz değil mi,Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ın,halkın arasında dolaşmasını.Binlerce koruma yok,saltanatın sefasını sürmek yok
Ne kolunda milyon dolarlık saat vardı ne de üstünde milyon dolarlık takım.Sıradan ve sade biri.
Vatandaş,istifini bile bozmuyordu sandalyesinde.
Halkın arasında olmak budur.Korkmadan,sıradan bir halde.
Halkınla köprü kuracaksın etten duvar değil.Ne istiyorlar,nasıl yaşıyorlar,ne yeyip,içiyorlar bileceksin.
Çünkü,o makama bunun için geldin.
Gerçekten bir dram yaşanıyor ülkemizde.Bakıyor,geçiyoruz,izliyor,unutuyoruz.
Ama yaşanan gerçekler orda duruyor.
Hadi,bu kadına yardım ettin ama ya diğerleri.....
Hepsine bakamazsın ki.
Sosyal devlet olmak nedir?
Vatandaşını korumayacaksan,başkalarına el açtıracaksan niye varsın devlet olarak?
#Zaman ne çabuk geçiyor.Bugün 21 Mart olmuş ve nevruz bayramı gelmiş bile.
Yani,bahar gelmiş demek gerek ama hava o kadar soğuk ki,baharın esamesi bile okunmuyor şu anda.
Öncelikle,nevruz (newroz değil çünkü alfabemizde w harfi yok,olamaz da.)
neden Diyarbakır odaklı kutlanıyor?Baharın kokusu,yalnızca Diyarbakır'da mı yayılıyor ? Ve neden bir kültüre mal ediliyor?
780 bin km karenin her köşesine baharın coşkusu neden inmiyor?
İşte bunun yanıtı:''Aldatıldım! diyen-ler,İmralı'dan gelecek mesaja izin verenler,hayatta hiçbir şey yapmayıp da,güzel film sevdalısı olmayanlar sokağa dökülsün''diyenler yüzünden.
Diyarbakır'a 1000 gazeteci,diplomatlar, gittikçe gidiyor.Niye Adana'ya da bu kadar yığılmıyorlar acaba?
Ülkeyi bölüp,Diyabakır'ı başkent (Yoksa AMED miydi? Daha,AMED'in kürtçe değil,Bizanslılardan kalan bir isim olduğunu dahi bilmiyorsunuz üstelik.) yapma düşlerinizin alt yapısı mı bu nevruz kutlamaları?
Davaların savcısı olanların,kalkıp da ''ALDATILDIM''demesi ne kadar manidar değil mi?
Yeşilçam sinemasının NURİ ALÇO'lu filmlerini fazla izlemişler anlaşılan.O gazozu içerken,içinde ilaç olabileceğini bilmiyorlar mıydı yani?
Hani,çocukken aldatılırsınız,gençlik de aldatılırsınız,evlilikte aldatılırsınız da,koskoca bir ülkenin başı....
Aldatılmak için geç bir yaş değil mi?Buna kim inanır söyler misiniz?
İnsanların hayatlarından çaldınız,oğlunun,annesinin,eşinin cenazesine elleri kelepçeyle gönderdiniz ya da hiç göstermediniz bu insanlara.Sizin yüzünüzden insanlar intihar etti çünkü onurlarını kırdınız.
Yıllarca içerde tuttunuz,askeri vesayete almak adına.Şimdi kalkmış ve toplumu ''Aldatıldım''diyerek yeniden aldatıyorsunuz.
Hiç yakışıyor mu?
Nevruz,baharın müjdecisi ve hepimizin bayramı.Ne kişiselleştirilebilir ne de bir kitleye mal edilebilir.
Yakın şenlik ateşlerini,ülkenin dört bir yanına ve halk coşkuyla kutlasın.
Olmaz mı?
Tabi ki olmaz!
Size İmralı'dan gelecek mesaj lazım çünkü.
Dünün,''Devletimin emrindeyim''diye ağlaşan ve bize paketlenen, eli kanlı terörist başı,40 bin canın katilini,başımıza adam ettiniz ve suçlusunuz
ALDAT-IL-MAK dediğiniz şey budur işte!
Dışarda yağmur var ve hava çok soğuk.
Memleketime BAHARIN gelmesine daha çok zaman var!

20 Mart 2015 Cuma

#Sen öyle süslenip püslenip
sokağa çıkma Hatun...
Sonra:
Şiir, sokakta diyorlar..
Karşımızdaki insan söylemek istediğimiz bir dolu şey geçer içimizden ve şöyle dökeriz sözcüklere.
Bazen''Ne kadar güzelsin''deriz,bazen de ''Bu sana çok yakışmış.''
Sözcükleri uzatmak mümkün elbette ama bir kadına güzel söz söyleme sanatının en güzel örneğini yukardaki söz vermiş.
Bir kadını şiir gibi tanımlamak.....
İçinde her şey var;güzellik de,hoşluk da,çekicilik de,
Şiir gibi bir hatun olmak da çok şey hani! wink ifade simgesi
#Bugün,dünyada iki önemli gündem var.
İlki,bugün ''DÜNYA MUTLULUK GÜNÜ''
BM, dünya üzerindeki insanların mutluluğu hatırlamaları ve kutlamaları için 2012 yılında 20 Mart'ı "Dünya Mutluluk Günü" olarak ilan etti.
İkincisi;'' GÜNEŞ TUTULMASI'' 
Adana ve çevresinde,saat 12.05 civarı izlenecek ancak,hava bulutlu.Çocukluğumuzda,şimdiki gibi gözlükler yoktu.Biz de camı islendirir,öyle bakardık güneş tutulmasına.
İzleyebilsek iyi olurdu ama....
Mutlu olmanın binbir türlü yolu vardır elbette ama,ülkemizde,bu günü,mutlulukla karşılayacak haleti ruhiyemiz var mı acaba?
Hadi biraz gündem....
-Sivas cezaevinde,cinayetten tutuklu bir koca,Gaziantep'ten ziyaretine gelen ve seks yapsınlar diye dahiyane bir fikirle hazırlanan,ünlü PEMBE ODA'ya getirilen meyve tabağındaki bıçakla eşini kesmiş.
Gezi zekalılığın son örneği olan bu olayı nerden tutsanız elinizde kalıyor.Nedir bu pembe oda rezaleti?Siz,bu adamları suç işlediği için cezaevine koyuyorsunuz.Onca gardiyanın ve tutuklunun gülüşü altında pembe odaya tıkmak ve hadi seks yapın ne demek?
İçeriye meyve tabağı ve bıçak koymak ne oluyor?Olmadı,bir de şampanya,mumlar,romantik bir ortam yaratsaydınız!
İçeri tıkılmış birinin ruh sağlığı zaten bozuktur.Eline bıçağı verdiğiniz zaman,üstelikte,daha önce de adam öldürmüşse o kadını da öldürebilir.Hiç mi akıl yok sizde ey yetkililer!
-6 yaşındaki çocuğu devlete emanet etmiş baba,çocuğunu hastanede,kolunu oklavayla kırılmış bulmuş.Çocuk,yaramazlık etmiş meğer.
Devletin korumasına bak,hizaya gel!
-17 yaşındaki liseli,kız arkadaşının fotoğrafını telefonundan silmedi diye 17 yaşındaki arkadaşını 17 yerinden bıçaklayıp,öldürmüş.
Bu gençlere ne oluyor?Öğrencinin cebinde bıçağın ne işi var?Buna neden gerek duyuyorlar,irdelenmesi gerekmez mi?
Geçende,yürüyüşteyken,15 yaşlarında 3 gencin ellerinde çakı görmüştüm.Gençlik,anlık öfkedir.Ya o bıçağı,arkadaşına öfkelenip,saplarsa?
Birilerinin,neler olduğunu görmesi gerekmiyor mu artık.
Kadın cinayetleri durmuyor,kazalar durmuyor,şiddet durmuyor.Bu ülkede işler çığırından çıkıyor
OLSA DA.....
HADİ GÜLÜMSEYİN HAYATA!
BUGÜN DÜNYA MUTLULUK GÜNÜ ÇÜNKÜ!

19 Mart 2015 Perşembe

#Memleketimizin perişan halinden bir manzara..... smile ifade simgesi
Malum,soğukları yaşıyoruz hala ama,bir de bunun yazı var.Deniz sezonu açılmadan hadi bir gayret spora dedim ve.... wink ifade simgesi
Ormanı,ağaçları çok seviyorum elbette.Sakinlik ve huzur ve spor üçlüsü bir araya geldiğinde değmeyin gitsin ama,tepedeki spor aletlerinin bir tekini sağlam bulursanız şükredin.
Yurdum insanı,kendine sunulanın kıymetini bilmeyip,kırıp,döktüğü için vazgeçiyorum aletlerden ve yürüyüş diyorum.
Bu arada,belediyeye de bir talep olsun:Allah rızası için bu spor aletlerini yenileyin artık!
Yaz geliyor ve deniz taşmasın değil mi? wink ifade simgesi
Ormanın içinde bir beyaz araba duruyor ve arka camında NEFRETİMSİN yazısı.
''Aha da yandık,yine mi bir bunalımlı'' derken,içinden 25-30 yaşlarında.üstü başı da gayet iyi durumda bir genç erkek iniyor.Duruşu biraz sıkıntılıydı.
Paniklemedim değil ama çaktırmıyorum güya çünkü kimseler yok ortalıkta.
Neyse,bizimkisi,elinde bir IPHONE ormana doğru yürüdü,kayboldu.Bunalımlı bir genç,acaba intihar falan eder diye merak etmedim de değil hani.
2 saat ortada olmayınca.
Ormandan inerken bir de ne göreyim:Bizim genç,pantolonunu indirmiş,bir yandan telefonla konuşuyor,bir yanda da.....
Tövbe yarabbi,ne günlere kaldık? wink ifade simgesi
Okul da dağılmış,çocuklar eve dönüyor ormanın kıyısından.En çok,onlar için endişelendim doğrusu.
Sağlıklı bir erkek bunu yapmaz,demek ki bir sorunu var.Ya çocuklara zarar verirse?
Eve geldim ve polisi aradım.Aramızda geçen diyalog:
-Memur bey,yürüyüşten geliyorum orda sanırım bir gençte sorun var lütfen ilgilenir misiniz?
-Sorun nedir hanımefendi?
-Bir genç,ormanda pantolonunu indirmiş ve pek hoş değil görüntüsü
dedim ve aldığım yanıt:
BU SOĞUKTA PANTOLONUNU MU İNDİRMİŞ? wink ifade simgesi
#Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, ''Mustafa Kemal'in askerleriyiz diyenlere it sürüsü dedim yine tekrarlıyorum''Ve eleştirenlere şu yanıtı verdi:''Sözüm,Mustafa Kemal'e inananlara değil,ona inanarak vandalizm yapanlara.Şimdi anladınız mı vandallar?''
Valla ben anlamadım sayın Sakık!
BİZ KEMALİSTLER VANDAL MIYIZ YANİ?Bu ülkede,Kemalist olduğu için yakıp,yıkan,öldüren,kıran insanlar mı var ve bunu KEMALİZM adına mı yapıyorlar yani? BİZLER İT SÜRÜSÜYÜZ ÖYLE Mİ?
Hani,terbiye sınırlarını aşsam size HOŞT YAVAŞ GEL! demem lazım ama olmaz ki efendim,değil mi?
Sizinle aynı düzeye gelirim o zaman.Yani,sizin kadar terbiyesiz olurum ama siz koskoca vekilsiniz.
Şu terbiyesizliği üstünüze alsanız artık diyorum!
İşte bir örnek daha:HDP milletvekili Sabahat Tuncel:
''Biliyorsunuz, özellikle Kürdistan illerinde, Mardin'de, Diyarbakır'da, Bismil'de.....''diye konuştu mecliste.
Pardon da ne dedi?
Bizim ülkemizde,bizim illerimize,sanki Kürdistan diye bir ülke varmış ve bu iller ona aitmiş gibi konuşuyor öyle mi?
Bu iki HDP'liye sözümdür:
Öncelikle VANDALİZM nedir?
Vandalizm, bilerek ve isteyerek, kişiye ya da kamuya ait bir mala, araca ya da ürüne zarar verme eylemidir.
Vandal diye tanımlanan kişi de; kırma, parçalama, yok etme, kesme, yakıcı madde atma, boya atma yoluyla sonucunu bilerek zarar veren kişidir.
Güneydoğu'daki olayları biliyorsunuz değil mi?Banka ATM'leri,yolların kilit taşları,iş yerlerinin camları,kepenkler darmaduman ediliyor uzun süredir.
Öldürülen insanlar da cabası elbette.
Terör eylemlerinde etek giydirerek eylem yaptırdığınız o gençler vandal değil;korkunuzdan kadınları ve çocukları askerin,panzerin,Toma'ların önüne atan sizler vandal değil,''hepimiz özgür olmalıyız.Demokratik haklarımızı istiyoruz.Eşit ücret,eşit hak''diye sokaklara dökülen biz Kemalistler vandalız öyle mi?
Şimdi size önerimdir: ''İT SÜRÜSÜ '' diye Küfrettiğiniz TC'nin vatandaşının vergisinden her ay 15 bin TL'lik maaşı alıyorsunuz.Üstelik,emekli,dul,yetim hakkını yiyerek götürüyorsunuz o paraları.
Kravat takmayla adam olunsaydı,bütün eşekler adam olurdu inanın.Eğer,siz de bu kadar reddediyorsanız bu ülkenin vatandaşı olmayı,almayın o maaşı.
Kürdistan hayali kurarak ülkeyi böleceğinize,bugüne kadar bölgeye ne tür yatırım yaptınız,ne proje önerdiniz onu söyleyin de görelim.
Sahi!
Ağaların,aşiretlerin,teröristlerin altında ezilen köylü,esnaf,memur için siz ne yaptınız?
HİÇ!
Şimdi kalkıp da hak mı arıyorsunuz yani?
HADİ,AZ ÖTEDE OYNAYIN DA BOYUNUZU GÖRELİM!
İT SÜRÜSÜYMÜŞ....
AYNEN İADE SİZE!

18 Mart 2015 Çarşamba

#''Asla vazgeçme. Yorulduysan dinlen, kaybettiysen daha çok çalış, kaybolduysan ara, yapamıyorsan yine dene.''
Böyle diyor bu sözde ama acaba doğru mu her daim umutla dolu olmak?
Hani bir söz vardır,''Sen ne kadar çabalasan da,karşıdakinin anladığı kadarsın''diye.
İstediğiniz kadar azimli olun,diplomalarınız olsun,yorulmayın,tekrar,tekrar deneyin,vazgeçmeyin,pes etmeyin ama.....
Eğer,karşınızdaki iletişim kurduğunuz insan-lar,ne dediğinizi anlamıyorsa,ortak çalışmayı beceremiyorsa,hayal gücü yoksa ve sizi dinler gibi yapıyorsa....
Hiç uğraşmayın,o iş olmaz!
Umutlu olmak güzel şey ama nereye kadar?
Toplumda,her kesimden insanla iletişim kurarım.Sokak çocuğu da ilgi alanıma girer,kaldırımda dantel işleyen kadın da.
Hangisine sorsanız hayalleri var.Kimi çok yüksek,kimi mütevazi ama var sonuçta.
Gerçekleşmesini bekliyorlar.Siz yaparsanız olacak, çünkü yetki sizde.
Nitelikli insan nedir biliyor musunuz?
Okuduğunu anlayan,yorum yapan,sorgulayan insan.
Tepeden tırnağa niteliksiz insanla doluyuz inanın.
Kuru kalabalık çoğumuz.
Toplumdaki kültürel uçurum,sosyal farklılık,ekonomik düzey ne yazık ki,insanımızı niteliksiz yapıyor.
Peki,bu nasıl değişir?
Sağlayacağınız olanaklar ve hizmet kalitesi çok önemli.
Paralel gitmeyen hiçbir konu başarıya ulaşamaz.Çıtayı yükseltmek gerek her alanda.
Siz,ne kadar yetkin olursanız olun,her söylediğiniz duvara çarpıyorsa ve karşınızdakilere bir türlü ulaşamıyorsanız,elinizdeki her şeyi çöpe atın ve vazgeçin.
Karşınızdakiler yeterince işinde iyi değil demektir.
Toplumda,o kadar çok günü kurtaran,iyi yetişmemiş,hasbelkader makamlara gelmiş öyle çok insanla karşılaşıyorsunuz ki...
Haksızlık elbette ama bu işler böyle yürüyor bu memlekette.
Tekrar dene diye bir buton var elbette ama ya karşınızdakileri jetonu hiç düşmüyorsa?
Nereye gitti umutlar?
#''ÇANAKKALE GEÇİLMEZ''
''BEN SİZE TAARRUZU DEĞİL ÖLMEYİ EMREDİYORUM''
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Çanakkale Destanının bugün 100. yıldönümü.
''Korkma,sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak''diye başlar İstiklâl Marşımız.
Korkmalı mıyız?
Düşmanı dışarda aramaya gerek yok,düşman içimizde çünkü ve korkmalıyız artık!
-Diyanet İşleri Başkanlığı,Çanakkale Şehitleri için hazırladığı hutbeden Mustafa Kemal Atatürk'ün adını çıkarmış. Hacklenince de,''Bu hesapta yazılanların bizimle hiçbir ilgisi yoktur açıklamasını yapmış.
Haklılar!
Çünkü,bu hesaplar,insanların kafasına göre takılıp hutbe yazdığı,değiştirdiği yerler oluyor.Yol geçen hanı çünkü.Hiç utanmıyorlar da,bu açıklamayı yaparken.
-Çanakkale savaşını gökyüzünden inen atlılar sayesinde kazandık.Onların iman güçleri olmasaydı Çanakkale kazanılabilir miydi?
Çanakkale şehitliğini görmeye gidenlere anlatılan masallar.
Çok haklılar elbette.Mustafa Kemal kim ki?
Bir video oyunu belki de.Belki,paralel yapı o zaman icat edilmemişti ama emperyalist güçler,fotoshop yöntemiyle belki de Mustafa Kemal'i,Conk Bayırında resmetti.Belki de,kalbinin üstünde taşıdığı saate gelen ve hayatını kurtaran o kurşun da bir masaldı.
Şekersiz üzüm hoşafı ve çeyrek kuru ekmekle bu vatan için şehit düşenler de bir video oyunuydu belki de.
Seyit Onbaşı da,Erzincanlı İbrahim Çavuş da....Tabyalar da,bayırlar da bir masal.....
Aslında Mustafa Kemal bu ülkede hiç yaşamamış da olabilir.
Tarihin bize itelediği bir destan ve bir kahraman yaratma çabası mı acaba?
Kim görmüş,kim duymuş bu savaşları?Siz mi,öteki ki,diğeri mi?
Sizin dedeniz de o savaşlarda şehit oldu mu örneğin?Olmadıysa konuşmayacaksınız.
Mustafa Kemal Atatürk ve binlerce şehidimize dil uzatan gafiller....
Siz kendiniz ne sanıyorsunuz?Siz kimsiniz ve bu cür'eti neden buluyorsunuz?
Oturduğunuz o saraylar,bindiğiniz milyon dolarlık Mercedesler,bu vatan uğruna kanını,canını vermiş şehitlerin toprağının üstünde bulunuyor.
Siz kazanmadınız bu toprakları bizim dedelerimizin eseri.
Siz kim oluyorsunuz da,yokluk ve çaresizlik içinde bir Çanakkale Destanı yazan aziz şehitlerimize dil uzatıyorsunuz?
Haddinizi bilin.
Cahilsiniz,kabul de,oturun ve size sunulan kıyak yaşamın sefasını sürün.Yediğiniz her lokmada,içtiğiniz her yudum su da,o şehitlerin canı var çünkü.
Başta MUSTAFA KEMAL ATATÜRK olmak üzere,bu vatan uğruna can veren bütün şehitlerimizi rahmet anıyorum.
RUHLARI ŞAD OLSUN.
VATAN SİZE MİNNETTARDIR!

17 Mart 2015 Salı

#Sizin de,içinizde bir yerlerde bir kırılma noktası olur mu?
Böyle zamanlarda bir yere ait olamamak.....
Ne yağmur ne çamur engeldir size.
Dışarda güneş,içinizde fırtına kopar ve bir türlü dinmez ya!
Böyle zamanlarda ne olur?
Savrulur insan....
#''Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye de öyle yönetilmelidir.''
Recep Tayyip Erdoğan-Cumhurbaşkanı-Balıkesir konuşması
Neden,sıralamayı böyle yazdım? Aslında cumhurbaşkanı olan ama hala kendisini AKP'nin başı ve de başbakan sanan birinin,şimdi de Balıkesir'de milleti esir ettiği bir konuşma bu.
Belediye başkanı olduğu günlerin etkisini silememiş belli ki.
Peki,belediyecilik nedir ne değildir,şirket yönetmeye benzer mi?
RTE'yi bir kenara koyalım ve bölgemizdeki belediyecilik hizmeti ne durumda ona bakalım.
Belediyenin,kültür ve sosyal işler alanındaki çalışmaları cidden takdire şayan ama bunun bir de tüm halka hizmet kısmı var ki,belediyemiz ne yapmış bu konuda?
Belediyelerin görevi,tüm halka hizmettir.Hizmet,sürece yayılır elbette ve ekonomik girdiyle de iş kotarılır
Belediye,yol,su,çiçek,böcek,peyzaj,temizlik gibi ana konularda hizmet çıtasını yüksek tutmak zorundadır.
Ancak.....
İşin bir de mahalle kültürü ve imar kısmı var. İki tepenin arasında kalan ve kışları kalitesiz kömürden göz gözü görmeyen bir bölgede 8-10 katlı binalar diktirmek için bu ruhsatı vermekteki amaç,bu hizmetlerin finansı mı acaba?
Güzelim konakları yıktırarak,mahalle kültürünü yok ettikleri de işin cabası
Mahalle demek,komşuların kapı önlerinde sohbet ettiği, mevsiminde mis gibi çiçek kokularının salındığı,portakal,limon,turunç ağaçlarıyla dolu bahçeleriyle bir kültürün;düğünde,cenazede yemeklerin taşındığı,sıcacık insan ilişkilerinin adıdır.
Siz bu kültürü nasıl yok edersiniz?
Semt pazarının kurulduğu yerde 100 yıllık,şahane bir konak vardı.Çok özellikli bir binaydı.Mirasçıları ne kadar aç gözlüyse artık,bina yerle bir olmuş.Öyle üzüldüm ki....
Yalnız ben değil elbette,bina yıkılırken''Yazık ettiler bu güzel binaya''diye başında üzülen yaşlı bir amca da vardı orda.
Haftalardır molozlarını kaldıramadılar.O kadar sağlam ve kullanışlı bir binaydı.
Her şeyi yıkın,yakın,bozun.
Ruhsat verirken,1000 metrekareyse tamamdır,mevzuata uygun,al sana ruhsat denir mi?
O zaman bölgede ne bir eski yapı kalır ne de kültürel doku.
Kim koruyacak bu binaları?Bir kültürü yok ediyorsunuz farkında mısınız sayın yetkililer?
Çoklu katları,kent dışına neden taşımıyorsunuz da,bu konakları değerlendirecek projeler yapmıyorsunuz?
Oysa,ne projeler üretebiliriz sizlerle ve inanın hiç zor değil.Mevzuat dediğiniz şeyi de biz yapıyoruz biliyorsunuz.
Hepsi yıkılıyor aç gözlü evlatların elinde,sahip çıkmanız gerekmiyor mu?
Belediyecilik yıkmak değil,olanı korumaktır da.Siz neye sahip çıktınız bugüne kadar?
Yollara,denetimsiz kaldırım taşı döşemek,çöpleri almak,peyzajı öğrenmemiş mezunlarla çalışmak iyi de!
Ne olacak geride kalanlar?
Bu konakların yıkımına izin verdiğiniz için sizi kınıyorum.
Bir söz de evlatlara olsun:2-3 daire alacaksınız diye,atalarınızın kurduğu,bahçesinde koştuğunuz,anılarınızın olduğu bu evleri yıkarken hiç üzülmeyecek misiniz?
Konaklar,tek tek yıkılıyor ve sanki benim malımmış gibi çok üzülüyorum inanın.
Yerine neyi koyacaksınız,koca koca,çirkin,estetikten uzak beton binaları mı?
Yazık değil mi?
Dip not:Kılavuzu AK-SARAY olanın,burnu paranın kokusundan ve yıkmaktan çıkmaz!
Böyle yöneticilere böyle vatandaş,böyle hizmet!

16 Mart 2015 Pazartesi


#''Rakı getir,Sebastian
Ayık kafayla olmaz bu işler.
Yazılacak çok şiir
Küfredilecek
Çok puşt var
Memlekette!''
Üstüne alınması gereken ne çok .... var memlekette değil mi? wink ifade simgesi