30 Kasım 2015 Pazartesi

#Dün akşam,bu yazının içine elbette ironiyle birlikte gerçekleri de yazmıştım ama bir dostum bana şunu sordu 'Kadın çarşaflıyken,içindeki g-stringi nerden gördün?'
Hemen konuya açıklama getireyim: 
Kızımla Çakmak Caddesinde yürüyorum.Önümden çember sakallı,takkeli ve de kötü kokan! (Zaten güzel koktukları hiç görülmemiştir.Koku,özel ilgi alanıma giriyor kahretsin) wink ifade simgesi,şalvarlı bir adam ve yanında da sülün gibi,boylu,poslu bir kadın yürüyor ama kadında simsiyah çarşaf var. Çarşaftan çok,topuk tıkırtısına döndüm ve inanın ayağındaki topukluları defilede görebilirsiniz ancak,o derece dikkat çekiciydi.
Bir kadının hem çarşafa dolanıp hem de topuklu giymesi takdir edersiniz ki tuhaftır.
Neyse...
Kızıma döndüm ve'Kızım bak,bu kendini çarşafa dolasa da,göstermek için çabalayan bir kadın'dedim.Adam bunu duydu ve hışımla üstüme yürüdü,falan.
Yine neyse....
Hava rüzgarlı ve kadının çarşafı uçuşuyor.Çarşaf kumaşını bilir misiniz?
Sentetiktir ve hafiftir ve siyahtır.
Kadın yürürken,eteğini tutma zahmetine hiç katlanmadığı için,çarşaf kah kalçasına yapışıyor kah bacağına dolanıyor.Önümden de yürüdükleri için kadının g-stringinin bütün çizgisini görüyorum.,Ve o topuklularla öyle bir yürüyüşü var ki,Çakmak Caddesininin eğri,büğrü kaldırımlarında....
Ahenkle mi desem,çaktırmadan gör mü desem bilemedim şimdi.
Haliyle.....
İşte budur o çarşafa dolanmış ama topuklulardan da geri kalmamış g-stringli kadının öyküsü.
Ayrıntıyı merak edenlere ve de beni özelden,tüzelden eleştirenlere.....
Kardeşim,siz mi görmüyorsunuz bunları yoksa benim uzmanlık alanım mı anlamadım ki?
Sizler,kadına misyon yükleyip,anamsın,bacımsın,karımsın diye diye kapattıkça,kadın özgür olmanın yolunu arar hala anlamadınız mı?
Yoksa,çarşafa dolanan kadın o şuh ayakkabıları asla giymez,giyemez.
Nokta! smile ifade simgesi

29 Kasım 2015 Pazar

#İstanbul-İstiklâl'de,sakallı ve cübbeli biri, bir bildiri dağıtmış kadınlar hakkında.
Diyor ki:Kadınlar 'Etek de giymesin,topuklu ayakkabı da giymesin.'
Adam haklı elbette.
Şimdi.....
Kadınlar etek giyiyor.
Hele sütun gibi bacakları varsa,hele üstüne de topuklu ayakkabılarını giymişse,Taksim'de,dönüp bakmayan biri çıkar mı?
Ayıp değil mi kardeşim erkekleri baştan çıkarıyorlar? wink ifade simgesi
Eteğin minisine uzununa karışmam ama bir kadını,kadın gibi gösteren en önemli unsurlardan biridir topuklu ayakkabılar.
Topuklu ayakkabıları giydiğinizde ne mi olur?
Bacak kaslarınız uzar,tabi boyunuz da. wink ifade simgesi
Topuklu ayakkabı giyen kadın daha dik yürür ve kendine güveni artar çünkü,kadının yürüyüşü değişir o topuklarla.
Bir an için hayal edin lütfen.Ayağına spor ayakkabı çekmiş kadın (Ki,en rahatıdır biliyorum) wink ifade simgesi dümdüz yürür,gider ama aynı kadın topuklu ayakkabı giydiğinde,doğal olarak kıyafeti de değişir,daha şık bir hal alır.
İyi giyinen bir kadın saçına da,makyajına da daha bir özen gösterir.Hoş kokulu bir parfüm de kullanır nasılsa.
Toplamına baktığınızda bu kadın elbette,Taksim'de salına salına yürürken,sakallı ve cübbeli birinin dikkatini çeker.
Yalnız onların mı, herkesin çeker.
E,bu durumda yazık değil mi adamların nefsini çektirmeye? smile ifade simgesi
Neden bu kadınlar da çarşafa,burkaya girmez ki? Öyle yapsalar,kimsenin ilgisini çekmeden dolaşacaklar diyeceğim ama....
Birden aklıma Adana-Çakmak Caddesindeki çarşafa giren ama ayağındaki yüksek topukların sesine döndüğüm kadın gelmesin mi?
Hele o kadının attığı her adındaki kalça hareketi ve rüzgarda uçuşan çarşafın altındaki g-stringi yok muydu?
Bu işte bir tuhaflık mı var ne? wink ifade simgesi
#Bugün pazar.....
Sabah güneşle uyanmıştık ama Çukurova yağmurlu bir günle devam edecek anlaşılan.
Neyse,özlemiştik aslında yağmuru.Havalar çok kurak gidiyordu uzun zamandır ve özellikle turp üreticileri için kazanç kapısının kırılmasıydı,iyi oldu.
Tabi,benim için değil. wink ifade simgesi
Tarlam yok,toprağım yok ama bahçem var.
Bugün,bahçe günüm.Boşuna çuvallarla toprak taşımadım elbette ama çamur....
İşte o fena.
Neyse...
Hayat her şeye rağmen devam ediyor.
Ot terapisini bilir misiniz?
Canınızı sıkan mı var?
Neden psikiyatrlara etek dolusu para veresiniz?
Bulun bir toprak parçası ve üstündeki otları yolun.İşte size bedava terapi. wink ifade simgesi
Ben,hayata ve en çok da insanlara kızdığım zaman kendimi atıyorum bahçeye ve ot terapisi yapıyorum.
Malum,ben küfretmem kimselere ama o otları çekerken var ya.....
Yolmak iyi geliyor iyi. wink ifade simgesi
Şimdi bir kahve molası ve gün başlasın artık.
Günaydın.... smile ifade simgesi
#Turp tarlası öykülerini tefrika halinde sunmaya devam ediyorum.
Atalar der ki;(Hangi ata söylemiş,o tarihte turp ekiliyormuymuş bilmiyorum elbette) wink ifade simgesi
'Turp yemesen bile,tarlanın kıyısından,en az iki kere geçeceksin.'
Bende,köye giderken dağ,taş turp tarlası olunca,kokusunu fazlaca soludum haliyle.
Ölüm yok anlayacağınız. smile ifade simgesi
Her taraf çamur içinde elbette.Üstünüz,başını da nasipleniyor haliyle ama ne gam?
Toprağın kokusunu seviyorum,keşfetmeyi de.
Keşke,ekip,biçecek tarlamız olsaydı.Sanırım kıyısında yatardım,o kadar seviyorum toprak kokusunu.
Bugün tarlaya gitme nedenim usandığım insanlardan kaçmak ve tarla toprağından biraz bahçeye getirmekti.Hele turp tarlasının toprağı çok daha verimli diye bilinir.
Benden de asla kaçmaz elbette. wink ifade simgesi
Böyle giderse,tarlalarda topak bırakmayıp eve getireceğim.
Kahve eşliğinde salıncakta sallan dur....
Doğa güzel ve sakin,insanlardan uzak.
İnsan daha ne ister ki? wink ifade simgesi
Dip not:Bana bu fırsatı veren sevgili dostuma çok teşekkür ediyorum.

28 Kasım 2015 Cumartesi

#-Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi öldürüldü az önce.
'PKK,terör örgütü değildir'demişti baro başkanı.Ses getirmesi beklenen bir cinayet bu.Ardından kimin eli çıkacak bakalım yine?
-Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'Rusya ile ilişkilerimiz biraz limoni.Dünyada 8 milyar insan yaşıyor,bir kısmının Türkiye'ye gelmesine engel açıklamalar çok tın' babında açıklama yaptı.
-Bodrum'da,babasının ektiği 2 zeytin ağacını,yol yapım çalışmasına kurban vermeyen kadın,ağaçları köküyle söktürüp,2 km yol katedip,kendi bahçesine dozerler yardımıyla ektirdi.
-Çamlıhemşin'de bir mucit,Yeşil Yol da dahil,Karadeniz ormanlarını talan eden hükümete örnek olsun diye,yerden 400 mt yüksekliğe teleferik hattı kurarak evine ulaşımı sağladı.Üstelik,manzara da şahane.
Ülkemizden dört insan ve olay size.
Neyi paylaşamıyoruz,neyin öfkesini çıkarıyoruz da cinayetler bitmiyor,hayat her açıdan olumsuzluklarla devam ediyor?
Aklı selim siyasetçiler nerde?
Yıllarca bakanlık yapmış biri,ülkemizin hatalı olduğu bir konuda hala Rusya'ya kafa tutabilir mi?
Ne angajmanmış mübarek?
Hava sahamızı sürekli ihlal eden Yunanistan uçaklarına neden uygulanmadı da,Rusya uçağı düşürüldü diye sormaz mıyız bizler?
Sanki konu,yalnızca turist olayı?Ticari anlaşmalar,ihracat,sınır ticareti,bavul ticareti,doğalgaz en çok kiminle yapılıyor da bu efelenmeye kalkışılıyor?
Adamlar sana koca bir 'DUR' dedi.
Hadi bakalım ne yapacaksınız hükümet olarak?Turistler gelmesinmiş....
Ya diğer kalemler ne olacak?
Düşündüğünü söylediği için insanların öldürüldüğü ve bunları haber yapan gazetecilerin içeri tıkıldığı ülkemizde bir nefes değil midir,babasının diktiği ağaçları koruyan kadın?
Ben,özgür,dinamik,aklı başında insanların yönetiminde,refah bir ülkede yaşamak istiyorum artık.
Ama ufukta pek görünmüyor bu talep.
En iyisi insanlardan uzaklaşmak sanırım.Doğa,kollarını açmış bekliyorsa,biraz toprak mı tepelemeli ne?
Ben bir koşu,arkadaşımın tarlalarına dalıp,yine turp çekeyim de,şu beceriksiz insanlardan biraz kaçayım bari.
Usandım cidden hepsinden.

27 Kasım 2015 Cuma

#Geçen akşam,tiyatroda oyun başlamadan önce çok eski şarkılar çalıyordu.Adamo,'Her yerde kar var'diye başlamıştı,'Arkadaşımın Aşkısın'ile bitirmişti.
Oyundan daha çok şarkılar beni mest etmişti doğrusu.
Ne kadar zaman oldu dinlemeyeli bu tattaki şarkıları kimbilir?
İnsan özlüyor,içindeki duyguları güzelleştiren melodileri.
Ve Tanju Okan şarkıları...
Kadınım,şarkısını nasıl da sevmiştik onun sesinden ya da 'Öyle Sarhoş Olsam ki' diye yükselen sesindeki o güzel tınıyı nasıl da unutmamıştık değil mi?
Kimimiz ulaşamadığımız aşklarımızın ardından şarkılara sığınmıştık,kimimiz sevgilimizin gözlerinin ta içine aşkla bakarak dinlemiştik o şarkıları.
Eski şarkılarda duygu vardı ama şimdikilerde dinle,at türü hakim.
Eskide kaldım belki de.Belki de yaşlanıyorum artık ve nostaljiyi arıyorum ama nedeni her ne olursa olsun,yeni şarkıları sevmiyorum.
Hayatımızın her alanında gittikçe kalitesizleşen insanlar,olaylar,duygular belki de eskiyi özleten.
Şu anda Ayşegül Aldinç'in en güzel yorumladığı şarkı'Sorma,ne haldeyim'ini dinliyorum.
Sahi!
Ne durumdayız uzun zamandır?
Size de soran var mı 'Ne haldesin?'diye?
Sormuyorlar mı yoksa?
'Peki,siz iyi misiniz?' hadi ben sormuş olayım.

26 Kasım 2015 Perşembe

#Gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül tutuklanmak üzere mahkemeye sevk edildi.
Neden mi?
Adana'da yakalanan tırları ifşa ettikleri için.
Sen,Suriye'deki muhalif gruplara tırlarla silah taşıyacaksın ve o silahlar yüzbinlerce insanı katledecek;
Yalnız sen değil,Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri de bu terörü besleyecek,olan da masum sivillere olacak;
Ve sen suçlu değilsin ama bunu haber yapan gazeteciler suçlu öyle mi?
Gazetecinin görevi nedir?
Haber yapmak!
Tüm medyayı ele geçireceksin,gazetecileri satın alacaksın,yanlış yapıyorsun diyenleri de muhalif diye suçlayarak,içeri tıkacaksın ve bunun adı devleti yönetmek olacak öyle mi?
Nerde basın özgürlüğü?
İnsan merak ediyor doğrusu.Kabataş yalanıyla masum insanları zan altında bırakanlar,spekülatif haberlerle toplumu kandıranlar,algı operasyonu yaparak yalan haber yayanlar....
Onlar da gazeteciydi.
Sarı basın kartı olunca,gazeteci olunmuyormuş demek ki.
Gazetecinin kalemini kırmak size mi düştü?
Sorgulamayın hala toplum olarak,sorgulamayın!
Yarın,bu hukuk size hiç lazım olmayacak çünkü.

25 Kasım 2015 Çarşamba

#Bu akşam,Adana Devlet Tiyatrosunun 'Ayyar Hamza' isimli oyununu izledim.
Seyircimiz,tiyatroyla daha sık buluşunca,oyun izleme kültürü de artıyor.
Eskiden,500 kişilik salonda 250 çocuk olurdu,şimdi yine aynı salonda 20 çocuk vardı ki,buna da şükür.
Gerçi,kundaktaki bebeği getirme alışkanlığı hala değişmemiş ama olsun.
Arada bir bebek ağlayınca,ağzına emziği veriyorlardı. smile ifade simgesi
Her oyun öncesi,biliyorsunuz anons yapılır,telefonları kapatın diye.Eskiden,salonda telefon sesinden durulmazdı,çok şükür o da en aza inmişti artık,üç-beş.
Aslında klasik bir Moliere oyunu dalavere ve cimrilik ön planda ama salondaki seyircilerin biraz saygısızlığı,oyunu interaktif hale getirdi ama seyirci çok anlamadı sanırım.
Örneğin,bir seyirci sürekli cep telefonunu elinde tutunca,oyuncunun ilgisi ona kaydı ve lafı çaktı o kişiye.Umarım anlamıştır sanata saygısızlık yapılmayacağını.
Bir diğeri ise,sahnede oyun var oturup,kalkıyor yerinden.
O da nasiplendi elbette ama sanırım o da anlamadı.
Oysa tiyatroda telefon,hareket,yiyecek asla olmaz.Bir de Selfie (Özçekim )çılgınlığı asla....
Oyun,Molière'in Scapin'in Dolapları adlı eserinden yapılmış bir çeviri.Dekorunu oyunla çok ilintili bulmadım.Spot ışıklarının kullanılması da sıkıntılıydı ama özellikle Ayyar Hamza rolündeki oyuncu çok başarılıydı.
Konusu kısaca,zengin babaların,daha da zengin olmak için oğullarını kendi istedikleri kızlarla evlendirme istekleri ve içinde dönen dolapları anlatıyordu.
Tabi,mutlu sonlu bir öykü yine.
Tiyatro seyircisinin iyice azaldığı günümüzde,bizleri tiyatroyla buluşturan yetkililere çok teşekkür ediyorum şahsın adına.Epeydir tiyatroya gidemiyordum,biraz gülmek iyi geldi doğrusu.
Diliyorum,sanat adına yapılan her türlü etkinlik devam eder.
İstanbul'da,öğrencilik yıllarımda,sahnede Müşfik Kenter,Yıldız Kenter,Can Gürzap,Zafer Ergin gibi dev sanatçıları izleyince özlemi yeniden hissediyormuş meğer.
Çok özlemişim tiyatro oyunlarını.
Emeği geçen herkese teşekkürler. smile ifade simgesi
#Adana'da,tırlar yakalandığında hepsi inkar etmişti,tırlar insani yardım taşıyor diye.
Dün,cumhurbaşkanı 'Silah olsa ne olur,olmasa ne olur?Biz,o tırlarda Suriye'nin muhalif gruplarına silah taşıyorduk'dediği anda,Türkiye'nin nasıl bir oyunun içinde olduğunu anlıyoruz.
Suriye'nin muhalif grupları kim;IŞİD.ÖSO,EL NUSRA.....
Yani,terörist gruplar,yani müslüman terör örgütleri.Peki,bu muhalifler kimi öldürüyor,MÜSLÜMANLARI!
Bu durumda,gönderdiğimiz silahlar kimi öldürüyor,Müslümanları.
Elimize kan bulaştı mı?
Yani.
Suriye topraklarında Rusya uçağı düşürüldü.Pilotun biri kurtuldu ama diğeri,paraşütle atlarken havada kurşuna dizildi ve yerde linç edildi.
Cumhurbaşkanı 'Rusya uçağını düşürdük'dediğinde,toplantıdaki öğretmenler ellerini patlatırcasına alkışladılar.
Kalıbınızdan utanın ordaki ey öğretmenler!Yazıklar olsun sizin aldığınız eğitime.Hadi, muhtarların çoğu cahil,her durumda alkışlıyorlar da,siz eğitimlilere ne oluyor?
Savaş angajmanı diyerek uçak düşürülüyor,hiç aklınıza daha önceki sınır ihlallerimiz geliyor mu alkışlarken?
Yunanistan,Ege hava sahamızı sürekli ihlal eder örneğin,uçaklarını düşürüyor muyuz?
Ya,sınırlarımızı yolgeçen hanına çeviren teröristiler için ne yaptık bugüne kadar?
Bu ülke bizim değil mi de,teröristler ellerini sallayarak Suriye'ye girip,can alıp çıkıyorlar ve bizim sesimiz çıkmıyor da şimdi mi aklımıza sınır ihlali geldi?
Rusya'yı karşımıza almak....
Pardon da,Rusya'dan alınan doğalgazla ısınıyor,sanayiyi işletiyoruz.Kessinler bakalım ne halt edeceğiz?Allahtan,'Hayır kesmeyeceğiz'dediler de rahatladık ama Rusya'nın Moskova savaş gemisi konuşlandı karşımızda.Efelenin bakalım,başımıza daha ne işler açacaksınız?
Kim oluyorsak kafa tutmak için?
Rusya,doğalgazı keserse,biz de meyve sebze vermezmişiz.
Adamlar aç kaldı görüyor musunuz sayemizde?
Yahu,hiç mi okumuyorsunuz?
Adamlar,zaten gönderdiğimiz yaş meyve-sebzeyi GDO'lu,hormonlu,ilaçlı diye bize geri gönderiyor ve hükümet,o ürünleri bize yediriyor.
Rusya,işi bilmiyor,bir biz biliyoruz çünkü.
Esad'ı devirip,Şam'da,3 ay içinde namaz kılacaklar vardı hani.Aradan 4 koca yıl geçti.Ne oldu sizin namaz?Saatleri şaşırdınız belli ki!
Çok şükür yeni hükümetimiz de kuruldu.Aklıma,eski DP başkanı Süleyman Soylu'nun ve Saadet Partisinin eski başkanı Numan Kurtulmuş'un AKP için söylediği konuşmalar geliyor da....
İnsanda hiç mi utanma duygusu kalmaz?
Küfret,bakan ol,Onur diye bir duygu mu vardı ne?
Bir de damat vardı,akraba kontenjanından....
Ballı kaymak!

24 Kasım 2015 Salı

#Benim ilk öğretmenlerim Annem ve Babam.Önceliğim annem elbette çünkü babamı pek tanımadım.
Ama babamdan öğrendiğim ilk ders hep dürüst olmak.Kontrolünü hep sağlamak,hesabını iyi bilmek,öngörü olmak.Çok okumayı,hedefe gitmeyi ve sonucu ne olursa olsun,verilmiş sözü yerine getirmeyi hep babamdan öğrendim.
Ama annem dediğimde....
İşte benim öğretmenim.Hayatta insan olmayı,şefkati,merhameti,inceliği,nezaketi,duyarlılığı ve koşullar ne olursa olsun,çözüm bulmayı hep annemden öğrendim.
Annem kadar sabırlı değilim belki ama ondan hayattaki öğrenilmesi gereken çok ders aldım.
İkisi de nur içinde yatsın.
Öğretmenlerime gelince....
Çok iyi öğretmenlerim de oldu,nefret ettiklerim de.Özellikle üniversitedeki bir hocamdan.....
Ona duyduğum nefreti hiçbir sözcük tanımlayamaz.
Ama her şekilde üstümde emekleri vardır..Benim bugüne gelmeme neden oldular.
Ölenler nur içinde yatsın,kalanlara da uzun ömürler diliyorum.
Ve hepsine tek tek çok teşekkür ediyorum.
Emeklerine sağlık.

23 Kasım 2015 Pazartesi

#Öğretmenlik önemli bir meslek.Hepimiz,bugünlere gelmeyi onlara borçluyuz ama her meslekte olduğu gibi,öğretmenlerin de iyisi var,kötüsü var.
Kutsal meslek diyerek yaptıkları yanlışları görmezden gelemeyiz elbette.
Çok fazla öğretmen dostum,arkadaşım var.Bazılarını tenzih ederek,bir yetkim olsaydı,şu andaki eğitim sisteminde,okullarda çocuklarımızı emanet ettiğimiz bir çok öğretmeni emekli ederdim.
Neden mi?
Çünkü enerjileri düşük ve yorgunlar.
Gittiğim okullarda hep aynı şeyi görüyorum,mutsuz,yorgun,yaratıcılıktan uzak,bağıran öğretmenler.Haklılık payları var elbette ama söz konusu olan çocuklarımız olunca....
Kendini öğrencilerine adayan,okuyan,düşünen,sorgulayan ve öğrencilerini seven tüm öğretmenlerimizin gününü kutluyorum.
Umuyorum,hak ettikleri ücreti ve hakları alırlar.
Dip not:Evimin karşısı okul.Karşıdan gelen veli mi,öğretmen mi anlaşılmıyor okulda.Öğretmenlerimizin mesleki duruşlu giyinmelerini ve farklılıklarının fark ettirmelerini diliyorum.
Neden mi?
Okula bakarken,bir kadın girdi kapıdan,veli sandım,giyimi ve davranışları öylesine sıradandı yani.
Birden parmağını uzattı ve tiz bir sesle 'Sen,sen sen,gel,lan buraya'dedi.o ve diğer öğrencilere.
Meğer öğretmenmiş o kadın.
Şaşırdım!
Böyle öğretmen olmaz,kusura bakmasın.Erkek öğretmenleri de asla hoş göremeyiz elbette ama bir kadın öğretmen öğrencisini 'Lan'diye çağırır mı?
Hayret!
#Pazartesi günleri,semt pazarı öyküleri yaşanıyor biliyorsunuz.Hem pazardan haberler hem de altın fiyatlarıyla yarışan meyve,sebzeden söz ediyoruz.
Canan Karatay'ın kulaklarını çınlata çınlata gidiyorum semt pazarına.Şimdi de bir kaya tuzu çıkardı.Koyunlar gibi tuz yalayacakmışız,haydı hayırlısı.
İşimiz bunca GDO'lu ve hormon basılmış gıdalardan kaya tuzuna kaldı demek ki. smile ifade simgesi
Fiyatlar THY'nın uçaklarından bile hızlı gidiyor pazarda.Domates,daha şimdiden 5 lira.İyi ki,havalar soğumadı,bir de soğusa,yandık yani. wink ifade simgesi
Meyve yiyin,sebze yiyin diyenleri pazara sokmalı.her birinden demiyorum,bir-ikisinden 1'er kilo alsanız,dört kişilik bir ailenin iki akşamlık meyvesi.
Geriye kalan günlerde de taş atıp,altına oturacaksınız anlayacağınız. smile ifade simgesi
Çok yaşlı,köyden gelmiş,yüzü kırış kırış bir teyzemde kiraz kurusu gördüm ama almadım.
Çünkü,evden çıkış hesabınızla pazar fiyatları örtüşmeyince alınmıyor. wink ifade simgesi
Şaka elbette ama torbayı hiç satılmamış görünce almadığıma pişman oldum doğrusu.Yan ürünleri çok alınca gerek duymadım ama...
Neyse,haftaya alırım artık.
Böyle çalışkan yaşlılarımızı seviyorum.Ayaklarında bezermiş şalvar,eskimiş lastik ayakkabılar,başlarında tülbentleriyle eve ekmek götürüyorlar.Çok saygı duyuyorum onlara.
Mahmut amcam bana dedi ki;bir de fısıldıyor,kim duyacaksa artık? wink ifade simgesi
'Sana bir reyhan (Fesleğen) daha ektim,haftaya getiririm,gel ha!'
Karşısında mandalina satan,torununun kalbi delik bir pazarcı daha var ve atanamayan oğlu.
Başladım veryansın etmeye:Bu millet,hem şikayet eder hem de gidip oy verir bunlara.İyi oluyor.
Atanamayan oğul bana döndü ve:Abla,(Neyse ki,teyze demedi,valla alınıyorum artık) wink ifade simgesi onlardan biri de babam.Gidip oy verdi,işte halimi görüyorsun,pazarcılık yapıyorum.
Babanın yanıtı:Ne yapıyım,oy verirsem belki oğlanın bir işine yarardı.
Bu AKP,işte bunlardan kazanıyor.Çok da umurlarındaydı,atanamayan öğretmenler,polisler,gençler.
Hala akıllanamadı yurdum insanı.
Gerçekleri görmeleri için daha ne olacaksa artık?
Pazarcılarla gülümseyerek bir gün daha geçti,gitti.Şimdi,tezgahları topluyorlardır artık.
Şu saatlerde,pazardan geriye kalan ezik domatesleri,pörsümüş ıspanakları,çürümüş meyveleri parasız alma telaşındadır yoksul insanlar.
Siz de tanık oluyorsunuzdur zaten.
Ucuz diye bir şey yok ne semt pazarında ne de marketlerde.
Hayat,gittikçe daha da zorlaşıyor ülkemizde.
#Başbakan Ahmet Davutoğlu düzenlediği basın toplantısında 'MİT TIR'larına yönelik operasyon yapanlar bugünkü bu katliamlardan sorumlu olan çevrelerdir. ' dedi.
Adana-Ceyhan'da yakalanan tırlarda insani yardım değil,silah taşınıyor diye yazdığımda bana çemkirenler,hakaret edenler nerdesiniz?
Ne taşınıyormuş o tırlarda;SİLAH.
Peki,kime gidiyormuş;TERÖR ÖRGÜTLERİNE yani,TÜRKMENLERE DEĞİL.
Böyle konularda haklı çıkmak inanın insanı üzüyor çünkü,orda insanlar öldürülüyor çoluk,çocuk demeden.
Ve biz de suçluyuz.
Ar damarı çatlamak denen şeyi bilir misiniz?Ya da toplumu hepten balık hafızalı sanıp,salak yerine koymak.
Ama haklılar elbette.13 yıllık iktidarları boyunca yaptıklarını görmezden gelen ve AKP'yi iktidar yapan bu halk.Öyle iyi analiz etmişler ki,ne yapsalar ne söyleseler unutuluyor.
İnsan,dönüp de aynaya bir bakmaz mı?Silahı gönderen sen,suçlu sen ama yakalayan ve haber yapan suçlu,öyle mi?
TÜRKMENLER....
Sınırımızın 60 km ötesinde,Yayladağ-Lazkiye arasında yaşayan 1.5 milyon insan ve katlediliyorlar şu anda.
Kızılay,çadır ve gıda yardımı yapıyor bölgede.
Ülkemizden geçen 2000 tırın,Türkmenlere yardım götürdüğünü söyleyen başta sayın Davutoğlu olmak üzere tüm AKP'li vekiller,şimdi söyleyecek sözünüz,bakacak yüzünüz kaldı mı bizlere?
Türkmenler,kendilerine hiçbir zaman ne silah ne de yardım gelmediğini defalarca açıkladılar biliyorsunuz.
Peki,bu tırlar ne taşıyordu,kime taşıyordu diye sorsam?
-Ahmet Davutoğlu:Silah değil,gıda,makarna gönderdik
-Türkmenler:Bize yardım gelmedi.
-MİT müsteşarı Hakan Fidan:2000 tır silah verdik ama namlu şimdi bize döndü
-AKP'li Yasin Aktay: O tırlarda silah vardı ama ÖSO'ya gitti.
-Tır şoförü:Tırlardaki malzemeleri,IŞİD kontrolündeki bölgeye götürdük.
Diyorsa....
-Yakalanan yalnızca 2 tır ise,kalan 1998 tırla taşınan silahlar kime gitti?
-Madem,o tırlarda silah vardı,savcılar neden tutuklandı?
-Ve olayı bilen ama sesini çıkarmayan,siz AKP'liler.....
-Ve onca katliamı, müslümanın müslümanı öldürmesini sessizce seyredenler....
Geceleri nasıl uyuyorsunuz?
Kan kokusu bu,geçmez ki!

22 Kasım 2015 Pazar

#İki gündür temizlik-çi ile uğraşınca,insan biraz da sorguluyor doğrusu.
Temizliğe giden kadınlar,sigortasız çalışıyor çünkü bağımsızlar.Herhangi bir temizlik şirketiyle bağlantıları yok.
Böyle olunca vergi yok,bireysel sigortaları var ama.
Bir temizlikçi kadının günlüğü,en az 100 lira.Bu,ayda 2.800 lira ediyor,çünkü haftanın her günü işe gidiyorlar. E,aldıklarının faturalı bir karşılığı da olmayınca vergisi de yok.
Tabi,bu ücret,150-200 lirayı da buluyor bazı kadınlarda.Deterjanı,temizlik bezi,su,elektrik ve yemeği dediğinizde,bir kadının size maliyeti günlük 250-300 liraya geliyor,
iyi para.
Doktorların bile maaşı bu kadar değil sanırım.Onca yıl oku,dirsek çürüt ama ilkokulu bile bitirmeyen temizlikçiyle aynı maaşı al.Üstelik,risk aynı.O,pencereden düşebilir ama sen de,bir hasta yakınının bıçak darbesiyle ölebilirsin.
Yanlış anlaşılmasın lütfen,insanları eğitimleriyle küçümsemiyorum,yalnızca tuhaf bir durum,onu vurguluyorum.
Aklıma,geçen yıllarda anneme temizliğe gelen kadın düştü.
Kadın eğildi ve boynundan,kırmızı kurdelaya dizili çeyrek altından döküldü.
'Hanım' dedim,'Sen delirdin mi,bu altınlar boynunda taşınır mı?Biri çalar,düşürürsün,evde saklasana?'
Kadın dedi ki:'Evde,körolmıyasıca bir herif var.Bütün gününü kahvede oyun oynayarak geçiriyor.Ben,akşama kadar çalışıyorum,eve gittiğimde,elimdeki parayı alıyor ve yine kahveye gidiyor.Bende,paranın birazını saklıyorum,çeyrek alıyorum,kalanını da herife veriyorum.Bu altınları evde saklarsam bulur ama bana dokunmadığından bunları bilmiyor.'
Akıllıca ama riskli. smile ifade simgesi
Tabi,bu yazıdan çıkarılacak sonuç:
-İstediğin kadar sayıda üniversite diploman olsun,eve bir temizlikçi çağırdığında,ondan çok daha fazla yoruluyorsun. wink ifade simgesi
-İstediğin kadar üniversite bitir,ne iş yaparsan yap,bir temizlikçi kadın kadar para kazanamıyorsun. wink ifade simgesi
-İstediğin kadar temizlik yap,bütün temizliğin,rüzgar sert esene kadar. wink ifade simgesi
-Temizlikçi kadınların kocaları çok da makbul değil.Tembel herif çoğu.Üstelik,yatak odaları sorunlu. wink ifade simgesi
Ve de dip not:Temizlikçiden daha iyi temizlik yapıyorsam ve daha fazla yoruluyorsam,ben niye bu parayı ödüyorum?
Bir temizlik şirketi de ben mi kursam acaba?Temizliği en azından kendime bedavaya getirirdim böylece. wink ifade simgesi

21 Kasım 2015 Cumartesi

#Hepimizin hayatı kendi çapında bir öyküdür ve hepimizin öyküsü kendimize ağırdır.
Sizin derdiniz,bir başkasına kolay gelir,bir başkasının ki diğerine.
Taşıyabileceğimizden fazlasıdır zaten ömrümüzü yiyen kısım.
Bugün,evde temizlikçi kadın çalıyor.Yaşı 49 ama görüntüsüne baksanız 69.O kadar yıpratmış yıllar onu.
Çay molasında konuşuyoruz ve hayat öyküsünü anlatıyor.
Öncelikle,temizliğe giden tüm kadınların eşi nerdeyse hiç çalışmıyor.Kadın çalışıyor,bu kocalar kahvede oturup,yiyor.
Doğanın dengesi biraz tuhaf işliyor sanırım bu konuda.
Bu kadınınki biraz daha dramatik.Hiç yüzü gülmemiş bugüne kadar.
Anne-baba ölmüş ama babasından nefret ediyor çünkü babası,annesini öldüğü güne kadar dövmüş.
Öyküyü dinlediğinizde,ne kadar da yitik hayatlar diyorsunuz.
Çukurova'da ve ülkenin doğusuna gittikçe,yaygın olan bir gelenek vardır.
Kadının kocası ölürse ve eğer varlık varsa,o kadın malı dışarı götürmesin diye kayınbiraderiyle evlendirilir.
Eğer mal yoksa,gelin torunları götürmesin diye,yine kayınbiraderiyle evlendirilir.
Yani,pek kaçış yoktur bundan.
Bize göre saçma ama onlara göre olağan bir durum bu.
İşte,bu kadının annesi de,kocası ölünce kayınbiraderiyle evlendiriliyor.İkisi de istemiyor bunu ama gelenekler işte.
Kadının,ikinci eşten de üç çocuğu oluyor.Erkek,çocukları o kadar istemiyor ki,bizim kadını evlatlık veriyor.
Kadındaki öfke,ta çocukluk yıllarına uzanıyor.
Babası,annesini her gün döverken 'Sen,bana gelmeseydin,ben böyle olmayacaktım'diyor. Sanki,kadının suçuymuş gibi.
Neden,karşı çıkıp,gitmeyi seçmedi acaba erkek?İstemediğin ve sevmediğin bir kadınla ömür boyu evli kalmak....
Berbat bir duygu olmalı.
Bu çok kötü bir gelenek ama yaygın hala biliyorum.
Bu durumdaki kadın,erkek ne yapmalı?
Ata,dedeye isyan olmaz diyerek kabul ediyorlar ama hayatı cehennem oluyor hepsinin.
Kadın,istemediği bir erkeğin yatağına giriyor her gece,erkek,belki bir sevdiği var ama yengesiyle evlenerek sevdiğine kavuşamıyor.
Öfke,kızgınlık ve şiddet.....
Bir kenarda oturan kayınvalide-kayınpeder memnun,çünkü mal içerde kaldı.
Hayatlar yitmiş,hayatlar eksik kalmış ne gam?
Temizliğime gelen kadınların öyle öyküleri var ki....
Yazsanız ciltler dolusu kitap olur inanın.
Hepsi mi hüzün,yoksun,acı dolu yıllar olur?

20 Kasım 2015 Cuma

#Düğünlerde gelinlere takı takılır.Ülkenin batısından,doğusuna bu gelenek hep vardır.Batıda,genel olarak düşük ayar takılar,çeyrekler,Kibrit Çöpü denen gramı hafif takılar,nadiren burma bilezik (Ki,alım gücüne bağlıdır bu durum) takılırken,doğuya gittikçe takının biçimi de değişir.Samanyolu bilezikler,Maraş Burmaları,altın kemerler,3 mt'lik zincirler,takılar,takılar...
Yani,gelinin nerdeyse kilosunca altın takılır.Bir statü olayıdır takı.En fakiri de gelini kullanarak gösteriş yapar aşiret düğünü yapan da ama yapar.
Geline altın takılır,para takılır ama heykel takıldığını duymuş muydunuz? smile ifade simgesi
Gazetede bir haber okudum.Diyor ki haberde:Adilcevaz ilçesinde,iki aile arasındaki kavgada ölenler olunca,jandarma evlerde arama yapmış ve bir kadının evinde 103 parça,Selçuklu,Osmanlı ve Bizans dönemine ait eser bulunmuş.
Kadın demiş ki:'Bu takılar bana düğünümde takıldı.' smile ifade simgesi
Cidden çok tuhaf bir ülkeyiz.Kara komedi mi desem,dram mı desem,yoksa bu haberin içinde mizah mı arasam bilemedim.
Anımsar mısınız,malı götüren her siyasinin açıklaması,ya çocuğunun düğününde takılmıştır takılar,ya da sünnetinde.
Millette de ne para varmış meğer?Bir siyasetçinin oğlunun düğününde ne kadarlık gramda takı takılabilir ki,şirketler zinciri kuracak,gemicikler alacak yekün tutsun? wink ifade simgesi
Aslında bize ders olmalı bu durum.Evlilik çağına gelen çocuğunuz varsa,ya kilo aldırın ve doğuda bir aşirete gelin verin,köşeyi dönün;ya da 14 ayar,kıytırık takı takacak bir çulsuza verin.
Olmadı mı?
Toprağı eşeleyin,bulduğunuz heykelleri çocuğunuzun boynuna takın.Ne yani,Adilcevaz'daki kadın kadar da mı aklınız yok? wink ifade simgesi
1 değil,5 değil,tam 103 tarihi eser.
Köşeyi döndünüz sayemde,hadi hayırlısı. smile ifade simgesi
#Başkanlık da başkanlık....
Memlekette hiç başka sorun kalmadı,7/24 başkanlık türküsü dinliyoruz.Bıkmadınız mı hala allah aşkına?
Kendine öyle güveniyor ki,kim bilir ne pazarlıklarla seçime girildi ve özgüveni arttı?
Yeni anayasa yapılacak,ardından da başkanlık isteyecek,baktı ki olmuyor,referanduma götürecek konuyu.
Çünkü biliyor ki,bu halk,ötesini,berisini düşünmeden kendine oy verecek.O kadar emin yani gidişattan.
Siz,başkanlık istiyor musunuz?
Bunca ekonomik sorun,işsizlik,kadın cinayetleri,işçi ölümleri sürüyorken,sizin de aklınızdaki tek konu başkanlık mı?
Benim değil örneğin.
Öyle rezil bir ülkeye dönüştürüldük ki,insanlığımızı unuttuk.
Maçlarda yapılan çirkin ıslıklamalar,saygısızlığın dünyaya rezil olma hali hep onların başının altından çıkıyor.
Hadi,Fransa'daki katliamı ıslıkladınız,ölenler gavur.Peki;Ankara katliamındakini de Konya maçında ıslıkladınız.
Siz ne biçim insansınız?
AKP gençlik teşkilatının o insanları bedava biletle o statlara soktuğunu biliyorsunuz değil mi?
İşte,bunların insanlığı bu kadar.
Ölen insanları yuhalatmak....
Anımsıyor musunuz,Berkin Elvan'ın annesini de yuhalatmıştı sayın Erdoğan.
Müritlerinden de başka bir şey beklenemezdi değil mi?
Madem bu kadar duyarlılar bu AKP'li gençler,dünyanın her yerinde müslümanlar birbirini öldürüyor.Bırakın dışarıyı,ülkemizde Suruç,Diyarbakır,Ankara ve diğer her yerde öldüren de müslüman,ölen de.
Neden sesiniz çıkmıyor,neden sokaklara dökülmüyor,protesto etmiyorsunuz?
Bedava bileti buldunuz ya,meydan sizin.
Benden değilsen yaşam hakkın yoktur demek olmaz.
İnsan olun biraz,insan.Vicdan diye bir duygu da var biliyor muydunuz?

19 Kasım 2015 Perşembe

#Hepimizin hayatında iyi,kötü günler vardır.İyi günleri anımsarız da,kötü günleri,beynimizin bir köşesine saklarız,çünkü kötüdür ve anımsamak istemeyiz.
Ama bazen,bir fotoğraf karesi,bir haber bizi ta o günlere götürür.
Bunlar,çoğumuzun yaşadığı şeyler.
Ben de,az önce bir fotoğraf karesi gördüm örneğin.Adam,hayatında hiç kötü bir şey yapmamış gibi,vicdanı rahat olmalı sanırım,fotoğraf karesine girmiş.
Geçmiş öykünüzü bilen birinin bu fotoğrafı yayınlaması bile yeterince üzücüama fotoğraftaki şahsa bakıyorum....
Ellerinde kaç kişinin kanı var da,böyle rahat rahat görünüyorsun be adam?
İsmini dahi anmayacağım ama sen bir katilsin,ötesi var mı?
Aynaya her gün tıraş olmak için bakıyorsun değil mi?O yüzde ne görüyorsun?
Öldürdüğün insanların yüzü de yansıyor mu aynana?
Her gece yastığına başını vicdanın rahat koyuyor musun cidden merak ediyorum?
Öldürdüğün insanların kurşunlarla delik deşik ettiğin bedenlerini nasıl unuttun?
Ben unutmuyorum örneğin,sen nasıl başardın?
Ya da öğretmendin sanırım?
Öğrencilerin biliyor mu senin bir katil olduğunu?
Ne öğretmiştin öğrencilerine doğruluk,dürüstlük,insanlık....
Sen nesin peki?
İnsan,erkek,baba,eş,kardeş....
Ama bir sıfatın daha var eklenecek olan biliyorsun değil mi?
Yıllar geçse de,cezanı çekmesen de,ellerinde kan var.
Herkes unuttu belki ama ismini duyan,fotoğrafını gören bizler,öldürdüğün insanların çocukları, seni unutur muyuz sanıyorsun?
Aslında üzücü bir fotoğraf karesi ama daha üzücü olan,bu öyküyü bilen insanın bunu yayınlaması.
Bu daha mı çok koydu ne?
#AKP,CHP,HDP ve MHP'li vekillere.....
Ekranlarda vekilleri izliyorum,kimi boynuna bayrak asmış,kimi rabia işareti yapmış,kimi kürtçe,kimi besmele çekip,kimi de sol elini kaldırarak,barış işaretiyle yemin ediyor ama aslında şov yapıyorlar.
Meclis,devlete kafa tutma ve şov yapma yeri değildir.
Bütün vekilleri kınıyorum,ayırt etmeden.
Seçmen sizleri bu meclise iş yapın,sorunları çözün ve birlikte refahı yüksek,özgür bir ülke yaratın diye gönderdi.
Bunları bilerek geldiniz oraya.Kimse,sizi kolunuzdan zorla sokmadı değil mi?
Bu nedenle,ayda alacağınız 15 bin lirayı,alnınızın teriyle yemek istiyorsanız bu mecliste iş yapacaksınız.
Ülkemizin resmi dili Türkçedir.Etnik diller,şiveler elbette kullanılacaktır ama bunun yeri meclis değildir.Belirlenmiş yasalar size neyi söylüyorsa onu yapacaksınız,öbür türlü isyandır.
Kendinize gelin artık.
Kürtçe konuşarak,jet hızıyla metin okuyarak,besmele çekerek meclise girilmez.
Daha,ne yaptığınızın farkında değilsiniz,ülkeye ne hayrınız dokunacak acaba?
Göreceğiz bakalım 550 milletvekilinin kaçının soru ve araştırma önergesi vereceğini,kaçının konuyu masaya getirip,çözüm yolu arayacağını,kaçının gerçekten o mecliste işini yapacağını.
Göreceğiz!
Ama bu kafayla giderlerse işimiz zor elbette.
Kılavuzu bu vekiller olanın burnu .... çıkar mı?

17 Kasım 2015 Salı


#Bazen,hayattan,kendimizden bile kaçmak isteriz.Bugün, bir arkadaşımın köy evine gittim.Öncelikle,kendisine çok teşekkür ediyorum ,unuttuğum toprağın kokusunu yeniden duydum sayesinde.
Çok şey öğrendim yaşadığım bölgeye dair.Hayatımda ilk kez turp tarlası gördüm örneğin.Hatta,tarladan turp bile çektim.Gerçi,henüz hasat zamanı değildi ama çektim işte.
Göğün mavisi,kavak ağaçlarının hışırtısı,korkarak başını okşadığım köpekler(Ki,biri fenaydı ve hiç yaklaşmadım) wink ifade simgesi
uçsuz,bucaksız Çukurova tarlaları....

Okaliptus ağaçlarının kavrukluğunu sorduğumda,meğer,yaz boyu yazılarıma konu ettiğim anız yangınları ağaçları da yakmış.Yalnız ağaçları mı,tarladaki tüm canlıları da.
Arkadaşım dedi ki;'Hayvanlar yanarken,özellikle kaplumbağaların öyle tiz bir çığlığı vardı ki,elimden hiçbir şey gelmedi ve yandılar.Öfkem,bir kat daha arttı elbette.İnsanoğlu,bu kadar düşüncesiz ve bencil ve doğayı katletme hakkını kendinde görüyor.
Paylaşılmayacak ne var cidden anlamıyorum.Göğün mavisi de aynı,rüzgarın esintisi de.
Uzun uzun salıncakta öylesine oturdum.Ne çok yorulmuşum meğer.
Gün biterken....
Hayatımda,nadiren sucuk-ekmek yemişimdir.Çok acı ama Çukurova'nın milli içkisi şalgamla da ne yeniyormuş meğer. wink ifade simgesi
Çukurova'da,güzel bir öğle sonrası yaşadım ve değdi doğrusu.
Herkese tavsiye ederim diyeceğim ama....
Sahi!
Hayatında hiç turp tarlası gören,çamuruna bulanan,dahası Çukurova'nın toprağına ayak basan birileri var mı bir yerlerde? smile ifade simgesi
#Meclisteki yemin törenini izlediniz mi?
Leyla Zana'nın her zamanki 'Yaparım bilirsin'tavrını,HDP'li vekillerin hangi hızla okuduğunu anlamadığımız yemin metnini....
Hadi bir söz edelim üstüne.
HDP.....
Muhalif bir parti ve meclise girme amacı da.....
İşte burası biraz karışık.
Millet,vekili neden seçer?Ya da şöyle soralım:Meclisteki göreviniz nedir?
81 ilden meclise vekil gönderirsiniz çünkü,o vekiller,bölgesel sorunları iyi bilir ve meclis çatısında dillendirir ve de çözüm üretir,olması için girişimlerde bulunur.
HDP'nin amacı ne?
Güneydoğu,iş olanağı,yatırım,coğrafi konumu ve ırkçılık söylemleriyle sorunlu bir bölge.
Devletin görevi,ülkenin her yerinde eğitimden,sağlığa,fabrikadan,kültüre hayatın her alanında yatırım yapmak,hizmet götürmek.Güneydoğuya gönderilen doktoru,mühendisi,işçiyi,öğretmeni öldürüyorsunuz,iş makinelerini yakıyorsunuz.
İyi de,siz ne istiyorsunuz?
Bugüne kadar sanılıyor ki,yalnızca ülkenin güneydoğusu eksik.Siz hiç,Çukurova'nın dağ yamacındaki yoksulluğu,işsizliği,sefaleti gördünüz mü?
Güneydoğuda,su ve elektriği bedava kullanıyorlar üstelik,onların bu şansı da yok.
Leyla Zana....
25 yıl öncede mecliste sorundu,şimdi de sorun.
Devlete kafa tutuyor.
Mecliste vekil olması için kafasına silah mı dayadılar?Vekil olmak epeyce maliyetli bir iş üstelik.
O meclise geldiysen,bu ülkenin vatandaşı olduğun,bölgeye ve yaşadığın ülkene hizmet vermek için seçildin.
Bu neyin kafası?
Çok mu zoruna gidiyor yemin metni?
Bunları bilerek geldin oraya.O yemini de edeceksin,bu ülkeyi de tanıyacaksın.
Çok mu itiraz ediyorsun?
Neden,bu ülkenin işçi,emekli,memur,esnafından toplanan vergilerle sana verilen maaşı istiyorsun o zaman?
Hem Türk,Kürt,Alevi,Sünni demeden her vatandaşın cebinden alınanla maaş alacaksın hem de isyan edeceksin öyle mi?
Yok öyle bir şey hanımefendi.
Yıllar,bu kadına hiç yol göstermemiş belli ki.İnsan biraz öğrenirdi,ekmek yediği tabağa tükürülmeyeceğini.
Her vekilin görevi,bölgesindeki sorunları çözmektir,sorun çıkarmak değildir.
Bir notta Silvan,Silopi ve bölgede sokaktaki kilit taşlarını söken,hendek kazıp,bomba koyan ve askere saldıranlara...
Yarın çocuğunuz ateşlendiğinde,eşinizin doğumu geldiğinde yardım isteyeceksiniz .Ambulanslar hangi sokaktan geçecek dersiniz?Kırıp,döktüğünüz yerlerden mi?
Taşladığınız,küfürler yağdırdığınız,öldürdüğünüz askerlerden yardım isteyeceksiniz. değil mi?
Bu nankörlük niye?
#Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan'a.....
G-20 zirvesinde,sayın Erdoğan şu açıklamaları yaptı:'Ey işçi ve patronlar!Parayı öbür dünyaya mı götüreceksiniz?Ölümlü dünyada yaşıyoruz.Giderken cebinize koymayacaksınız bu paraları.İşçinize daha duyarlı davranın,daha az kâr edin,daha çok ücret verin'
Bunları okuyunca 'Tanrım!' dedim.'Biz ne şanslı bir ülkeyiz,işçisini bu kadar düşünen bir cumhurbaşkanımız var.
Nasıl dua etsek sağlığına acaba?'
Aklıma fesatlık düşüyor birden ve dışımdan! diyorum ki,aleme akıl veren cumhurbaşkanımızın dört bakanı 17/25 Aralık yolsuzluk olaylarını yapmış ve ayakkabı kutularında,para kasalarında milyon dolarları saklamışlardı.
Bu adamlar,o paraları halkla bölüşür mü acaba?Sonuçta,halkın cebinden ç-alındı değil mi?
Sonra,oğullarının gemicik filoları aklıma düşüyor.Acaba,onların getirisini de halkla bölüşür mü çocukları?TÜRGEV VAKFI,verilen bağışlar, götürülen arsalar da birden aklıma gelivermiyor mu?
Kızının kurduğu vakfa akıtılan paracıklar....
Ama en önemlisi,telefon tapelerine yansıyan evde sıfırlanması gereken ve Bilaloğlanın bir türlü anlayamadığı milyon dolarlar.....
Madem,hayat müşterek ve madem ölümlü dünyadayız!
Ataların bir sözü vardır bilir misiniz?
-Ele verir talkını,kendi yer salkımı'
Bunlarınki o hesap.
Benimkisi benim olsun ama ey işveren,sen dağıt.
Sayın cumhurbaşkanından bir-iki isteğim var vatandaş olarak.Ankara'ya yolum düştüğünde,1150 odalı,adı Ak-SARAY ama tanımı KÜLLİYE olan sarayda konaklamak istiyorum.Tanesi 1000 liralık kadehten kesinlikle su! içeceğim.Sefasını biraz da biz sürelim değil mi?Sonuçta bizim paralarımızla yapıldı o SARAY!
Gelelim ikinci talebe:Efendim,madem bu kadar vericisiniz,hani diyorum ki,benim çocuk da üniversitede okuyor.Yüksek lisans yapacak,dil eğitimi için yurt dışına gidecek,yani eğitimini yurt dışında tamamlayacak.
Sizin çocuklara Remzi Gür sponsor olmuştu.Siz de,benim çocuğuma sponsor olsanız da,şu işe bir el atsanız olmaz mı?
Üstelik,benim çocuğum çok akıllı,yaratıcı,üretken bir çocuk.Yani,çevrenizdekilere hiç benzemiyor. wink ifade simgesi
Efendim,size hayır lazım değil mi?Giderken cebinizde götüremeyeceğinize göre o paraları,bir işe yaratabilirsiniz.Cennetin kapısını da zorlamazsınız bu durumda. wink ifade simgesi
Dört çocuğunuz var,benimkine de bir babalık yapsanız da beş olsa.
Her hayırda bir şer aramayalım ve hayır da bir evet bulalım değil mi efendim?
İstirham ediyorum sizden.
O paraları paylaşalım.Fazla değil,ucundan,kıyısından verseniz de olurdu hani.
Kendim için bir şey istiyorsam namerdim valla çocuk için. wink ifade simgesi
Size dokunur mu efendim? smile ifade simgesi

16 Kasım 2015 Pazartesi

#Bizimkisi konuşurken B.Obama sakız çiğniyormuş.
Biri de çıkmış diyor ki;'Sakız,Amerikan kültüründe vardır.Bu nedenle saygısızlık addedilemez.'
Acaba diyorum ve sesli düşünüyorum.Amerikan başkanı Barak Obama,Rusya devlet başkanı V.Putin ile görüşürken de sakız çiğniyor mudur?
Hani,bizimkisinin eli Obama'nın yanağını okşar gibi çıkmıştı ya!
Hani,yalaka basın o görüntülerden de nemalanmaya çalışıyor ya!
İşin masal kısmına dalmayı nasıl da iyi beceriyoruz.
Yine bizimkisi konuşurken Obama kulaklık takma gereğini de duymamış.
Neden acaba?
Karşınızdakini adam yerine koymanın kriterleri vardır.Eğer,birini ciddiye alırsanız can kulağıyla dinlersiniz.Ne sakız çiğnersiniz ne de gözlerinizi kaçırırsınız.
Çok adam yerine konmuşuz meğer,çok!
G20 zirvesini biliyorsunuz.Dünyanın ekonomisi en güçlü devletleri bir araya gelir ve bazı kararlar alırlar.
Antalya-Belek'de ev sahipliği yaptı Türkiye.
Bizimkisi cidden One Man Show yaptığını sanırken kim dinledi,kim uyudu,kim sakız çiğnedi ortada işte.
Başka söze ne hacet?
Dip not:Bir de,perdelik kumaşa dolanan,taşlı gözlükleriyle,yüzüne maske takmış ifadesiyle biri dolanıyordu ortada.
Hadi,bunu anlarım,eş kontenjanından giriyor da,kızının orda ne işi var?
Devletin hangi resmi kurumuyla alakası var da,salındı ortada?
Obama ile sakız tanışıklığı vardı,belki ondandır.
Anımsadınız mı,bu hanım kızımız,tiyatroya gittiğinde ağzındaki sakızı patlatınca oyuncu tepki göstermişti ve o oyuncunun maaşı kesilmişti.
Bu derece muteber birisidir kendisi.
Bu ülke,bu insanları nasıl hak ediyor anlamıyorum doğrusu.