31 Mayıs 2020 Pazar

#Hani,bazen,sizin de bir şeyleri yapmaya üşendiğiniz anlar olur mu?
Bu akşam,kadına yönelik şiddeti konu edecektim ama televizyonda Vedat Sakman'ı görünce fikrim değişti bir anda. ❤️
Vedat Sakman,ilk gençlik yıllarımızın şarkıcısı.
Hiç de haz etmem kendisinden ama şarkıları güzel ayrı konu. 
'Ankara'da aşık olmak zor iki gözüm'
desem,herkes gider o yıllara mutlaka.
Neyse ki,Ankara'da okumadım.Benim meskenim İstanbul'du. 🙂
Vedat Sakman'ı dinliyorum,usta müzisyen İlhan Şeşen'le birlikte.
-Çünkü;
Ayrılık da sevdaya dahil
Çünkü;
Ayrılanlar hala sevgili.
diyor ya Vedat Sakman ve de ekliyor ardından:
'Yalnızlığım' şarkısını.
Ne de güzel bir şarkıdır bu.
Damardan damardan.
İşte,bu şarkıların içinden geçerken,insanın canı geçmişe uzanan yıllara bir kadeh kaldırmak istiyor ama üşendim birden.
Ben de,doğum günümden bir kareyle şarkıları dinlemek istedim.
Şu tembellik ne fena bir şey.
Gel de,bu şarkıları böyle dinle.😍
#Bugün pazar.....❤️
Eski,heyecanlı pazar günlerimin dışında durağan,sıradan bir pazar günü bugün.
Nefes aldığıma şükrediyorum elbette. 🙏
Gözüme birkaç haber ilişti ve
Tanrım! dedim;
Dünya bizi kıskanıyor.😂
İyi de,niye kıskanıyor acaba?
Hangi özelliğimiz var siyasette,sanatta,sağlıkta,ekonomide,bilimde,sporda?
Makalesiz Profesör olan,liyakatsız birileriyle mi,her başarının ardından doping çıkan sporcularımızla mı,dibe vurmuş,zerre kadar paradan anlamayan ekonomiyi yöneten ve tek gurur duyduğu şeyin damat olmaktan ibaret olduğunu söyleyen damat mı,başarısız söylemleriyle hala konuşan ve kitleleri ikna ettiğini sanan siyasetçiler mi;kiminle kıskanacaklar bizi?
Şunda olabilir elbette;
Kendi vatandaşına maskeyi bile dağıtamayan ama vatandaşına 1000 dolarlık çek veren Amerika'ya maske göndermeyle övünenler olabilir.
Ya da,Aziz Sancar gibi beyinleri yurt dışına gönderip,onların eğittiği bilim insanlarıyla olabilir.
Kaçan kaçana memleketten.
Ne var ki,kalsınlar değil mi?
Gelelim şu haber kısmına:
-Fotoğrafta gördüğünüz görsel ;300 futbol sahası büyüklüğündeki, Çin'in 180 milyon dolara yaptığı teleskop.Ne işe yarıyormuş peki?
Bu teleskop ile Çin uzay yarışında üstünlük ve uzay madenciliğine öncülük edecekmiş.
-Bir diğer haber ise şu:
Amerika,hani şu gönderdiğimiz maskeye muhtaç olan ülke var ya; bir ölüden çıkardıkları kalbi çalıştırarak ,başka bir insana nakil yapmışlar.
Bu ne demek?
Organ nakli bekleyen insanlara bir umut,bir çözüm demek.Belki,önümüzdeki süreçte,yalnızca kalp değil,diğer organlar da aynı yöntemle nakil olabilecek.
İnanılmaz geliyor kulağa değil mi?
Bir diğer haber:
-Dünyada ilk defa ticari bir firma (SpaceX) insanlı uzay mekiğini başarıyla fırlattı. Firma önümüzdeki yıllarda uzayda turistik geziler düzenlemeyi planlıyor.
Hani,NASA'yı geçtik,bir ticari şirket başarmış bunu.
Bizdeki,5'li şirketler topluluğu da,milletin ...... ...... meşgul.
Cengiz İnşaat,Limak vs diyorum.
Bunların,herhangi bir bilimsel ya da başka bir alanda sponsor olduğunu duydunuz mu?
Memleketin ağacı,ormanı,madeni talana hazırken ,neden yapsınlar değil mi?
Dünya,bunlarla uğraşıyorken,bizi kıskanan ve çatlasınlar dediğimiz ülkemizde,bir kurum var,adı Diyanet.
Bütçesi de,1.6 MİLYAR DOLAR!
Ne işe yarıyor bu kurum?
Ananın dizinden tahrik olabilirsin,Baba,kızına şehvet duyabilir,Aleviyle evlenilmez.piyano çalmak haramdır ve daha birçok zırvalıklar.
İşte,bizi kıskanan dünya ile farkımız bu!
Hey Maşallah bize! 🧿

30 Mayıs 2020 Cumartesi

#Bugün, atölyemi açtım günler sonra.❤️
Uzun süre açmadığınızda böyle boyalı - tinerli ortamlarda, içerde soluk almak çok zorlaşıyor,hatta dayanılmaz oluyor diyebilirim.
Bir süre baktım içeriye. Yapılacak çok iş var yarım kalan, bitmeye duran ama bir koronavirüs çıktı, hayat darmadağın oldu bir anda.
'Normale döndü' demek için erken elbette ama bu kadar cesur olan hükümetin bir bildiği vardır diye düşünüyorum.
O halde, neden bizim çalışmalarımızı hala başlatmıyorlar?
Madem, AVM'ler açıldı, kreşler açıldı, bizim çalışmalarımızın da başlaması gerekmiyor mu?
En çok, arkadaşlarımın boyalarını, üretim malzemelerini düşünüyorum. Açılmış ürünlerin korunması mümkün değil bu süreçte.
Bu da, hepsinin bozulacağı anlamına gelir ki; çok yazık olur onca paraya?
Bugün, Yelkenli Sehpayı ve aksesuarlarını bitirmeye çalışıyorum.
Başlangıç aşaması da fotoğraflarda bulunuyor.Neydi,ne oldu,ne olacak kısmına örnekleme yapıyorum.Finalini de yayımlayacağım elbette. 
Bu işler , bir anda olmuyor elbette.Süreye yaymak gerekiyor
Bugün, son boya katını attım.
Bulduğum ilk fırsatta da vernik atacağım ve montaj aşaması başlayacak.
Özgün tasarım bir ürün bu. Deniz tutkunu olanlara belki de iyi gelecek bir eşya.
Pencerenin önünde otururken, kahvenizi bu sehpaya koyarak deniz kokusunu içinize çekmek,hatta denizi düşünmek iyi gelebilir insana. 🏖️ 
Deniz mevsimi de geldi. Bu yıl, sanki zor olacak herkes için tatil fikri.
Bütün planlar bozuldu, bütün hayaller suya battı gibi görünüyor.
Bu sehpayı kimseye vermesem de, kendime mi saklasam acaba ?
Bakar bakar efkârlanırım artık. 😉

29 Mayıs 2020 Cuma

#Türkülerimiz;buram buram Anadolu kokan,sıcak,içten türkülerimiz....
Bayramı geçirdik,hayat normal olmasa da ,normale dönmeye başladı.
Zıvanadan çıkma haberleri de hız kesmeden sürüyor elbette.
Ekranda birkaç kişiyi gördüğümde,anında değiştiriyorum kanalı.Ne seslerine ne de görüntülerine dayanmam olanaksız bunların.
1003 kurbanlı, şükürlü cami fethetmenin izahını yapacak biri çıkar mı ?
Neyin fethi bu?
1003 hayvanı,zaten yerde sürünen hayvancılığımıza kurban vermenin izahı var mı?
Bir zamparadan,kahraman çıkarmaya çalışanlara da ayrıca hayret ediyorum!
Adam,hangi kadını gördüyse haremine almış.
Bu rezalet bir şey ama tarihi okumayanların yüzünden,millet de masal dinliyor.
Biz,ülke olarak bir ceza aldık almasına da ,niye aldık,neyin bedeli bu anlamıyorum doğrusu?
Söylenecek çok söz var elbette ,çok da can sıkıcı.
Yazsan,olmuyor,sussan,gönül razı gelmiyor.
Derken.....
Bir ses ve saz dinledim dün,defalarcadır da dinliyorum.
Uzun zamandır sazı bu kadar iyi çalan birini dinlememiştim.
Aşık İhsani'ye ait türküyü ,spontane gelişen bir ortamda bile bu kadar iyi saz çalan ve söyleyen biri,konserlerde kim bilir ne yapar?
Konser verirse,mutlaka dinlemek isterim bu sanatçıyı.
Oğuz Aksaç,sanatçının adı.
Biraz,müzik yolculuğunu araştırdım.Ne güzel türküler söylemiş meğer.
Bu türküye bayıldım.Sazı da,gitarı da,inanılmaz güzel çalıyor sanatçı.
Nedir bu kadınların,güzel kadın zaafı olan erkeklerden çektiği? 
Türkülere bile sinmiş.
Bakın ne diyor türküde:
-Ayvaya ben nar diyemem
-Gönlüm sen de var diyemem
-Dünyada hep güzel sevdim
-Çirkinlere yar diyemem.
Olmaz ki!😂
Bu internet sitesi hakkında
YOUTUBE.COM

28 Mayıs 2020 Perşembe

#Ömürden giden bir yıl daha.❤️
Ne mutlu ki, yanımda ailem, dostlarım, sevdiklerim ve sevenlerim var. 🙏
İnsan, daha ne ister ki..... 🙂

27 Mayıs 2020 Çarşamba

#Bugünü,kendime adadım.
Takvimler,her ne kadar 28 Mayıs'ı gösterse de,ben 27 Mayısta takılıyım bugün.
Anacığım,nurlarda uyusun hep derdi ki:'Önemli olan insan biriktirmek.Para,bunu sağlamaz,sizin insanlığınızdır karşınızdakine yaptırılan davranışlar.'
Bugün,Annemin beni dünyaya getirdiği gün.Hep derim' Tarihler şaşsa da,devrim çocuğuyum'diye.
Ruhum özgürse,muhalifsem ve bana hayat bunu öğretmişse yapacak bir şey yok. 
Cahit Sıtkı'nın insana biçtiği ortalama yaşı geçeli çok oldu elbette.
Ataol Behramoğlu'nun şiirinde dediği gibi 'Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir değil,çok şey var'.
Bunca ömrü boşa harcamak olmazdı değil mi?
Bir insan için en büyük şansı,ailesi.Her gününüzde kardeşleriniz yanınızdaysa,inanın sizden şanslı kimse olamaz.🍀
Bugün,dünyaya 'Merhaba 'dediğim gün.
Öncelikle,beni doğran Anneme ve geçmişime çok teşekkür ediyorum,bana bir hayat verdikleri için.
Anacığım,insan biriktirmenin önemini vurgulardı sürekli ve ben bugün gördüm ki,gerek sosyal medyadan ve gerekse hayatımın içinden öyle güzel insanlar biriktirmişim ki;mesaj çekenler,arayanlar beni çok mutlu etti bugün.🙂
Basit sanılan,sıradan sözcüklerin içindeki derinlik başka bir şey.
Birilerinin aklında olmak ve anımsanmak insanı öyle mutlu ediyor ki,bunu ancak yaşayan anlar.
Bu akşam,ailem yanımdaydı ve beni arayan dostlarım....
İyi ki,hayatımdalar,iyi ki varlar.!
Sizler olmasaydınız,bir yanım eksik kalacaktı. 🙏
Beni doğuran Anneme ,bugünlere gelmeme yardım eden aileme,yanımda olan herkese çok ama çok teşekkür ediyorum.
Kızım,yanımda değildi bu akşam,üzüldüm ama telafi edeceğiz elbette. 
Annem bana ,iyi insan olmanın erdeminden söz ederdi,vicdan ve merhametten;
Ben de diyorum ki:Tanrı,herkese benim kızım gibi bir evlat versin.
Bu kadar nazik,düşünceli bir evlat var mı bilmem?
Burdan,yanımda olan tüm dostlarıma,arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum ve ' iyi ki varsınız ' diyorum.
Bir gün,bir yerde rastlaşmak dileğiyle....🙏
Sevgimdesiniz.❤️

26 Mayıs 2020 Salı

Ben,öncelikle bir Heykeltıraşım.Aynı zamanda Takı Tasarımcıyım.
ÖYKÜ SANAT EVİ de,atölyemin adı. Her şeyin bir ÖYKÜ'sü var diye inanırım her zaman.
Bugün,sıra takıların öyküsünde. :)
Baba mesleği kuyumculuk olunca,takılara ilgi de oluyor. haliyle. 
Takılarım,prototip aslında.Vakit geldiğinde,kuyumcu atölyemizde altınla şekillendirme planım da var.
Altın fiyatlarındaki artışı görünce,bu bana neye patlar ayrı konu. 
Koronavirüs kapsamında atölyem kapandı ama hayat devam ediyor elbette.
Üretmeye de devam benim için.
Hiçbir zaman,duran bir insan olmadığım için,aldığım eğitimlerin de hakkını vermem gerekiyor fikrindeyim ve sürekli çizimdi,heykeldi,tabloydu derken vakit bulamıyorum başka işlere.
Evinde canı sıkılan insanları da cidden hiç anlamıyorum.
Ne ara sıkılıyorlar da şikayet ediyorlar?
Gün,24 değil,48 saat olsa bile yetişmiyor bana.
Sanırım,beceriksizlik bende. 
Neyse.....
Fotoğraflarda gördüğünüz takılar,kendi tasarımlarım.
Cam Boncuklar,Ametist Taşlar,yarı değerli taşlar başta olmak üzere,birçok malzemeyi kullanarak tasarlıyorum,üretiyorum takıları.
Ucuz bir iş olmadığını belirteyim.
Bazen,fiyatını soruyorlar,söyleyince de, 'Aman,ipe dizilmiş boncuklar' dedikleri zaman, sinirlenmiyorum,cehaletlerine veriyorum sözlerini.
Oysa,bir ürünü tasarlamak,çizmek,uygulamak ve sonuç öyle zor bir süreçtir ki....
Bazen,yaptığım işi hafif bulanlara şunu yapmak istiyorum,sanatın her dalı için.:
Vereceğim ellerine kili,fırçayı ya da boncukları.
' Yap bakalım bir heykel,tablo ya da takıyı ,ne şekilde başaracaksın?'
Ama demiyorum elbette,içimden içimden. 
Takıları,evde üretiyorum.
Atölyem,yeterince kalabalık bu işler için.Bu nedenle,evdeki üretim alanım,al başını kaç düzeninde.
Ama seviyorum elbette bu işleri. 
Birkaç takım,kendime özel,satmıyorum.
Bazen,bir takıyı tasarlıyorum satış için ama öyle çok beğeniyorum ki,kimseye vermek istemiyorum.
Kıskanıyor muyum ne? 
Takılarımı,genel olarak şıklıkta tasarlıyorum.
Yani,bir kadını,şık bir tuvalet içinde düşünüyorum;üstüne ne takarsa yakışır diyerek de üretim aşamam başlıyor.
Kadınların,şık olmasını seviyorum. 
Deniz kıyısında ayrı takılar,halhallar,bileklikler;bu aralar çok revaçta tekli küpeler....
Takıların gerisini fotoğraflamaya üşendiğim için şimdilik bu kadar diyelim.
Kadına,zarafet yakışır her zaman. 
#Evden çıkma yasağıyla bir bayram geçiriyoruz.
Yarın,biraz daha özgür olacağız elbette ama dikkatli olmak da gerekiyor biliyorsunuz çünkü;tehlike halen sürüyor.
'Pik yaptı ' denilen koronavirüsün inişe geçmesi de uzun sürecek gibi görünüyor.
Ne yapacaksınız bu süreçte,her şey sınırlı?
'Evde Bayram Konserleri' başlığındaki konseri izledim önceki akşam.
Kubat söylüyordu türküleri.
Pir Sultan'dan,Sezen Aksu'ya,Neşet Ertaş'tan ,Karacaoğlan'a türküler,şarkılar dinledim sanatçıdan.
Çok iyi bir ses ve yorumcu,Kubat.
Konseri,internetten bulup izlemenizi öneriyorum.
Yarım kalan sevdaları,sevmenin güzelliğini,karşılıksız sevdaları ve hayatı anlatıyor hem de ders gibi anlatıyor türkülerimiz.
Bu türküleri yazanların derinlikli sevgilerini öyle hissediyorsunuz ki,sözlerde.
Hep,'eskiden şöyleydi hayat,eskiden böyleydi yaşadıklarımız' serzenişlerini dinleyerek büyüdük ama türkülere baktığımızda,gerçekten de eskiden hayat daha bir kaliteli,insanlar daha bir saygılıymış.
Şimdi,yakın uzak çevremize baktığımızda ,aklı fesat,fikri kirli,bütün hayatını alavere-dalavereye yüklemiş,saygısız,sevgisiz insanları görmüyor muyuz?
Dürüst insanı,Dyojen gibi arıyoruz ama nadiren karşımıza çıkıyor.
Neşet Ertaş'ın şu türküsü Kubat'ın sesinden:yankılanırken odada:
-Sen ağladın canım, ben ise yandım
-Dünyayı gönlümce olacak sandım
-Boş yere aldandım, boş yere kandım
-Ah rengi gözümde solan dünya
-Ah yalan dünya, yalan dünya
-Yalandan yüzüme gülen dünya
Bir bira açtım,biraz da çerez; türkülerin akışına bıraktım kendimi.
Ne kadar özlemişim meğer,Safranbolu'nun eşsiz güzellikteki evlerinin görüntüleri eşliğindeki,insanın içine içine işleyen türküleri.
Bunca yeri gezdim ama Safranbolu'ya gitmediğimi düşündüm birden.
Ölmeden önce yapılacak 100 şey listesi olur ya sosyal medyada.
Safranbolu'yu da unutmamalı.
Gezilecek ne çok yer,keşfedilecek ne çok güzellik var ülkemizde.
Anacığım,nurlarda uyusun hep derdi ki:'Kızım,uçmadan kaçmaya vakit yok ki,bir şeyleri eksik bırakmadan yapabilesin.'
Gerçekten de,uçmadan hiçbir şeye vakit kalmıyor ki.....
Oysa,üç günlük ömürde,yapamadan 'Keşkelerimizle' ne çok şey kalacak geride.
Bir sihirli dokunuş gerek insana. 🖊

25 Mayıs 2020 Pazartesi

#Sessiz,sakin bir bayram geçiriyoruz.
Kapının zili,yalnızca apartmandakilere yönelik çalışıyor.
Sokaklar sessiz,hayvanlar bile ortada yok.
Hafızalara kazınan bir bayram olacak bu bayram,koronavirüs nedeniyle.
İnsan,evde kalınca daha bir düşünüyor hayatı.
Kendime dedim ki:Her bayram,yılbaşı ya da özel günlerde herkesi istisnasız arıyorsun.
Karşılık da beklemiyorsun bunları yaparken.Kim aramış,kim aramamış önemsemeden hep arayan sensin.
Peki neden?
Eğer,sen de birileri için önemliysen,onların da seni,sen aramadan araması ya da mesaj çekmesi gerekmez mi?
Böyle diyerek telefonu elime aldım ama hadi hatırından hiç geçmeyeceğim ve mutlaka aramam gereken eski dostları,ileri yaştaki tanıdıklarımı mutlaka ben aramalıyım ,aramalarını beklemeden ama ne mümkün?
Telefon operatörleri,82 milyona hizmet verme konusunda yine ,yeniden sınıfta kaldı.
Ne demek,aşırı yoğunluk?
Fiber alt yapı diyerek övünürken ,her ay faturaları sektirmeden alırken,hizmet kaliteniz için yatırım yapmanız gerektiğini biz mi söyleyeceğiz?
Milattan önceden kalma yer altı kablolarıyla bu iş yürür mü?
Olası bir deprem,yangın ya da sel baskınında demek ki,kendi halimize kalacağız.
İletişim yerlerde sürünüyor memlekette.
Neyse....
Rehberimde kayıtlı insanlara baktım baktım ve operatörler elverdiğince herkesi aradım,birazdan kalanını da arayacağım.
Hani,bir insanı arayınca bağ bağışlamıyorsunuz sonuçta ama anmak,anımsamak ve hatır gütmek güzel şey.❤️
İnsan biriktirmek gerekiyor şu hayatta.Anımsamak,anımsanmak kadar güzel bir duygu var mı?
Bayram nedeniyle sosyal medyadan,telefondan,mesaj yoluyla beni arayan,güzel dileklerde bulunan bütün dostlarıma çok teşekkür ediyorum.
Kalbimdesiniz.❤️
Böyle özel günler,bir göstergedir aslında.Sonuçta,evin tapusunu vermiyorsunuz,telefonun diğer ucundaki insana 'Merhaba 'demek, 'Nasılsın' demek çok mu zor?
Nesilleri de böyle düşüncesiz yetiştiriyoruz.Sonra da,şikayet ediyoruz 'Eski bayramlar şöyleydi.Nerde,bizim zamanımızdaki saygılı gençlik...'?
Ne ekersen,onu biçiyorsun,olan bu!
Madem sessiz bir bayram yaşıyoruz,sevinecek şeylerimiz de kısıtlı olacak elbette.
Bu çiçeklerde olduğu gibi.
Arpa Zambakları bunlar ve çiçekler,kendi içlerinde bir hoşluk yapmak istemiş olmalılar ki,renklerini kendileri çoğaltmış.
Oysa,yalnızca pembe ve mor renkli açmıştı geçen yıl.Bu yıl,lila ve sarı da eklendi ,çok güzel bir şey bu.
Çok kısa süreli bir çiçek olsa da,hayatımı güzelleştiriyor ya,yeter! 
Biraz müzik,bir fincan çay ve dolu bir şekerlik...
Hadi,ayıp olmasın kendi şekerimden bir adedini kendim yiyeyim,şöyle en mor renginden. 🍬