Bu yazıyı okuduğumda, içimde bir umut belirdi.
Hala, her şeye rağmen iyi insanlar var bu rezil dünyada.
Aklıma, başı ezilmiş, kabuğu kırılmış, canlı canlı karıncaların yemeye başladığı, acı içinde, tiz bir ses çıkarırken bulduğum o minicik yavru kaplumbağa geldi.
Benim Ojeli Kaplumbağam.
Bir ara ayrıntısını yazarım.
Elimde yaralı kaplumbağa, Sülemiş Tepesinden koşarak inişim aklıma geliyor da.
O veterinerin, ' Bu hayvan ölür, hiç uğraşmayın' dediği ama ikimizin de inatla çabaladığı o minicik yavru.
Dedim ya; mutlu son.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder