#"Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır!"...
Mustafa Kemal ATATÜRK
Mustafa Kemal ATATÜRK
İşte böyle söylüyordu Atamız.Açılımı ise:'Sizlere,hiçbir ayet,dogma,kalıplaşmış kural bırakmıyorum.Hayat algısı değiştiği sürece,hiçbir değişimin yaşanmaması mümkün değildir.Hayat değiştikçe,insan da,koşullarda değişir.Değişilmeyeceğini inkar etmek bilimi reddetmektir.'
Evet,hayat değişiyor,bilim gelişiyor.
Evet,hayat değişiyor,bilim gelişiyor.
Biliyorsunuz,Amerika'da yaşayan bilim insanımız Prof.Dr.Aziz Sancar,kanserli hücreleri yok etmeden,DNA hücrelerini onarmayı başardığı projesiyle Nobel Kimya Ödülünü aldı.
Çok gurur verici bir şey bu elbette.
Ama....
Bu bilim insanımız eğer ülkemizde kalsaydı,ona sunulacak olanaklarla bu işi başarabilir miydi,tartışılır.
Beyin göçü,insanlık adına bir yerde iyi oluyor sanırım.
Bilimi reddeden ve tedavi yöntemlerini hurafelerde arayan bir topluma dönüşmek üzereyiz.
Neden mi?
Hayat,statik değildir çünkü ve her zaman bir devinimin içindesinizdir.
Akıl ve bilimin yolculuğunda temel, araştırmaya dayanır.Araştıracak,sorgulayacak ve sonuca gideceksiniz.
Bu,hayatın her alanında geçerlidir.Hastalıkların tanısında,tedavisinde,yaşamın kendi içindeki kalite çıtasının yükseltilmesinde,toplumsal gelişimimizde çok önemlidir.
Peki,bizde işler nasıl yürüyor?
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ,ülkemizin yüzakı üniversitelerinden biridir.Tıbbi gelişmeler,hasta yoğunluğu,başarılı çalışmaları hep göz önündedir.
Ama.....
Böyle bir üniversite,akıl ve bilim adına bakınız ne yapıyor?Başbakanın jinekolog eşi,Sare Davutoğlu önderliğinde ‘PEYGAMBER TIBBİ KONGRESİ'düzenliyor-muş.
Kongrenin konularından bazıları ise:“Kuran ve hadislerle şifa, ibadetin insan sağlığı üzerindeki etkisi, dua ve ruh sağlığı, helal ve haram gıdalar, inanç ve immünoloji”
İnsan,uluslararası bir başarıdan sonra bu haberi okuduğunda ne hissetmeli acaba?
Aslında,tıp eğitimine hiç gerek yok biliyor musunuz?Ne o öyle,yıllarca tıp eğitimi vereceksiniz,bilimsel araştırmalara milyon dolarlar ayıracaksınız,hastaneler kuracaksınız,gerek var mı?
Hastalarınızı alın,bir hocaya götürün,iki okuyup,üfletin,iyileşirse ne ala,yok,iyileşmezse,'Takdir-i İlahi'der geçersiniz olmaz mı?
Hem,masraflardan da kurtarırsınız.
Ya da hastanelere doktor yerine imam atayın.Hem dualarıyla iyileştirir,baktı iyileşmiyor 'Ruhuna El Fatiha'der.Bir taşla iki kuş,fena mı yani?
Sare Davutoğlu,Jinekoloj olarak,o güzel kafasını gıdanın haramını,helalini arayacağına, bu ülkedeki doğum sırasında yaşanan kadın ve bebek ölümlerine yorsa,hayatında jinekoloğa gitmeden doğum yapan kadınlar için proje geliştirse,sağlıklı gebelik ve doğum konusunda araştırma yapsa ve NOBEL TIP ÖDÜLLERİNDEN birini alsa fena mı olurdu?
Atatürk,bu millete çok mu güvendi acaba?Hani,'benim ulusum,her şeyi akıl ve bilimle çözecek kudrettedir' falan.
Yanılmış olabilir mi?
Çok gurur verici bir şey bu elbette.
Ama....
Bu bilim insanımız eğer ülkemizde kalsaydı,ona sunulacak olanaklarla bu işi başarabilir miydi,tartışılır.
Beyin göçü,insanlık adına bir yerde iyi oluyor sanırım.
Bilimi reddeden ve tedavi yöntemlerini hurafelerde arayan bir topluma dönüşmek üzereyiz.
Neden mi?
Hayat,statik değildir çünkü ve her zaman bir devinimin içindesinizdir.
Akıl ve bilimin yolculuğunda temel, araştırmaya dayanır.Araştıracak,sorgulayacak ve sonuca gideceksiniz.
Bu,hayatın her alanında geçerlidir.Hastalıkların tanısında,tedavisinde,yaşamın kendi içindeki kalite çıtasının yükseltilmesinde,toplumsal gelişimimizde çok önemlidir.
Peki,bizde işler nasıl yürüyor?
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ,ülkemizin yüzakı üniversitelerinden biridir.Tıbbi gelişmeler,hasta yoğunluğu,başarılı çalışmaları hep göz önündedir.
Ama.....
Böyle bir üniversite,akıl ve bilim adına bakınız ne yapıyor?Başbakanın jinekolog eşi,Sare Davutoğlu önderliğinde ‘PEYGAMBER TIBBİ KONGRESİ'düzenliyor-muş.
Kongrenin konularından bazıları ise:“Kuran ve hadislerle şifa, ibadetin insan sağlığı üzerindeki etkisi, dua ve ruh sağlığı, helal ve haram gıdalar, inanç ve immünoloji”
İnsan,uluslararası bir başarıdan sonra bu haberi okuduğunda ne hissetmeli acaba?
Aslında,tıp eğitimine hiç gerek yok biliyor musunuz?Ne o öyle,yıllarca tıp eğitimi vereceksiniz,bilimsel araştırmalara milyon dolarlar ayıracaksınız,hastaneler kuracaksınız,gerek var mı?
Hastalarınızı alın,bir hocaya götürün,iki okuyup,üfletin,iyileşirse ne ala,yok,iyileşmezse,'Takdir-i İlahi'der geçersiniz olmaz mı?
Hem,masraflardan da kurtarırsınız.
Ya da hastanelere doktor yerine imam atayın.Hem dualarıyla iyileştirir,baktı iyileşmiyor 'Ruhuna El Fatiha'der.Bir taşla iki kuş,fena mı yani?
Sare Davutoğlu,Jinekoloj olarak,o güzel kafasını gıdanın haramını,helalini arayacağına, bu ülkedeki doğum sırasında yaşanan kadın ve bebek ölümlerine yorsa,hayatında jinekoloğa gitmeden doğum yapan kadınlar için proje geliştirse,sağlıklı gebelik ve doğum konusunda araştırma yapsa ve NOBEL TIP ÖDÜLLERİNDEN birini alsa fena mı olurdu?
Atatürk,bu millete çok mu güvendi acaba?Hani,'benim ulusum,her şeyi akıl ve bilimle çözecek kudrettedir' falan.
Yanılmış olabilir mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder