30 Kasım 2016 Çarşamba

#'Çok üzgünüm' desem,önceki yıllarda,tarikat yurtlarında,yatılı kuran kurslarında ölenlerden ne farkı var Aladağ'da yanan çocukların?
8 yıl önce Konya'da,2015'de Diyarbakır'da yanan çocuklarımızdan ne farkı var?
O zaman da ağlamıştık,şimdi de ağlıyoruz.Peki ne değişti bunca yıl içinde bu ülkede?
Çocuklarımızı teslim etmişiz tarikatların kucağına,ya tecavüze uğruyorlar ya da yanarak ölüyorlar.
Bunu da unuturuz üç vakte kadar inanın.
Atatürk,tekke ve zaviyeleri 30 Kasım 1929'da,CUMHURİYETİN LAİK NİTELİĞİNİN KORUNMASI AMACIYLA kaldırmıştı.
Yani,bu cemaatler,tarikatlar,şeyhler,şıhlar bu ülkenin geleceği için büyük tehlikeydi.
Ve aynı 30 Kasım'da,çocuklarımız, bir tarikat Süleymancıların açtığı yurtta yanarak can verdi.
Din,bir ülkedeki en önemli sömürü aracıdır.Duygularınızı da,cebinizdeki son meteliği alana kadar da sizi bırakmaz.
Din üzerinden siyaset yaparak ülke yönetmeye kalkanların eseridir bu cemaatler de,tarikatlar da.
Niye şaşırıyoruz ki bu yurt yangınlarına?
AKP hükümeti,1989 tarihli Yönetmelik'te "bu yurtlar yılda en az 3 kez denetlenir" hükmünü, 2004'te "gerekli görüldüğünde" diye değiştirdi ve kimse de itiraz etmedi.
Çatısı ahşap,yerleri halıfleks kaplı,her yeri vernikli,yangın merdiveninin kapısının pvc ve kolu olmadığı için çocukların dışarı çıkamadığı, binanın ikinci panosundaki şalterlerin eskimiş olduğu ve kaçak akım rolesi bulunmadığı bir yurdu sen denetlemezsen ve de kaçak yurt binalarına göz yumarsan,BU ÇOCUKLAR YANARAK ÖLÜR KARDEŞİM!
Tabii,11 çocuk ve bir eğitmen yanarken Diyanet İşleri Başkanı meğer Adana'da, 6 milyon 639 bin liraya tamamlanan Adana İl Müftülüğü'nün yeni binasını açmamış mı?
Çok lazım çünkü müftülük binası memlekete!
Bu paraya kaç öğrenci yurdu yapılırdı hadi hesap edin lütfen.
Milli Eğitime,yurtlara,okullara ayrılan para,din işlerine ayrılandan daha az ise,oturup,ağlayalım halimize.
Bizler,daha çok dövünür ve göz yaşı dökeriz yanan,tecavüze uğrayan çocuklarımızın ardından.
Bu arada,orda,Aladağ'da çocuklarımız yanarken,utanmaz,pişkin,reziller,ülkenin her yanındaki üniversitelerde akademisyenlik yapacak ve çifte maaş kapacak kadar da vurdumduymaz,kepaze bir tutum içindelerdi dün akşam.
Merak etmeyin,yine malı götürdüler çocuklarımız yanarken.
O maaşlar,çocuklarının yanmış bedenine sarılan ana-babaların rızkından veriliyor kendilerine.
Hiç utanmaları da kalmamış meğer!
Bir de çıkmış 'İhmali olan bir durum varsa gereği yapılacakmış'diyor kadın.
UTANIYORUM KARDEŞİM,SİZİN GİBİ İNSANLARLA AYNI GÖĞÜN ALTINDA YAŞAMA UTANIYORUM!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder