9 Ekim 2016 Pazar

#Kötü komşu insanı ya katil eder ya da hasta.
Yorucu ve üzücü günler geçiriyoruz toplum olarak.Ben de payıma düşeni aldım elbette.
Bu sabah hastaneye serum bağlatmaya gittim ve bir yaşlı kadın getirdiler;her tarafı kırılmıştı.
Nedeni de şu:Yan komşusunun damına,bu kadının dut ağacının dalları düşüyormuş.Adam,daha önce silah çekmiş,içine neyi bu kadar biriktirdiyse artık?
Kadına yine dalları kesmesini söylemiş,kadıncağızda torunlardan istemiş kimse önemsememiş.
Bizim buralarda çok önemlidir ağızdan çıkan söz.
Sen de,yaşlı haline bakma ve ağaca çık,dalları kesmeye kalk.
Ağaçtan düşmüş ve her yeri kırılmıştı.
Böyle yaşlı kırıklarında emboli atma riski çok yüksektir ve özellikle kalça kırıklarının sonu da bellidir.
Teyzeyi nakledecek tam teşekkülü hastane arıyorlardı ve ben çıkarken de hala bulamamışlardı.
Kötü komşudur bu.Neyi paylaşamıyorsun be adam?Üç günlük dünyada,o dallar düşse ne olur da,o kadın bu hale geldi?
Teyze nasıl da inliyordu,derisi buruşuk ellerini sağa sola tutarak.
Çok üzüldüm haline.
Gelelim,başka bir teyzeye....
Bastona zorla dayanan bir koca.Adamın eline lavman ilacını vermişler,karına yap diye.Adamcağız,bastonunu mu tutsun,ilaç mı koysun?
Yahu!
Bu ülkede,devletin hastanesinde bu işleri hastabakıcılar yapmaz mı?
Lavman yapmak hasta yakının işi mi?
Bakın,ülkemizdeki iyi yürekli,hala nesli tükenmemiş bir kadın modeli size:
Yine çok yaşlı bir teyzenin gelini başındaydı.Yemyeşil gözleri,tombul bedeni ve ayağında şalvarıyla çok insandı.
Amcanın yanına gitti ve'Ver amcam ben yaparım'dedi.Yetmedi,kadını tekerlekli sandalyeye oturttu ve tuvalete bile götürdü.
İşte,insan evladı olmak budur.
Film gibi izliyorum gözlem odasında yaşananları.
Peki,yattığım yatağı da azıcık anlatayım:Benden önce yatan hasta belki haftalarca yıkanmamış olmalı ki,kokudan başımı yastıkta nereye çevireceğimi bilemedim saatlerce.
Boş kalan tek yatak,yani benim yatacağım kan içindeydi.
Üstüne bir şey örttüm ve öyle yattım.
Görevliye sorduğum da aldığım yanıt:'Çarşafları her hastadan sonra değiştirmiyoruz çünkü yedeği yok.Ben,şimdi bunu da alırsam sabaha çarşaf yok serecek'
Merak ediyorum,bu Sağlık Bakanlığı ne işe yarıyor?
Çarşaflar pis,yerler pis,her yer tuvalet kokuyor hastanede.
Yetkililer,beze dolanmaya mesai harcayacaklarına ,hastaneleri iyileştirmeye kafa yorsunlar artık.
Hasta olarak gidiyorum,enfeksiyon kapıp döneceğim.Bu ne rezalet?
Ve içeri bir kadın doktor girdi.
Saçına doladığı o şey,hastaya eğildikçe önünü kapatıyor.sağına soluna düşüyor örtüsü.Yani,öyle yanlış ki görüntüsü var ki bir doktor olarak.
Steteskopunu boynuna dolamış ama muayene etmiyor.Nasıl etsin ki,kulakları sıkı sıkıya kapalı.Önce,o örtüyü sıyırması gerek değil mi?
Böyle doktor mu olur,böyle hemşireler mi olur?
Kardeşim;doktor dediğin pratik olan,anında yardıma koşan insandır.
O doktor saçını açacak da,steteskopu alacak ta....
Pes artık!
Elbette,doktorlarımız iyi ki var.
Annem,nur içinde uyusun hep derdi ki:'Allah düşürmesin ama eksikliğini de vermesin'
Tanrı,olabildiğince hastanelere düşürmesin ama eksikliğini de vermesin bize.
Eğer ben,vergimi veriyorsam,vatandaşlık görevimi yerine getiriyorsam bana hizmet verecek ekibi de iyi isterim., kardeşim!
Yarın efor çektireceğim.Bakalım orda durum nasıl?
Bu ülkede,hiç mi yolunda giden bir iş olmaz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder