Hayat, her an bir farkındalığı gebe.
Yaşadığımız olayların bazısı bizi gülümsetiyor bazısı kızdırıyor ama yaşadıkça çok şey de öğreniyor insan.
Hani, sormuşlar kitap mı, insan mı diye?
Çoğunluk kitap demiş ama bana göre insan.
Her insan, iyi ya da kötü yazılmış bir kitap, içinde öykülerini kendisinin yazdığı.
İnsanı okumalı diye düşünüyorum. Kitap, sonra da gelir.
Son dönemde, siyasetteki ayyuka çıkan rezillikleri gördükçe çok sinirleniyorum.
Deniz Baykal' a hala sahip çıkan CHP örneğin.
Kes biletini, cam kenarı olsun, yandan yandan, geçmişte yaptıklarının faturasını tüm ülkeye ödetmesini düşüne düşüne düşsün bu ülkenin yakasından.
Kendisi bitti , sırada kızı var anlaşılan.
Verdiği zarar yeter!
Merve Akpınar örneğin.
Hani şu, Urfa' da hentbol'da adını duyuran, 13 yaşında, imam hatipte okuyan, şort giyen kız çocuğu.
Okulun müdürü, çocuğu okula aldırmamış, 'yasak hemşerim' demiş çocuğa.
Niye? sorusunu sormuyorum bile.
Kafa nato olunca şaşırdık mı?
Bu çocuğu, başka bir okul sahiplenmeli ve örnekleri çoğaltılmalı.
İmam hatipler, bu ülkeye en lüzumsuz okullar. Tümü kapatılmalı.
Memleketin, aydınlık yarınları takkelilere bırakılmayacak kadar değerli.
Bugün, siyasete bulaşmak istemiyorum aslında ama yurdum insanını da örneklemeden olmaz.
Dün, Balcalı'da, güneydoğu' dan gelmiş, cehennem sıcağında, kadife giysinin içinde bir kadın tuvaleti sordu serviste. Baktı ve 'ama bunlar niye normal değil' dedi.
Yani, klozeti, alaturka tuvaletten daha pis buluyor.
Oysa, çok daha güvenli klozet.
'Çok istiyorsanız, kağıt havlu sererek kullanın, biraz daha hijyen olur' dedim,çıktım.
Kadın,dediğimi yapmış yapmasına da, sifonu çekmek yok, kağıt havlu parçaları her yere saçılmış.
Klozete bunu yapan alaturka tuvalete ne yapmaz?
Şimdi, bu temizlikçiler ne yapsın o serviste?
Vatandaş, daha tuvaleti kullanma kültürünü bile bilmiyor.
Neyse...
Dün, aklıma Karacaoğlan geldi.
Hani, hoşlandığı genç kız kendisine 'Emmi' deyince kahrolan Karacaoğlan....
Ne kadar içine battıysa artık yaş farkı ve genç kızın onu beğenmemesi.
Tamam!
Elbette yıllar geçiyor ve yaşlanıyoruz.
Saçlarımıza aklar da düşüyor, kaz ayağı çizgileri de oluşuyor ama bu gerçeği biz bilsek de, yüzümüze yüzümüze söylenmesi aynı Karacaoğlan etkisi yapıyor doğrusu.

Dün, serviste bir hemşire...
Gerçekten de, güzel bir kadın.Hemşireler, cidden güzel oluyor, görüyorum.
Balcalı'da, birkaç yıl önce bir hemşire görmüştüm....
Afet miydi, hemşire miydi anlamamıştım?
Neyse, onu da sonra anlatırım.

Sanırım, otuzlu yaşlarında.
Bir şey sordum, 'Ne istiyorsun teyze' demez mi?
Ne kadar şaşırdıysam bana 'Teyze' demesine...
Hani, kızımın arkadaşları bana teyze diyor da, bu yaşta bir hemşire de bana teyze der mi? 

Buz gibi soğudum bir anda o servisten.
Teyze ne yahu! 

Kardeşim daha iyi ya, keyfim yerinde bugün.
Teyze de diyebilirler, nine de ama bugünlük.
Yarın kızabilirim. 

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder