#Bu akşam,çok saygı duyduğum bir dostumun, hayatında çok önemli bir yer tutan Delağara belgeselinin gösterimine gittim.
Belgesel güzeldi.Yapanların emeğine sağlık.
Delağara,bu bölgede yaşayan,gücüyle tanınan çok heybetli bir adam.Hayatına dair her şeyi biliyorum.
Neden mi?
Çünkü,sevgili dostum Musa beyin yazdığı bütün Delağara kitaplarının ve diğer kitabının editörlüğünü ben yaptım,imza gününü ben düzenledim.
Hatta,yazdığı çocuk kitabını tiyatro oyununa çevirdim ama sergilemek veliler yüzünden mümkün olmadı.
Önümde,Musa beyin yazdığı son,Delağara Bozoğlan kitabının, ikinci baskısının metinlerini düzenledim, duruyor ama henüz kendisine teslim etmedim.
Musa beyle,kitaplarını inceleriz, düzeltmeleri yaparız ve baskıya gider.
Belgeselde kullanılan ve Delağara'nın altında kalarak ölümüne neden olan o kayayı da ben yaptım dekor olarak.
Bu kadar iyi biliyorum yani Delağara'nın öyküsünü.
Neden bunca yazdığıma gelince....
Belgeselde, oklava sallayan kadından tutun da,davul çalana kadar herkesin adı geçer ama dostluğuna çok önem verdiğiniz ve birlikte çalıştığınız Musa bey,size küçücük bir teşekkürü dahi etmezse,siz de alınırsınız eminim.
İnsan,böyle bir belgesel hazırlayınca,jenerikte teşekkür de eder,hadi konuşma sırasında yapmadınız değil mi?
Bunlar,küçücük ayrıntı gibi görünür ama önemlidir.
Gönül telini kırmamak gerek.
Yoksa,strafordan günlerce çalışarak yaptığım o kaya,gerçek ağırlığına ulaşabilir.
Dostluk önemli....
Ama o teşekkür bana yapılmalıydı,bu da çok önemli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder