#Bugün,malum semt pazarı günü.
Pazartesi günlerinin alışıldık görüntüleri vardı yine.Baharın gelişiyle tezgahları dolduran taze meyve,sebzeler,müşteri çekmeye çalışan pazarcılar,elindeki üç kuruş parayla evine dolmuş file götürmeye kalkan tüketiciler.
1 ay önce intihara kalkışan pazarcı işe dönmüş;sevindim.Kaygılanıyordum nicedir onun için.
Hayatın yükü omuzlarına öyle ağır gelmiş olmalı ki,yaşamaktan vazgeçecek kadar bıkmış her şeyden.
Böyle şeyler de sorulmuyor elbette.'Nasılsınız?'dedim,'İyiyim bacı'derken gözlerindeki ifade ne kadar da kötü olduğunu gösteriyordu ama ekmek kavgası işte.O pazara mutlak çıkılacak.
Moral olsun diye hiç gereksinmem olmadığı halde,tezgahından epeyce şey aldım ama kötüydü ürünleri.
Bugünlerde hiç keyfim yok.Pazarcıların bile dikkatini çekmiş ki,bana 'Sizi böyle görmeye alışkın değiliz,bir sorun mu var?'diye hatırımı sordular.
Güzel bir şeydir bu,insanların birbirini gözlemesi,gözlerinden en küçük kırılganlığı fark etmesi.
'Bir şey yok'dedim ama aslında çok şeyin var olduğunu da saklayamıyor insan.
Ama hayat işte,bir gün iyiyseniz,beş gün kötü oluyorsunuz.Herkesin yükü kendi omuzlarına ağır geliyor.
Pazarın başında durdum ve epeyce izledim insanları.
Yaşam gittikçe zorlaşıyor herkes için.Pazar arabaları nerdeyse boş,insanların yüzü gülmüyor evine dönerken.
Bugünün tek kârlı işi,o pazarcıyı yeniden görmemdi.Ayağında solmuş şalvarı,yüzündeki hüznüyle.
İyi ki yaşıyor.Bir insanın,haftada bir gördüğünüz pazarcı dahi olsa,o tezgahta var olduğunu bilmek de bir umuttur yaşama dair.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder