18 Aralık 2014 Perşembe

#17 Aralık,yalnızca Hırsızlar Haftası değil biliyorsunuz.Aynı zamanda ŞEB-İ ARUZ törenlerinin yapıldığı tarih.
Mevlana'nın anıldığı bu toplantıda,siyasetçilerin konuşması yasaklandı biliyorsunuz çünkü amaç;Mevlana öğretisini,her ne kadar ona atfedilse de,aslında onun söylemediği ''Gel! Ne olursan ol,yine gel''gibi sözlerin,insanlığı birleştirici bir davet olması açısından önemli bir hafta.
Peki,hiçbir siyasi konuşma yapılmıyorsa,burdan da eksik kalmayacak biri çıkar mı derken?
Bir de baktık ki,her yerden ve her konudan çıkan ve hala kendisini başbakan sanan cumhurbaşkanı,Şeb-i Aruz törenlerinde,almış sazı eline ve yine girmiş''Pensilvanya'daki zat''diye söze.
Hep konuşuyor da,bari buna saygısı olsaydı.Semazenler dans ederken,siyaseti konuşmak ne demek?Orası yeri mi?
Cumhurbaşkanı,adı üstünde,ülkenin en yüce makamı.Bir ağırlığı vardır ama ara ki bulasın.Makamların bir işlevi kalmadıysa ve her şeyi konuşacağını sanıyorsa,bunca bakana neden maaş veriyoruz?Zaten malı götürüyor-lar ailecek.Toplu alır-lar hiç değilse.
Bir insanın her allahın günü yüzünü görmek.Üstelik de,gözleri öfkeden çakmak çakmak ve o korkunç ses tonuyla.
Abdullah Gül böyle miydi?Arada bir,konuşur,onda da ne dediğini anlamazdık.Mikrofon gördüğü anda aşka geliyor ve sürekli konuşuyor.
Yetti ama!
Şeb-i Aruz demişken....
16 Aralık akşamı,belediyenin organize ettiği,Konya'dan gelen ekibi izlemeye gittim.Güzel bir etkinlikti.Yapanlara teşekkür ediyoruz ancak,bu memlekette yine ve her zaman ki gibi.bu tür törenlerde ''Nasıl davranılır,kimler gitmelidir?''gibi sorular anlamsız kalıyor.
İlahiler,müzik,semazenler sürerken,kundaktaki bebeğini alıp gelen kadınlar,k.... yerlerinden kaldırmayan babalar,çocuk çığlıkları,bebek ağlamaları,ve de semazenlerle sahnede dönen çocuklar....
Sahneye çıkıp atlayarak alanı oyun parkına çeviren çocuklarını fotoğraflayan aileler.....
Yahu!
Allah aşkına,bu tür etkinliklere gitmeyi öğrenin artık.Tamam,anladık ''Ağaç,yaşken eğilir''ama sizinkisi da fazla oluyor.
Sizin ağaçların henüz eğilme vakti gelmemiş,niye ısrarla anlamıyor ve her etkinliğe el kadar çocuklarınızı getiriyorsunuz?
Salon dolu ama olayı izlemek ne mümkün-dü?
Çıkışta,bir öneri getirdim yöneticilere:Mümkünse,bir de jinekolog bulundurun etkinliklerde.Madem,ağacı erken eğeceğiz,doğmamış bebeğin de hakkı var değil mi?
Eksik mi kalsınlar bunlardan?
Belki,çocuk ilerde semazen olacak.belki,Mevlana'nın öğretisini felsefe yapacak.Doğum anından başlamalı hayat, değil mi?
Ne demişti Mevlana.Ya da,asıl sahibi:''Gel,ne olursan ol,yine gel.''
Ben de diyorum ki:'''Allah aşkına,çocuklarınızı bırakacak bir yeriniz yoksa GEL-MEYİN.''
Salondaki,diğer insanları nasıl taciz ettiğinizi anlamıyor musunuz hala?
Gelelim cumhurbaşkanına:Şeb-i Aruz törenlerini bile siyasi şova dönüştüren bir insanın hükmettiği insan grubu nasıl olurdu ki,her etkinlikte ben aynı yazıları yazıyorum?Salondaki 550 kişinin içinde, saçı açık,toplasanız 20 kadının çıkmadığı bir ülkede,hala bir ekinliğe saygı duyan insanları bekleyeceğiz öyle mi?
Şu kadınlarımız,biraz aynaya baksa artık ve hayatın,saçı beze dolamaktan çok daha öte bir felsefesi olduğunu anlasa.Hem kendi hayatları hem de yetiştirecekleri çocuklar için nasıl da önemli bu konular.
Ah! Bir anlasalar artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder