1 Aralık 2014 Pazartesi

#Kadıköy metrosunda bir reklam sözü gördüm.
Diyordu ki:''Dokunursan mutluluk olur.''
Dünden bu yana bu söze takılıyım.Çevremi gözlüyorum,insanların ne sesleri ne sözleri ne gözleri ne de duyguları birbirine dokunmuyor.İyice korkar olmuşuz meğer duygularımızdan.
Birbiriyle konuşmanın yetersizliği,korkaklığı iyice kuşatmış bizleri.Taksim'de,İstikläl'de,çarşıda,orda,burda sürekli birileriyle iletişim kuruyorum.Konuştukça konular açılıyor.Karşılıklı gülüşüyoruz sürekli.''Ne olacak bu memleketin hali''değil elbette. 
İstanbul'un göçü,insanların saygısızlığı,donuk yüzler falan.Oysa,gülümsemek ne hoş tanımadığınız birilerine bile. 
Birilerine dokunmanın hazzı çok özel bir duygu inanın.Yarım saat,1 saat.....
Hoş anılar,çılgın kalabalık ve İstanbul.....
Mutlu olmak da mutlu etmek de insansı bir durum.Kaybedeceğiniz ne olabilir ki?
İlla ki,elinizi uzatıp dokunmanız gerekmiyor.Gözleriniz,sesiniz,duruşunuz dokunsun karşıdakine.
Dün,çok keyif aldım örneğin, insanlara dokunmaktan.Birlikte çay içtik,müzik dinledik,yürüdük uzun uzun.
Ne ben eksildim ne de onlar.Birlikte çoğaldık yalnızca.
Birbirimizi hiç tanımıyoruz üstelik.Belki,bir daha da hiç karşılaşmayacağız ama işin büyüsü de bu değil mi? 
Taksim'den Kabataş'a yürüyerek inmenin en kestirme yolunu bile öğrendim.
Yollar ne de kısaymış meğer. 
Havayı koklamanın,ışıltılı İstanbul'u izlemenin dayanılmaz güzelliği de cabası. 
Siz de çevrenizdekilere şöyle bir dokunun bakalım ne göreceksiniz?
Toprak mı çekiyor bilmem ama benim dokunduklarım Hatay'lı,Ceyhan'lı,Adana'lı çıktı.
Koskoca İstanbul'da bile memleketimden insan manzaralarını buluyorum ya!
Nasıl bir beceridir bu tanrım! 
Hiç tanımadığınız birinin gözlerine en son ne zaman bakmıştınız anımsıyor musunuz?
Ben,az önce simitçinin gözlerine baktım,gülümsedim ve çıtır çıtır İstanbul simidini yiyerek yürüyorum şu anda.
Siz de deneyin lütfen.Soğukmuş,yağmurluymuş ne gam?
Keyif alıyor musunuz onu söyleyin. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder