23 Aralık 2015 Çarşamba

#23 Aralık 1978-VEDAT FETULLAHOĞLU -AĞABEYİM 
Öldürüldüğünde,20 yaşındaydı.Yaşasaydı,onunla çok iyi anlaşacağımı biliyorum çünkü birbirimize çok benziyoruz.Kararlı,dik duruşlu ve asla pes etmeyen bir yapısı vardı.
Ailemizin en uzun boylu bireyi oydu.Çok yakışıklı,çok çalışkan,hiç şikayet etmeyen ve ailesine çok bağlı bir insandı.
Abimle çok anı biriktiremedim elbette ama şunu hiç unutmadım:İlkokulda kolum kırılmıştı ve annem,kardeşlerime yetişmekten vakit bulamazdı.
Abim,beni oturtur,saçlarımı iki belik yapamazdı illa ki,arkadan örerdi ve beni okula gönderirdi.İyileşene kadar böyle sürdü.
Fotoğraf çekmeyi çok severdi ve siyah,beyaz fotoğraf çeken bir makinesi vardı.Hani,üstten bakıp,ayar verilen makineler vardı ya,ondan.
Abimi çok fotoğrafladım.Hep elime verirdi makinesini,iyi ki de vermiş.Fotoğraf çekme merakım belki de ondan bana geçti.
Klasik gitarı vardı.Ümit Besen çok yakın arkadaşıydı ve Zorkun yaylasındaki evimizin bahçesinde,yüzyıllık çam ağacının altına oturur,saatlerce gitar çalıp,şarkı söylerlerdi.
Hayatımda,abim kadar özenli ve iyi giyinen çok az insan gördüm.Öldürüldüğünde,içi kan dolmuş ayakkabılarını evimize getirmişlerdi.Nasıl da iyi bir seçimdi,bugün bile anımsıyorum.
Hayalleri vardı mutlaka.20 yaşındaki herkes gibi.
Bir sevdiği var mıydı bilmiyorum ama onu kaybettiğimizde,anı defterinin içinden düşen o güzel genç kızın fotoğrafını da hiç unutmadım.

En çok yaprak sarmasını ve barbunyayı severdi ve vuruldukları gün evimizde barbunya pişmişti.
Eve döndüğümde,yemek masası kurulu,tabaklar boş ve tencerede servise hazır barbunya öylece duruyordu.Kim yedi,o yemeklere ne oldu hiç bilmiyorum çünkü o gece,hayatımızın en kanlı gecesiydi.
Annem,uzun yıllar evimizde,bir daha bu yemekleri yapmadı.
Bir cana kıymak bu kadar kolay işte.Elinize silahı alıyorsunuz ve arkasından yaklaşıp kurşun yağmuruna tutuyorsunuz.
20 yaşındaki beden kaç kurşunla ölür?
20 yaşındaki bedenden ne kadar kan akar?
Cansız bedeni evimize getirildiğinde ve bahçemizde yıkanırken,hala kan akıyordu bedeninden,bunu da hiç unutmadım.
Ve annem....
Çığlıkları,feryatları....
Bir annenin ciğerinin yanmasını ilk o zaman görmüştüm.Aylarca annem kendine gelemedi.Dövünmekten dizlerindeki çürükler aylarca geçmedi.
Biz,annemizi aslında o yıl kaybettik.40 yaşında bir kadın evladının birini,kocasını toprağa verdiğinde,boy boy çocuklarla,çaresizce ortada kaldığında nasıl bir daha ayağa kalkabilir ki?
O gün doğan yeğenim de öldü,çünkü herkesin acıdan gözü bir şey görmüyordu.O gün kaç kişiye kıydılar biliyor musunuz?
Koca bir aileyi yok ettiler.Çocukları babasız,kadını kocasız bırakıp,evlat yangınını düşürdüler yüreğine.
Diğer abim ise aylarca komada kaldı,18 yaşındaydı o da.
Hala vücudunda kurşunlar var.'Askerlikten kaçmam'dedi ve o halde askere gitti.
Çocuklarını askerlikten kaçıranlar okusun bunları.
Biz böyle yetiştik.
Ölümlü dünyadayız ve bir gün,hepimiz öleceğiz.Ailemi katleden,yardım eden 6 kişi,siz de öleceksiniz.
Ölümünüzü duyduğumda sevinmeyeceğim ama üzülmeyeceğim de.
'İyi oldu'da demeyeceğim.Elinizdeki kanla gideceksiniz bu dünyadan.
AMA SİZİ ASLA AFFETMEYECEĞİM!
ASLA!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder