20 Şubat 2016 Cumartesi

#Dışarda,mevsim normallerinin üstünde aydınlık,sıcacık,güneşli bir hava var.
Baharı müjdeliyor dallara yürüyen su.
Güneşe bakıyorum,havayı kokluyorum.İlk cemre de havaya düştü bugün.
Tüm bunları izliyorum,çünkü yaşıyorum.
Bir yandan tasarım yapıyorum,bir yandan rölyefimin alçı kalıbını alıyorum.
Yapıyorum,çünkü yaşıyorum.
Televizyonu açmaya korkuyorum artık.Ya yeni şehit haberleri gelirse diye!
Dışarda yaşayan sevdiklerimi arıyorum 'Aman ha kalabalık yerlerde bulunmayın.AVM'lere gitmeyin,Çakmak Caddesinde,Turgut Özal'da,gezmeyin,en iyisi evde oturun'diye sürekli bir kaygının içindeyim.
Diyorlar ki;'İşte,terör örgütünün tam da istediği bu.Halk eve kapansın.'
Tamam da,bu korkuyu neden bana yaşatıyorsunuz hükümet yetkilileri?
Durdursanıza bu terörü?
Neden,dışarda güneşli,aydınlık bir hava varken,bu havayı içimde hissetmiyorum,neden korkuyorum o zaman?
Televizyona bakamıyorum çünkü,sıra sıra dizilmiş tabutları,üstüne kapanarak ağlaşan insanları,gözünden bir damla yaş düşen o kız çocuğunu görmek istemiyorum artık ülkemde.
Dışarda hava güneşli ve ben az sonra işimin başına döneceğim;şanslıyım!
Ya toprağın altına giren gencecik insanlar!Onlar benim kadar şanslı değil.
Yaşayacak ömürleri ellerinden alınmış toprağın altındakiler,üstündekiler....
İçimi acıtıyor bunlar,çok üzgünüm.
Ama mikrofonlara çıkmış ve hala
'YENİ ANAYASA ve BAŞKANLIK'diye konuşuyor.
Ne demeli?
Sözcükleri tükettim mi artık?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder