25 Şubat 2016 Perşembe

#Reklamlardan illallah diyenlerden misiniz?
Gözüme bir haber ve reklam ilişti.Bu iki olay,toplumsal gidişatımızın,nezaket duygumuzun ne kadar dibe vurduğunu gösterdi bana.
Annelerimiz, bizlere bir şey alındığı zaman hoşumuza gitmese bile gülümseyerek ve teşekkürle almamızı,işimize yaramıyorsa da,haberi olmadan gereğini yapmamızı öğretmişti.
Olay ve reklamın içeriği ne derseniz?
Bir manken,mikrofonlara çıkmış ve doğum gününde gelen pırlanta hediyeleri kuyumcuya götürüp,değiştirdiğini söylüyor.
Bunu yapması elbette doğal çünkü yüzük parmağına küçük gelebilir,kolye abartılıdır,bileklik büyüktür.
Buraya kadar normal de,yaptığı değişimi,hediye getirenlerin duyması ne kadar şık bir davranış sizce?
Düşünsenize,yalnızca onu düşünerek bir hediye alıyorsunuz ve o bunu değiştirdiğini milyonlara reklam ediyor.
Acaba şunu mu kanıtlamaya çalışıyor:'Bakın,görüyorsunuz ne klas bir kadınım.Bana da böyle pırlantalı hediyeler geliyor.Beğenmiyorsam,değiştiriyorum.Çok pahalı bir insanım,çok.'
Reklama gelince....
Bir kadın,kaybettiği küpenin tekini kuyumcuya götürmüş ve yerine kolye ucu almış ve de bunu da göstere göstere yapıyor.
Ben,her iki kadına da hediye alan biri olsaydım,üzülürdüm doğrusu ve bir daha asla hediye almazdım.
Nasıl olsa değiştirecek ne gerek var değil mi?Ya da pırlanta küpeyi neden kaybetti?O kadar mı değersiz yani?Daha dikkatli olmalıydı.
Hani,bizlere şunu öğretmişlerdi:Biri,size bir hediye mi aldı,görsün diye giyinin,takın,hoşuna gider sizi mutlu ettiği için.Sonrasında,o duymadan birine verin.Sizin işinize yaramayabilir ama başkasına lazım olabilir.
Bazı şeyleri yaparken,karşınızdakinin duygularını incitmeyeceksiniz.Göstere göstere hediyeler değiştirilmez.Gizli yapın,ne yapacaksanız.
Bu kadınlara,anneleri belli ki nezaketi öğretmemiş.
Klas kadın olmak ne diplomayla ne de muhteşem vücudunuzla olmuyor hanımlar.
Duygular var ya,o duygular...
İşte o gerek insanın içinde,nazikçe kullanmak için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder