3 Kasım 2017 Cuma

#Bu aralar,dünya cidden gözüme çok kötü görünüyor.
Her gün gelen şehit haberleri,gündemi değiştirmeye yönelik açma sapan konuşmalar derken,hiç mi iyi bir şey olmuyor derseniz....
Atölyemi açıyorum,kapıda bu güzel çocuk bekliyor,elinde sokaktan bulduğu bir taşla.ve bir poşetle.
Adı,İlayda ve ben,bu çocuğu yetiştiren anneyi kutluyorum.
Neden mi?
Elince bir poşetle bana baktı ve 'Diğer çocuklar ne zaman gelecek?'dedi.
'Onların saati belli olmaz,neden sordun?'dedim;
Atölyeme gelen çocuklar için bir paket lolipop şekeri almış hediye olarak.
Bu kadar ince ruhlu bir çocuk yetiştirmek başarılı bir anneyle karşılaştım demek benim için.
Atölyeme çocukları alıyorum çünkü renklerle tanışsınlar,sanatı öğrensinler ve yarının emaneti çocuklarımız iyi yetişsin diye çaba harcıyorum.
Gelen her çocuğa dergi veriyorum,içinde bilimden sanata her şeyi anlatan.
Özellikle taş getirmelerini istiyorum çünkü;önce hayal kurmalarını,hayali kağıda dökmelerini ve sonrasında da soyuttan,sömuta giden bir yolculuğu anlamalarını sağlıyorum.
En azından deniyorum diyelim.
İlayda'ya da,taşa ne çizmek istersin dedim.Fikir jimnastiği yaptırdım.Kaplumbağa dedi,Uğur Böceği dedi,ben de minik bir kirpi gördüğümü söyledim.

Önüne bir kağıt koydum ve çiz dedim,ne istiyorsan çiz.
Karaladı,çizdi ve Uğur Böceğinde karar kıldı.
Aşamalarını boyadı ve vernik atılmaya hazır hale geldi,okuluna koştu.
Çocuklara bakmayı ve görmeyi öğretmezseniz,yarının büyükleri olarak doğru yetiştiremezsiniz.
Herkes,elini taşın altına sokmalı ama herkes.
Eğer bunu yapmazsak,daha çok dövünürüz ülke olarak.
Kendi çapımda bir gayret diyelim.En azından,beni bu günlere getiren,aydınlık bir kadın olmamı sağlayan aileme ve bana bu vatanı veren Atamıza bir borç da demeliyim.
Aydınlık nesiller,bizim eserimiz olacak!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder