19 Mayıs 2022 Perşembe

 "Ahlatın başındayım' diye bir türkü var duymuşsunuzdur.

Şöyle devam eder türkü :
Ahlatın kara taşı
Yandı bağrımın başı
O yar burdan gideli
Durmaz gözümün yaşı.
Bir yar uğruna dökülen gözyaşlarını anlatır türkü.
Türküler güzeldir, yaşanmışlıkları anlatır da;
Peki, biz çocuklarımıza ne anlatacağız?
Bak çocuğum!
Biz, eskiden insanıyla, toprağıyla, geçmişten günümüze tarihi varlığıyla, tarımdan sanayiye üretimiyle çok önemli bir ülkeydik.
Dünya,bizi o yıllarda kıskanıyor muydu bilmem ama günümüz Türkiyesi, düştü bir ele, savruldukça savruluyor, kapanın elinde kalıyor tarım toprakları, fabrikalar, limanlar.
Bak çocuğum!
Akıllı olup, seni kimlerin yöneteceğini iyi seçmezsen, Aysun Kayacı ve Aziz Nesin'i illa ki haklı çıkarmaya çabalarsan, başına gelecekleri de hak ediyorsun demektir.
Hani, bir türküyle başladım ya sana neler olduğunu anlatmaya. Bak, iyi dinle beni.
Ahlat, Bitlis iline bağlı, Van Gölü'nde kıyısı olan bir ilçe.
İşte bu ilçede, memlekete hiç hayrı dokunmayan birinin önerisiyle ki, tarih, bir gün onu da yargılayacak ölmezse eğer; bir saray yapılıyor. Hem de, vatandaşın 224 Milyon TL' si ile.
Bu saray merakını Ahlat ile sınırlı sanma. Beştepe'de saray, Marmaris 'de saray,Ahlat da saray diye devam ediyor vatandaşın kesesinden.
Bu arada, vatandaş, zamlardan inim inim inlerken yapılıyor bu harcamalar.
Uçaklar, araç konvoylarını hiç saymıyorum.
Bu saraylar yetmemiş olacak ki, 9 bakanın olur da, Ahlat ' a yolu düşer diye 83 bin 499 metrekareye, hem de tarım arazisine, hem de AYM' nin kıyı koruma kanununu ihlal ediyor diyerek durdurduğu ama hiç şaşırmadığımız, oraya buraya devir işlemleriyle, işi kılıfına uydurarak 9 lüks konut daha yapılıyor.
Memleketi tarumar etmeye and içmiş bir güruhla karşı karşıya olduğumuzu tarih yazacak ama kaybedilen hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Peki, bu inşaatı yapan kim?
Tabii ki, Erdoğan 'ın yakın çevresi olacaktı.
Gürsoy Yapı İnşaat Şirketi, son 10 yılda, 77 ihale alarak 540 Milyon 124 Bin TL. kazanç sağlamış.
5'li mi, 6' lı mı çete diyorlar ya!
Ben demiyorum, onlar tanımlıyor, maşallah, yiyen yiyene memleketi.
Ne demiştim yazımın başında?
Ahlat'ın kara taşı
Yandı bağrımın başı..
Bu kafayla gidersek, gözümüzün yaşını bırakın, dövünmekten dizlerimiz çürüyecek lakin, vakit çoook geç olacak.
Şu aklınızı başınıza toplayın artık ey vatandaş!
Bu peşkeş çekilen toprak da, paralar da bizim.
Ne zaman anlayacaksınız bunları, ne zaman?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder