#Dün, yağmurda dışarıya çıkmak, çok güzel ve başarılı bir sergiyi görmemizi de sağladı.

Hep derim 'Çocukları bilimle, sanatla, sporla eğiteceksiniz, sonra da oturup başarınızın karşılığını seyredeceksiniz.'

Böyle eğitilmiş çocuklar, yarının teminatı yetişkinleri olacak.

Tesadüfen gördüğüm bu sergi, başlığından da anlaşılacağı üzere, Akdeniz Bölgesinin bitki ( Flora) ve hayvan ( Fauna) örneklerinden oluşturulan bir sergi.

BİLTEPE OKULU' nu ve Biyoloji Öğretmeni FATMA TAMER'i kutluyorum.

Çok beğendim ve çok şey öğrendim sergiyi gezerken.

Fatma Hanım, çok bilgilendirdi bizi ve anneannesinden dinlediği öyküyü anlattı, ayrıca beğendim.

Kurumuş, küçücük bir nar, bir müzik aletine nasıl da dönüşüyormuş meğer.

Sevgili Anne-Babalar ve sevgili öğretmenler, lütfen çocuklarınızı ve öğrencilerinizi bu sergiye götürün.

Ellerinden cep telefonu düşmeyen çocuklarınız doğayı, kendi yaşadığı bölgedeki hayvan ve bitki çeşitliliğini görsün, öğrensin ve gözlem yapsın.

Ben de, Defne ile Sandal Ağacı'nın aynı sandığım görüntüsünün farklı bir ağaç türü olduğunu bu sergide öğrendim.

Hani şu, özellikle erkek parfümlerindeki o şahane kokunun kaynağı, Sandal Ağacı.

Çok da gezen bir insanım ama yaşadıkça öğrenecek ne çok şey var şu dünyada, değil mi?

Sergide, Belediye Başkanı Sayın Tarhan ile de karşılaştım. Ayaküstü sohbet ettik.

O da aynı fikirdeydi , bu sergi bir süre daha kalmalı ve kalacak da.

Dünyanın her yerinde, masallar benzer içerikte.

Fatma Hanım Yusufçuk Kuşu' nun öyküsünü anlatırken, aklıma Hansel ve Gratel masalı geldi.

Hikaye , hep aynı.

Üvey Anne dehşeti, burda da, orda da değişmiyor ama suç üvey annede değil, çocuklarını atıp, onu tercih eden babalarda.

Bu öykünün gerisini dinlemek istiyorsanız, sergiye gideceksiniz, benden bu kadar.

Küçücük, kurumuş bir nar'dan çıkan ses de, aynı kuş sesiydi.

Teşekkür ediyorum Fatma Hanıma, bizi aydınlattığı için.

Bu sergiyi kaçırmayın sakın.

+11