5 Ekim 2014 Pazar

#Eskiden,asri mezarlığın kapısında ''İşi olmayan giremez''diye yazardı.Ne anlamsız bir yazıydı.İnsanlar,mezarlığa niye gider ki?
Neyse ki,kapı boyanmış da,o anlamsız yazı silinmiş artık.
Belediye,mezarlığı tertemiz etmişti.Uzun zamandır bu kadar temiz olduğunu görmemiştim.İşi gereğince yapmayı öğrenmişler demek ki.
Anneme çiçekler götürdüm bahçesinden,ektim.Mezarlık sektörünü oluşturan çocukların,ellerindeki bidonlara su doldurup, para kapma telaşına düşmeleri,uzun,beyaz sakallı,yaşlı adamların acılı insanlardan dua okuma adına para beklemeleri klasik mezarlık görüntüsü olsa da,dinde para karşılığı iş yapma var mıydı sorusu aklıma düşerken,aynı anda 3 cenaze daha getiriliyor defin için.
Bayram günü de insan ölür mü?
Ölür elbette,biz yaşamadık mı sanki!
Eskiden,mezarlığa uzun kollu giysiler ve örtüyle gidilirdi ama bu da değişmiş belli ki.Ayağında tayt olan da var,askılı bluzle gireni de.Niyet değil mi önemli olan?
Şablonlara ne gerek var değil mi?
Gözüm,hemen çaprazımda bir kadına takılıyor. Orta hallice giyimli,başörtülü,65 yaşlarında,şişmanca bir kadın.
Mezarın mermerine oturuyor,çocuklara para veriyor ve çantasından bir sigara çıkarıp tüttürmeye başlıyor.Bir kadına ait bir mezar bu.
Orda bile insanı şeytan mı dürtüyor nedir,aklıma gelenlerden utanıyorum,gözlerimi kaçırıyorum.
Ne mi düşündürüyor o kadın?Sigarayı içmesine ve rahatlığına bakınca,ya ona çektiren bir kayınvalideye içiyor diyorum sigarayı,ya da nefret ettiği birinin gidişine.
İnsan,hiç acı çekip,gözyaşı dökerken mezarlıkta böyle rahat oturur mu?
İnsanoğlu işte,aklınızdaki neyse,dilinize de o düşüyor.Kayınvalide lafı niye aklıma ilk düşen olduysa artık?
Usulca çıkıyorum,ardımda o kadını bırakarak ve ünlü caddeyi yürümeye başlıyorum.İki katlı evlere bakıyorum.36 yıl önce,bu evlerden üstümüze taşlar yağmıştı ailemin cenazeleri giderken.
Oysa şimdi,bayram telaşına düşmüş insanlar,malını satmaya çalışan tezgahlar,işportacılar.....
Ve burnuma kadar gelen sıcacık ekmek kokusu.
Nasıl da çekici oluyor ekmek kokusu.Üstümde para olsa alacağım ekmeği ama yok.
Oysa,ne kadar severim,ucundan kopararak yediğim somun ekmeği.
İstesem öylesine de verirler biliyorum.Bu kadar da yüce gönüllüdür insanımız ama utanıyorum işte.
Biraz buruk,biraz hüzün,biraz eksik bir yaşamın izini sürerek ve
güneşi hissederek eve kadar yürüyorum, kendime bir kahve yapıyorum.
Anneme ektiğim çiçekler tutar mı acaba?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder