1 Ekim 2014 Çarşamba

#Sanat,Bilim ve Eğitim düşmanı AKP
Nerden başlasam,nasıl anlatsam der ya şarkı....
Meriç Erikçi Ertunç.
Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü mezunu bir genç bilim kadını.
Prof.Dr.Gökhan Hotamışgil.Harvard Üniversitesinde,Genetik ve Kompleks hastalıklar Laboratuvarında çalışma yapan ekibin başı.6 Türk bilim insanı çalışıyormuş bu merkezde.Bu bile büyük onur bizim için.
İşte bu ekip,yağ dokusundan salgılanan bir hormonun diyabetli hastalarda karaciğerin şeker üretimini artırdığını araştırıyor.Diyabet,çağımızın en büyük sorunu ve tedavisi de çok zor.
Desteklenmesi gereken çok önemli bir çalışma bu, bilim adına.
Ülker grubu,işte bu laboratuvara 24 Milyon Dolarlık bir yardım yapmış.Çünkü,hastalıklara bilim çözüm bulur.
9 yaşındaki kız çocuklarının başını beze dolayan AKP zihniyeti yüzünden,kaç Meriç Erikçi daha yetişir dersiniz?Türbanın,özgürlük diye sunulduğu bir düzende,koskoca cumhurbaşkanının ''Din dersi zorunlu olmazsa terör artar,uyuşturucu artar,bir nesin kaybolur.Dünyanın hiçbir yerinde zorunlu Fizik dersi tartışılmıyor'' gibi...... yapar mı?
Başını beze doladığınız kız çocukları arapçayı hatmederek bilimi öğrenir çünkü.Şu eğitim sisteminden zorunlu fizik,kimya derslerini de bir çıkarsaydınız ne iyi olurdu.
Dinle,temel bilim dersleri nasıl kıyaslanır?Bu kadar cahil olmayı nasıl başarıyorlar acaba?
Uyuşturucu kullanım yaş 11'e düşmüş.Bunun nedeni,din derslerinin eksikliği mi,yoksa çocukların önüne doğru bir eğitim sistemi konmayışı mı?
Kaliteli eğitimin var mı,nitelikli insan yetiştiriyor musun onun yanıtını vereceksin.
Din dersiyle insanları oyalamayacaksın.
Çizgi film karakteri formundaki bakan,gidip torun sevse ya artık.Belli ki,yetmiyor bu konulara.
Sanat kısmına gelince:
Antalya'nın talihsiz belediye başkanı Menderes Türel,''Sanat,siyasetin üstündedir.Kapımız herkese açık''diye efelenirken,Altın Portakal Film Festivalinden,Gezi olaylarını anlatan ''Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek'' filmini çıkartırmış.
Hani,sanat her şeyin üstündeydi?
Kadınlara özel plaj açan bu kafadan mı iyi şeyler çıkacağını umuyordunuz yoksa?
Koskoca bir uluslararası film festivali kimlerin eline düştü görüyorsunuz.
İyi oldu bu Antalyalılara.Lakin,kaybeden tüm ülke ayrı konu.
Son bir yaptıkları güzelliğe de değinelim:Devlet Opera ve Balesi çalışanlarına ‘tayt, kolsuz penye, şort, kot,streç ve çivi topuklu ayakkabı’ giyme yasağı getirildi...
Bütün giysileri yasakladıklarına göre,adamların fantezisi,bütün çalışanların çıplak gelmesi mi acaba? 
Ya da,hepsine türban zorunluluğu getirilse.
Ya da,türbanla Kuğu Gölü balesini sergileseler.
Valla şahane olurdu.Yeni bir bakış açısı.Fena mı yani?
Bakın o zaman nasıl da şahlanacaklar. 
Opera ve Bale de neymiş?Eskiden opera mı vardı?Açmış bacaklarını kadınlar,her yerleri meydanda balerinler.
Aslında,tüm sanat kurumlarını kapatsalar kesin çözüm olmaz mı?
Ne dersiniz?
Bu arada:Boston'da çalışan Türk bilim insanları,ülkemize asla dönmeyi düşünmüyorlarmış.
Siz olsanız döner misiniz bu cahillerin iktidar olduğu bir ülkeye?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder