11 Mart 2015 Çarşamba

#Dışarda,insanı ıslatacak türden bir yağmur var.Hasta olmamak koşuluyla ıslanmak güzel elbette.
Hadi,bir'gayret ıslanayım dedim ve düştüm yola.Aslında,ormanda,derginin ilk yazısında konu ettiğim ama görmediğim,Roma döneminden kalma kuyuyu arıyorum ama bulamadım tabi ki.
Orman ıssız ve sessiz olunca,insanın cesareti de kırılıyor derinlere dalmaya.Ama ağacı,ormanı,çiçeği,böceği keşfetmenin hazzını alıyorsunuz bu yürüyüşlerde.
Taşa benzeyen bir şey gördüm örneğin ama taş değilmiş.Soğuktan üşümüş,kocaman bir köpek öyle kıvrılmış ki,taş sandım.Saldırmasından korktuğum için usulca sıvıştım tabii ki yanında.
Gençlerin,duvara,toprağa,çakıla,taşa aşklarını yazdığını fotoğrafladım,sanki uzun ömürlü aşk varmış gibi.
O yıllardan bugüne,kim bilir kaç aşk yaşandı üstünden.
Gençlik işte.....
Hiç bitmeyecek sanıyorsunuz duygularınızın ama bitiyor bir şekilde.
Dile getirilememiş aşkını aracının en görünmez yerine yazan da aşkı yaşıyor, tuvaletin duvarına yazan da,ormanın derinliklerine taşlarla ilan eden de.
Hayranım bu gençlere aslında.Nasıl da özgürce yazıyorlar yaşayamadıkları aşklarını.Bu toplumda,kolay mı sevdiğinin elini tutmak,sarılmak,gözlerinin ta derinliklerine bakmak....
Toplum baskısı,mahalle baskısı,aile baskısı....Zavallı gençler de çözümü böyle sakin yerlerde arıyorlar.Mikail ve Nurcan'ın aşkı örneğin.Liseli aşıklardı belki de.2011 yılında yazılmış duvara.
Gelmiş midir o duygular 2015'e?
Orman,sürprizlerle dolu.Bir bakıyorsunuz,insana huzur veren sakin bir yol,bir bakıyorsunuz,derinlerde kocaman bir Yasemin çiçeği.
Hayat,insanlara sunulmuş ne güzel bir armağan!
Keşfetmek,koklamak,dokunmak.....
İŞTE BÜTÜN MESELE smile ifade simgesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder