3 Mart 2015 Salı

#Yaşar Kemal'in''Beni,Tilda'nın yanına gömün'diye vasiyet ettiğini okuduğunuzda,siz ne düşünürsünüz bilmiyorum ama bir insan,birini her zaman en çok sevmiştir diye düşündüm ben.
Ramazan Yaşar'da söylemişti ,Tilda hanımı çok sevdiğini.
İkinci eş,Ayşe hanımı da sevmiştir kuşkusuz ama,ilk eşinin yanına gömülme isteği,öldüğünde bile onun yanında yatmak arzusundan değil midir?
Geride kalan kadın için ne trajik bir durum.
Düşünsenize,yıllarınızı verdiğiniz insan,ölürken bile tercih yapıyor!
Aşk,böyle bir şey.
Hepimiz,her zaman birini sevmeye yönelebiliriz ama birini en çok severiz ve bu kural değişmiyormuş görüldüğü gibi.
İlk kadına duyduğu sevgi ve özlemle ikinci kadınla yaşamak da kolay olmasa gerek.
Kadın açısından daha zor bir durum.
Ekranlarda,şöyle bir haber vardı:''Ayşe hanım,nasıl da aşık bir kadınmış.Baksanıza,bu kadar aşık olmasa,hiç izin verir miydi,Yaşar Kemal'in,ilk eşinin yanına gömülmesine?''
Kendini kandırma çabası elbette bu.
Düşünsenize,eşi ölmüş bir kadın,mezarın başında,eşinin,ilk karısının yanına gömülmesini seyrediyor ve bunu aşık diye nitelendiriyoruz.
Yok canım,ne aşkı,çaresizlikten bakıyor!
Ne yapacaktı,''Durun,izin vermiyorum.Onun eşi benim.Ben nereye istersem oraya gömülecek mi''diyecekti?
Böyle bir şey mümkün mü sizce de?
Yaşar Kemal,belli ki,ilk aşkını hiç unutamamış.Tabutuna sarılsan da,ardından gözyaşı döksen de,hep ikinci kadın olmuşsun meğer ve bunu vasiyetle öğreniyorsun.
Bir kadın için,bunda daha acı verici bir duygu var mıdır?
Ayşe hanım,öldüğünde vasiyeti ne olur acaba?
Bunları öğrendikten sonra da ''Beni de,diğer yanına gömün''der mi örneğin?
Sizce?
Kırılmış bir kadın gururundan daha vahimi,daha az sevilen bir kadın olduğunu öğrenmektir sanırım.
Gözyaşları,şimdi hangisi için akıyor acaba?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder