Erkeklerin 'Seviyorum,senden vazgeçemem ' sözlerine, böyle örnekleri görünce biraz şüphe ile bakmalı sanırım.
Ama bundan önce, Abdülhak Hamit Tarhan'ın , eşinin ölümü üzerine yazdığı 'Makber 'in öyküsünü bilmekte yarar var.
Makber'i, Hamiyet Yüceses'in yanık sesinden dinlemeyen yoktur sanırım.
Öyle acı yakarışlı bir şarkıdır ki Makber, dinleyen herkes ' Tanrım! Bir erkek , bir kadını ancak böyle sevebilir.Ölen eşinin ardından nasıl da acı çekiyor,sanki ölsem de yanına gömülsem der gibi ' diye düşünür değil mi?
Ama Abdülhak Hamit Tarhan, eşinin taziyesinde tanıdığı kadınla 2 hafta sonra evlenmemiş mi?
Aşkın ömrüne bakar mısınız?
Yeter ki ölmeye gör!
Bu fotoğraftaki şahıs da, AKP Gaziantep İl Başkanı.
Beyefendi, 6 Şubat depreminde eşini ve oğlunu kaybetmiş.
O kadar üzülmüş o kadar üzülmüş ki, kahrolmuş ve kendisinden 20 yaş küçük, taktığı altınlarla ayaklı kuyumcu dükkanı gibi gezen bu kadınla , hem de 6 Şubat'ın yıldönümünde evlenmeye kalkmış.
Çevresindekiler , ' Ayıp yahu! 6 Şubat'ta iki canını kaybettin, bari sonra evlen deyince, milletin gözüne gözüne sokarak daha sonra evlenmiş .
Kadın, bir de yatak odasından poz vermiş.
Sonrası malum!
Yani; demem o ki : Depremin üstünden 1 yıl bile geçmeden , insanın bir yas süreci varken, eşini ve oğlunu kaybetmişsin , acısını ne çabuk unuttun be adam da, evlendin?
Nerde kaldı sevmek, nerde kaldı birlikte yürünen yol arkadaşlığı?
Eğer ölen bu adam olsaydı, eşi değil 1 yıl sonra, ömür boyu evlenmezdi bile.
Toplumun ikiyüzlülüğüne de örnek aslında bu adam.
Bir erkek, kendinden 20 yaş küçük biriyle evlenebilir ama bir kadın kendinden 20 yaş küçük biriyle asla beraber olamaz.
Nasıl da eleştirilir kadın!
Konu erkek olunca sus-pus toplum,ne acı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder