Hayat, öyle göz açıp kapatma arasında geçiyor ki, hiç ölmeyecek gibi, hep var olacak gibi görüyoruz insanları ama bir duyuyorsunuz artık yoklar.
İşte bu nedenle söylenecek sözleri, yapılacak işleri, gidilecek yerleri, tadılacak lezzetleri hiç ertelememek gerekiyor.
Geçende, TRT Belgesel' de Nallıhan 'ı, kuş cennetini ,Kız Tepesi'ni izledim ve izlerken değerli bir fotoğraf sanatçısına mesaj çektim.
Seviyorum sanatın içindeki böyle insanları.
Sohbet ettik.
Yıllardır görmeyi çok istediğim bir yer, Nallıhan.
Dedim ,çok merak ediyorum oraları ,en güzel gidilesi zamanı hangi mevsimdir?
'Nisan' dedi.
Nisan'da gelin ,ben size rehberlik ederim.
Sözleştik ve Nisan ayında Nallıhan'a gitmeyi planlıyordum ki,
Kaybetmişiz o güzel insanı.
Çok üzüldüm, ertelenmiş ,yüz yüze tanışılmamış bu insanla yolum kesişmediği için.
Atölyemi yazarım genelde.
İlgisini çekenler olur elbette.
İki yıl önceydi, atölyemi merak eden bir beyefendi mesaj çekmişti.
Eşi de meraklıymış böyle işlere.
İlk fırsatta gelmek isteriz demişti.
O ilk fırsat hiç gelmedi.
Duydum ki , kalp krizi geçirmiş ve artık yok bu dünyada .
İnsan, üzülüyor bunları duyunca.
Gitmek mi istiyorsun?
Git o zaman!
Söylemek istediklerin var ve erteliyor musun?
Erteleme!
Vazgeçmek mi istiyorsun bir şeylerden?
Vazgeç o zaman!
Hayat, ertelemeye gelmiyor.
İki nefes arasındaki süre uzun değil.
Bir varmış, bir yokmuş oluyor insan.
Nallıhan' ı görmeyi çok istiyordum ama artık gidemem.
Bir dost yüzü eksik kaldı çünkü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder