31 Ocak 2025 Cuma

 RAĞBET PASTANESİ....

Çocukluğuma uzanan bu pastaneyi özel kılan anılarım ve lezzeti elbette.
1972 yılında kurulmuş bir pastane Rağbet Pastanesi.
Tabii ki, onu tanınır kılan ,meşhur Su Böreği ...
Kıymalısı, Peynirlisi...
Bu kadar lezzetli Su Böreğini kolay kolay yiyemezsiniz başka yerlerde .
Rağbet Pastanesi, çocukluğumun anıları dedim çünkü; 70'li yılların sonu ,boy boy çocuklarız.
Babam, yine çocukluğumun muhteşem lezzeti Muzlu Süt, Vedat Abim de, Rağbet'in Kıymalı Su Böreğini getirirdi akşamları evimize.
O kadar güzel bir tadı vardı ki, yemeği görmez ve börek kutusunun başına doluşurduk kardeşlerimle.
Abim de bilirdi bu heyecanımızı ve hemen her akşam o börek eve gelirdi.
Babamı ve Abilerimi vurdular, Babamı ve Vedat Abimi kaybettik ve o börek kutusu da, muzlu süt de mazide kaldı bizim için.
Eskinin tatları ve anıları işte!
Birkaç fotoğraf karesi, beni nerelere götürdü bir anda.
Babaları işi bıraktı elbette ama çocukları bu pastaneyi hala aynı lezzette devam ettiriyor.
Babadan oğullarına geçen mesleki miras diyelim.
Tatlıları da, pastaları da , her sabah özenle hazırlanmış Su Böreği de taze taze sunuluyor müşterilere .
Müdavimleri de çok.
Pazar günü, biraz soluklanalım diye çay içmeye uğrarız kardeşlerimle, gözüm hemen Su Böreğine takılır.
Giren herkes börek der bilirim ; bakarım ki, börek tepsisi boşalmış .
Geçtiğimiz pazar ,bir çay molasında çektim bu kareleri.
Oğlu İsmail'den çarşıyı dinledim.
Eskiden, Çukurova'ya özgü siyah şalvar satan dükkan varmış yan tarafta.
Üstünde, 1882 tarihi yazılmış eski taş yapı varmış örneğin.Ekmek fırını, az ötede eski çarşı...
Nerden nereye...
Mümkün olsa da, o doğal dokuyu yeniden canlandırabilsek.
Belki, o da olur, belki!
İşinizi iyi yaptığınız sürece asla kaybetmezsiniz!
Yolunuz düşerse ,mutlaka Su Böreğini ve diğer lezzetleri tadın derim.
Misafirperverlikleri de işin diğer güzel yanı.
Arkadaşımız diye bize özel muamele sanmayın ;
Herkese özel!😎

Tüm ifadeler

 Kübra Par....

Küfretmeyen hiç kimseyi görmedim.
Sokakta, parkta, maçlarda, kurumlarda, yetkili yetkisiz herkes alenen küfrediyor.
Küfür, ne kadına ne de erkeğe yakışmaz.
Küfür etmeye deşarj diye bahane bulanların da ,ağzı ile beyninin eşgüdümlü olmadığına inanırım.
Çevremde, küfreden insanları gördüğüm zaman ağzını burnunu kırasım geliyor.
Evet!
Şiddet olmaması gereken bir şey ama insan dayanamıyor ki.
En çok edilen küfürler ,
-Senin Ananı...
-Ananı bacını....
-Ağzına....
-Ananın.... ......
-Senin Ananı Avradını....
Neden ağız ve beyin eşgüdümlü değil diyorum ?
Bir kadına, bir anneye böyle küfredilir mi?
Bir kadının cinselliği insanın ağzında sürekli olur mu?
Erkeklerin cinsel hayatında bir yetersizlik mi var da, her bacıyı, anneyi, kadını ağızlarına doluyorlar?
Kadın da kadın!
Yetti cidden!
Yalnız kadınların bedenini değil, kendi bedenlerini de küfürlerinde alenen kullanıyorlar.
İnsanda biraz utanma olur.
'Senin ağzına....'ya da ' Senin ananı...' diye başlayan bir küfrün eyleme dönüşmüş halini düşünsenize.
Karşısına kadını getireceksin ....
İşte o anda ne söylediğinin farkına varır mı acaba küfreden?
Dünkü haber sonunda Kübra Par,şu el hareketini yaptı.
'Taşı gediğine koymak ' değil herhalde?
'Senin ..... .....'
Hem de, gazeteci gibi gazeteciler gözaltına alındığı günde, çok manidar değil mi bu hareket?
Utanmak dedim ya!
Erkeklerin geneli iğrenç ötesi küfrediyor ve bu kadar kınarken, bir hemcinsim, okumuş, eğitimli bir kadın Kübra Par...
Özür dilemeyle konu kapanmıyor.
Demek ki, fikri buna odaklıymış, ne kadar okursa okusun.
Eğitimsizlere laf söylüyorum da, eğitimli cahillerin de bir farkı yokmuş belli ki!
Edep Yahu!
2 kişi, haber odası ve yazı görseli olabilir

28 Ocak 2025 Salı

 Ülkemizi getirdikleri son durum bu işte.

Çoklu yanlışlıklar silsilesi.
Ev dedikleri ,gecekondu.
Adı üstünde ,baraka gibi alelacele yapılmış, sığınılacak bir dam.
Daha geçende, İzmir'de, babası cezaevinde ,annesi kağıt toplamaya giden 5 çocuk yanarak can vermemiş miydi?
Bu anne de, 3 çocuğu kim bilir ne için evde bıraktı?
Kafeye , kahve keyfi yapmaya ya da, AVM' de alışverişe değil herhalde!
Çocuk bu, kibritle oynayabilir, sobadan kıvılcım sıçrar, elektrikli soba düşer.
Yani; herhangi bir nedenle yangın çıkabilir.
Bu çocuklar, yaşları nedeniyle neden kreşte, okulda değil de evde?
Ve yalnız üstelik!
Buraya kadar her şey yanlış da, el kadar çocuk, bir yangın olmuş, ev hasar görmüş ve çok korkmuşken, en çok neyi söyleyebilir?
'İğne vurmayın, istemiyorum, korkuyorum.'
Ama 8 yaşında bir çocuk bunları geçmiş, parasız annesine çıkacak hastane parasını düşünüyor.
Çocukları bile ne hale getirdi bu hükümet!
3 evlat....
Anne, ne kadar korkmuştur kim bilir?
Ya çocukları ölseydi!
Bolu'da yanan 36 çocuk da candı!
İnsan, hangi bir olaya üzüleceğini bilemiyor artık ülkemizde.

Tüm ifadel

 Bugün de bekledik, istifa yok!

Koskoca bir otel yandı, 36'sı çocuk 78 insan öldü.
Aileler, yok oldu.
Geride kalanlara acısı kaldı.
Bu yangın bize ne öğretmeli?
Gittiğimiz her otelde, bir dedektif gibi yangın tüpü , yangın merdiveni, yangın dedektörü, yeterli ekipman,eğitilmiş elemanlar var mı diye araştıracağız.
Öyle güvenip de, 'nasıl olsa Kültür ve Turizm Bakanlığı denetlemiştir, insan can ve mal güvenliğini mutlaka aldırmıştır' demiyoruz.
Adamlar, buldukları her sahile, orman arazisine çökmüş durumdalar.
Onlar için ne gam ; insanlar yanmış, ölmüş, aileler yok olmuş!
Yangın, küçük büyük demeden bir felaket aslında.
Evsel yangınlarda, yangına su dökülmemesi gerektiğini, bunun alevleri daha da artıracağını evde çıkan iki yangından biliyorum.
Küçüktüm, tavadaki yağ tutuşmuştu ve evdeki misafir tavayı suyun altına atmıştı ,bir anda alevler mutfak dolabına sıçramıştı.
Zor söndürmüşlerdi yangını.
Bir diğeri da, apartmanın üst katında, ocakta unutulan yemeğin evi yakmasıydı.
Giriş kapısından içeri girmek olanaksızdı. Koyu, simsiyah bir duman duvarı vardı çünkü.
Göz gözü görmüyordu.
O yangın söndürüldüğünde ,içerdeki manzarayı anlatacak sözcük yoktur inanın.
Her yer siyahtı, duvarlar, kapılar, mobilyalar...
İsin yaydığı koku, yanmış eşyalar...
Yangın, bu kadar dehşet bir şeydi.
Bir evde çıkan yangın bu sonucu doğuruyorsa, koskoca otelde neler yaşanır düşünebiliyor musunuz?
İnsanlar, göz göre göre öldü.
Her evde, mutlaka yangın söndürme tüpü bulunmak zorunda.
Neyimize güveniyorsak?
Oysa, bu ülkede her an her şey başınıza gelebilir.
Sel olmaz, deprem olur; o geçer yangın olur, heyelan olur.
Önlem derseniz!
İşte o hiç olmaz!
İnsan yaşadıkça öğreniyor bunları.
Ve hala o bakan istifa etmedi.
'Böyle bir pişkinlik, böyle bir sorumsuzluk , böyle bir utanmazlık var mı 'diyeceğim ama daha öncekilerde ne olmuştu ki, bu bakan da koltuğundan kalksın!
Tüm ifa

26 Ocak 2025 Pazar

 Bugün Pazar...

En sevdiğim gün.❤️
İlişkiler ilişkiler..
Magazin gündeminde bir haber var bir süredir ,sanki başka derdimiz yokmuş gibi ülke olarak!
Hacı Sabancı, evli ve çocuklu bir erkek elbette,
başka bir kadından 4 yaşında bir oğlu olduğu ortaya çıkmış.
Hacı Sabancı'nın özel hayatı beni ilgilendirmiyor ama özellikle kadınların olaya bakışına bir bakış da ben getireyim istedim.
Daha önce örnekleri de olduğu gibi, evlisiniz ama eşinizi aldatıyorsunuz ve gün geliyor ,kadın karşınıza çıkıyor ve 'Hamileyim' diyor ,ne yaparsınız?
Aldatmak, onaylanacak bir şey değil elbette. Eğer, eşini aldatacak bir duruma geldiyse evlilik, ya istiyorsan durumu düzelt, ya da boşan!
Ama başka bir tene dokunup eve gitme.
Bu, hem eşine hem de evliliğe saygısızlık olur.
Bir erkek, başka bir kadınla birlikte oldu diye baba olmak zorunda mı?
Elbette hayır!
Bu kadınları anlamak da zor .
Adamın evli olduğunu biliyorsun (Deniz Akkaya örnek)
Bir de ünlüyse, bir de zengin iş insanı ise daha çekici belli ki.
Seni zorla otele-eve götürmemiş, bile isteye gitmişsin.
Her cinsel birliktelikte de ,eğer önlem almamışsanız hamilelik riski vardır.
O kadarını biliyorsunuzdur.
O çocuğu istiyorsanız , erkeğe sormak zorundasınız.
Adam, belki baba olmak istemiyor ki, bu en doğal hakkı.
Siz nasıl ki anne olmak istiyorsunuz....
Anne- Baba olmak ,bir çocuğun geleceği,sağlıklı büyümesi için çok önemlidir.
Kadın, çocuk istiyor olabilir ama o çocuğu yaptığı erkeğin de hakları var.
Sormadan olmaz.
Diyelim ki, anne olmak istiyorsunuz; ya tek başına anne olmayı seçersiniz ya da , doğsun da üstüne atarım diye o çocuğu doğuramazsınız.
Zengin, ünlü erkeklere yönelik böyle bir tutum var kadınlarda.
Bakınız ; Küçük Emrah!
Yazık bu çocuklara.
Zorla, tecavüzle hamile kalsanız neyse ama bile isteye de olmaz ki!
Erkeklerde suç yok mu?
Elbette var.
Evliysen, sadakatin de olacak.
Aldatmak nedir?
Ama aldatıyor diye baba yapılması da olmaz.
En iyisi ya aldatmayın ,ya da önlemini alın karşılıklı.
Aldatılan bir kadın bunu öğrenirse neden hala o erkekle evli kalır, işte bu da ayrı konu.
Bu vazgeçilmezlik de yani....
İyi Pazarlar...❤️

 Cübbeli Ahmet ....

Kafayı cinsellikle bozmuş güruhun temsilcilerinden biri.
Mezara kondunsa öldün öldün.
Peygamber de olsan, kadın da olsan, erkek de olsan öldün ve kardeşim, ötesi var mı?
Ölmüş bir bedene kabirde namaz kılıyordu, kadınlarla seks yapıyordu ne demek?
Yahu!
Siz neyin kafasını yaşıyorsunuz ?
Bu ne azgınlık?
Akılları fikirleri bedenlerinin altına odaklı bunların.
Birinden de , ilim irfan adına bir şey çıkmıyor.
Dini kullanarak mürit topluyorlar ,onların cüzdanını boşaltırken kendileri lüks ve saltanatın içinde yaşıyorlar.
Tabii, kadınların da biri gelip biri gidiyor diyeceğim ama İsmail Saymaz'ın ' Şehvetiye Tarikatı ' kitabını içiniz kaldırarak okuyabildiyseniz, adamlar ! şeyh, şıh, hacı, hoca ayağına önüne kim gelirse erkek, kadın, anne, kız demeden....
Anladınız değil mi?
Yok böyle bir rezalet!
Şu şeyin videoları vardı bir ara.
Bir kadın yetmez ,grup seks yapıyordu.
İzlemedim elbette ama ilk anda ' Bu ne ' diye düşüp anlayana kadar gördüm elbette bunlardaki cinsellikle kafayı bozma hallerini.
Hadi bunlar rezil rüsva da, ardına düşenlere ne demeli?
Sapıklık, sapkınlık ....
Ne ararsanız var bunlarda .
Akıl yoksunluğu mu desem bilemedim.
Öldün ve toprağa kondun, hepsi bu.
Yok öyle ölüsün ama ölmüyorsun, kadınlar falan...
Bunların beyni nerde olduğuna karar verememiş belli ki.
Bundan da nemalanıyorlar ya,
Pes!

24 Ocak 2025 Cuma

 Ucuz Ölümler Ülkesiyiz!

İk fotoğraf karesini ben çektim.Her ikisinde de ,iş güvenliği önlemi alınmamıştı.
Kamuya ait şu Kaymakamlık binasında 1 işçi düştü ve öldü örneğin.
Haber değeri bile taşımadı.
Diğer inşaatta ise düşüp ölen işçi oldu mu bilmiyorum ama inşaatın hiçbir noktasında iş güvenliği önlemi alınmamıştı.
Allah'a emanet yaşam olur mu?
Osmaniye/Düziçi ...
37 yaşında bir işçi, Ali Çar.
Sıva ustasıymış.
Şu inşaatta, herhangi bir iş güvenliği önlemini görüyor musunuz?
Göremediğimiz için işçi 5. Kattan düşüp ölmüş.
Bu inşaatı gören, denetleyen hiç kimse olmadı mı da, bu işçi öldü?
İş Cinayeti diyerek konu kapansın mı yani?
Bunun hesabı nasıl sorulacak, kim soracak?
Ölen öldüğüyle kalıyor bu ülkede.
Tıpkı, Bolu / Grand Kartal Oteli'nde ölen 78! mi acaba,ölenler gibi.
238 misafir dediler de, otelin çalışan sayısı kaç kişiydi ve onlara ne oldu?
Otelin yoğunluk döneminde ,stajyer öğrencileri getirip, sigortasız çalıştırdıkları da iddia ediliyor.
Eğer bu doğruysa ,sömestir dönemindeyiz ve o öğrenciler de geldiyse ...
Turizm Bakanı, Çalışma Bakanı, kongre yapan AKP' nin başının herhangi bir açıklama yaptığını duyan var mı?
Her şeyin sorumlusu Turizm Bakanı örneğin ..
Hiçbir sorumluluk almamak için ....
Bilmiyorum ki, artık ne demeli bunlara?

Tüm ifade