Bugün Pazar.

En sevdiğim gün.

Hayat nedir diye sormuşlar filozoflara, düşünürlere ve işte yanıtları:

-Dostoyevski- Cehennemdir

-Sokrates-Bir sınavdır

-Aristoteles-Akıldır

-Nietzsche-Güçtür

-Freud-Ölümdür

-Marx-Fikirdir

-Picasso- Sanattır

-Gandhi- Sevgidir....

Görüldüğü üzere, herkesin bir fikri var hayat üzerine ki, böyle olması da doğal.

Birbirimizin kopyası değiliz, hepimizin farklı özellikleri var.

Aynı yöne bakarsak çok sıkıcı bir hayat olurdu, değil mi?

Farklılıklarımızdır bizleri çekici kılan birbirimize.

Listeye bakıyorum da; bana en çekici gelen hangisi diye?

Elbette, Sanat!

Ama...

İşte bu ama kısmı en tehlikeli fikri barındırır.

Hayat, insanlara verilmiş, içinde her iyiliği,kötülüğü, hüznü, öfkeyi, mutluluğu barındıran bir sınav .

Aristoteles gibi akıllı olmazsanız, Nietzsche 'nin dediği kadar gücü taşımazsanız , Marx gibi fikir zengini olmazsanız , Freud' un fikri gibi, yaşamadan ölüme yürümez, koşarsınız.

İstediğiniz kadar Gandhi gibi 'Yolunuz sevgiden geçsin, sevgi pıtırcığı olun' yukardaki filozoflara kulak vermezseniz işiniz zor.

Ne demiş Mevlana; ' Yaşamak zor cancağazım '

Layıkıyla yaşamak, çevrenize ışık saçarak yaşamak zor değil çok zor.

İnsanların gözünde, iyi olsanız bir dert, akıllı olsanız bir dert, onların beklentilerini istedikleri yönde karşılamayın bir dert...

Dert çok yani.

Herkese yetişirken ,kendinize geç kalmayın da!

En iyisi Sanat!

Renkler, fikirler, uygulamalar, rehabilite...

İnsan, önce özüne bakmalı. En çok ne mutlu ediyor kendisini diye.

Kısmi plan da çok işe yarıyor.

Nasıl olsa, hayat da kendi planında o anlarda ya, ayrı konu.

İçinizden ne geliyorsa onu yapın ama kimseyi kırıp dökmeden, incitmeden.

Sonuçta; bu dünyaya bir kere geliyoruz, zararımız yalnızca kendimize olsun.

Varsın birileri de kötü olsun ama siz olmayın.

Ben değilim örneğin.

Bugün, kafama göre takılma günümdeyim.

Kime ne?

İyi Pazarlar...