13 Nisan 2015 Pazartesi

#Seçimler yaklaşıyor.Anketler,kavgalar,sataşmalar da başladı haliyle.Ekranda,onları izliyorum.Gölgelikten sıyrılamayan da var,eline geçirdiği her mikrofonu babasının malı sanan da.
Bir alkıştır gidiyor bakalım,haydı hayırlısı!
Seçimlerin sonucu ne olur?Kestirmek zor olsa da,neyin olmayacağını görürsek,belki daha kolay olur insanları ikna çabaları.
İnsan,hasta olunca,en yakın dostu kumanda oluyor elbette.Sabahtan,akşama kanallar ve zapping....
Peki,neler var toplumu uyandırmak adına ekranlarda?
Sabah kuşağında,din soytarıları var örneğin.Ekranlara çıkmanın bedelini parsel parsel malı götürerek sağlayan ve bunu cahil halkımızın aptalca sorularını sözümona yanıtlayan,kravatlı iş bitiriciler....
Hemen sonra,siyahlar içinde yas tuttuklarını söyleyen ama azzzz sonra çalgıyla göbek atmaya duran ve yaşlı ve tombul teyzelerin her gün abone oldukları,hastanede ne ara çalıştıklarını anlamadığımızı doktor ordusu,ekrandan anlattıkça anlatıyor da.....
Kim dinliyor belli değil.
Dedektifliğe soyunan Müge Anlı,akabinde,asgari ücretle ve yoksullukla yaşayan 30 milyon insanımızın çok yakından izlediği borsa haberleri.
Ekranları gören,toplumun borsada milyarları çeviren insanlardan oluştuğunu sanır.Bunca borsa haberi kime yapılıyorsa?
Ve yemek programları....
Çırptıkları kekin hamurunun yarısı kapta bırakan,evdeki bitmez,tükenmez malzemelerimiz,Brüksel Lahanası,Antrikot,Somon Balığı,Bonfileli tarifi veren,aynı tahtada et,muz ve çikolatayı doğrayan ve elini yıkamayan pasaklı aşçılar.....
Ve prime time zamanı.
Nerde o güzelim filmler,konserler,saygının ve nezaketin adresi söyleşiler?
Vurulmayla bir türlü ölmeyen Polat Alemdar'lar,illaki,entrikasız yaşanmayan aşkların dizileri,yalan,dolanla örülü aile ilişkileri,vıcık vıcık,ağdalı melodramlar.....
Biz,böyle miyiz sahiden?
Saltanat kayığında mı yaşıyoruz?Altın varaklı koltuklar,sofrada binbir çeşit yemek,7/24 şık abiyeler,altımızda lüks arabalar....
Bunlar mı Türkiye gerçeği.?
Hani,bizden,sıcacık insan öyküleri,nerde?
Bunlarsa gerçeğimiz ,haberlerde,elindeki filenin 12 lira olduğunu söyleyen ve içinde hiçbir şey olmayan fileyi tutan teyze mi yalan söylüyor?
Kapıldık,gidiyoruz bahtımızın rüzgarına ama bir felakete doğru sürükleniyoruz bilmem farkında mısınız?
Bir yanda 1150 odalı sarayda lüks içinde yaşayan azınlık,diğer yanda çöplükten sebze artığı toplayan halk.
Ne kadar adil bir film çekiliyor görüyorsunuz.
Hadi,rehavetimizi bozmayalım ve alalım elimize çekirdeklerimizi ve çitlemeye başlayalım.
Biliyorsunuz,fragmandayız daha.Film henüz başlamadı.
FİLMİN SENARYOSUNU DEĞİŞTİRMEYE NE DERSİNİZ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder