Gördüğüm tek yangın,çok küçükken,sağır-dilsiz bir yaşlı kadının tek göz kulübesi yanmıştı,onu izlemiştim film gibi ama hayat bir film karesi olmuyor büyüdüğünüz zaman.
Bu sabah,yangın yerine gittim.Meraklı kalabalığın içinden sıyrıldım ve tanıdığım esnafların perişan halini fotoğraflayarak belki bir yardımım dokunur diye;ki biliyorum hata yaptığımı ama belgelemek gerekiyordu olayı,üzülerek çektim bunları.
Polisi aradım ve bilirkişi gelene kadar alanı engellediğimi sanıyordum ama herkes gezmiş her şeyin üstünde meğer.
Neyse....
İtfaiyenin ihmali var mı bilmiyorum ama söylenene göre,vanayı açamayan,hortumu bağlayamayan görevli,tazyik sağlamayan hortum ve aracı çekemeyen itfaiyeci olur mu?
Yangının çıkış noktasıyla küle dönen dükkanların arasındaki mesafede bu yangın nasıl söndürülemez?
Spekülasyon çok olur bu durumda ama söylentiye göre,ordaki esnafa çıkmaları için baskı yapılıyormuş.
Doğruluğunu bilmiyorum,umarım da doğru değildir.
Babamın verdiği kerestelere baktım,yerdeki kasalar dolusu zeytinlere;aktarın küle dönmüş baharatlarından,erimiş tencere,çaydanlığa,bilgisayarcı gencin erimiş kasa ve monitörlerinden,ambalajcının yanmış ürünlerine baktım baktım....
Bırakın yangının zararını,küle dönen tarihe mi,ekmek teknesi giden onlarca insana mı,binbir emekle tezgahlara gelen ürünlere mi,neye yanalım şimdi?
Çok üzüldüm bugün,çok.
Bu yangın bize bir şeyleri de öğretmeli.Sigörta yaptırmayı,kaçak akım rölesini,gerekli bakım ve onarım aksamlarını ve işini iyi bilen insan faktörünü örneğin.
Önlenemeyecek bir yangın değildi bu.Kader diyerek geçemeyiz.
Yazık oldu,çok yazık!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder