Üşüyorum,üşüyorum,üşüyorum. :)
Cidden hava çok soğuk ve atölyem buz,buz
Çukurova'da kış mı oluyor diyenlerin ağzına terlikle vuracağım,bunu da yazayım da içimde kalmasın.

Atölyemde tiner ve sentetik boyalar olduğu için,iş güvenliği açısından ısıtıcı kullanmıyorum elbette.
Can güvenliği her şeyin önünde çünkü.Varsın üşüyelim.
İnsanın içini en çok ne ısıtır? Sıcak bir fincan çay ya da kahve değil mi?
Benimkisini ilk ısıtan şey bizim Gümüş oldu.
Islak burnunu cama dayadı,bana baktı.Beni hiç unutmuyor.Kapıyı açtım, 'Oğlum'diye başını okşadım.
Hayatım boyunca,Gümüş kadar güzel bakan bir köpek görmedim.
Sokak hayvanlarını elimden geldiğince besliyorum ve bana bakışlarındaki minnet duygusunu görüyorum ama bu köpek başka türlü bakıyor bana.
Belki de,bedeninin yarısı kırık haliyle kucaklayıp,veterinere koştuğum için beni seviyor;bilmiyorum ama sıcacık bakışı uzun zamandır kimsenin gözlerinde görmedim.
Hayvanlar,hayatımdaki birçok insandan çok daha iyi inanın.
Terbiyesiz,hadsiz,küstah,ayarsız değiller.Bir kap yemek,bir kap su onlara verdiğim.
Bana kazık atmak için fırsat aramıyorlar,terbiyesizleşmiyorlar,cahil değiller.
Hayvan deyip geçtiğimiz canlılar bunlar.Haksızlık ediyoruz hepsine inanın.
Hava çok soğuk,Gümüş de,bugünkü sevilmesini aldı ve uzaklaştı yanımdan.
Çalışmaya mola vereyim de,kendime bir fincan kahve yapayım ve şezlonguma uzanayım,sokağı seyredeyim azıcık.
Biraz daha gözlem lazım bana.
Üşümek de neymiş!

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder