Bugün Pazar...

En sevdiğim gün.

'Hayatınıza net insanları alın.

Yani, ne istediğini bilen,

Sözünün arkasında duran,

Ve sözüne güvenilir insanları alın.

Çünkü;

Net olmayan, dert olur!'

Bu sözü okuduğumda, hayatıma giren insanları düşündüm de...

Sizin de var mı, üstünüze dert olan insanlar?

Vardır illa ki!

Peki, nedir bu netlik durumu?

Net olmak, sevmek, saymak, işini doğru öğrenmek, yapmak, dürüst olmak, hayattan ne beklediğini ,neyi en çok istediğini bilmek, ona göre davranmak, yaşamak demek.

İnsan, yaş aldıkça hayatına giren insanları daha iyi analiz etmeye başlıyor elbette.

Deneyim dediğimiz şey de, tam da bu değil mi?

İşimizde, ailemizde, çevremizde, dostlarımızda, arkadaşlarımızda, ne istediğini bilmeyen, çaba harcamayan, yalnızca dert olan insanların çokluğu da bir dert değil mi?

Hayatı, ölümsüzmüş gibi, birilerinin yük ettiği dertlerle boğuşarak geçirmiyor muyuz?

Sokakta, caddede, hayatın içinde kimi dinlesem dert küpü sanki.

Küçük büyük, bitmiyor dertlerini dinlemek.

İnsanlar, kendilerini rehabilite ederken , karşısındakini ne kadar bunalttığını görmüyor.

Atsan atılmaz, satsan satılmaz insanlarla uğraşmak çok zor.

Beni en çok yoran, kurumsal ilişkilerdeki yetersiz, donanımsız, liyakatsız insanların çokluğu.

'Bu kadar da olmaz ' dediğim ne varsa yaşıyorum sayelerinde.

İnsanlar net değil. Sözünün arkasında duranı da henüz görmedim.

Hep bir lakayıtlık, karşısındakini önemsememe, sözünde durmama gibi saçmasapan, insana yakışmayan tutumları görüyorum ve hep şunu diyorum '

Seni buraya getireni de, sana bu makamları vereni de, seni adam yerine koyanı da....'

İnsanların geneli 'Net değil Dert' ve çoğu da oksijen israfı bana göre.

Atsan atılmıyor, satsan para etmezler.

Aynı göğün altında yaşamak ne zor bunlarla.

İyi Pazarlar...

i