Ülke gündemi öyle kötü ki, insan neyi düşüneceğini, nasıl yorumlayacağını bilemiyor doğrusu.

'Hiç mi iyi bir şey olmuyor ' derseniz, pek de iyi olduğu söylenemez.

Bugünün tek kazancı

Yeni, 2 adet zeytin, 1 adet de Avokado fidanı diktim toprağa, hepsi bu.

Atölyemi açtım, hamile kediler de dahil ortada hiçbiri yoktu.

Bölgede, kedi hastalığından söz ediliyor ama umarım sağ kalırlar.

Kediler için atölyemde bir kedi evi hazırlıyorum, gelince yaşasınlar diye ama elbette atölyemin dışında,

Tamam!

Besliyorum ama evde, içerde hayvan olmaz.

Yine akşam oluyor ve yine gökgürültülü yağmur başlamak üzere.

Dışardan, kuşların sesi geliyor. Yağmur geliyor kaçın mı demek istiyorlar bilmiyorum ama zeytinlere can suyu verdim ama yağmur da iyi gelecek üstüne.

Bencillik belki benimkisi. Çukurova çiftçisi kim bilir ne durumda şimdi bu yağmurlardan?

Umarım, onlara da bereketiyle gelir.

Atölyemde, ölüm yıldönümü olan büyük usta Kayahan şarkıları çaldım gün boyu.

Ne romantik bir şarkıcıydı. Çok da iyi şarkılar verdi elbette Türk Müziğine.

Bazı sanatçıların ölümü cidden erken oluyor. Bu kadar kalitesiz şarkıları, bu kadar berbat sesleri hak ediyor muyuz bilmem?

Her yerde kalite olmalı. İster müzik olsun, isterse hayata dair herhangi bir alan ama illa ki kalite!

Eve geldim, dışardaki yağmurun kasveti belki de, Sevcan Orhan' ın akustik türkülerini açtı, hala da çalıyor bir yandan.

Ne güzel bir ses ve ne güzel bir yorumcu.

' Yar demedin' den giriyor türkülere, Gitti Canımın Cananı, Yazın Yağar Kar Başıma ...' diye devam ediyor.

Ne zengin bir coğrafyada yaşıyoruz, istesek dünyayı tersine çeviririz ama o algıda insanlar nerde?

İnsanı çok yoruyor.

Hayır!

Hayat değil, gereksiz insanlar çok yoruyor.