Portakal Çiçeği Karnavalından...

13 yıldır düzenlenen ve yalnızca Adana'nın değil ,Türkiye' nin yüz akı olacak bir karnaval projesi ama yıllar geçtikçe anlamından bir şeyleri kaybediyor.
Lezzet Festivali var zaten ama Portakal Çiçeği Karnavalı'nı, az kaldı Lezzet Festivali yapmalarına.
Her taraf kebap kokuyor.
Oysa, karnaval da ;
Yemek de olur ama karnaval başka bir şey.
İnşallah, ömür yeter ve belediye ile anlaşabilirsem , birkaç yıldır planladığım Turunç Festivali'ni gerçekleştireceğim.
O kadar Turunç Ağacı boşuna dikilmedi , değil mi?

ATATÜRK PARKI'nı da, MERKEZ PARKı'nı da gözlemliyorum günlerdir, kendimi Abidin Dino Parkı 'na ve bölgede yerleştirilmiş, daha çok Kübizm akımından etkilenmiş heykellerin arasına atınca nefes aldım, itiraf ediyorum.
Ama bu karnavalı, ayrıntılı yazacağımı da belirteyim.
Ali Haydar Bozkurt ' un şahane bir fikri bu karnaval ama içeriği de aynı kalitede olmalıydı kanımca.
Eskiden, yani çocukluğumda, Gazipaşa'da, Cemalpaşa' da çok güzel bahçeli evler vardı,öykülerinin anlatıldığı ama her yeri betona dönüştürme merakındaki insanoğlu yüzünden her yer koca koca binalarla doldu artık.
Yürürken, bu eve rastladım.
Öyle hüzünlüydü ki, bahçedeki havuzu, duvarları, ağaçları.
Bu evin öyküsünü merak ettim doğrusu.
İçinden kimler kimler geçti kim bilir?
Ya da, ev kimlerin içinden geçti acaba?
Kalan üç-beş evi korumalı.
Evler, mazidir.
Evler, yaşanmışlığın izlerini taşır.
Evlerin öyküleri vardır, yazılması gereken.
Şu evler ne kadar değerli, çoğunluğun önünden bakmadan, telaşla geçtiği.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder