20 Haziran 2017 Salı

#Çukurova'da yağmur var ve hava mevsim için hiç normal değil.
Küresel ısınmanın getirisi bunlar.
Balkondan bakıyorum,yoldan akan sel demeyeceğim;toprak, içimi acıtıyor.Geçen yağmurda da,selde bir yılan akıyordu şehrin içinden.
Bunlar,normal şeyler değil.
Yağmur,sağanak olunca,çayımı aldım ve gecenin karanlığında balkonda bu binayı seyrettim.Nasıl da yalnız ve viran bir halde bu bina.
Birkaç yıldır,bu binanın eğitim müzesi olması için çalışıyorum.1909 yılında İspanyollar tarafından yapılmış,okul,kilise,sağlık birimi olarak kullanılmış,şimdilerde yıkılmayı bekleyen şahane bir bina bu.
Çatısı çökmüş,içinde farelerin cirit attığı,kafamdan yarasaların uçtuğu bir yalnız yapı.
İçini fotoğrafladım,sarnıcı,su deposu ve bir zamanlar Ermenilerden başlayarak,Fransız ve Türk komutanların karargahı olmuş,Selanik göçmenlerinin konakladığı özel bir bina.
Yağmurun altında,hava hiç Çukurova'ya yakışmayan Haziran soğuğunda,elimde çay bardağım,karşımda bu mahzun bina.....
Buranın eğitim müzesi olması şart!
Az daha kalırsa yakacaklar çünkü.
Oysa,taşların arasındaki kuş yuvalarını izlemeyi her sabah ve öğrencilik anılarımı tazelemeyi seviyorum.

Ben bu binayı seviyorum aslında.
Binaları yalnızca taş mı sanıyorsunuz?
Bu bina yaşıyor hala ve ben daha da yaşaması için elimden geleni yapacağım!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder